onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Toplumsal Travmalar ve Kolektif Bellek: Hafızamızın Yükü

etiket Toplumsal Travmalar ve Kolektif Bellek: Hafızamızın Yükü

sinem Boduk
07.02.2025 - 23:06

Türkiye, tarihi boyunca büyük felaketler, krizler ve dönüşümler yaşamış bir ülke olarak, toplumsal travmaların etkilerini nesiller boyunca taşıyan bir hafızaya sahiptir. Depremler, ekonomik krizler, siyasal çalkantılar, savaşlar ve kitlesel göçler, yalnızca bireylerin değil, kolektif belleğin de temel unsurlarından biri haline gelmiştir. Bu travmaların nasıl hatırlandığı, nasıl aktarıldığı ve toplumu nasıl şekillendirdiği önemli bir sorudur. Ancak daha kritik olan, bu travmaların tekrarlanmasını önlemek için ne derece etkin mekanizmalar geliştirildiğidir.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

1. Toplumsal travmaların psikolojik ve sosyolojik etkileri

1. Toplumsal travmaların psikolojik ve sosyolojik etkileri

Toplumsal travmalar, bireysel düzeyde post-travmatik stres bozukluğu (PTSB), anksiyete ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açarken, toplumsal düzeyde kolektif kimlik, aidiyet duygusu ve güven algısını değiştirir. Örneğin:

  • 1999 Gölcük Depremi, Türkiye’de doğal afetlerin yalnızca fiziksel değil, psikolojik etkilerini de gözler önüne serdi. Ancak 24 yıl sonra yaşanan 2023 Kahramanmaraş Depremleri, geçmişten alınmayan derslerin bir kez daha acı sonuçlara yol açtığını kanıtladı. Bu, sadece mühendislik eksikliği değil, kolektif bellek ve karar alma mekanizmalarının işleyiş biçiminin de bir göstergesidir.

  • Toplumda kronikleşen kriz kültürü, sürekli bir belirsizlik ortamı yaratmaktadır. Türkiye’de ekonomik krizlerin etkileri yalnızca satın alma gücüyle sınırlı kalmamış, sosyolojik düzlemde bir “gelecek kaygısı” ve “toplumsal depresyon” oluşturmuştur.

Psikolog Pierre Janet, travmatik olayların bastırılmasının ilerleyen dönemlerde toplumda tekrarlayan krizlere yol açabileceğini savunur. Türkiye’de de benzer bir durum görülmekte; geçmişte yaşanan afetlerden ve krizlerden ders alınmadığında, yeni olaylar benzer sonuçlara yol açmaktadır. Bu bağlamda, toplumsal travmaların yalnızca bir felaketin ardından anımsanması değil, kalıcı çözüm politikalarına dönüşmesi gerekmektedir.

2. Kolektif bellek: Geçmiş nasıl hatırlanır?

Kolektif bellek, bireysel anılardan farklı olarak, toplumların geçmişi nasıl hatırladığı ve aktardığı ile ilgilidir. Maurice Halbwachs’a göre, bellek bireysel değil, toplumsal bir olgudur. Türkiye’de bu bağlamda üç temel bellek türü öne çıkar:

  • Resmi Bellek: Devletin eğitim müfredatı, anma törenleri ve tarih yazımı yoluyla şekillendirdiği kolektif hafızadır. Ancak resmi bellek, çoğu zaman travmatik olayların sorumlularını göz ardı ederek eksik bir tarih anlatısı oluşturur.

  • Halk Belleği: Anlatılar, ağıtlar, edebiyat, müzik ve sanat yoluyla aktarılan hafızadır. Örneğin, Maraş Depremi’ne ilişkin bireysel anılar halk anlatılarıyla birleşerek kalıcı hale gelir. Ancak bu bellek türü, resmi bellekle çoğu zaman çelişir.

  • Medyatik Bellek: Dijital çağda, sosyal medya ve görsel medya kolektif belleğin yeni taşıyıcılarıdır. Kriz anlarında sosyal medya paylaşımları, travmaların nasıl hatırlanacağını belirler. Ancak, hatırlama biçimi algoritmaların ve popüler anlatıların etkisiyle şekillendiğinden, bir olayın sadece belirli yönleri ön plana çıkartılabilir.

Türkiye’de bu üç bellek türü sıklıkla çatışma halindedir. Resmi söylem ile halkın hafızası arasında farklılıklar olduğunda, toplumsal travmaların etkisi daha derin ve karmaşık hale gelir.

3. Travmalardan ders çıkarmak: Unutmak mı hatırlamak mı?

3. Travmalardan ders çıkarmak: Unutmak mı hatırlamak mı?

Travmaların kolektif bellekte nasıl ele alındığı, bir toplumun geleceğe nasıl baktığını belirler. Örneğin:

  • 1939 Erzincan Depremi ve 1999 Gölcük Depremi, yapı güvenliği ve afet yönetimi konusunda dersler çıkarmamız gereken olaylardı. Ancak her büyük deprem sonrası yaşanan ihmaller, kolektif unutkanlığın bir göstergesi olarak karşımıza çıktı.

  • 12 Eylül 1980 Darbesi ve 15 Temmuz 2016 Olayları, siyasi travmaların nesiller boyunca nasıl taşındığını gösterdi. Bu olaylar yalnızca yaşayan bireyleri değil, sonraki kuşakları da etkileyerek, siyasal kutuplaşmayı derinleştirdi. Ancak buradaki kritik soru şudur: Bu travmalar yalnızca ideolojik hatıralar mı yaratıyor, yoksa gerçek anlamda dersler çıkarmamızı sağlıyor mu?

Toplumlar, travmalarını doğru analiz edip, kalıcı çözümler ürettiklerinde kolektif belleği iyileştirebilirler. Örneğin, Almanya’nın Holokost’u unutmamak üzerine inşa ettiği eğitim ve anma politikaları, tarihsel travmalarla yüzleşmenin bir modelidir. Türkiye’de ise benzer bir hafıza politikası henüz gelişmemiştir.

4. Çözüm ve gelecek perspektifi: Travmalardan güçlenerek çıkmak

Toplumsal travmaların etkilerini azaltmak için:

Psikososyal Destek Programları yaygınlaştırılmalı ve afet sonrası travma terapisi, bireysel değil toplumsal ölçekli bir yaklaşım olarak ele alınmalıdır.

Eğitim Müfredatında toplumsal travmalar, objektif ve bilimsel bir şekilde ele alınmalı, sadece resmi söylemlere bağlı kalmadan farklı perspektifler sunulmalıdır.

Anma ve Hafıza Mekanizmaları oluşturularak, geçmişin unutulması değil, ders çıkarılması sağlanmalıdır. Türkiye’de bu alanda büyük bir eksiklik bulunmaktadır.

Toplumsal Dayanıklılık Politikaları geliştirilmeli; krizlere hazırlıklı, dayanışma kültürünü güçlendiren ve kriz sonrası iyileşme süreçlerini hızlandıran mekanizmalar inşa edilmelidir.

Türkiye’nin tarihi, kayıtların ne yazık ki tanıklık ettiği derin yaralarla şekillenmiş bir geçmişe sahip.

Türkiye’nin tarihi, kayıtların ne yazık ki tanıklık ettiği derin yaralarla şekillenmiş bir geçmişe sahip.

Bu yaralar, bazen bir toplumun kolektif hafızasında silinmeyecek izler bırakmış, bazen de acılar, korkular ve kayıplar, nesiller boyu aktarılmıştır. Geçmişin travmalarını doğru bir şekilde ele almak, sadece acıların hatırlanması değil, bu acıların, hatırlanarak toplumun bilinçli bir şekilde geleceğe taşınması sürecidir. Ancak bu sürecin en kritik noktası, geçmişin sadece travmalarla anılmaması, aynı zamanda bu travmaların ne şekilde yönetilmesi gerektiğiyle ilgilidir. Bu yönetim, toplumların yalnızca travmalarından ders çıkarmakla kalmayıp, bu dersleri gelecekteki toplumsal yapılarında, eğitim sistemlerinde, hukuklarında ve insan hakları temellerinde uygulamaları gerektiğini ifade eder.

Unutmak, belki de geçmişin en tehlikeli yanıdır. Çünkü unutulan bir travma, yeniden yaşanma potansiyeline sahiptir. Bu, toplumsal hafızanın zayıflamasıyla beraber, eski hataların ve yanlışların bir gün tekrar karşımıza çıkabileceği gerçeğini barındırır. Ve daha da önemlisi, unuttuğumuz her travma, bu hataların toplum üzerinde kalıcı izler bırakmasının önünü açar. Geçmişin travmalarını hatırlamak ve onları doğru bir şekilde yönetmek, yalnızca acıları anmakla değil, aynı zamanda bu acıların tekrar yaşanmaması için tedbirler almakla ilgilidir.

Bu tedbirler, toplumların ve bireylerin hayatta kalma mücadelesini doğrudan etkileyen, insan hayatını en değerli varlık olarak kabul eden, her türlü istismarı ve ihmali önleyici önlemlerle pekiştirilmelidir. İnsan hayatı, bazen değeri en kolay unutulan ve en kolay harcanan şey haline gelebiliyor. Fakat bir toplumun, geçmişindeki travmalardan ders almadığı, ihmallerin ve hataların sürekli tekrarlandığı bir ortamda, insan hayatının değeri sadece bir istatistikten ibaret kalır. Unutulmamalıdır ki, geçmişin unutturulmaya çalışılan acıları, bir gün yeniden can alabilir. Ve bir toplum, ancak hatalarını hatırlayarak, acılarına karşı doğru önlemleri alarak ve geleceği inşa ederken geçmişi rehber alarak daha sağlıklı bir geleceğe adım atabilir. Bu, insan hayatını ucuzlatan değil, değerini her anlamda artıran bir toplum yaratma yoludur.

Instagram

X

LinkedIn

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam