onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Soner Arıca Yazio: SAYILAR ve MÜZİK ve SANAT

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Soner Arıca Yazio: SAYILAR ve MÜZİK ve SANAT

Soner Arıca
09.10.2020 - 11:00 Son Güncelleme: 29.11.2020 - 13:16

Bu başlık eğer ölçü sayısı ya da metronom gibi, herhangi bir müzikal eserin matematiğini tarif eden sayısal değerler üzerine olsaydı, doğal olarak sanatsal ve dolayısıyla da duygularımızla ilgili bir şey anlatarak devam edebilirdi.

Ama ne yazık ki tam tersi!... Tüm sanatsal üretim için yorumlayabileceğimiz bu tersi durum hem yanıltıcı hem de yaratıcılığı sınırlandıran bir sıkıntı.

Evet bir eserin insanlar üzerinde etkisini anlamak için sayılara her zaman ihtiyaç oldu. “Kaç kişi izledi?”, “Ne kadar sergilendi?”, “Kaçıncı baskısı?” gibi sorular ve bu soruların cevapları önemli bir bilgiye vardırıyor bizi. Bazı akımlar ve bu akımların hangi dönemlerde ve o dönemlerden geçerken sosyokültürel yapısı gibi önemli bilgilere.

Şimdi buraya yaşarken ya da ürettiği zamanda anlaşılamamış sanatçı ya da eserleriyle ilgili istisnaları katmayacağım (ki aslında çok önemli), sayılar ve sanat ilişkisi ne kadar doğru çalışmış ona dikkat çekmek istiyorum.

Tanık olmadığım yıllarda neler olmuş bitmiş kısmına da girmeme çok gerek yok, çünkü kuş bakışı baktığımda döneminin metotlarına göre hep bir tuhaflık, hep gerçek dışı bir algı yaratma, hep bir tür korsanlık sayabileceğimiz davranış modelleri olmuş. Tanık olduğum bölümü ise neredeyse tamamen geliştirilmiş manipülasyonlar üzerine gelişen bir istatistiki veriler sistemi.

Müzikle ilişkili rakamlar sistemine şöyle bir baktığımızda; dijitalleşme hayatımıza girdiğinden bu yana artık nerdeyse sağlıklı sayısal bir bilgiye ulaşmak çok zor, dinlenme izlenme sayılarına yapılan müdahaleler ve dolayısıyla gelişen algı son derece yanıltıcı. Aklın almadığı rakamlar havalarda uçuşuyor, işin garibi bu akıl almaz hal bir süre sonra olağanlaşıyor ve GEÇİCİ de olsa söz konusu şişirilerek hayatımıza girmiş biri ya da bir üretim harikası! yolculuğunun bir bölümüne hak etmediği bir havayla bizi dahil ediyor.

GEÇİCİ kelimesini büyük harflerle yazdım çünkü herkes açısından büyük yanılgı olanı tarif etmek istedim. Hiç 'Az satan değerlidir', 'Az anlaşılan daha derindir' gibi şeyler söylemeyeceğim, her şey ve herkes çok anlaşılmak, aynı anda çok çoğaltılmak zorunda filan değil, bütün bunlar sanatın değil ticaretin konusu olabilir. Peki mahsuru var mı? Kimin neyi niye yaptığını bildiği yere kadar hiç mahsuru yok hem de.

Ama ben bu köşede sıklıkla bana sorularıyla ulaşan, sanatsal yolculuğuna yeni çıkacak arkadaşlara da sesleniyorum, belki neye maruz kaldıklarını ya da kalacaklarını anlamaları için onlara yardımcı olacak birtakım veriler.

Tabi ki bu sadece onları ilgilendirmiyor, bazen direk bazen endirekt yollarla; bizim sanata bakışımızı, algılayışımızı, duygularımıza nasıl dokunduğu sonuçlarıyla, hayatımıza nasıl katıldığı kısmı da çok önemli.

Sanırım sapla samanı ayırmak için ekstra bir özen göstermemiz gerekiyor. Sayılar her zaman doğruyu gösteremez hale geldi. En çok izlenmiş, dinlenmiş, tıklanmış sıralamalarıyla değerlendirme yapmaya kalktığımızda vay halimize. Aynı listede, o kadar birbiriyle alakasız kişi ve içerikle karşılaşıyoruz ki, bu ortaya karışık durum gerçek olamaz, gerçekse de çok düşündürücü.

Yakın zamanda sektöre ilk şarkısıyla merhaba diyecek yeni bir şarkıcı adayının tanıtım çalışmaları toplantısında “Takipçin kaç? Kaç olursa seni birileri ciddiye alır? Rakip olabileceğin kişi şu kadar tıklanmış” gibi asla gerçekliğini kanıtlayamayacağımız başlıklar üzerinde konuşma akarken; iç sesimin hüzünlü bir şekilde, “Yahu şarkısı çok güzel, sesinin rengi de yorumculuğu da çok özgün, keşke bu saçma ve sanat dışı başlıklar ruhunu zedelemese ve gidip üretime devam edebilse” dediğini duydum. Hüzünlü bir şekilde konuşuyordu iç sesim çünkü kıyısından köşesinden bu sayılarla ilgili cümleler ne yazık ki rüyalarının kalitesini bozacaktı yeni yolcunun ya da aklı başında ağabeylerinin ablalarının gittiği yolları daha dikkati ve defalarca izlemesi gerekecekti.

Atasözü:

ANLAYANA SİVRİ SİNEK SAZ ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ :)

category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
9
3
1
1
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın