onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Levent Uysal Yazio: Yaratıcı Liderin Yaratıcı Beyni

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Levent Uysal Yazio: Yaratıcı Liderin Yaratıcı Beyni

Levent Uysal
17.01.2022 - 23:05 Son Güncelleme: 25.01.2022 - 10:13

Nişantaşı Üniversitesinde “Neotech” vizyonunu ortaya koyarken şöyle düşündüm: Yaratıcılık olmazsa yaşam olmaz. Hayat, ancak yaratıcı olduğumuzda bize geri dönüş sağlar. Yaratıcı olmadığımız sürece, bir hedefimiz olamaz.  Yaratıcılık, seçim kriterlerine odaklanmamızı sağlıyor. Daha iyi yapmaya doğru bir hedef koymayı sağlıyor. Umudu var ediyor. Diyelim ki herkes 65 yaşında ölecek, herkes bunu biliyor. Yalnızca buna odaklanırız. Oysa bilmemek bunu, bize umutlar veriyor, daha uzun yaşama, daha sağlıklı olma umudu veriyor en basitinden. Makineler bu yüzden de dünyayı yönetemez. Onun sonu belli; ya pili bitecek ya bozulacak ya da daha iyisi çıkacak. Bizler kendimizi kodluyoruz, kendi geleceğimizi üretiyor. Makineler ise bizim tarafımızdan üretiliyor. 

Bazı insanlar yaratıcılığın bir armağan olduğunu düşünür; dünyada sadece belirli sayıda insana verilen bir armağan… Vincent Van Gogh, Ludwig Van Beethoven, Toni Morrison ve Annie Leibovitz gibi isimlere verilen bir armağan…

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Ama gerçek şu ki; yaratıcılık bir hediye değil, bir yeti, öğrenilebilecek ve geliştirilebilecek bir yeti.

Ama gerçek şu ki; yaratıcılık bir hediye değil, bir yeti, öğrenilebilecek ve geliştirilebilecek bir yeti.

Yeter ki doğru öğreti ve deneyim yolları bulunsun, çaba ve çalışma ile bir araya gelsin. Peki, bu doğru öğreti ve deneyim yolları nedir, nasıl daha yaratıcı olabiliriz, yaratıcılığımızı nasıl geliştirebiliriz?

Araştırmalar gösteriyor ki, beynimizde yaratıcılıktan sorumlu üç ağ var: odak ve dikkatten sorumlu olan yönetici dikkat ağı, hayâ ve hayal kurmaktan sorumlu olan hayal ağı ki adından da tahmin edilebilir ve beynimizde saklanan bilgiler ile çevremiz arasında bağlantı kurmaktan sorumlu olan çıkıntı ağı. Daha yaratıcı hale gelmek istiyorsak eğer, bu üç ağı da meşgul etmenin yollarını bulmak gerekiyor.

Yaratıcılık pratiği yapmak için herkese uygun tek bir yol vardır diyemeyiz. Koşmak gibi düşünün: nihai amaç daha iyi bir koşucu olmaktır, ancak oraya ulaşmak için birçok yol vardır. Farklı antrenman şekilleri, farklı koşu teknikleri, farklı mesafe hedefleri… Hangi yolu seçerseniz seçin, doğru uygulama ve asla pes etmemeyle birlikte, daha iyi bir koşucu olma amacına ulaşırsınız. Yaratıcılık için de aynı şey geçerli. İstediğiniz sonuca bağlı olarak uygulayabileceğiniz tonlarca farklı yaklaşım var ve her yaklaşım size farklı türde bir yaratıcı destek sağlayacaktır.

Peki, bu uygulamalardan bazıları tam olarak neye benziyor? Daha yaratıcı olmak için yapabileceğiniz bazı somut şeyler nelerdir?

İlk adım olarak, son derece kolay bir şekilde süreklilik sağlayabileceğiniz (eğer uygularsanız tabii) bir metot önerelim: takviminizde yaratıcılık pratiği yapmak için yer ayırın. Tıpkı diğer önemli planlarınız gibi, yaratıcılığı ajandanıza ekleyin. Ekleyin derken, gerçekten ekleyin demek istiyoruz. Mesela her Salı saat 14.00-15.00 arası. Bu saat geldiğinde yaratıcı bir projeyi takip edin ve üzerinde çalışın. Bir kitap için beyin fırtınası yapmak, yazmak, çizmek, basit bir boyama bir proje haline gelebilir. Bunu uyguladığınızda, diğer işlerinizi de daha efektif ve kolayca yapabileceğinizi de göreceksiniz.

Sıkılın. Evet, evet, sıkılın. Çok kolay görünüyor değil mi, ama aslında değil çünkü çoğu insan meşguliyeti, bir şeref rozeti haline getirmiş durumda ve hep takıyor. Günün her saniyesi programlı veya programlıymış gibi gösteriliyor, programlanmamışsa da o süre programlama yapmaya ayrılıyor. Evet, bazen boş zaman yaratmak elimizde değil gibi, ancak herkes bu boş zaman işine saygı duyup bunun önemini kavrayabilse, o zaman gelişme ve ilerleme çok daha mümkün olacak. İşler yetişsin acelesi içerisinde boğulan insanlar, işleri daha da uzattıklarının ve standart hale getirdiklerinin farkında değiller. Sürekli meşgul olduğunuzda beyninize dolaşması için yer bırakmıyorsunuz çünkü.

Daha yaratıcı olmak istiyorsanız, sıkılmanıza izin verin.

Daha yaratıcı olmak istiyorsanız, sıkılmanıza izin verin.

Sıkıldığınızda, beyninizin hayal ağını aktive eden hayaller kurabilirsiniz. Çalışmalar, can sıkıntısının yaratıcı düşünceye yol açtığını ve bir dizi yeni, yaratıcı fikirlere ve yeni, yaratıcı düşünme yollarına yol açabileceğini gösteriyor.

Üçüncü yöntem olarak, takıldığınız ve ilerleyemediğiniz projeye, alışılmışın dışında olan bir zaman diliminde yaklaşmayı deneyin. Zihniniz duraksadığında, yeni bağlantılar kurmanız ve projeye farklı açılardan bakabilmeniz için, bir farklılığa ihtiyaç duyarsınız. Beklenmedik bir zamanda çalışmak, sizi bu ihtiyaç duyduğunuz farklı düşünceye itebilir. Bu, beyninizin çıkıntı ağını etkinleştirerek bilgi bankalarınız ve çevre arasında yeni, beklenmedik bağlantılar kurmanızı kolaylaştırır. 

Yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre, daha az dikkatli ve uyanık olduğunuzda “içbgörü problemlerini” (yaratıcılık gerektiren problemler için psikoloji-konuşma) çözme olasılığınız çok daha yüksek. Bu anlamda, geceleri yaratıcı problemleri çözmede daha etkili olabilir. Bunun nedeni, yaratıcı düşünmenin beynin farklı alanlarını gerektirmesidir, dikkatli ve odaklanmışken problemlerle uğraşmak isteseniz de, daha yaratıcı problemler aslında daha rahat bir zihinden faydalanabilir. Kısacası, bir projeye takılı kalırsanız, beklenmedik bir zamanda üzerinde çalışmayı deneyin. Bu basit zamanlama geçişi, farklı düşünmenize yardımcı olabilir, bu da projeyle başa çıkmak için gereken yaratıcı çözüme yol açabilir.

Dördüncü olarak basit bir yürüyüş önerebiliriz. Bir sorun hakkında farklı düşünmenizi mümkün kılan şey bir alan değişikliği olabilir, aynı zaman değişikliği gibi. Kolay ama etkili. Yürüyüşe çıkmak, yaratıcılığınızı artırmak ve yeni düşünme yollarını teşvik etmek için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biridir. Araştırmalar, basit bir yürüyüşün yaratıcı çıktıyı %60’a kadar artırdığı gösterilmiştir. Büyük olasılıkla dışarıda zaman geçirmek beynin yaratıcılık ağlarının üçünü de etkinleştirebilir; nereye gideceğinize odaklanmanız gerektiğinden yönetici dikkat ağına girersiniz; hayal ağını aktive eden hayal kurmakta özgür olacaksınız ve ortamınızdaki tüm yeni uyaranlar çıkıntı ağını aktive edecek. Yürüyüş sırasında mutlu bir müzik bile istediğiniz yaratıcılık etkisini güçlendirecektir.

Beşinci ve en zor olan: konfor alanınızın dışına çıkın, yaratıcılığı burada deneyimleyin. Örneğin resim yapmaktan hoşlanıyorsunuz, belki de ressamsınız; o halde şiir yazmayı deneyin ya da yeni bir enstrüman çalmayı. Yeni bir şey denediğinizde, beyninizin yeni bağlantılar yaratmasına ve yeni bir yaratıcılığa ilham vermesine neden olabilirsiniz. Bu yeni deneyim, asıl alanınızdaki yaratıcılığını arttıracaktır.

Ne yaparsanız yapın asla vazgeçmeyin ve yaratıcığınızı bulup geliştirdikten sonra bunu garanti sanmayın! Bulduğunuz yeni yeti, kolayca kaybedilebilir de. Sizin bir gün bıraktığınız yaratıcı düşünce, sizi bir hafta bırakır. Bu süreç uzarsa, sizden sonsuza kadar ayrılabilir de. Çalışın, çalışın, çalışın ve yeniden çalışın. Yaratıcılığı sadece bir hobi olarak da düşünmeyin! Yaratıcı yeti, yaşamınızın her alanına katkı sağlayacaktır.

Instagram

Twitter

Web

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
1
1
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın