Oğuzhan Uğur'un Ülke Gündemiyle İlgili Yaptığı Paylaşım Viral Oldu
Ekrem İmamoğlu'na açılan soruşturmaların ardından yaşanan diploma iptali ve seri gözaltı kararları hakkında pek çok kişi kendince çeşitli adımlar attı. Protestolar düzenlendi, bazı yayınlar ertelendi, aksiyonlar alındı. Geçtiğimiz gün Babala TV kurucusu Oğuzhan Uğur da sansüre dikkat çekerek “Bu ortamda kimsenin sesini duyurabileceğimizi sanmıyoruz” açıklamasıyla tüm yayınlarını iptal ettiğini açıkladı.
Toplumda karşılığı olan ve gündeme düşen programların da yer aldığı programları ertelediğini şöyle duyurdu;

Bugün yayına girecek olan ve sözü Grand Kartal Otel Yangını mağdurlarına bıraktığımız Mevzular Açık Mikrofon Özel programını, Cuma yayınlayacağımız Saygı1 Mor ve Ötesi bölümünü ve hafta sonu yayında olmasını planladığımız, sözü geçtiğimiz haftalarda katledilen Mattia Ahmet Minguzzi’nin sevgili annesi Yasemin Minguzzi’ye ve geçtiğimiz aylarda katledilen Ata Emre Akman’ın sevgili annesi Zuhal Akman’a bıraktığımız Mevzular Açık Mikrofon programlarımızın yayın tarihlerini ileri bir tarihe erteliyoruz. Bu ortamda kimsenin sesini duyurabileceğimizi sanmıyoruz.
Ardından içini Instagram hesabına döktü.

Bir günde mi geldik bu gündeme?
2024 yılında şöyle bir şey yazmıştım, -‘Halk buna asla izin vermez! Gereken cevabı verir’ dediğim her şeye susuldu, izin verildi. Nedir bu milletin kırmızı çizgileri hiç anlayamadım. Var mı onu da bilmiyorum. İnşallah vardır. Ses çıkartacaksanız hemen başlayayım konuşmaya. Ha buna da susulacaksa hiç yormayayım kendimi. Bana patlıyorlar sonra, yapayalnız kalıyoruz vurduklarında.- Demiştim. Öyle anlık bir serzeniş değildi bu. Yıllar vardı altında.
Hatırlar mısınız?

Ergenekon ve Balyoz kumpası öncesinde TV’lerde sabah akşam darbe belgeselleri yayınlanıyordu. Milleti darbe belgeselleriyle şişirip, üzerinden onlarca yıl geçen darbeleri, henüz geçen hafta olmuş gibi haber yapıyorlardı. Öyle çok darbe konuştular ki, artık ordusunu, askerini savunana ‘darbeci’ diyebiliyor, kumpası protesto etmek için elinde Türk bayrağıyla sokağa çıkanları örgüt üyesi ilan edebiliyorlardı. Darbe haberleri yapan gazeteciler kumpaslar için ‘temiz eller’ başlığı atmaya başlamış, ülkenin bu operasyonlarla nasıl aydınlığa çıkacağını konuşuyorlardı. Tüm bu yaşananlara karşı çıkanlar yargılandı, halk düşmanı ilan edilip sindirildi. Beklenen büyük tepki gelmedi. Çünkü insanlara ‘darbeci’ demek normalleşti. Hiç unutmam, ben mahkemeye giderken gündemde maç vardı, Ezel(dizi) vardı. Sonrasını hepimiz biliyoruz.
Şimdi haberlerde Gezi olaylarını tartışıyoruz.

TV’ler, Gezi sanki henüz geçen hafta olmuş gibi yayınlar yapıyor. Öyle çok Gezi konuşuldu ki, sokağa çıkana rahatça ‘eylemci, hain, ajan’ denebiliyor. Kişileri değil, yapılan hukuksuzluğu protesto edenleri ‘şunun adamı, bunun adamı’ diyerek sindiren bazı isimler, yine yaşananlara ‘temiz eller’ başlığı atabiliyorlar. Ne derlerse desinler. Halkın, oy verdiği insanların akıbetini sorması, sorgulaması ve savunması haktır.
Şimdi makbul olan susmak mı, haykırmak mı? Haykırırsanız gündemde siz mi olacaksınız, diziler mi, maçlar mı?
Bence temel sorun mecliste değil, aynalarımıza yansıyan bizlerde.
Bu ülke bu gündeme bir günde gelmedi. İlk susulanla çıktık yola.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Bu miletin kırmızı çizgisi paradır. Mutfakta tenceresi kaynıyorsa yan odada anasına ne yapıldığının pek de önemi yoktur.
O Parayı da direkt cebinden alırsan ancak farkedebiliyor, maaşından kes vergi olarak al onun bile bilincinde değil. Söylediklerin doğru, acı ama gerçek.
👏👏her zaman ki gibi doğru
Üzgünüm ATAM, bu milletten bi halt olmaz 😞