Güne bakacak olursak 8 dakika önceyi görüyoruz, geceleri gökyüzündeki yıldızlara bakacak olursak yüzbinlerce, bazen milyonlarca yıl önceyi. Çünkü o yıldızları bize görünür kılan ışığın gözümüze varması o kadar zaman alıyor. Zaman; fizikçiler, teologlar, filozoflar, sanatçılar tarafından uzun zamandır anlaşılmaya çalışılan ve pek de beceremediğimiz bir konu. Modern fizik atom altı diyarları ve uzay fiziğini daha yeni yeni anlamaya başlıyor. Zaman kadar temel bir konuyu daha çözümleyememiş homosapiensin her konu hakkında ahkâm kesmesi yine türümüzün zavallılığına güzel bir örnek sayılır. Sonuçta zaman olmadan hız gibi basit bir şey bile askıda kalır.**
Zaman size sıradan, akışkan, sabit akımla akan bir nehir gibi geliyor olabilir. Belki de biz abartıyoruz zaman ve beyin meselesini. İşte bu deney zaman dediğimiz şeyin dışarıda olup biten bir şey olmadığına çok güzel bir örnektir. Eğer dışarıda olan bir şey olduysa neden sizin bakmanıza göre bu değişebilir. Zaman algısı, zamanın akıp gidiyor hissi, zamanı anlama çabası gibi konular ise çok daha karışıktır. Mesela 1 dakika 60 saniyeden oluştur ama size bir jet uçakta, Kuzey Amerikalı Lockheed YF-12’de 4100 km/saatte hissettiğiniz hız ile bir kettle başında kahve içerken beklediğiniz 1 dakika aynı mıdır? Aslında bunlara, yani zamana BEYNİMİZİN ÇIKTILARI denir. Beynimizin çıktıları ile ilgili fikir yürütmeye ya da hakikati bulmaya çalışmak en zorudur. Çünkü dediğimiz gibi beynimizin birer çıktısı bir ürünü bunlar. Yani beynimizi kullanarak yine beynimizin ürettiği bir ürün hakkında ahkâm kesmeye çalışıyoruz. Yani zamanı anlamaya çalışmak bir futbol maçına 10-0 yenik başlamak gibi bir durum. 1600 yıl önce aziz Augustinus bu durumu güzel özetlemiş: 'Öyleyse nedir zaman? Eğer bana kimse ne olduğunu sormuyorsa, o zaman bilirim. Ama birine anlatmak istersem de o zaman artık bilmem.'
Hem geçmişe ve bugüne ilişkin zaman kuramları vardır ki o da zamanın algılanışını değiştirir. Bugüncülük yani PRESENTALİZM teorisinde sadece bu an vardır. Geçmiş olmuş ve bitmiştir, gelecek ise daha olmamıştır. 'Present' zaten şu an demektir. Bu teoride zaman yolculuğu mümkün değildir. Çünkü sadece şu an vardır. Bu yüzden bir yerden bir yere de gidemezsiniz. Öte yandan zaman akıp gitmektedir. Geçmişten geleceğe doğru. Diğer büyük teori ETERNALİZİM. Eternal Latincede sonsuz ebedi demektir. Bu teoriye göre geçmiş, gelecek ve şu an hepsi aynı anda mevcuttur. Nasıl ki İstanbul ve İzmir aynı anda var ise, bu farklı zaman dilimleri içinde geçerlidir. Bu yüzden zaman yolculuğu mümkündür zira farklı zamanlar olduğundan bu zamanlar arasında gitgeller yapılabilir. Bu teoride ise zamanın her hali hep var olduğundan zaman akıp gidemez.
Borges’in harika kitabı Olağanüstü Masallar’da 'ZUANG Zİ’NİN DÜŞÜ' hikayesinden söz edeceğim. Zuang Zi düşünde bir kelebek olduğunu gördü ama uyandığında, düşünde kendini bir kelebek olarak gören bir insan mı yoksa düşünde kendini bir insan olarak gören bir kelebek mi, olduğunu bilemedi. “Zaman, beni oluşturan malzemedir. Beni boydan boya kaplayan bir nehirdir zaman ama o nehir de ben’im; zaman beni mahveden kaplandır, ama o kaplan da ben’im; beni tüketen ateştir zaman, ama o ateş de ben’im. Ne yazık ki dünya gerçek; ben de ne yazık ki, Borges’im.”
* Evrimagaci.org
** Karar.com
Yorum Yazın