Ramazan Ayının Vazgeçilmezleri! Geleneklerle Güzelleşen Ramazan
On bir ayın sultanı Ramazan geldi, hoş geldi! Bin aydan daha kıymetli olduğu bilinen Ramazan, bereketi, rahmeti ve saymakla bitmeyen faziletiyle yüreklere huzur da getirdi. Manevi bir arınma, birlik ve beraberliğin de ayı olan Ramazan'a özel öyle şeyler var ki her yıl tadı damağımızda kalıyor. Bir ay boyunca tadını çıkardığımız kimileri yüzyıllara dayanan geleneklerle Ramazan'ın olmazsa olmazlarına birlikte göz atalım!
Hazırsanız, başlıyoruz: 'Hoş geldin ya şehri Ramazan...'
1. Tüm aileyi bir araya getiren iftar sofraları
Küslüklerin son bulduğu, tüm ailenin bir araya geldiği ve herkesin aynı anda sofraya oturduğu yegane zamandır Ramazan. Akşam ezanının okunmasını bekleyen ev ahalisi bir yandan sofrayı kurar, bir yandan dualar eder, bir yandan da sevgi ile günün yorgunluğunu atmaya çalışır.
Ezanın başlaması, topun patlaması derken sofrada bir araya gelir yürekler. Dualar okunur, niyetler edilir ve kmi bir yudum su ile kimi hurma ile açar orucunu. Her sofradan farklıdır Ramazan ayında iftar sofraları, daha sıcak ve samimidir.
2. Oruç açmanın en lezzetli yanı: Hurma
Ramazan ayı ile özdeşleşmiştir hurma. İftar ve sahur alışverişi denilince ilk akla gelen şeydir. Medine, Sugai, Kudüs ve İran derken tezgahlarda yerini alan 15 çeşit hurma sofraları da süsler. Kansızlıktan yorgunluğa, cilt sağlığından bağışıklık sistemine onlarca yararı olan C vitamini deposu hurmayla oruç açmak da bir başkadır hani!
Hadis-i şeriflere ve rivayetlere de konu olmuştur hurma. Rivayetlere göre, Peygamber aleyhisselam şöyle buyurdu:
“Biriniz orucunu açacağı zaman hurma ile açsın; çünkü hurma bereketlidir. Eğer hurma bulamazsa orucunu su ile açsın; çünkü su temizdir.”
3. "İftara kadar bu kuyruk biter mi?": Ramazan pidesi
Türk mutfağının özel lezzetlerinden biridir Ramazan pidesi, bu mübarek aya özgü olarak yapılır. Mayalı ve yassı bir ekmektir. Üzerindeki susumlar ve çörek otlarıyla sahur ve iftar sofralarının vazgeçilmez lezzeti olur. Ama pide diyince akla bir de Ramazan ayında her fırının önünde oluşan kuyruklar akla gelir.
Çocukluğunda Ramazan pidesi kuyruğunda beklemeyen yoktur. Pideyi kaptığınız gibi eve koşup akşam ezanına yetişmenin yorgunluğu da tatlı telaşı da hiçbir şeyde yoktur üstelik.
Sahi siz Ramazan pidesini nasıl seversiniz: Yumurtalı mı, yoksa yumurtasız mı?
4. İftarın üzerine şöyle hafif ama lezzetli bir tatlı: Güllaç
Ramazan tatlısı denilince ilk akla gelen tatlı güllaçtır şüphesiz. Sütlü bir tatlı olması ve hafifliği nedeniyle Ramazan ayında hazmı kolay olan bu tatlının lezzetine de diyecek yoktur. Osmanlı Saray Mutfağı kitabına göre ilk kez 1489 yılında saraya alınana bu enfes lezzet, Türk mutfağının da ayrılmaz bir parçasıdır.
1400'lü yıllarda Osmanlı mutfağında yerini alan güllaç, adını içine koyulan gül suyundan alır. 'Güllü aş' adıyla bilinen tatlı zamanla güllaç ismiyle anılagelmiştir.
Mısır nişastası ile yapılan güllaç yufkaları arasındaki ceviz, fındık, gül suyu ve üzerindeki narla tatlanan bu lezzet soğuk yenen sütlü bir tatlıdır. Her sofrada yerini alan güllacı gül suyu olmadan sevenler de çoktur.
O zaman bir tarif de bizden gelsin: Püf noktalarıyla enfes bir güllaç yapmak isteyenlere, şimdiden afiyet olsun! 👇
5. 700 yıllık gelenek: Karagöz ile Hacivat
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi'nde yerini alan gölge oyunu ülkemizde yaklaşık 700 yıllık bir geçmişe sahiptir.
7'den 70'e herkesi perdeye kilitleyen ve kültürümüzün eşsiz parçalarından biri olan Karagöz ile Hacivat, Geleneksel Türk tiyatrosunun en önemli unsurlarındandır.
6. Mübarek Ramazan'da hepimizi dualarda buluşturan teravih namazı
Ramazan ayı boyunca yatsı namazından sonra kılınan nafile namazıdır. Yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan 20 rekatlık teravih namazı ile birlikte yatsı vaktinde 33 rekat namaz kılınır.
Çoluk cocuk herkesin camiye koştuğu teravih namazı yüreklere huzur verir.
İşte, teravih namazı hakkında bilmeniz gerekenler 👇
7. Elinizde hurma beklediğiniz ses: Ramazan topu
Mısır'da ortaya çıktığına inanılan bu geleneğin kökeninin 10. yüzyıla kadar uzandığı tahmin edilir. Pek çok Müslüman toplulukta sembolik olarak da olsa devam ettirilen bu gelenek, televizyon ve cep telefonlarının icadından önce tüm şehre iftar vaktini haber vermek için tercih edilirdi.
Şimdilerde azalsa da hâlâ bu geleneğin devam ettiğini bilmek, kimilerimizi mutlu ediyor.
8. "Uyan ey ahali...": Ramazan davulcusu
Sahur vakti geldi mi sokaktan bir ses duyulur...
'Hürmet et Ramazana!
Kavuşuruz ihsana,
Bu ayda oruç tutmak,
Kolaydır Müslümana.' çeşit çeşit manilerle davulu çalar Ramazan davulcusu. Günümüzde artık pek de tercih edilmeyen bir gelenek olsa da çocukluğunda perdenin arasından davulcuyu görmeye çalışanlarımız olmuştur.
9. Ramazan boyunca her gece imsak ve sahur vaktini takip ettiğiniz imsakiye
Üzerinde günbegün imsak vakitlerinin yazılı olduğu imsakiye her eve girer. Fırıncıdan nalbura, süpermarketten ünlü markalara imsakiye üretimi hâlâ devam eden bir gelenek.
'Bugün imsak kaçta? Bak bakayım çocuğum imsakiyeye' diyen bir büyüğünüz varsa şaşırmayın, çünkü uzunca yıllar evleri süsledi imsakiyeler.
10. Küçüklükten gelen sahur heyecanı
Evin içinde herkes oruç tutunca çocuklar da özenir haliyle. Bu yüzden sahura kalmak ister pek çok çocuk. E tabii yaşınız kaç olursa olsun akşam saatinde yenen ve tüm aileyi bir araya getiren sahur sofralarının heyecanı bir başkadır.
Hele bir de sofrada Ramazan pidesi varsa, değmeyin keyfimize. Siz yine de sahurda yemeği fazla kaçırmayın, aman diyelim hafif lezzetlerle açlığınızı bastırıp bol su içmeyi ihmal etmeyin.
11. Çocuklar da oruç tutar: Hem de tekne orucu
Sahura kalktık madem oruçlar da tutulsun değil mi? Çocuktur bu özenir tabii... Elbette sağlık açısından tüm gün oruç tutması pek de mümkün değildir çocukların. Gelişim çağındaki ufaklıklar için tekne orucu iyi bir alternatif olur.
Öğle saatlerinde başlayan bu oruçla yarım gün oruç tutan minikler hem dinlerinin gereğini öğrenmeye hem ailenin bir parçası olarak kendilerini büyük hissetmeye hazırdır.
UYARI: Tekne orucu dahi olsa doktor tavsiyelerine göre hareket etmeyi unutmayın. Gelişim çağındaki evlatlarımızın sağlığı her şeyden önceliklidir.
12. Minareleri süsleyen yüzyıllık gelenek: Mahya Kültürü
Yüzyıllar öncesine dayanan Mahya kültürü, birden fazla minaresi olan camilerde iki minare arasına yazılan sözlerle ruhları aydınlatır.
13. Herkesi bir araya getiren Ramazan hayırları: Sokakları süsleyen İftar sofraları
Komşu Ayşe teyze, bakkal Mehmet abi, öğretmen Handan hanım, çoluk çocuk... herkesi bir araya getiren iftar sofralarında buluşmak gibisi yoktur. Zaten Ramazan birlik ve beraberlik ayıdır. Bu yüzden kurulur uzun sofralar, birlikte edilir dualar, iftar birlikte güzelleşir. Kalabalıkla çıkar Ramazan'ın tadı.
Tabii sokaklara serilen sofralar günümüzde ev ziyaretlerine ve haliyle ufak çaplı iftar ziyafetlerine döndü. Yine de birlikte olmak bir harika.
14. Yardımlaşma ve dayanışma!
Sadaka taşları, diş kirası, zimem defteri, fitre, fidye derken herkes atar elini cebine. Ramazan demek varlığı paylaşmak demek. Elinizdeki her ne ise bölüşebilmek, yardımlaşmak ve dayanışmak.
Sofralardaki bereketin sırrı da bu değil midir zaten?
15. Şeker tadında Ramazan bayramı!
Geldik Ramazan'ın sonuna! 29 gün boyunca tutulan oruçlar bayram sabahı şeker, çikolata ama en çok da baklava ile kutlanır adeta. Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpme günüdür bayram. Adı üzerinde bu bayram Şeker bayramı... Aman diyim harçlığı da unutmayın büyüklerim.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
İlginizi Çekebilir
Yorum Yazın