Senin Kendinle Çeliştiğin Konu Ne? Gerçekleri Açıklıyoruz!
Hepimizin hayatında farkında olmadan kendimizle çeliştiğimiz anlar vardır. Bazen verdiğimiz kararlarla, bazen düşünce yapımızla kendimize ters düşebiliriz. Peki, senin en büyük çelişkin ne? Bir yandan bir şeyi isterken diğer yandan neden tam tersi şekilde hareket ediyorsun? İşte bu test, senin iç dünyandaki çelişkili noktayı ortaya çıkaracak! Hazırsan, başlıyoruz!
1. Bir plan yaparken nasıl hareket edersin?
2. İnsanlara karşı genel tavrın nasıl?
3. Kendinle ilgili en büyük hayalin nedir?
4. Duygusal olarak kendini nasıl tanımlarsın?
5. Hata yaptığında nasıl tepki verirsin?
6. İş veya okul hayatında kendini nasıl görüyorsun?
7. Aşk hayatında en büyük çelişkin ne?
8. Bir şeye karar verirken ne kadar net oluyorsun?
9. Hayatta en çok istediğin şey ne?
10. Hayat felsefen nedir?
Duyguların ve Mantığın Savaş Halinde!
Sen tam bir iç çatışma insanısın! Bir yanın duygularını dinleyip hayatı olduğu gibi yaşamak istiyor, diğer yanın ise mantığını devreye sokup her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplamaya çalışıyor. Örneğin, bir şeyi çok isterken bile “Bu gerçekten mantıklı mı?” diye kendini sorguluyorsun. Ya da tam tersi, çok mantıklı bir karar alıp uygulamaya koyduğunda, içinde bir ses “Ama sen bunu aslında istemiyorsun…” diye fısıldıyor. Bu durum zaman zaman seni yorabilir çünkü karar almak senin için zorlaşıyor. Hem kalbinin sesine kulak vermek istiyorsun hem de olası riskleri düşünerek önünü görmek istiyorsun. Ancak unutma ki hayat her zaman bu kadar hesaplanabilir bir şey değil. Bazen sadece hislerine güvenerek hareket etmek de seni doğru yola götürebilir. Belki de yapman gereken tek şey, mantığını ve duygularını bir dengeye oturtmak. Eğer içindeki bu savaşı bir noktada barıştırabilirsen, hem daha mutlu hem de daha kararlı biri olabilirsin!
Özgürlük mü, Bağlılık mı? İkisini de İstiyorsun!
Sen hem özgürlüğüne düşkün hem de içten içe güçlü bağlar kurmak isteyen birisin! Bir yandan kimseye hesap vermeden, kendi kurallarını koyarak yaşamak istiyorsun. Yeni insanlarla tanışmayı, farklı deneyimler yaşamayı, bağımsız olmayı seviyorsun. Ama işin garip tarafı, bazen kendini yalnız hissettiğinde, yanında seni gerçekten anlayan birilerinin olmasını istiyorsun. Bu çelişki özellikle ilişkilerinde kendini gösteriyor. Birini çok sevdiğinde bile bazen uzaklaşmak, kendi alanına çekilmek istiyorsun. Ama tam tersi, mesafeli olduğunda da keşke daha fazla bağlılık hissedebilseydim diyorsun. İşte tam olarak burada çelişiyorsun! Senin için en ideal çözüm, sana özgürlük alanı tanıyan ama aynı zamanda yanında olmayı bilen insanlarla vakit geçirmek. Kendini her zaman “Ya özgür olmalıyım ya da tamamen bağlanmalıyım” ikilemine sıkıştırmana gerek yok. Hayatın ve ilişkilerin siyah-beyaz değil, bazen en güzel renkleri ortada buluştuğunda ortaya çıkar.
Değişim mi, Güvenli Alan mı? Kararsızlık İçindesin!
Senin en büyük çelişkin, hayatında değişiklik yapma isteğin ile alışkanlıklarına olan bağlılığın arasında gidip gelmen! Sürekli yeni şeyler denemek, risk almak, hayatına farklılık katmak istiyorsun. Yeni bir işe girmek, yeni bir şehirde yaşamak, hayatına heyecan katacak kararlar almak seni çok cezbediyor. Ama işin içine gerçekten harekete geçmek girince, içinde bir korku beliriyor: “Ya işler yolunda gitmezse? Ya bildiğim düzeni bozarsam ve pişman olursam?” Bu yüzden sık sık değişiklik yapmaya karar verip son anda vazgeçiyorsun. Ya da tam tersi, bir değişiklik yaptıktan sonra eski alışkanlıklarını özleyip “Keşke yapmasaydım” diyorsun. Senin için en önemli şey, içindeki bu ikilemi dengeleyebilmek. Ne tamamen değişimden korkmalısın ne de her şeyi aynı şekilde tutmak zorunda olduğunu düşünmelisin. Bazen değişim seni ileriye taşır, bazen de sabit kalmak gerçekten en iyi seçenektir. Önemli olan hangi noktada, hangi kararın senin için daha iyi olduğunu anlayabilmek. Belki de yapman gereken şey, küçük değişikliklerle başlamaktır. Bir anda her şeyi değiştirmeye çalışmak yerine, yavaş yavaş kendini yeni şeylere alıştırarak bu çelişkiyi dengeleyebilirsin.
Kendini Çok Önemsiyorsun Ama Aynı Zamanda Umursamaz Gibi Davranıyorsun!
Bu hayatta en büyük çelişkin, kendini çok önemsediğin halde bazen tamamen umursamaz bir tavır sergilemen! Bir yandan başkalarının seni nasıl gördüğünü, ne düşündüğünü, yaptığın şeylerin nasıl algılandığını önemsiyorsun. Ama diğer yandan “Boşver ya, ben böyleyim, ne olacaksa olsun!” moduna giriyorsun. Bu çelişki özellikle sosyal hayatında ve iş hayatında çok belirgin hale geliyor. Örneğin, başarılı olmak istiyorsun ama bazen hiçbir çaba harcamadan bir şeylerin yoluna girmesini bekliyorsun. Ya da insanlar seni takdir etsin istiyorsun ama dışarıdan bakıldığında çok da umursamıyormuşsun gibi görünüyorsun. Aslında bu durum biraz da kendini koruma mekanizman olabilir. Eğer bir şeyleri fazla umursuyormuş gibi görünürsen, hayal kırıklığı yaşarsan daha çok üzülürsün diye düşünüyor olabilirsin. Ama içten içe sen de farkındasın ki, bu umursamaz görünen tavrının altında aslında derin bir düşünce ve analiz süreci var. Kendine şu soruyu sorabilirsin: Gerçekten ne istiyorum? İnsanların beni nasıl görmesini istiyorum? Eğer bu sorulara net bir cevap verebilirsen, içindeki bu çelişkiyi biraz olsun azaltabilirsin. Kendini hem önemseyip hem de umursamaz davranmanın seni nasıl etkilediğini görmek için, belki de biraz daha dürüst olmaya ihtiyacın var.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın