onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Seda Yekeler Yazio: Onun İçin Her Şey Değişti!

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Seda Yekeler Yazio: Onun İçin Her Şey Değişti!

Seda Yekeler
03.09.2021 - 17:46 Son Güncelleme: 06.09.2021 - 14:18

Sevgili ve değerli okurlar, yeniden merhaba. Son yazımda da belirttiğim gibi artık birden çok konuya tek makalede değinmeye çalışacağım. Okulların açılmak üzere olduğu şu günlerde Twitter’da trend topic olan Nazım Özgün’ün paylaşımları üzerine ben de konuşmak istedim. 5 anaokulundan kovulmuş Nazım, konuşamayan otizmli bir çocuk olduğu için. 8 ilkokul onu kabul etmemiş, ta ki Gönül Sözöz öğretmeni bulana kadar.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

25 senelik bir öğretmenken, “Çok çocuk okuttum, otizm bilmem, ama anlatırsan okuturum” demiş Nazım’ın annesi İrem Afşin hanıma.

25 senelik bir öğretmenken, “Çok çocuk okuttum, otizm bilmem, ama anlatırsan okuturum” demiş Nazım’ın annesi İrem Afşin hanıma.

Ve konuşamaz denilen Nazım konuşmuş, önce sadece büyük harflerle sonra el yazısı ve küçük harflerle de okuyup yazmaya başlamış. Veliler sınıftan atılması için çok uğraşmış, otizmli bir çocukla kendi çocuklarının aynı sınıfta olmasını istememişlerse de Gönül öğretmen dimdik durmuş ve bu velilere, 'Burası benim sınıfım! Siz ancak kapının dışında beklersiniz!” diyerek yerlerini hatırlatmış. İlkokulu okul 2.si olarak bitirmiş, ortaokulda da #Nazıma1OkulGerek etiketiyle okul aramışlar çünkü yine hiçbir okul onu kabul etmemiş. Bu yıl liseden mezun olup hayalini kurduğu Antropoloji bölümünü okuyacağı Hacettepe Üniversitesi'ni kazanmış. (Bknz.

Ülkenin çoğunluğu otizmli çocuğu olmayan bireylerden oluşuyor ve sizler de sınanmadığınız bir konu hakkında, “Ben o çocuğun çocuğumla aynı sınıfta olmasına izin verirdim!” diyorsunuz muhtemelen bu yazıyı okurken. Ama vermiyorsunuz ey veli dostlarım. Çocuklarınızın farklılıklarla tanışmasından korkuyorsunuz, siz kendi değerlerinizden emin değilsiniz çünkü. Sınıfta yabancı uyruklu öğrenci olmasından, farklı dini ya da sosyo-ekonomik arka plandan gelen çocuklardan uzak tutmaya çalışıyorsunuz çocuklarınızı. Lütfen anlayın bu kararınızın sonuçlarını! Bu çocuklar ve aileleri açısından ne demek olduğunu anlayabiliyor musunuz istenmemelerinin? Hiç kendinizi o çocukların annesinin ya da babasının yerine koyuyor musunuz? Siz de o konumda olabilirdiniz, bu konuda empati kuramıyor musunuz? 

Bir de şu şekilde anlatmaya çalışayım. İspanya’da bir balıkçı kasabasında her gün ağları dolu olarak tekneler gelirmiş, ancak ağlara takılmış olan deniz yıldızlarını da sahile dökermiş balıkçılar. Tabi bu, deniz yıldızları için ölüm demek. Bir gün yerlilerden birisi sahilde yürürken bir turist çocuğun deniz yıldızlarını denize fırlattığını görmüş. Çocuğun yanına gitmiş ve “Burada bir kamyon deniz yıldızı var, senin tek tek onları denize atmanla ne değişecek?” diye sormuş. Çocuk adamın yüzüne bakmadan yerden bir deniz yıldızı daha alıp denize atmış ve “Onun için her şey değişti!” demiş.

Lütfen siz de Gönül öğretmen gibi her bir çocuk için elinizden geleni yapın ve hayatınıza dokunan özel insanlardan öğrenmeye çalışın.

Okullar İçin Önlemler

Okullar İçin Önlemler

Bu hafta değinmek istediğim bir başka konu da okulların açık kalmaya devam etmesinin hem genel olarak ülkemiz açısından hem de bireysel olarak çocuklarımız açısından önemini vurgulamak. Eğitimdeki her sınıf aslında bir basamaktır ve pek çok bilginin bir öncekinin üzerine inşa edildiği bir merdiven gibi de düşünebilirsiniz. Bu merdivende 1,5 basamak kadar bir mesafe yok! Çocuklarımızın bu basamakları aşamadan yukarıdaki basamaklara ulaşması imkânsız. Hadi diyelim ki biz onları aldık yukarıdaki basamaklara yerleştirdik, aşağıdaki basamaklardan alamadıkları bilgiler yüzünden burada da başarılı olmaları çok zor. Kaldı ki aşılanma hızının yavaşlaması ve hastalık sayısının artmasıyla bu 1,5 yıllık kayıp bile telafi edilememişken tekrar okulların kapanmasının gündeme gelmesi neredeyse bir neslin kaybolması demek. Bu nesildeki öğrenciler çalışarak hepimizin emekli maaşlarını ödeyecek. Genç nüfus yoğunluğu ülke tarihinin en yüksek seviyesinde ama biz bu şansı kaybetmek üzereyiz. Size konunun önemini anlatabilmişimdir umarım. Çok kritik bir noktadayız gerçekten.

Peki bireysel olarak neler yapabiliriz? Bu konuda uzmanların görüşlerini ve bir anne olarak kendi çocuğumla ilgili öğrendiklerimi bir derleme şeklinde sizlere iletmek istiyorum. Evet, birimiz bile çok şeyi değiştirebiliriz çünkü. 

- Maske: Çocuklarımızın yanına yedek maskeler vermeyi unutmayalım. Teneffüslerde açık havada spor yaparlarken maskelerini yerlere atıyorlar ya da ceplerine koyuyorlar. Para gibi birçok kişinin elinin değdiği ceplerine maskelerini koymamaları konusunda eğitelim çocuklarımızı. Yere düşen maskelerini atıp yeni maske takmalarını hatırlatalım. Okullarda da çocuklara dağıtılmak üzere maske bulundurulması çok önemli.

- Ulaşım: çocuklarımız ya servislerle ya da toplu taşımayla okula gidiyorlar genellikle. Eğer fırsatınız varsa biraz erken uyanıp arabanızla bırakmanız toplu taşımadaki risklerden uzak tutacaktır çocuklarımızı. Arabayla bırakıp alma şansınız yoksa toplu taşıma yerine servis tercih etmeniz de yine yerinde olacak. Bu sırada maskelerinin takılı olması konusunda çok sıkı tembihleyin lütfen onları. Gerekirse hastalarla yapılmış olan röportajları izletin ve durumun ciddiyetini fark etmelerini sağlayın. 

- Aşı: 15 yaş ve üzeri çocuklarımıza aşı hakkı tanındı, lütfen çocuklarımızı koruma konusunda şu anda en büyük silahımız olan aşıyı yaptırın. Hem sizin hem de çocuklarımızın aşı yaptırması okulların açık kalmasını sağlayabilir, tabi korunmaya devam etmek şartıyla. Aşı ölümsüzlük iksiri değil ancak ağır hastalanmayı %90 civarında engelliyor. Lütfen aşı konusunda şüpheleriniz varsa Sağlık Bakanlığı ve hastanelere danışarak aşı hakkında doğru bilgilere ulaşın. 

Tüm toplum olarak okulların açık kalması ve bir gün tekrar kapanma olacaksa, en son okulların kapanması konusunda kamuoyu oluşturalım. Gençliğimizi kaybediyoruz ve bunun geri dönüşü olmaz. Mezun olmuş öğrencileri tekrar okula çağırıp eğitim verme şansımız da olmaz ileride. Hem kendi çocuğunuz hem de tüm öğrenciler için lütfen sadece Sağlık Bakanlığı ve uzmanların söylediklerini dinleyin, aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamayalım.

Bu haftaki yazım belki ciddi ve karamsar gibi gelebilir size, ancak önlemleri alırsak, aşı olursak karamsarlığa kapılmamıza gerek kalmaz. Hepimiz tek tek çok önemliyiz, “Sadece benim dikkat etmemle ne değişir ki?” diye düşünmeyin lütfen.

Sağlıkla ve sevgiyle kalın.

Instagram

Twitter

Linkedln

Web

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
8
1
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın