Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Test
Gündem
Magazin
Video
Regl Olan Kadınları Tecrit Edip Ölen Akrabalarının Cesetlerini Yiyen Yanomami Kabilesine Dair İlginç Gerçekler
Kültür ülkeden ülkeye değişen ve her daim bizi şaşırtan gelenek ve göreneklerle dolu ilginç bir kavram biliyorsunuz ki. Yanıbaşımızdaki bir ülkeye bile gitsek bizleri şaşırtacak alışkanlıklara şahit olmak mümkün. Biz de bugün sizler için ölen akrabalarının cansız bedenlerini yiyen Yanomami kabilesini araştırdık. Bakalım siz ne düşüneceksiniz…👇
Nüfusunun yaklaşık 35 bin olduğunu tahmin edilen Yanomami kabilesi, güneydoğu Venezuela ile kuzey Brezilya arasındaki sınırdaki Amazon Yağmur Ormanları'ndaki özerk köylerde yaşıyor.
Ancak kendilerini bir kabile olarak değil, aynı kanı taşıyan özerk bir grup olarak kabul ediyorlar. Bunu da belirtmiş olalım.
Peki nasıl yönetiliyorlar? Aslında bizim pek de alışkın olduğumuz bir sistemle değil çünkü Yanomamilerin başında aslında tek bir lider yok.
Aksine her özerk köyün başında ‘Tuxawa’ adını verdikleri bir çeşit muhtar var ve bu muhtarlar köyler arasındaki savaş ve çeşitli sorunları çözümlemekle mükellefler.
Yapılan seçim ve müzakerelerde hem kadınların hem de erkeklerin oyları alınıyor. Bu yöntemle de ‘Tuxawa’nın kim olacağına karar veriliyor.
Ancak bir ‘Tuxawa’ olmak için çok oy almanız da yeterli değil. Her ‘Tuxawa’ mutlaka hem kendi köyü hem de diğer köylerdeki dinamikleri iyi bilmek ve bu sorunları çözümlemek konusunda aslında bir çeşit uzmanlığa sahip olmak zorunda.
Peki nasıl yaşıyorlar? Yanomami halkı, Yağmur Ormanları’nı aslında kendi lehlerine çevirmişler diyebiliriz. Halk hem tarım yapıyor hem de avlanıp balıkçılıkla hayatlarını idame ettiriyor.
İşleyiş ise şu şekilde: Genellikle erkekler meyve toplayıp muz, şeker kamışı ve mango yetiştiriyor. Kadınlarsa kendi evlerinin bahçelerindeki temel gıdalar olan muz, manyok, tatlı patates, mısır ve hurma yetiştiriyor.
Ayrıca kadınlar kurbağaları, kara yengeçlerimi ve tırtılları da yemek için avlıyorlar.
Shabonos adı verilen ve tamamı ağaç yaprakları ve üzüm asmalarından olan evlerde yaşıyorlar. Ancak elbette ki bu evleri 4-6 yılda bir yenilemek zorundalar çünkü evler yağmur, rüzgar ve böcekler gibi pek çok çevresel faktörden dolayı zarar görüyor.
Shabonos öyle düşündüğünüz gibi 3+1 evler gibi değil bu arada. İçerisine 400 kişi alabilen ve her ailenin yemeklerini hazırlayabildiği ortak bir alan aslında.
Halk genelde Ninam, Sanuma, Waika ve Yanomano olmak üzere 4 dil konuşuyor. Ayrıca pek çoğu Şaman inancına sahip.
Hem canlı hem de cansız olan her şeyin hem iyi (hekura) hem de kötü (şavara) bir ruha sahip olduğunu düşünüyorlar.
Şimdi gelelim bizim için en ilginç noktaya; yani Yanomamilein ölen akrabalarının kemiklerini tüketmesine.
Aslında bunun teknik bi adı da var; endokannibalizm. Endokannibalizm ise bir çeşit yamyamlık olarak literatüre geçmiş. Bunun yapılmasının en büyük nedeni ise kalıntıların tüketilmesi.
Ölen bir arabalarını gömmek yerine, cesedi yapraklara sararak cesedin Shabono'ya yakın bir yerde çürümesine izin veriyorlar.
Akabinde kemikleri yakıp, küllerini birlikte tükettikleri muz çorbasına karıştırarak tüketiyorlar. Kalan külleri ise bir kutuda saklıyorlar.
Küller tamamen bitene kadar bu işlem her yıl tekrarlanıyor. Ayrıca her sene gerçekleşen bu ritüel gününün dışında kimse bu süreç boyunca ölen kişiden bahsetmiyor.
Bu geleneğin aralarındaki bağı güçlendirdiğine ve aslında ölen akrabalarının ruhunu canlı tuttuğuna inanıyorlar.
İsterseniz biraz da halkın evlilik kültürlerinden bahsedelim. Kızlar çok küçük yaşarlar da nişanlandırılıyorlar. Ancak bunun için ayrıca bir kutlama yapılmıyor.
Her ne kadar erken yaşta nişanlandırılıyor olsalar da kabiledeki kızların evlenmeleri için regl olmaları bekleniyor. Ayrıca genellikle daha güvenli olduğunu düşündükleri için akraba evliliğini tercih ediyorlar. Çok eşli olduklarını da belirtmiş olalım…
Yanomami geleneklerine göre, bir genç kız regl olmaya başladığında önce yapraklarla kaplı çadır benzeri bir evde tecrit ediliyor.
Yanomaman dilinde regl ‘roo’ kelimesine tekabül ediyor ancak bunun tam tercümesi bizdeki gibi menstruasyon değil, bundan ziyade ‘çömelme’. Neden mi?
Regl kanıyla temas etmenin zehirli ve tehlikeli olduğuna inandıkları için kan akarken genç kızın aralıklı olarak çömelmesi adına derin bir çukur kazıyorlar.
Ayrıca genç kızın regl olduğu süre boyunca kısık sesle fısıltı haline konuşması ve hatta erkeklerle hiçbir şekilde konuşmaması isteniyor.
Genç kızın annesi ise kızının artık çocuk olmadığını, yetişkin bir kadın olduğunu göstermek adına bu süreçte kızın eski kıyafetlerini kaldırıyor.
Tüm bunlar yetmiyormuşçasına, genç kızın yalnızca genital bölgesini peştamal ile kapatması ve çıplak bir şekilde tüm köyde yürümesi isteniyor.
Bu şekilde de regl döneminden önce bir çocuk olarak görülen genç kızlar, regl olduktan sonra ‘evlenmeye hazır yetişkin kadınlar’ olarak algılanıyor.
Yanomami kabilesinde bir kadının ilk regline çok önem veriliyor. Bunun en büyük nedeni ise çoğu zaman kadınların hamile olması ve bu süreçte doğal olarak regl olamamaları.
Ne diyelim… Peki siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Haydi yorumlara!
Yorum Yazın
Bizim medeniyete katkılarımız: Kan davası, berdel, kocası ölen kadının kaynı ile evlendirilmesi, başlık parası, namus cinayetleri, bekaret kuşağı, kutlama iç... Devamını Gör
Birkez daha anladım ki Müslüman olmak ne kadar büyük bir şeref ne kadar büyük bir nimet ne kadar büyük bir erdem İslamiyet insan oğlunu en derin cehalet çuku... Devamını Gör
sorma sorma shshshshshshsh
eyyy bay kemall bak gör