Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Sosyal ve Yönetsel Çürüme: Peki Ne Yapacağız?

etiket Sosyal ve Yönetsel Çürüme: Peki Ne Yapacağız?

Esef Hakan Toytok
25.01.2025 - 01:12 Son Güncelleme: 25.01.2025 - 11:07

Yaşadığımız kültür özünde insan onuruna ve yaşama saygının temel alındığı, binlerce yıllık bir bilginin ürünüdür. Türk misafirperverliği dillere destan olmuş, ülkemizle özdeşleşmiş bu eşsiz kültürün özelliklerinden biridir. Kültürümüz gereğince bizler inanç durumumuz ne ya da nasıl olursa olsun, ister oruç tutulsun isterse tutulmasın Ramazan ayında birbirine saygı duyan insanlarız. Mezarlıklardan geçerken ya da bir cenaze gördüğümüzde kendi kültürümüzde dua ya da iyi niyetle saygı gösteririz ölen için. Bu örnekleri yaşamdan daha da çoğaltmak mümkün. Tüm bunların özünde kültürümüz, yani geçmişten günümüze biriktirdiğimiz yaşam biçimlerine dayalı kadim öğretilerimiz yatar. Anadolu, bu kadim kültürün dünya için adeta rahmi sayılabilecek bilgelikle, bir çok medeniyete ışık olmuştur. Peki bu güzel coğrafyada bu güzel kültürle yoğrulan bizler ne zaman bu hale geldik? Hem de çok kısa bir sürede…

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Malum, yakın zamanda Bolu Kartalkaya’da bir otelde ihmaller zincirlerinin neden olduğu yangında 78 canımıza (Bu sayı daha da artabilir.) mal olan bir trajedi yaşadık.

Malum, yakın zamanda Bolu Kartalkaya’da bir otelde ihmaller zincirlerinin neden olduğu yangında 78 canımıza (Bu sayı daha da artabilir.) mal olan bir trajedi yaşadık.

(Görsel kaynağı:TV5comtr)

Hayatını kaybedenlerin 36 tanesinin 18 yaşından küçük, çoğunluğunun da ilk ve orta okul düzeyinde çocuklar olduğunu düşünün. Yitip giden her canın en az bir hayali, bir umudu vardı. Birileri için kim bilir ne kadar önemli ve değerliydi. Peki bunları onların ellerinden nasıl aldık ve yok ettik? Buna hakkımız var mıydı?

Sorunu anlamak adına daha panoramik bakabilmeliyiz olaylara. Resmi kaynaklara göre 45 binin üzerinde canımızı kaybettiğimiz 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremi, hem canlarımızı hem de doğayı katlettiğimiz 13 Şubat 2024 Erzincan İliç altın madeni olayı, tren ve araba kazaları… Daha bir sürü olay ve örnek verilebilir. Hatta ben bu satırları yazarken ya da sizler okurken bile birileri, birilerinin ihmal ve kusurundan kaynaklı hayallerini ve umutlarını arkada bırakıp yitip gitmekte. Peki neden biz bunları yaşıyoruz ve yaşamaya da devam edecek gibi görünüyoruz?

Bir toplumda bilim, denetim, adalet, hesap verebilirlik bizi koruyan, sevdiklerimizin ve geleceğimizin güvencesini oluşturan kavramlardır. Ne kadar bilimden uzaklaşırsanız o kadar öngörünüzü kaybedersiniz. Bir de buna ihmal, denetimsizlik, duyarsızlık ve hesap vermemezlik gibi faktörler eklenince, sonucunda çoğu zaman yürek burkan trajedilerle biten kazalar ve ölümler oluyor. Toplum olarak başımıza gelmiş ve gelecek olan olaylar, bize bu kavramların ne kadar tehlikeli ve ölümcül bir döngü yarattığını gösteriyor. Bilimden uzaklaşmak, akıl ve mantıkla hareket etmeyi terk etmek, öngörünüzü kaybetmek demektir. Bilim, insan hayatını kolaylaştırmak ve korumak için en güvenilir rehberdir. Ancak, bilimsel verileri göz ardı ederek alınan kararlar veya eksik bilgilerle ve denetimlerle sürdürülen uygulamalar, kaçınılmaz olarak büyük facialara neden olmaktadır. Her şey yolunda iken küçük bir detay gibi görülen ihmaller, maalesef bazen yüzlerce insanın hayatına mal olabiliyor.

Örneğin, bir binanın deprem yönetmeliğine uygun yapılmaması veya otelin yangın durumunda ortaya çıkabilecek olumsuzluklar düşünülerek yapılmaması, altın madeninin sonrasında doğaya ve yaşama vereceği zararların göz ardı edilmesi…

Örneğin, bir binanın deprem yönetmeliğine uygun yapılmaması veya otelin yangın durumunda ortaya çıkabilecek olumsuzluklar düşünülerek yapılmaması, altın madeninin sonrasında doğaya ve yaşama vereceği zararların göz ardı edilmesi…

(Görsel Kaynağı:Ekonomim.com)

Sonuç mu, elbette kazaları neredeyse kaçınılmaz hale getiriyor. Bu ihmallerin bedelini ise ne yazık ki masum canlar ödüyor, sorumlular ise kronikleşen sorumsuzlukları ile kendileri dışında sorumlu bulma yarışına giriyor. Bu aymazlık toplumun üst katmanından alt katmanına doğru iniyor. Kartalkaya’da yaşanan yangının daha dumanı dahi bitmeden, yanan canlar toprağa verilmeden pistlerde insanlar kayak yapmaya, oteller rezarvasyonları almaya, turlar gelmeye devam ediyor. Hani mahallemizde cenaze olduğunda biz ne televizyon ne de müzik açmazdık ya saygımızdan ölüye, şimdi daha ölenlerin bile sayısı tam belli olamadığı, dumanı tüten bir felaketin dibinde kayak ya da tatil yapmayı becerebilir duruma nasıl ve neden geldik? 

Yaşam özgürlüğü ve adalet insanlığın yüzyıllardır temel ihtiyacıdır. Adaletsiz bir şekilde yaşam özgürlükleri elinden alınarak ölen insanlarımızın başına gelen bu ihmaller zincirinin bir gün bizlerin ya da sevdiklerimiz de başına gelebileceği gerçeğini asla unutmayın. O zaman keşke dememek adına bu gün iyikileri heybemize doldurmalıyız. Bu gün başımıza gelen her şey dün aldığımız kararların bir sonucudur. Yarın başımıza gelecekler ise bu gün alacağımız kararların bir sonucu olacaktır. Bilimsel sistemlerin doğru işlediği yerlerde insan yorulmaz ve korunurken, insanın yorulduğu ya da korumasız olduğu yerlerde ise ne yazık ki sistemler sorgulanmaz/sorgulanamaz. Neden mi? Çünkü o bir sistem değildir, menfaat/ler zinciridir.

Son söz olarak hayatın kara mizahı şöyledir, sen dersini alana kadar aynı yerden sana ders vermeye devam eder. Öğrendiğinde de artık dersin biter. 

Artık görmedim, duymadım, bilmiyorum deme!?

Instagram

X

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
7
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam