Süslü, uzun cümleler kurmanız gerekmiyor. Yazdığınız cümlelerin anlamları, birbirlerini takip ediyor olmaları ya da konu bütünlüğü bile önemli değil.
Ortaokulda edebiyat dersinde bize yaptırılan bir çalışma vardı. Önümüze beyaz bir kâğıt alıp kalemi kâğıdın başına yerleştirdikten sonra HİÇ BAKMADAN bir dakika boyunca aklımıza gelen her şeyi ama HER ŞEYİ arka arkaya yazmamız istenirdi, bir dakika boyunca “Saçmalamak serbest.” derlerdi.
Ben seneler sonra o, “saçmalamak” denilen şeyin kıymetini anladım. Henüz ergenliğe girmişken, aklımıza gelen her ne var ise onu ÖZGÜRCE ifade edebilmemiz için tanınan o bir dakikanın bizi ileride hangi durumlardan çekip alacağını bilemezdik tabii. Ama eminim diğer sınıf arkadaşlarım da şu an bana hak veriyorlardır. Çok klişe olacak ama doğru: İnsan bazı şeyleri anca 40’ından sonra anlıyor. Anlamlandırabiliyor…
“Yazın” diyorum ya en azından bu bahsettiğim çalışmayı deneyin. İnanın aklınızdan geçtiğini bilmediğiniz, farkında olmadığınız duygu ve düşüncelerle tanışacaksınız. “Aman canım şimdi ne anlatacağım yahu?”, “Yazacak ne var ki?” diye oturduğunuz masadan kendinize dair sürprizlerle kalkacaksınız. Çünkü ne yazık ki hepimiz kendimizi tanıdığımızı sanıyoruz. (Burada anahtar kelime “sanmak”) Öyle zannediyoruz. Kafamızda belirlediğimiz, belirlememize SEBEP OLUNMUŞ kimlikler var ve onlara en yakın hale gelmeye gayret ediyoruz.
“Bunu sevmem, bunu ASLA yapmam, buna bayılırım” gibi onlarca yargıya sahibiz kendimiz hakkında. Ancak size hem iyi hem de kötü bir haberim var: O dağ gibi sarsılmaz sandığınız kalıplarınız aslında yok, aslında her gün yeni baştan şekilleniyorsunuz, yine klişe olacak ama aslında her gün yeniden doğuyorsunuz. Yani siz zannettiğiniz KİŞİ DEĞİLSİNİZ.
Ha iyi haber ise şu: Bunu görmeyi ANCAK isterseniz başarırsınız. Hani astrologların çok sık kullandığı bir tabir var ya “Bu dönem birtakım yüzleşmeler yaşanabilir” diye. İşte o yüzleşme hali, aynada kendine bakabilmek hali, aklından geçen her şeyi iyi ya da kötü diye etiketlemeden görebilmek hali ancak siz isterseniz olur. Epey cesaret gerektiren bir durumdan bahsediyorum. Her babayiğidin harcı değil. YİYORSA YAZARSINIZ.