onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Sesil Aktürk Yazio: Cremona Kaplanı! Mina Mazzini

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Sesil Aktürk Yazio: Cremona Kaplanı! Mina Mazzini

Sesil Aktürk
29.09.2020 - 12:07 Son Güncelleme: 18.10.2020 - 11:05

Müzik hayatınızda ne kadar güçlüdür? 

Bir şarkı size aşkı veya acıyı ne kadar hissettirebilir? Çaresizliği ya da adanmışlığı? Dünyayı değiştirebilir mi? Bir şarkı insanı değiştirebilir mi? Her şeyi silip yeni baştan başlatabilir mi?

Yıl 1962, sıra dışı sanatçı Mina yakışıklı aktör Corrado Pani'ye kiliseyi karşısına alacak ve geri adım atmayacak kadar deli divane oldu.

Yıl 1962, sıra dışı sanatçı Mina yakışıklı aktör Corrado Pani'ye kiliseyi karşısına alacak ve geri adım atmayacak kadar deli divane oldu.

İlk aşkı ise ergenlik yıllarında Cremona’da burjuvazi elitleri tarafından sıklıkla ziyaret edilen Canottieri Baldesio Spor Kulübü’nde yüzücülük yaparken tanıştığı, US Cremonese takımında defans olarak oynayan bir futbolcuydu. 

O dönemlerde İtalya’ da -1950’lerin sonları ve 1960’lar-  Juventus 12. kez şampiyon olmuş; 8.kez şampiyon olan Milan, şampiyon kulüpler kupasından mağlubiyetle ayrılmış, İtalyanlar ülkeyi bisikletle turlamış ama Fransız “Jaques Anguer” birinci olmuş, üniversiteliler kış olimpiyatlarında buluşuyorlarken, bir diğer yanda; Nobel Ödüllü Katolik Rahibe Terasa’nın “Ben dünyaya aitim” dediği, 1968 de kendini insanlığın geleceği için ortak bilgi paylaşımı yapan dünya vatandaşları grubu olarak tanımlayan düşünce kuruluşunun icraatlarına başladığı, İkinci Vatikan konsilinin açılıp 3-4 yıl sonra kapandığı yıllardı.  

RAI den canlı yayınlanan Eurovision ve Sanremo müzik festivallerinde halk televizyonları başındaydı. 

Çağın inancına göre yaşıyorlardı. Spor ve sanatla yaşayıp, baskıyı ve sınırları kabul etmedikleri seçimlerin kendi hayatlarından merkezlendiği bir dünya hayali kuruyorlardı. – 80’lerin çiçek çocukları bu hayallerden doğdular, baskısız herkes şu hayatta dilediği gibi yaşayabildi barışın hâkim olduğu bir dünya- 

8 Ağustos 1958'de Versilya’ya yaz tatili için giden Mina  La Bussolagece kulübündeki bir konserden sonra ailesini eğlendirmek için 'Un'anima tra le mani' şarkısı eşliğinde doğaçlama bir gösteri yaptı. Sahnedeki bu genç kız kulüp sahibi Sergio Bernardini’nin dikkatini çekti, onda büyük bir sanatçı olmak için gereken her şey vardı ve biraz da fazlası - İtalyan kadınlarının ortalaması üzerindeki 1.78 cmlik boyu da hayli dikkat çekiciydi. -  

Eylül'de Happy Boys'un geri vokali olarak solo kariyerine başladı. 1958'de Rivarolo del Re Tiyatrosu'nda 2500 kişinin önünde konser verdi ve yerel eleştirmenlerden olumlu eleştiriler aldı. Kısa süre sonra Davide Matalon ile anlaşma imzalayarak küçük bir kayıt şirketi olan Italdisc'e katıldı. 

Aralık'ta Milano’daki Sei Giorni Della Canzone Festivali için yaptığı gösteri La Notte gazetesi tarafından 'bir yıldızın doğuşu' başlığıyla tasvir edildi. Bu Mina'nın Happy Boys ile son gösterisiydi çünkü ailesi onun Türkiye'ye yapılacak bir turne için okulunu aksatmasını kabul etmemişti. 

1959 yılında ilk defa televizyon ekranlarında belirmesi İtalya’da kadın Rock ‘n Roll sanatçılar adına bir ilkti. Yüksek sesli ve senkoplu şarkı söyleyişi ona “Bağıran Kraliçe” lakabını kazandırdı. 

 Bunun yanında yabani jestleri ve vücut sallamaları nedeniyle halk onu “Cremona Kaplanı” olarak da anmaya başladı. Sanatçı, üç oktavlık vokal aralığı, soprano sesi ve “özgür kadın”  imajı ile öne çıktı. Onda olağanüstü bir çekicilik vardı, 60’larda ve 70’lerde televizyon showlarının ve pop müziğinin önemli isimlerinden biri oldu. 

1961 de iki şarkı ile Sanremo müzik festivaline katıldı; bir şarkısı dördüncü diğer seslendirdiği şarkı ise beşinci oldu ve bir daha bu festivale katılmama kararı aldı. Hayatı televizyon programları, aranjörlerle yaptığı işbirlikleri, film çalışmaları ve konserlerle geçiyordu. Şarkı ve filmleri yurt dışında başarıya ulaşınca İspanya ve Japonya turnesine çıktı, Venezuela’da şarkı söyledi ve 1962 yılının başında da İspanyol televizyonunda ve Paris Olympia’da sahneye çıktı. 

Almanca söylediği 'Heißer Sand' adlı şarkı Almanya'da bir haftada 40.000'lik rekor bir satışa erişmesine yol açtı. Kayıt burada bir numaraya eriştiği gibi 1962 yılının yarısından fazlası süre boyunca Alman listelerinden inmedi. Mina, Alman listelerinde sonraki iki yıl boyunca altı singlela daha yer aldı. Temmuz 1962'de Almanya, Avusturya ve İsviçre'nin Almanca konuşan kısmında yapılan bir dinleyici anketine göre Mina dünyadaki en popüler sanatçı olarak seçildi. Mayıs 1962'de Buenos Aires 'te gösteri yaptı. Mambo ritimli 'Moliendo Cafe' ve pop türündeki 'Renato' adlı şarkıları sırasıyla İtalya'da bir ve dört numaraya kadar yükseldi.

Ve 1962… Corrado Pani ile tanıştı ve ona aşık oldu.

Ve 1962… Corrado Pani ile tanıştı ve ona aşık oldu.

Karısından ayrı yaşayan - Katolik inancına göre boşanması mümkün olmayan -Corrado Pani ile yaşadığı aşkla İtalyan basınının gündemine geldi. Zamanın baskıcı yapısının düzenlediği arazide filizlenen bu birlikteliği Mina gizlemeyi reddetti. Dini duyguları tehdit den, kiliseye karşı bir başkaldırı olarak nitelenen tavrı sebebi ile İtalyan televizyon ve radyolarından engellendi. Ancak Katolik Kilisesi değer yargıları ile örtüşmeyen, konformist olmayan seçimleri, İtalyan kadınlarının özgürlüğünü temsil etti ve satışları düşmeyince halk isteği sayesinde RAI 10 Ocak 1964'te bu yasağı kaldırdı. Bu yasaklanmalar onun bağımsız kötü kız imajını iyice parlatmış ve bu arada 18 Nisan 1963 tarihinde oğulları Massimiliano Pani dünyaya gelmişti.  

Bu süre içinde Tintarella di Luna (1960 ) ,Il Cielo in Una Stanza (1960), Due Note (1961) , Moliendo Cafe (1962), Renato (1962), StessaSpiaggia, Stesso Mare (1963)  20 Successi Di Mina (1964) Mina (1964) Mina No7 (1994) dinleyicisi ile buluştu. 

Yine aynı yıl Massimiliano’nun doğduğu yıl 1963’te, yönetmenliğini Federico Fellini’nin, senaristliğini Fellini ile beraber Tullio Pinelli, Ennio Flaiano ve Brunello Rondi’nin yaptığı 1963 yapımı İtalyan gerçeküstücü komedi-drama film “Sekiz buçuk”, “En İyi Uluslararası Film”, “En İyi Kostüm Tasarımı” dallarında Akademi Ödülü’nü kazandı. Efsanevi Marcello Mastroianni, bir bilim kurgu filmi çekmekle görevlendirildiği sırada ilham krizi ile mücadele eden ünlü İtalyan yönetmen Guido Anselmi karakterini canlandırır. Görüntü yönetmeni “Gianni Di Venanzo” tarafından siyah-beyaz çekilen filmin müzikleri “Nino Rota”, kostüm ve sahne tasarımları “Piero Gherardi” tarafından üstlenilir. 

Mina, RAI Yasağın kaldırıldığı gün 10 Ocak 1964'te “La Fiera Dei Sogni” adlı programa katılarak Gene McDaniels’in “ It’s a Lonely Town (Lonely Without You) şarkısının bir uyarlaması olan 'Città vuota' adlı şarkıyı seslendirdi. RiFi etiketi ile satışa sunulan ilk şarkısıydı. Jody Miller uyarlaması 'È l'uomo per me', İtalya'da yılın en çok satan single oldu. 

Mina’ya tutkun İtalya, başka bir nedenle oldukça heyecanlıydı, Internazionale Milano ile  Independiente arasında iki ayaklı olarak oynanacak “Kıtalararası Kupa” maçının ilk ayağı, 9 Eylül 1964'te Avellana'daki Amerika'nın Kurtarıcıları Stadyumu'nda, ikinci ayağı ise 23 Eylül 1964'te Milano'daki San Siro Stadyumu'nda oynanacaktı. İlk Maçı Mario Rodríguez'in golüyle Independiente, 1-0 kazandı. Milan mağlubiyetle eve döndü. 

Bu dönemde Mina müzikal tarzını değiştirdi. 11 Aralık 1964'te “Il Macchiettario”adlı TV programında seslendirdiği 'Io sono quel che sono' ile Cremona Kaplanı bir kez daha göz önündeydi. 'Suna ni kieta namida' adlı Japonca şarkısı Japon müzik listelerinde bir numaraya yükselince ülkede en iyi uluslararası sanatçı unvanını edindi. Dünya değişiyordu ve kadınlar bin yıllardır verdiği emeklerin karşılığı hak ettiği kadar olmasa da almaya başlamıştı. Bir sonraki yıl komşu Fransa’da Cannes film festivaline ilk kez bir kadın Jüri Başkanlığına seçilecekti. 

Ertesi yıl, Pani ile olaylardan yıpran birlikteliği son buldu. Erkek kardeşi Alfredo Mazzini 1965'te bir trafik kazasında vefat edince Mina’da babasıyla beraber İsviçre’nin Lugano şehrine yerleşti. 

1966'da Mina İsviçre Yayın Servisi'nde ve Lugano'daki Radiosa Orkestrası'nda çalışmaya başladı. Daha sonra da babasıyla ortaklaşa olarak bağımsız kayıt şirketi PDU'yu kurdu. Bu şirket altında yayımlanan ilk kayıt “Dedicato a mio padre” (Babama Adandı) oldu. 

İtalya’da ise 1967'den itibaren gelişmeye başlayan ve uluslararası bir çizgide seyreden yeni sanat akımı “Arte Pavore” doğdu. Eleştirmen ve kuramcı Germano Celant'ın 1967 ve 1968 yıllarında açtığı iki sergiyle başlattığı bu akım anlamsal şifreleri yoksullaştırma, kültürü klişelerden hatta tüm simgesel eklemelerden arındırma gerekliliğini savunmaktaydı.  

İnsanlar, savaştan, şiddetten, anlamsız hırs ve koşturmalardan yorulmuşlardı. Kapitalist sistem belki geçiş için gerekliydi ama bir türlü evcilleşmiyordu ve ekonominin dayattığı yaşam stili yorucu ve aslında çok da anlamlı değildi. 

Mina’nın kalbi de İtalya’da kalmıştı. Walter Chiari, Gian Maria Volonté, Agusto Martelli ile ilişikisi oldu ama Mina’nın ikinci kocası Il Messaggero’da gazeteci olarak çalışan Virgilio Crocco oldu. 1970'teki bu evliliğin sonucunda yasal olarak Anna Maria Mazzini Crocco adını aldı ve 11 Kasım 1971'de bir kız çocuğu dünyaya geldi.

Bu sırada sözleri Pierre Delanoë tarafından yazılan ve Michel Fugain tarafından seslendirilen “Une Belle Histoire” listeleri kasıp kavuruyordu.

Bu sırada sözleri Pierre Delanoë tarafından yazılan ve Michel Fugain tarafından seslendirilen “Une Belle Histoire” listeleri kasıp kavuruyordu.

1973'te Crocco bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Mina bir kez daha yalnız kalmıştı ve bu yalnızlığın üstesinden çağdaş ve uygar dünyanın davranışları aracılığı ile üstesinden gelmeye çalıştı. “Studio Uno”adlı cumartesi gecesi eğlencesinde Mina'nın yeni sarışın, iri dalgalı saçları ve kaşsız imajı ile boy gösterdi. Bu gösterilerde 'Un bacio è troppo poco' ve Nino Ferrer’in 'C'est irreparable' şarkısının uyarlaması olan benim de çok sevdiğim ve Luz Casal gibi birçok sanatçı tarafından seslendirilen 'Un anno d'amore' şarkılarını da söyledi. 

 Aynı yıl  Studio Uno adlı albümü İtalyan albüm listesinde bir numaraya yükseldi.  

1970 lerde Lucio Battisti, Toots Thilemans, Riccardo Cocciante gibi birçok ünlü ile çalıştı. Bossa nova müziğinin de hayranı olan Mina, kariyerinin başından itibaren İspanyolca ve Portekizce kayıtlar, düetler yaptı. 

Mina umumi kariyerinin 16 Eylül'de La Bussola Club'ta yapılacak bir konser sonrasında biteceğini duyurdu. Bunun üzerine binlerce insan gece kulübünün önünde belirdi. Bu gösteride Gianni Ferrio'nin Orkestrası tenör saksofonda Gianni Basso'yu, trompette Oscar Valdambrini'yi içermekteydi.  

1981’de Mina, şu anki kocası olan kardiyolog Eugenio Quaini ile nişanlandı. Ertesi yıl ise, Ajda Pekkan tarafından 1983 yılında seslendirilecek olan “Senza Fiato” yu söyledi. Bu şarkıyla ben daha çok küçükken Mina’nın kadim hayranları arasına girdim. Bir insan nasıl bu kadar güzel şarkı söyleyebilirdi? Ardından Giorni de patlak verince artık vazgeçilmezimdi. 

Mina, oğlu Massimiliano Pani'nin prodüktörlüğünde 1972 ve1995 yılları arasında hemen hemen her yıl yeni bir double albüm piyasaya sürdü. Sahneyi bıraktıktan sonra en büyük başarıları düetleri oldu. 1985'te Riccardo Cocciante ile düet olarak seslendirilen 'Questione di feeling', yılın en çok satan 13. teklisi olurken Avrupa'da da hit şarkı oldu. 1989 yılında ise İsviçre vatandaşlığı elde etti. 

Yine Adriano Celentano ile beraber kaydettiği düet albümü Mina Celentano, 1998'de İtalya'da en çok satan albüm oldu. 1989'dan sonra yayımladığı bütün kayıtlarda Danilo Rea'nın caz tarzında çaldığı piyanolar yer almaktadır. 

Mina 77 albüm ve 71 single ile İtalyan listelerinde kendisini gösterdi. 1965'ten başlayarak beş on-yılın her birinde, İtalyan albüm listesinin zirvesini gören albümlere sahip tek sanatçıdır. Cumhurbaşkanı Carlo Azeglio Ciampi, 1 Haziran 2001'de Mina'ya İkinci Sınıf “İtalyan Şövalye Nişanı” takdim etti.  

10 Ocak 2006'da Lugano'da evlendi. Ülkedeki yasal zorunluluk nedeniyle de Anna Maria Quaini adını aldı. 

Şimdiler de 80’lerinde olan Mina’nın köşe yazarlığı yaptığı bilinmekte ama benim için Mina onu ilk dinlediğim zamana ait. Müziğin insana biçim veren özelliğini bizzat kendi ruhumda deneyimlemiş biri olarak hala hayretle ve merakla aklımda şu soruyu soruyorum, bir insan nasıl bu kadar güzel “Amore Mio” der. Neyi bilir ve neyi hisseder. Bana uzaktan göz kırpan yıldızlar gibi, kendini gösteren, çağıran nedir? Hiç bilmedim… Ama müzik hayatı değiştirir mi sorusunu kendime sorarsam yanıtım “evet” ...

category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
18
16
8
7
7
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın