Sosyal ve Yönetsel Çürüme: Peki Ne Yapacağız?
Yaşadığımız kültür özünde insan onuruna ve yaşama saygının temel alındığı, binlerce yıllık bir bilginin ürünüdür. Türk misafirperverliği dillere destan olmuş, ülkemizle özdeşleşmiş bu eşsiz kültürün özelliklerinden biridir. Kültürümüz gereğince bizler inanç durumumuz ne ya da nasıl olursa olsun, ister oruç tutulsun isterse tutulmasın Ramazan ayında birbirine saygı duyan insanlarız. Mezarlıklardan geçerken ya da bir cenaze gördüğümüzde kendi kültürümüzde dua ya da iyi niyetle saygı gösteririz ölen için. Bu örnekleri yaşamdan daha da çoğaltmak mümkün. Tüm bunların özünde kültürümüz, yani geçmişten günümüze biriktirdiğimiz yaşam biçimlerine dayalı kadim öğretilerimiz yatar. Anadolu, bu kadim kültürün dünya için adeta rahmi sayılabilecek bilgelikle, bir çok medeniyete ışık olmuştur. Peki bu güzel coğrafyada bu güzel kültürle yoğrulan bizler ne zaman bu hale geldik? Hem de çok kısa bir sürede…
Malum, yakın zamanda Bolu Kartalkaya’da bir otelde ihmaller zincirlerinin neden olduğu yangında 78 canımıza (Bu sayı daha da artabilir.) mal olan bir trajedi yaşadık.
Örneğin, bir binanın deprem yönetmeliğine uygun yapılmaması veya otelin yangın durumunda ortaya çıkabilecek olumsuzluklar düşünülerek yapılmaması, altın madeninin sonrasında doğaya ve yaşama vereceği zararların göz ardı edilmesi…
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!