Uğur Batı Yazio: Nedio? Okumak İptiladır, Müptelalara Selam!
Doksanlı yılların başında Beyazıt Meydanında sahaf tezgahlarının olduğu yerde bir panoda yazan söz dikkatimi çekmişti: “Okumak iptiladır, müptelalara selam!”
Bir yayınevi sloganı olarak da bildiğiniz bu söz okumanın bir bağımlılık olduğunu; okumaya alışan insanın okumaya bağımlı hâle geleceğini ifade ederek, tüm bağımlılara (okuma bağımlılarına) selam olsun diyordu.
Okumak da okuyana selam vermek de önemli doğrusu. Bakın Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin son yıllardaki verilerine göre, kitap biz Türk insanının ihtiyaç listesinde 235. sırada yer alıyor. Önceki 234’ü merak ettim doğrusu. Siz?
Raporda, 78 milyon nüfusa sahip olan Türkiye’de geçtiğimiz yıl kişi başına düşen kitap sayısı 8.4 olurken, kitap okumaya ayırdığımız süre ortalama 1 dakika...
TÜİK’in geçen yıl açıkladığı Türkiye okuma raporuna göre ülkemiz okuma oranında dünya ülkeleri arasında 86. sırada yer alıyor. Türk insanı günde 6 saat televizyon izleyip, 3 saat internet kullanılırken kitap okumaya günde 1 dakika zaman ayırıyor.
Enfes diyorum!
Basit bir adam olarak hep hiss-i kablelvukû rüzgarında olayım dedim ama doğam izin vermiyor. Şöyle düşünüyorum:
İşte burada yapmaya çalıştığımız şey bu nedenle önemli. Türkiye'nin ilk ve en büyük sosyal içerik platformu Onedio'da benim içerik kuratörlüğümde, Onedio ekibinin samimiyeti ve profesyonelliğiyle harika bir iş çıkaracağız. Fakat biz bir detayız. Mesele eşsiz yazarlarımızda. Alanlarında uzman, özgün, kendinden menkul ve makbul görüşleriyle okuyucumuza çok özel bir okuma deneyimi sunacağız, buna eminim. Hayır fikrimi değiştirdim, asıl mesele siz okuyucularımızda. Sizin çok değerli zamanınızı değerli içeriklerimizle sizin için sizden ödünç alacağız.
Zaman önemli, okuduğun her kelime önemli, anlamadığın ve anlamadığın her kelime önemli...
Kendimi düşünüyorum sonra. Bakıyorum da dünyada dâhiler gittikçe azalıyor. Galileo bir parça toprak, Newton öldü, Einstein yok, Hawking yeni bir yok oluş senaryosu bile yazamıyor, Steve de gitti, Huawi fena bastırıyor. Tesadüf müdür bilmiyorum ama bu aralar ben de kendimi iyi hissetmiyorum! Ahaa yok yok durum hiç öyle değil. Bana hiç öyle bakmayın; konuşup duruyorum ama ömrüm çaresiz, nefesim kifayetsiz.
Ben belki de bir ‘hiç’im olan biten her şey karşısında.
Galat-ı meşhur lügat-ı fasihten evladır ama ülkenin sohbeti de yazısı da budur. Az çok biliyoruz, kendisini hep pek bir yalnız hisseden canım ülkem abartının, parodinin, saçmalığın memleketi. Her yerde görürsün bunu. Her alanda ne kadar dip varsa değer görür, kalitesizlik aşinadandır. Ucubelik tahtırevandır. Kitabı, sineması, televizyonu, kültürü, sanatı ise tahterevallidir! Ülkede gerçekler kavimler göçü göçebelik dönemi, hayaller ise fütüristtir.
Aslında bu dünyada, bu ülkede insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Şefkati, acıyı, umutsuzluğu, varlığı, yokluğu öğrenmek hepimizin uykularını kaçırıyordu.
Postmodern olacaklar, kayıp olacaklar, kifayetsiz olacaklar, ganimetçi olacaklar, kadın olacaklar, erkek olacaklar, ezik de olacaklar, en çok saçma olacaklar. Belki de harika tiplerle tanışacağız. Harika işler yapan insanlarla... Ve olaylarla... Ve olgularla....
Aynen öyle... Bekleyin çok güzel yazıları. Hep takip edin. Demokrat, katılımcı, adil, gündem odaklı, bilim odaklı, düşünce odaklı, inisiyatifi olan, bilen, tartışan, söz hakkı veren yazıları bekleyin. Her hafta, her ay, her gün karşınıza çıkan özel yazılar... Şimdiden diyorum: Onedio, bunedio, ben nediyom, asıl biz nediyoz, hepimiz önümüze bakalım mı neler gelecek sırada?
Yorum Yazın
okuma süresi 1 dk imiş bunlar benim evde okuduğum kitabı nerden biliyorda süreyi hesaplıyor
İşte birazda bu yüzden...