Saadettin Ökten ile Yenidünya İnsanı ve Unutulan Değerlerimiz Üzerine Farkındalık Dolu Bir Röportaj
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından 14’üncüsü düzenlenen Kocaeli Kitap Fuarı kapılarını kitapseverlere açtı. Bu yıl ki açılışta, Dünya genelinde yaşanan sıkıntıların vurgulanması hasebiyle “Savaşın ve Acının Edebiyatı” teması seçildi. Fuar öncesi Kocaeli Kongre Merkezi’nde ve Kocaeli Belediye Başkanı sayın Tahir Büyükakın Bey’in önderliğinde özel açılış programı düzenlendi.
AK Parti Kocaeli Milletvekilleri Prof. Dr. Sadettin Hülagü ve Sami Çakır, Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, AK Parti İl Başkanı Dr. Şahin Talus gibi isimlerin katılımıyla gerçekleşen programın bu yıl ki onur konuğu Prof. Dr. Sadettin Ökten idi.
Sevgili dostum Prof. Dr. Uğur Batı teklifiyle hayat bulan röportajı gerçekleştirecek olmamın neşesi günler önce beni sardı. Yıllardır sevgi, saygı ve hürmetle takip ettiğim, kitaplarını okuduğum, ille de bir diğer kıymetli hocam Prof. Dr. Kemal Sayar ile sohbet ettikleri Gönül Sadası isimli radyo programını kaçırmadığım hocamla iki kelam etmekle hayat boyu unutulmayacak anılarıma bir yenisini ekledim.
Güzel bir çay sohbetinin devamında kıymetli hocamla cam kenarına geçtik ve kendisine sorularımı yöneltmeye başladım;
- Sayın hocam, yenidünya insanı insani değerlerini ve erdemlerini yitirdi mi sizce?
- Koca Kâinatta işgal ettiğimiz yerin neredeyse bir hiç olduğu gerçeğiyle kendimizi çok mu önemsiyoruz?
- Sanal bir dünyada bir de sanal gerçeklikler âleminde vakit geçirir olduk. Bu ihtiyacın sebebi ve sonuçlarını nasıl öngörüyorsunuz? Sanal bir dünya dememdeki kasıt şu, Kuran’daki ayetlerde buranın aslında bir rüya âlemi olduğu ve beynimizin aslında elektrik sinyallerinin bir yorumu olduğu gerçeğiyle buraya bir sanallık atfettim. Bu rüyanın içinde bir de sanal âlemlere insanlar bolca girmekte. Bu ihtiyaç neden kaynaklandı ve sonuçları ne olur?
- Şöyle ki kıymetli hocam, ayetlerde ahirete nazaran buranın aslında bir rüya olduğu, yani biz ahirete göçtükten sonra bir rüyadan uyanacağımıza dair ilahi bilgilerin ışığında bir de ayrıca bilimde de aslında elektrik sinyallerinin bir yorumuyla yaşadığımızı, dış uyaranların beynin bir yorumu olduğu, mesela hiçbir şeye esasen dokunamadığımız ve hiçbir şeyin aslında gerçeğini göremediğimiz tespitiyle böyle bir noktaya varılıyor.
- Evet, tabii bu Dünya ahiret hayatına kıyasla bir yanılsama dahi olsa bu yanılsama içinde kazanacağız ahiret hayatını.
- Gerçeklik algısının yıkılmasıyla insanların gerçekten kafası karıştırılıyor. Hangi tecrübe gerçek hangisi sanal…
- Sanat ve edebiyat bizi sanatçıya yani Yaratıcı’ ya ulaştırmada etkili bir yol mudur sizce?
- ‘Yaşamak yavaş yavaş doğmaktır.’ sözü çok anlamlı gelir bana. Bize bunun manasını biraz açabilir misiniz?
- ‘Işık yaradan sızar’ düşüncesi tevekkülü kolaylaştırıyor gibi geliyor bana. Bu konuda ne söylemek istersiniz?
- Kıymetli hocam aşk ile ‘an’da kalabilmenin bir yolu var mıdır?
- Amin hocam. Gerek sohbetleriniz, gerek yazılarınızla biz gençlere örnek teşkil ediyorsunuz.
Kıymetli hocamın röportajın sonunda “çocuğum” deyişi beni mest etti desem abartmış olmam.
Soluksuz izlenen söyleşide Prof. Dr. Ökten ilmi bir bakış açısıyla eylem ve insan arasındaki ilişkiye değindi. İnsanın eylemle varlık gösterebildiğini vurgulayan Ökten şunları aktardı;
“Modernite de bunu söylüyor. ‘Dünyaya ne kadar çok hakim olursam o kadar var olurum.’ diyor. Taştan beklenen nitelik ağırlığı ve sağlamlığıdır. İnsan sadece fizyolojik olarak varsa var mıdır? Bizim farklı katmanlarımız var. Biri zihni diğeri duygusal yapımızdır. Eylemde sadece içgüdü yansıyorsa bu eylemlerin yankısı nerede? Dolayısıyla eylemsizlik bu dünyada fiziksel varoluş değildir. Yani zihnin ve duygunun yansımadığı eylemler hayvansı eylemlerdir. İnsana yakışan nitelikli eylem yapmaktır. Duygunun ihtiyacı mistisizm ve aşktır. Duygusal ihtiyaçlarımız eylemlerimizi doğurur. Yaşadığımız çağda erişebildiğimiz eylemler günümüzde yaşadıklarımızdır. Uzay ise maziye gittiğim andır. Maziyi bilirsem istikbale dair hayal kurabilirim. Hayvanlarda eylem çizgisi vardır. Norm bir ilkeden çıkar ve somuttur. İlke değerden doğmaktır. İslam’da infak bir kavramdır. Eyleme ve değere bağlıdır. Eylem gözlemlemeyen insan arkadaki değeri anlar. Böylece her eylem bir varoluştur.”
Böyle duygu dolu, farkındalıklı, kıymetli bir etkinliğe ev sahipliği yapan Kocaeli’yi ve Sayın başkanımız Tahir Büyükakın’ı ayakta alkışlıyor, misafirperverliği için teşekkür ediyor ve sözlerimi kendisinin salonda büyük alkış topladığı cümlesiyle bitiriyorum;
“Yarının dünyasında gerçekten adaletin hâkim olduğu bir dünya inşa edebilmemiz ve zulme karşı susmayan nesil için yegâne sığınak kitap sayfalarının arasıdır.”
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio