Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Serhat Yabancı ile Sağlıklı İlişkilerin ve Psikolojik Dayanıklılığın Sırları
Sosyal medya, ilişkiler ve birey olma konuları üzerine düşündüğümüzde, iç dünyamızın derinliklerine yönelmek, ilişkilerdeki dengeleri anlamak ve sağlam bir psikolojik dayanıklılık inşa etmek kaçınılmaz hale geliyor.
Bu konuda rehberlik eden isimlerden biri, kişisel gelişim alanında önemli bir yer edinen Serhat Yabancı. Sadece bireylere değil, topluma da güçlü mesajlar veren Yabancı, sağlıklı sınırlar koymanın, duygusal sağlamlık geliştirmenin ve bireyin kendi hayatını yaşarken ilişkilerdeki dengeleri korumanın ipuçlarını veriyor. İlişkilerde yaşanan sorunları nasıl aşabileceğimizi, sosyal medyanın hayatımıza nasıl etki ettiğini ve modern dünyada bireyselliğin nasıl yanlış anlaşıldığını samimi bir dille anlatan Yabancı, bireyin hem kendisiyle hem de ilişkilerinde dengeyi bulmasına yönelik önemli tavsiyeler sunuyor.
Yedi kitap yazarı olan ve Kocaeli Kitap Fuarı'na katılımıyla kültürel alanda da katkı sağlayan Yabancı ile gerçekleştirdiğimiz bu röportaj, yaşamın her alanında sağlıklı sınırların, dengeli ilişkilerin ve bireyin kendisi olmasının önemini bir kez daha hatırlatıyor.
- Sosyal medyada, sağlıklı ilişkilerde sınır koymanın önemini vurguluyorsunuz. Bu sınırları belirlerken, bireylerin kendi bağımsızlıklarını nasıl koruyabileceklerini düşünüyorsunuz?
- Takipçilerinizle psikolojik dayanıklılığı artırmanın yollarını sıkça paylaşıyorsunuz. Psikolojik dayanıklılığın güçlü olduğu bir ilişki nasıl inşa edilir?
Aslında psikolojik dayanıklılık dediğimiz acıya ve üzüntüye dayanıklı olmak değil ve tek bir duyguyu yaşamak değil bütün duyguları yaşamaya kendi içinde izin vermektir. Bedeniniz acıdığında acıya izin vermek, üzüldüğünüzde üzüntüye izin vermek, sevindiğinizde kahkaha atmak, yas tutmanız gerektiğinde bu yası kabullenmek ve bu süreci kendine tanımak gibi…
Psikolojik sağlamlık aslında duygularla baş etmek yerine, onlarla barışmak ve onları yaşamaya kendi açısından izin vermektir. Kişinin duygusal olarak da psikolojik olarak da sağlamlık yaşamasının ana kurallarından biri gelen duygulara izin vermek ve bu duyguların yaşanması için gereken davranış kalıplarının ortaya koymaya izin vermekle başlar. Bir diğer nokta da kendini mutlu etmek ve psikolojik sağlamlık sağlamak için de ötekine bağımlı ilişkiler kurmamak, yaşamını başkası üzerine kurmadan kendi kendine mutlu edebilecek yöntemler geliştirmek veya keşfetmek. Çünkü; bizim toplumumuzda genellikle insanlar biriyle bütünleşerek kendini bulabileceğine inanıyor. Yani ben tek başıma bir yarım ya da ben tek başıma bir eksiğim ancak ben ancak biri olursa ben bir bütün olurum düşüncesiyle kendi gerçek benliklerini de reddedebiliyorlar. Bu nedenle insanın kendi başına da kendini mutlu edecek çeşitli kaynaklara sahip olması onları keşfetmesi psikolojik sağlamlık için de önemli bir noktadır.
Bağımlı olmadan bağlı ilişkiler kurmak eşe, işe bağımlı olmamak ve kişinin tek bir şeyle mutlu olma ısrarından vazgeçmek. Hayatınız boyunca sadece işle mutlu olamazsınız, hayatınız boyunca sadece eşle de mutlu olamazsınız ama hem işiniz olsun hem eşiniz olsun istiyorsanız hem sosyalleşin hem arkadaşlık ilişkileriniz olsun yani kocaman mutluluk havuzunu tek bir muslukla doldurmak yerine birçok muslukla doldurursanız muslukları da yormamış ve sürdürülebilir hale getirmiş olursunuz.
- Paylaşımlarınızda sık sık 'kendi hayatını yaşa' temasını öne çıkarıyorsunuz. Kendi hayatını yaşarken ilişkilerde dengeyi nasıl sağlayabiliriz?
- Sosyal medyanın ilişkiler üzerindeki olumsuz etkileri tartışılıyor. Sizce sosyal medya, ilişkileri nasıl etkiliyor ve bu etkilerle başa çıkmanın en iyi yolu nedir?
Sosyal medya ilişkilere zarar veriyor mu? Veriyor ama sadece ilişkilere zarar vermiyor, ekonomiye de zarar veriyor, fiziksel yapıya da zarar veriyor, beslenmeye de zarar veriyor, eğitime de zarar veriyor. Bakarsanız her alanda yanlış kullandığınız takdirde her şeye zarar verebilecek bir metafordan bahsediyoruz.
Zarar veya fayda mekanizmasını şöyle görmek gerekiyor: sosyal medya insanların olanı değil, daha çok olması gerekeni yansıttığı bir alan olarak karşımıza çıkıyor, hal böyle olunca da kendine güvenmeyen kendinden emin olmayan, eşine güvenmeyen eşinden emin olmayan, ilişkisinde yeterince tatmin olmayan, insanlar başkalarının vitrin hayatlarıyla kendini kıyaslayıp kendini değersiz yetersiz hissedip bazen de ayrılık durumuna sapabiliyorlar. Sosyal medyanın böyle vitrinli kafa bulandırıcı tarafı var.
Karşı cinse ulaşmanın kolaylığı sosyal medyayla daha da hızlandığı için insanların bir ilişkiye tahammül etme, bir ilişki için savaşma, bir ilişkide problem çözmek gibi güçlerini veya isteklerini de azaldığını görüyoruz. Herkes daha iyisini bulacağına, ötekinin hiçbir şekilde vazgeçilmez olmadığına dair cümleler kurmaya başlıyorlar. Çünkü karşı cinse ulaşmak eskisinden çok daha kolay ve çok daha basit olduğu için sosyal medyanın alternatiflerle ilgili sağladığı kolaylık nedeniyle de bir yan etkisi olduğunu görüyoruz ama ben burada yine de şunu söylüyorum problem sosyal medya değil, yanlış kullanım şeklidir.
Sosyal medyaya yöneltilen anlamlar ve sosyal medyada çıkardığımız anlamlarla ilgili aynı sosyal medya size, çok bilgi de katabilir, doğru kullanırsanız kendinizle ilgili gelişme sağlayabilir ve ticaretle uğraşıyorsanız iyi bir ekonomik kazanç da sağlayabilirsiniz. Ama yanlış kullanırsanız her türlü her şeyde olduğu gibi zararı da görebilirsiniz.
- İlişkilerde zorlu dönemler kaçınılmazdır. Sizce bu tür dönemlerde çiftlerin en çok dikkat etmesi gereken şey nedir ve bu süreçlerde birbirlerine nasıl destek olabilirler?
- Ebeveyn-çocuk ilişkileri üzerine de önemli tavsiyeler veriyorsunuz. Modern ebeveynler, çocuklarıyla sağlıklı bir ilişki kurarken nelere dikkat etmeli?
Ebeveynlerin yeni dönemde çocuklarla ilişki kurması kolay mı? Değil. 12 yaşından itibaren ebeveynin çocuk üzerindeki etkisi 12 yaşından sonra %40'lara %30'lara düşmeye başlıyor. Hal böyle olunca da ciddi bir otorite sorunu yaşanıyor. Bir kontrol yönetim veya etkileşme sorunu yaşanıyor. Bu noktalarda 12 yaşından sonra bu tip şeyleri daha az, imkansız, mümkün değil zaten.
Daha az yaşamak için o yaşlardan önce o iletişim dilini çok iyi kurmak gerekiyor, sohbet dilini, karşılıklı etkileşimi, çocuğun evdeki sorumluluklara dahil olması, kararlara dahil olması, fikirlerine saygı duyulması, zevklerine saygı duyulması, giydiği kıyafete bile karışmayıp bu onun fikri diye benimsenmesi çocukla bağın kurulması için önemli bir dinamik. Çocuklarla o bağı özellikle de ergenlerle o bağı daha da güçlü kılmak adına karşımızdakinin bir çocuk değil bir birey olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Diğer taraftan da evdeki sosyal medya kullanımının, internet telefon kullanımının, bütün aile üyeleri tarafından belli bir düzeyin altında kalması gerektiğini kanaat getirilmeli.
Çünkü; çok fazla kullanan bireyin başkasına öneride bulunması mümkün değil, sağlıklı değil, gerçekçi de değildir. Aslında özüne baktığımızda anne baba çocuk ilişkisini kökeninde yoğun kaliteli suçlayıcı ve eleştirici olmadan kabul odaklı bir iletişim olduğunu görebiliriz ve söyleyebiliriz.
- Sosyal medya ve küreselleşmeyle birlikte ilişkilerde farklı kültürel etkiler daha belirgin hale geliyor. Sizce bu çeşitlilik, ilişkileri nasıl etkiliyor ve çiftler farklı kültürel etkilerle nasıl başa çıkabilir?
- İlişkilerde en önemli unsurlardan biri iletişim. Partnerine kendini doğru ifade etmek ve onu anlayabilmek için sizce hangi beceriler geliştirilmelidir?
Bir yetişkinin bence en temel iletişim kuralı şu olmalıdır. Ben anlaşılmak zorunda değilim, kendimi anlatmakla yükümlüyüm. İnsanlar bizi anlamak zorunda değildir, biz kendimizi en doğru şekilde, en doğru kelimeleri bir araya getirerek, en doğru jest mimik ve beden hareketleriyle kendimizi ifade etmeyi bilmeliyiz ve ifade etmek zorundayız. Ama ben kendimi ifade etmeyip anlaşılmayı beklersem, bu hem iletişimi bloke eder hem de bizim kendimizi sürekli mağdur ve haklı gibi görünmenize neden olan bir role bürünmemizi sağlar.
Birinci kural kendimi ifade etmekle yükümlüyüm, ikinci kural duygularımı, düşüncelerimi, övgülerimi, şikayetlerimi en doğru yolla ifade etmeliyim, bir diğer noktada bağırmadan ve susmadan ilkesini kullanmak gerekiyor yani küsmek de bir sorundur, susmak da bir sorundur, bağırmak da bir sorundur. Her iki uç da yanlıştır çünkü; genelde dün susanların hepsi bugün susmuyor, dün idare edenlerin hepsi bugün her şeye hayır diyen karaktere dönüşebiliyor, uçlardan gelen bütün her şeyi ister istemez iletişimi bloku ediyor kendimizi partnerimize eşimize doğru ifade ettik demekte şeffaf bir şekilde hissettiğimiz duyguyu, aklımızdan geçenleri karşıdakini suçlamadan, incitmeden, kırmadan, bitirmeden bunu söylemeyi başarmak, karşıdakinden aynı şekilde beklemektir.
- İlişkilerde bireylerin kendi öz bakımına dikkat etmesinin önemi nedir? Öz bakım ve kişisel gelişim, ilişkilerde nasıl bir denge kurar?
“Türkiye'nin en büyük kitap fuarı" unvanını taşıyan Kocaeli Kitap Fuarı, bu farkını nasıl ortaya koyuyor? Sizce bu unvanı hak etmesindeki en belirleyici unsurlar neler? 5-13 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek olan fuarda 800 yazar, 980 panel, söyleşi ve imza etkinliği, 530 yayınevi, sahaf ve STK katılımı olacak. Bir fuardan öte festival havasında geçecek bu etkinliklerin, ülkemizin gençliğine ve geleceğine nasıl bir katkı sunacağını düşünüyorsunuz?
Yedi kitabı olan bir yazar olarak şunu söyleyebilirim ki benim için Kocaeli Kitap Fuarı her zaman çok ayrı bir yere sahiptir. Burada yaptığım bütün imzalarda enteresan bir şekilde her zaman çok keyifli geçmiştir. Söyleşilerimiz, imzalarız hep dolu dolu geçmiştir. Bu röportaj sayesinde de Kocaeli belediye başkanımız Sayın Tahir Büyükakın’a, bu organizasyonu yapan bütün fuar yetkililerine, belediye yetkililerine, destek olan tüm Kocaeli halkına, katılan bütün yazar arkadaşlara hepsine çok çok teşekkürlerimi iletiyorum. Kocaeli kitap fuarı bir kitap fuarı olmaktan daha çok kültürel, evrensel etkinliğe dönüşmüş benim gözümde. Çünkü artık o yerel veya lokal bir alanı kapsamaktan çıkıp yüzlerce yazarın olduğu milyona yakın insana hitap eden, günlerce süren bir kültürel aktarım kaynağı olarak görüyorum ben bunu benim için çok önemlidir. Kocaeli kitap fuarı gerçekten hem içerik olarak hem açıkçası etkinliklerin kalitesi olarak hem hizmet kalitesi olarak hem organizasyon olarak her zaman her koşulda devam etmesinden yanayım bu bence Kocaeli’nde taviz verilmemesi gereken en önemli etkinliklerinden biri olmalıdır.
Serhat Yabancı ile gerçekleştirdiğimiz bu derin sohbet, ilişkilerdeki sınırların, bireysel gelişimin ve sosyal medya çağında sağlıklı ilişkiler kurmanın önemini gözler önüne serdi. Yabancı, kendimize olan sorumluluğumuzun, başkalarıyla olan ilişkilerimizi nasıl şekillendirdiğini, doğru iletişimin gücünü ve psikolojik dayanıklılığın ilişkilerdeki kritik rolünü bizlere aktardı. Modern dünyanın karmaşası içinde bireyin kendi hayatını yaşarken dengeyi koruma sanatını öğrenmesi gerektiğini vurgulayan Yabancı, sosyal medyanın etkilerinden kültürel farklılıklara kadar geniş bir perspektif sundu. Bu röportaj, bireysel gelişim ve sağlıklı ilişkiler kurma yolunda atılacak adımlar için ilham verici bir kaynak niteliğinde.
Serhat Yabancı'nın Instagram ve YouTube hesapları için tıklayabilirsiniz.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio