Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Umut Nur Sungur Yazio: Mutluluğun Resmi
Nazım Hikmet'in “Saman Sarısı” isimli şiirinde “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” hepimize aşina olduğu mısrasıdır. Ünlü şair bu şiirinde mutluluk kavramını ve nasıl görselleştirilebileceğini sorgular. Bu şiirin yazıldığı tarihten 60 yıl sonra hala mutluluk kavramını sorguluyor ve hepimiz onun peşinden koşuyoruz.
Peki sizi ne mutlu eder? Hiç düşündünüz mü? Açık bir gecede yıldızlara bakmak, nefesinizi kesen bir macera romanı okumak, bağıra bağıra şarkı söylemek, dans etmek..?
Mutluluk, farklı insanlar için farklı şeyler ifade eden geniş yelpazesi olan bir terim. Yani bizleri mutlu eden şeyler özneldir, kişiye ve zevklerine göre değişir. O zaman önce mutluluğun bizler için gerçekte ne anlama geldiğini düşünelim. Ardından mutlu olmamıza yardımcı olacak küçük şeyler üzerinde duralım. Örneğin şarkı söylerken, roman okurken, müzik dinlerken, enstrüman çalarken, dans ederken, spor yaparken, resim çizerken kendinizi mutlu veya huzurlu hissediyor musunuz? Bir konsere, bir oyuna veya bir sergiye gitmek sizi mutlu ediyor mu? Çoğunuzun evet dediğini duyar gibiyim. Peki sizce de sanat ve mutluluk arasında bir bağ yok mu? 2010 yılında 1500 kişiyle yapılan bir çalışmaya göre var. Bu çalışmada tiyatro, konser ve galeri / müze ziyaretleri gibi kültürel deneyimlerin, psikolojik iyilik halinin en önemli belirleyicilerinden bir tanesi olduğu tespit edilmiş.
Aslında yeni ayakkabılar veya yeni bir video oyunu almak da sizi mutlu edebilir. Ama kısa sürede ayakkabılardan bıkabilir, oyundan sıkılabilir ve tekrar alışverişe çıkabilirsiniz. Bu tüketim dünyasında, sonsuz arzu döngüsü içinde sürekli daha fazlasını istiyoruz. Bize kalıcı mutluluk vereceklerini düşünerek zenginlik, güç, veya başarı peşinde koşuyoruz. Ancak satın aldığımız yeni ayakkabı, iş yerinde aldığımız promosyon, piyangoyu kazanmak ya da yeni aşk ilişkimiz bizi çok mutlu etse de bu mutluluk bir süre sonra etkisini yitirir. Çünkü hiçbir duygu sonsuza denk aynı düzeyde kalmaz. Acı da, mutluluk da zirveye ulaştıktan sonra azalacaktır ve sonra yeniden yükselecektir. Ama bizler yaşamımızdaki küçük şeylerden mutlu olmayı başarabiliriz. Yürüyüşe çıktığımızda güneşin batışının güzelliğinin farkına varabiliriz, yemek yerken yemeğinizin tadını çıkarabiliriz, arkadaşlarımızla daha yakın bağ kurabiliriz.
Dalai Lama “Mutluluk Sanatı” adlı kitabında 'Hayatımızın amacı mutlu olmaktır” der. Elbette hepimiz mutlu olmak istiyoruz. Ancak mutluluk, öyle kolayca ulaşabileceğimiz bir şey değil ki. O bir son nokta değil, ulaştığınızda elde ettim diyerek üstünü çizebileceğiniz bir şey değil. Mutluluk bir hedef de değil, o da sanat gibi bir değer bence. Ve araştırmalar da yaşamında bir amacı olduğunu düşünen insanların daha mutlu olduklarını göstermekte. Bu durumda hangi eylemin bizi mutlu ettiğini fark edip, ilgi alanlarımızı ve tutkularımızı keşfettiğimizde, değerlerimizle örtüşen hedefler belirleyip hayatımızda anlam bulabilir ve kendimizi mutlu hissedebiliriz.
Yorum Yazın