Pelin Çini Yazio: Arif Verimli: "Hiçbir Cinayetin Ağır Tahrik İndirimi Olmaz!"
Bugün sorularımı Psikiyatrist Prof. Dr Arif Verimli'ye yönelttim. Onunla pandemi sonrası psikolojimizi, her gün daha da artan kadına şiddet vakalarını ve ardında yatan olası sebepleri konuştum. Ve tabii ki gündemdeki o MALUM soruyu sordum: 'Cinnetin, cinayet işlemenin hafifletici bir sebebi olabilir mi?'
- Hocam antidepresan kullanımı çok arttı. Pandemi psikolojimizi kötü etkiledi sanırım....
- Mesela ben ses seviyesi yükselmeden yaşanan bir tartışmaya uzun zamandır şahit olmuyorum. Covid'den sonra daha sinirli olduk diyebilir miyim?
- Bağırmanın haklı olmak olduğunu mu zannediyoruz biz? Bizimle aynı başka toplumlar var mı?
- Türk milletinin psikolojisinin temel unsurları nelerdir? Bizim hassasiyetlerimiz neler?
- Kadınların yaşadığı şiddetin ardındaki sebep toplumsal namus kavramımız mı?
- Kadın cinayetleri ve son yıllarda bu acı olayların göz önünde olmaları hakkında ne demek istersiniz?
- Bir kişi sevdiği insana zarar veriyorsa, verebiliyorsa bu onun ruh sağlığı hakkında bize nasıl bilgiler verir?
- Ağır tahrik indirimi bu aralar çok konuşuluyor. Cinayetin/cinnetin "indirimi" olur mu?
- "Herkes biraz delidir" dedi geçenlerde biri. İnsanların yüzde kaçında psikolojik sorun var?
- Terapiye gitmek artık daha "normal"leşti. Eskiden "Deli doktoru" yaftası vardı...
- Bir kişi kendinde hangi 5 özelliği tespit ediyorsa ertelemeden terapiye gitmelidir?
- Yaşam koçlarına dair fikirleriniz neler? Aralarında yöntemlerini başarılı bulduğunuz isimler var mı?
Yaşam koçu olmak için herhangi üniversite herhangi bölüm eğitim alanı yoktur. Bilimsel bir eğitim alanı yoktur. Yaşam koçu diye bir meslek tanımıyorum. İnsan ilişkileri iyi olan, girişken, biraz kitap okumuşluğu olan, dünyada güncel olup bitene hakim, kendini etkili sayan bireyler kendilerini yaşam koçu olarak tanıtıyorlar. Yöntemlerini başarılı ya da başarısız bulduğum kimse yok.
- Senelerce TV'de sizi izledik. Devam edecek misiniz ya da YouTube projeleri var mı?
Çok fazla teklif alıyorum ama artık daha fazla seçiciyim. Değerlendiriyorum. YouTube'dan da çok teklif geliyor, bakacağız.
- YouTube demişken; sosyal medya mecralarının insanlar üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir kuşak bu uygulamalarla büyüyor...
Teknolojinin ve internetin yaşamımız üzerindeki etkisinin tekerleğin icadı
kadar önemli olduğunu buluyorum. Dünyadaki her şey iyiye kullanıldığı gibi kötüye de kullanılabilir. Tercih yapmak elimizde. Örneğin klinik bir su zehirlenmesi tablosu var. Oysaki bu aşırı sıcak yaz günlerinde susuz yaşanır mı? Her şeyin fazlası zarar. Herkes kontrolsüzce davranıyor. Çocuklara anaokulunda kendini kontrol etme becerisi verilmeli. Z kuşağı da biraz zamanla doğaya aşık, özgürlüğe düşkün, susmayan bir kuşak olarak yolunu bulacak. Z kuşağını seviyorum. Ama benim favorim Y kuşağı. Y kuşağının hazin buluyorum. Düşünsenize ömürleri ÖSS ve ÖYS başarısıyla ölçüldü… Dünyayı değiştirmek istediler ama ev kredisi ödüyorlar; bir Z kuşağı karizmaları yok, asıl güç Y kuşağı... Farkında değiller.
- İnternette linç edildiği için intihar eden gençler var. Ya da bir fotoğraf çektirmek uğruna hayatını kaybedenler... Bu böyle gidecek mi? Yoksa zamanla bu furya da durulacak mı? Nasıl öngörüyorsunuz?
Sıra dışı ve ekstraordiner kişiler hep vardı ve var olacak. Bunlar sayıca az, etkileşim bağımlıları ve tedavi gerektirmektedir. İnternet gibi bir olgunun kullanımının bizim elimizde olduğunu söylemiştim. Bu insanın kişilik yapısıyla ilgilidir. Çoğunluğa genellenemez. Linçe de uğranır bu mecrada. Bu mecrada karşımıza balta girmemiş orman gibi her şey çıkabilir. Önemli olan ruhsal sağlamlık, kişilik ve karakterinizin ne olduğudur. Bence bu furya durmaz.
Yorum Yazın