Stoik Yazar Matt Haig
Uzun zamandır okuma/dinleme listemde olan ve sıranın bir türlü gelmediği (neredeyse bir yıldan fazla bir süredir beklediğini rahatlıkla söyleyebilirim) İnsanlar kitabına nihayet sıra geldi. Kitapseverler beni anlayacaktır, hiç bitmeyen okuma listelerimiz, almayı planladıklarımız, online bir sitede sepette bekleyen kitaplarımız, müdavimi olduğumuz kitapçımıza girdiğimizde görüp dayanamadıklarımızla okunmayı bekleyen çeşit çeşit kitap listelerimiz vardır. Tabii son yıllarda bu listelere bir de sesli kitap eklendi. Bu liste konusu uzar gider. Hemen asıl konuma dönüyorum.
Geçenlerde kitapsever bir arkadaşımla tabii ki kitaplar üzerine yaptığımız bir sohbet sırasında konu Matt Haig ve kitaplarına geldi.
"İnsanlar"ı Kubilay Tunçer, "Gece Yarısı Kütüphanesi"ni Sezin Akbaşoğulları ve "Rahatlama Kitabı"nı Sercan Gidişoğlu seslendirmiş.
Matt Haig hakkında
Yazarlığıyla ilgili bazı notlar
Yazar olma konusunda Matt Haig’i cesaretlendiren, onun yazmayı sevdiğini genç yaşlarda fark eden İngilizce öğretmeni, kitap okumanın bir video oyunu kadar eğlenceli ve heyecanlı olabileceğini gösteriyor. Hatta Haig, bir röportajında Gece Yarısı Kütüphanesi romanındaki Bayan Elm karakterini bu öğretmeninden esinlenerek yazdığını söylüyor.
Rahatlama Kitabı’nda kendinden, yaşadığı zor dönemlerden ve ağır depresyonundan samimiyetle bahsediyor. Henüz kitaplarını okumadıysanız kendinden ve hayatından bahsettiği bu kitabını hemen okumayın derim. Önce kurgu kitaplarıyla Matt Haig’in hayal dünyasına girip bıraktığı ipuçlarını topladıktan sonra tanıştığınızda, o hikâyeleri neden yazdığı daha anlamlı hale geliyor. Zorluklardan geçen, korkularıyla mücadele eden, hayatını sorgulayan ve nihayetinde de tüm çözümleri kendi içinde bulan biri olması, İnsanlar ve Gece Yarısı Kütüphanesi kitaplarının üzerimdeki etkisini daha da anlamlı hale getirdi.
Pek çok ülkede Gece Yarısı Kütüphanesi, Zamanı Durdurmanın Yolları ve Yaşama Tutunmak İçin Nedenler, İnsanlar kitapları haftalarca listelerin başında kaldı. Yazarlık kariyeri boyunca birden fazla ödül aldı ve kitapları otuzdan fazla dile çevrildi. Kurgu ve kurgu dışı kitap yazmaktan hoşlanan Haig belirli bir türle sınırlanmaktan hoşlanmıyor. Kitaplarında seçtiği konular kadar yazım tarzı da kitaplarının sevilmesini etkiliyor. Haig, özellikle kurgu dışı kitaplarında okurlarıyla karşılıklı sohbet ediyor gibi bir dil kullanıyor. Kendi hayatından örnekler vererek okurun “evet, bunu ben de yaşadım.” demesini sağlıyor. Hatta zaman zaman bir arkadaşımızla dertlerimizi paylaşıyor gibi hissetmemiz mümkün.
Hayatında erken yaşlardan itibaren anksiyete ve depresyonla savaşmış biri olduğu ve sorunlarını kendi gücünün farkına vararak çözdüğü için, kişisel gelişim temalı olmayan romanlarında bile bu konuları kullanıyor. Kitaplarında alt metin olarak kişisel gelişim mesajlarını yakalamak mümkün olsa da bunu popüler kişisel gelişim kitaplarındaki gibi sıradan bir dil kullanarak değil, felsefeyi temel alarak işlediğini atlamayalım. Stoacı filozoflardan özellikle de Marcus Aurelius ve Epiktetos’tan ilham aldığını, okurlarını kendi içlerindeki gücü hatırlamaya çağırmasından bile fark etmek mümkün. Ayrıca Gece Yarısı Kütüphanesi kitabındaki Nora karakteri felsefe mezunu olduğu için Nora’nın hikâyesinde de birçok filozofa yer veriyor. Özellikle Henry David Thoreau dan pek çok alıntı yapıyor.
Yazarken belirli bir rutini ve vazgeçemediği bir çalışma mekânı olmayan Haig, yazmak için özel bir masa ve alan hazırlasa da günün herhangi bir saatinde ve herhangi bir yerde yazabildiğini; kitaplarını yazmadan önce kafasında bir fikir olduğunu ama çoğu zaman hikâyenin süreç ilerledikçe değişip geliştiğini söylüyor. Akıcı ve sade bir dili olduğu için özellikle romanları daha ilk sayfalarda okuru içine çekiyor ve elinden bırakmak istemeyeceği bir hızla sürükleyici şekilde ilerliyor.
Yorum Yazın