onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Marcus Graf Yazio: Bir Sanat Eseri Ne Kadar Eder?

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Marcus Graf Yazio: Bir Sanat Eseri Ne Kadar Eder?

Prof.Dr.Marcus Graf
03.10.2020 - 13:17 Son Güncelleme: 14.10.2020 - 14:25

Bu günlerde sanat dünyasında ressam Alican Leblebici ve onun bir eserini satın alan bir koleksiyoncu arasında yaşanan olay konuşuluyor...

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Alican 1989 yılında Adıyaman'da doğdu. Şu anda ise İstanbul'da çalışıyor ve yaşıyor.

Alican 1989 yılında Adıyaman'da doğdu. Şu anda ise İstanbul'da çalışıyor ve yaşıyor.
www.instagram.com

Eğitimini 2009 – 2013 yılları arasında Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Bölümü lisans ve 2013 yılında Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği yüksek lisans olarak tamamladı. Alican okuldan mezun olduktan sonra sanatseverlerin, uzmanlarının ve koleksiyonerlerinin dikkatini çeken hiper gerçekçi tablolarıyla kısa sürede sanat dünyasında tanınan bir isim haline geldi. Şimdilerde ise kendisi geleceğin çağdaş sanatçıları arasında sayılan isimlerden biri.

27 Eylül'de Leblebici, Instagram'da büyük portrelerinden birini satın almak isteyen bir koleksiyoncuyla yaptığı satış konuşmasına atıfta bulunduğu bir gönderiyi paylaştı:

Sizin de bildiğiniz gibi eserini satmak bir sanatçı için ekonomik bir başarıdan çok daha fazlasıdır. Gerçekten de satış yapmak sanatsal sürecin devamlılığını sağlar. Ayrıca özellikle de genç sanatçıları sanat dünyasında kendine özgü bir yer bulma mücadelesine devam etmeye teşvik eden bir takdir ve olumlu bir geri bildirim anlamına gelir. Ama Alican'ın bu satışı sanat dünyasının etik dinamiklerini sorgulayan performatif bir etkinliğe dönüşmüş oldu. Alican'ın eseri sayesinde sanatçı ve koleksiyoner arasındaki ilişkiyi tartışabildiğimiz gibi aynı zamanda da sanatın ekonomisini de konuşmaya başladık, ki bu da aslında oldukça olumlu bir durum. Neyse, Alican'ın Instagram gönderisinin altında satış işlemiyle ilgili yazdıklarına bir göz atalım:

“Geçen hafta bir koleksiyoner bu resmimi beğendiğini ve ilgilendiğini söyleyerek satın almak için benimle iletişime geçti. Ardından telefonla da konuştuk. Sanat piyasının iyi olmadığından, satışların durduğundan, pandemiden vs. konu açıldı. Eserin fiyatının da bu bağlamda yüksek olduğunu söyledi. Bağımsız bir sanatçı olduğumu ve galeri satış payının olmaması gerektiğini söyledi. Ben de kabul ettim. Sözleri bir hançer gibi yaralamıştı beni. Ben de koleksiyonerin isteği üzerine %50 indirim yaptım. Tabii koleksiyonerin ön göremediği şey benim eserin de yarısını vermeyeceğimdi. Eseri tam ortadan ikiye kestim ve paketleyip gönderdim. Zaten bir kaç gün sonra büyük bir panikle beni arayıp, tuvalin yarısının kesildiğini söyledi. Sesi resmen titriyordu. Tuvali neden kestiğimi şöyle özetledim: ‘Sanat piyasası iyi değil , satışlar durma noktasında, temsil edildiğim bir galerim yok, bağımsız bir sanatçıyım ve bir de pandemi elbette...” 

Alican'ın ifadesi ne kadar eleştirel ve değerli olsa da yazısının altındaki yorumlar da bir o kadar ilginçti.

Alican'ın ifadesi ne kadar eleştirel ve değerli olsa da yazısının altındaki yorumlar da bir o kadar ilginçti.
www.instagram.com

Büyük bir çoğunluk Alican'ın sanat piyasasının ezici etkisine, ekonomisine ve koleksiyoncunun sanatın hamisi rolüne karşı sanatsal bir isyan eylemi olarak onun bu davranışını överken bazıları da Alican'ın bu hareketinin bir dolandırıcılık olduğunu ve alıcı ve sanatçı arasındaki sözlü sözleşmeyi ihlal etiğini ifade etti. Hatta bazıları da onun bu hareketini ucuz ve popülist bir tanıtım hamlesi olarak nitelendirdi.

Aslında her iki taraf da kendi etik kaygılarıyla sanatçının üretici ve koleksiyoncunun alıcı olarak rolünü tartışmaya başladı. Nitekim, hukuk ve iş anlaşması açısından Alican, sözleşmesini bozduğu ve söz verilen işin yalnızca yarısını teslim ettiği için hatalı olarak değerlendirilebilir ama öte yandan koleksiyonere büyük bir medya ilgisi kazandırarak yeni kavramsal bir anlam kazandırmış da oldu.

Banksy'nin 2018'deki Sotheby Shredding'in 'Love is in the Bag' adını verdiği 'Kırmızı Balonlu Kız' gibi aynı bu eser de ülke çapında tanındı ve aynı zamanda Banksy'nin durumundaki gibi işe büyük bir ekonomik değer de kazandırdı.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Böylece aslında Alican'ın eseri, sanatsal külliyatının sıradan bir eseri olmanın ötesine geçti. Resim hiper gerçekçi bir portreden fazlası olarak sanat piyasasının baskısına karşı eleştirel bir açıklama oluşturdu ve koleksiyonerlerin, sanatçıların profesyonel yaşamları üzerindeki etkisini sorgulattı. Bu anlamda eserin bağlamsal çerçevesini genişleterek estetiği aşan kavramsal bir boyut kazandığını söyleyebiliriz. Yani aslında koleksiyoner resmin yarısını alarak talep ettiğinden çok daha fazlasına sahip olmuş oldu. 

Ben bir koleksiyoner olsaydım resmin bu halinden de eskisinde olduğu kadar memnun olurdum. Belki başta şaşırır ve sinirlenirdim ama sonrasında bu duygular beni bir öz değerlendirmeye iterdi. Her neyse, bu hareket aslında sanat medyanın ilgisini çekmenin yanı sıra resmi de kavramsal tabanlı bir anlama dönüştürmüş oldu. Bu da 'sanat sanat içindir' anlayışının da ötesine geçerek insanların sanat ve onun sosyal bağlamları arasındaki ilişkiyi sorgulamasına yol açmış oldu. Aslında bu durum, esere biçimsel ve estetik meselelerin ötesinde anlam veren resmin muazzam bir yönüdür.

Gönderinin altındaki yorumlarda bazıları resmin diğer yarısını satın almak istediklerini söylediler. Bazıları da bütçelerinden dolayı sadece resmin birkaç santimetresini alabileceklerini ifade ettiler.

Gönderinin altındaki yorumlarda bazıları resmin diğer yarısını satın almak istediklerini söylediler. Bazıları da bütçelerinden dolayı sadece resmin birkaç santimetresini alabileceklerini ifade ettiler.
www.instagram.com

Tüm bu eğlenceli öneriler, sanatın değerinin ne olduğu ve satış fiyatını kimin belirlediği sorusunu bizlere tekrar hatırlatmaya başlamış oldu. 

Alican'ın olaydan ve viral olmasından memnun olup olmadığını ya da koleksiyoncunun olayların nihai sonucu hakkında ne düşündüğünü bilmiyorum. Ama yine de ben koleksiyoncunun yerinde olsaydım eseri elimde tutar ve 'iki' yüzde 'iki' yüzlü bu yarı yarıyalıktan mutluluk duyardım.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
34
8
7
2
1
1
1
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
ALASKAR

Oldukça asil ve adil bir cevap, çok yerinde...