“Sonsuz Şimdi” Alegorisi: Zaman Kavramının Olmadığı Bir Dünyaya Yolculuk
Salvador Dali’nin Belleğin Azmi tablosunu bilirsiniz. Tabloda erimiş saatler ve karıncalı bir saatle karşılaşırız. Karıncalı saat çarpık olmayan tek saattir ve bu zamanın çürümüşlüğünü temsil eder. Eriyen saatler ise subjektif zamana atıfta bulunur. Bu kavram herkesin yaşamında çok tanıdık olan bir durumu anlatır. İçinde bulunduğumuz durum bize keyif veriyorsa zamanın çabuk geçtiğini hissederiz. Ama içinde bulunduğumuz durum rahatsız ediciyse zaman çok daha yavaş akıyor gibi hissederiz. İşte bu durum hissedilen zamanı ifade eder.
Yaygın Kaygı Bozukluğu

DSM-5 Klinisyenler İçin Tanı Rehberinde Yaygın Kaygı Bozukluğu; akut panik dönemleri yaşanmasa da bireylerin çoğu zaman gergin ve kaygılı hissettiği, pek çok farklı konu ile ilgili endişeli oldukları şeklinde bir tanımlama yer alır. Endişe genelde kendi kendine ve hiçbir neden olmadan başlar. Bu endişeyi kontrol etmek zaman zaman zor olmaktadır. Dalgalanan bir sıkıntı halinde, tedirgin edici bir huzursuzluk hissinde toplanan pek çok fiziksel semptomu da (kas gerilmesi, huzursuzluk, çabuk yorulma, sinirlenme, dikkat ve uyku problemleri) beraberinde getirir.
Yaygın Kaygı Bozukluğu; sıklıkla depresyon ve panik bozuklukla karıştırılabilir. Bu üç rahatsızlıkta da anksiyete yoğun görülebilir. Yaygın Kaygı Bozukluğunda anksiyete daha yaygın, belirgin ve uzun sürelidir. Panik bozukluktaki anksiyete kısa süreli ve ani değişiklikleri olan bir anksiyetedir. Depresyonda ise dirençli çökkün mizaca ek olarak ortaya çıkmaktadır.(Saatçioğlu, 2001).
Kaygı Geleceğe Ait Bir Kavramdır
“Şimdi” de yaşanılan durumlar doğrultusunda oluşan duygu ve düşünceler ile yüzleşmek istemediğimizde beynimiz kontrol edebileceği bir şeyler arar. Bunu da zaman algısı üzerinden geleceğe yönelik kaygılar ile şekillendirir.
Burada bahsettiğimiz durumu birçok farklı konuda yaşayabiliyoruz. Kaybetme kaygıları, performans kaygısı, gelecek kaygıları, maddi kaygılar bunlardan bazıları… Sevdiğimiz birini kaybetmekten, bir şeyleri başaramamaktan, maddi açıdan zor duruma düşmekten ve buna bağlı olarak güvende hissedememekten korkuyoruz. Çoğu paylaşılan ortak kaygılar olsa da kaygı bozukluğu halini alması günlük işlevselliği ve gerçeklik algısını bozduğu noktalarda ortaya çıkıyor. Kaygının tamamen ortadan kalkmasını istemek oldukça ütopik bir istek ve sanılanın aksine kaygı her zaman negatif bir anlam taşımaz.
Kaygı, evrimsel süreç boyunca insanları tehlikelere karşı tetikte tutan ve harekete geçmelerini sağlayan bir sistemdir. Sempatik sinir sistemi aktivasyonu ile birlikte savaşma-kaçma- donma tepkisi vermemizi sağlar. İlk çağ insanlarından farklı olarak modern dönem insanı için somut tehlikelerin yerini soyut bir kavram olan belirsizlik almıştır. Belirsizliğin yaşamımıza yansıması da kaygı olmuştur.
Sommaroy: Zaman Algısının Esnediği Bir Çevrede Kaygının Bilimsel Analizi

Sommaroy Norveç’e bağlı küçük bir adadır. Yaz aylarında haftalarca güneşin batmadığı bir coğrafyadır. Zaman kavramının olmadığı yer kavramı bilimsel olarak tam anlamıyla mümkün olmasa da, zaman algısının zayıfladığı ortamların kaygı üzerindeki etkileri psikoloji ve nörobilim açısından incelenebilir.
Philip G. Zimbardo ve John N. Boyd'a (1999) göre, insanları şimdiki zaman pahasına geleceğe odaklanmaya teşvik etmek verimli bir strateji olmayabilir. Çünkü hayat şimdiki zamanda yaşanır.
Kaygı, bilişsel olarak iki mekanizmaya bağlıdır;
- Zaman Yönlendirmesi (Time Orientation)
Kaygılı bireyler geleceğe yönelik düşünmeye aşırı eğilimlidir. Bu durum Zimbardo’nun Zaman Perspektifi Teorisi ile desteklenir. Yani bunun anlamı gelecek odaklı ve felaketleştirici zaman perspektifi kaygıyı artırır.
- Zaman Baskısı (Time Pressure)
İş, ilişki ve sosyal yaşamda saatlere, süre kısıtlarına ve ritmik zorunluluklara maruz kalmak, kaygı düzeyini belirgin şekilde yükseltir. Araştırmalar gösteriyor ki; zaman baskısı stres hormonu olan kortizol seviyelerini artırır. Kortizol artışı kaygının fizyolojik temelini güçlendirir.
Sommaroy Gibi Zaman Akışının Zayıf Olduğu Ortamlarda Ne Olur?
Sirkadiyen Ritmin Esnemesi: Sommaroy’de güneşin batmaması, insanların sirkadiyen ritmini klasik 24 saat döngüsünün dışına taşır. Bu, daha esnek bir uyku-uyanıklık düzeni yaratabilir. Esnek sirkadiyen ritme sahip bireyler, zaman stresine daha az maruz kalır. Bu da kaygıyı azaltır.
Kronik Zaman Baskısının Azalması: Nörobilimsel araştırmalar “şimdi odaklı” bilişsel durumların (mindfulness benzeri) amigdaladaki tehdit aktivasyonunu azalttığını ve prefrontal korteks kontrolünü artırdığını göstermektedir.
Tüm bu bilgiler, kaygının zamana nasıl bağlı olduğunu görmemizi sağlar. İlginç bir şekilde, gerçek dünyada zaman algısının belirgin bir biçimde değiştiği Sommaroy gibi yerlerde yaşayan insanlar, günün hangi saatinde olduğunu önemsemeden yaşamlarını sürdürürler. Zamanın akışının bu kadar esnek deneyimlendiği bir ortamda “ne zaman?” sorusunun baskısı ortadan kalktığı için, geleceğe yönelik kaygı da doğal olarak zayıflar. Gelecekle ilgili tehdit değerlendirmesinin azalması, bireylerin şimdiye odaklanmasını kolaylaştırır. Böylece Sommaroy, kaygının zamanda köklenen yapısını anlamamız için doğal bir laboratuvar işlevi görür.
Peki Biz Ne Yapabiliriz?
“Şu an” deneyimi, zaman baskısını nötrleştiren en güçlü yöntemlerden biridir. Mindfulness ve Şimdi odaklı terapiler bu konuda destekleyicidir. Mindfulness, prefrontal korteks- amigdala bağlantısını düzenleyerek kaygıyı azaltır.
Kaygının bir kısmı, gerçekte zamanın kontrolsüz olduğu inancından kaynaklanır.
Görevleri küçük parçalara bölme
Öncelik belirleme
“Tam zamanında” yerine “yeterince iyi” kavramının öğretilmesi
Zaman bloklama yerine esnek zaman listeleri
Nefes Egzersizleri (Diyafram Nefesi egzersizleri parasempatik sinir sistemi aktivasyonunu artırarak tehlike algısını stabilize eder.)
Zamanı kontrol etme çabasının farkına varmak
Zamanı değil davranışı seçme (şu anda ne yapabilirim?)
Kaygınız günlük işlevselliğinizi etkileyecek boyuttaysa, destek alıyor olmak en iyi seçenek olacaktır.
“Geçmiş hatıraların gölgesinde yaşayanlar, geleceğin hayaletleriyle kaygı üretirler.”
William James
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

