onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Yapay Zeka Destekli İlk Dağ Belgeselinin Yönetmeni Zafer Geyikçi: Bilim ve Sanatın Sinemadaki Gücünü Gösterdik

etiket Yapay Zeka Destekli İlk Dağ Belgeselinin Yönetmeni Zafer Geyikçi: Bilim ve Sanatın Sinemadaki Gücünü Gösterdik

Zafer Geyikçi’nin yönettiği Kapadokya’nın Gizemli Mabedi: Erciyes belgeseli, izleyicilerine sadece bir coğrafyayı tanıtmakla kalmıyor, aynı zamanda tarihin derinliklerinden günümüze uzanan bir yolculuğa çıkarıyor. Bu etkileyici belgesel, Kapadokya ve Erciyes’in hem doğal hem de kültürel zenginliklerini, bilimsel ve sanatsal bir bakış açısıyla harmanlayarak gözler önüne seriyor. Geyikçi, zorlu çekim koşullarını ve derin araştırmalarıyla, bu mistik coğrafyanın tarihsel sırlarını ve medeniyetler arası bağlantılarını etkileyici bir şekilde gün yüzüne çıkarıyor.

Ayrıca, Nevşehir Belediyesi ve Nevşehir Valiliği’nin destekleriyle bu belgesel, bölgenin tanıtımına ve kültürel mirasının korunmasına önemli bir katkı sağlıyor. Yerel yönetimlerin bu projeye olan katkıları, hem Kapadokya’nın hem de Erciyes’in ulusal ve uluslararası arenada daha geniş kitlelere tanıtılmasına olanak tanımaktadır.

Belgeselin yaratım sürecini ve detayları bu röportajda okuyabilirsiniz, keyifli okumalar...

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

- Kapadokya ve Erciyes gibi tarihî ve doğal zenginliklerin belgeselinizde işlenmesi, geçmişi anlamaya yönelik nasıl bir katkı sağlıyor? Bu belgesel, bilim ve sanatın birleşimiyle insanlık tarihinin sosyolojik ve doğayla olan ilişkisini nasıl ele alıyor?

- Kapadokya ve Erciyes gibi tarihî ve doğal zenginliklerin belgeselinizde işlenmesi, geçmişi anlamaya yönelik nasıl bir katkı sağlıyor? Bu belgesel, bilim ve sanatın birleşimiyle insanlık tarihinin sosyolojik ve doğayla olan ilişkisini nasıl ele alıyor?

Dünya tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri, yazının icadı şüphesiz ki. Yazının icadıyla birlikte olaylar kayda alınabilir ve saklanabilir hale geldi. Peki, bu neden bu kadar önemli? Çünkü bilim ve sanatın temel amacı, geçmişi ve geleceği anlamaya çalışarak bugüne yön vermektir. Yaşamı daha anlamlı kılmak için sorulara yanıt arayan bu iki kavram, uyumlu fakat farklı yaklaşımlarıyla her zaman aynı amacı taşır. Peki, bu ihtiyacın sebebi nedir? Böylesine derin bir soruyu sormak kolaydır ancak cevabı karmaşıktır. İşte bu noktada, biz de bu sorunun bir yanıtı olmayı hedefledik.

Bilim ve sanatı bir araya getirerek, belgesel sinemanın gücüyle bir dokümanter video hazırladık. Bu belgesel, insanlığın geçmişten bugüne doğayla olan ilişkisini ve bu ilişkinin sosyolojik boyutlarını inceliyor. Erciyes Dağı özelinde, Kapadokya başlığı altında hazırlanan bu belgeselin önemi tam da burada yatıyor. Üstelik, ilişki kurduğu medeniyetlerle binlerce yıllık bir geçmişe sahip olması, ilgilendiği uygarlıkları göz önüne aldığımızda bu önemi daha da net bir şekilde ortaya koyuyor.

- Belgeselinizde “gizemli mabet” ifadesiyle neyi vurgulamak istediniz? İzleyiciler, Kapadokya’nın tarihî derinliğiyle örtüşen bu gizemli alanlarda hangi keşifleri yapma fırsatına sahip olacaklar?

Kapadokya bölgesinde erken Hristiyanlık dönemine dair pek çok iz bulabilirsiniz. Bu izlerin çoğu, günümüzde müzeye dönüştürülmüş ve halka açılmıştır. Aktif olarak ziyaret edilebilen bu alanlarda yer alan freskler, erken Hristiyanlık için oldukça önemli belgeler olarak kabul edilir ve her biri kutsal alanların değerli birer parçasıdır. Bugüne kadar bu alanlar üzerine birçok çalışma yapılmış, fresklerin neye hizmet ettiği ve anlamları büyük ölçüde açıklığa kavuşmuştur. Erken Bizans dönemine tarihlenen bu eserlerden önce, Roma döneminde Pagan dinine mensup halkın da benzer kutsal alanlar oluşturduğunu biliyoruz.

Ancak bu döneme ait eserler az sayıda günümüze ulaşmıştır. Daha eskiye, Hititler ve Kanişliler gibi medeniyetlere baktığımızda, binlerce yıllık tarihin zenginliğiyle karşılaşırız. Kapadokya, bu medeniyetlerin tarih boyunca kesişme noktası olmuş; bir mabet, kutsal alan, merkez ve stratejik bir kale olarak önemli bir rol üstlenmiştir. Ancak Kapadokya'nın bu zengin tarihini, doğal bir miras olarak koruyabilen en özel unsurlardan biri Erciyes Dağı’dır. Ulaşımı zor ve koşulları çetin olan bu dağ, tarih boyunca gizemini koruyabilmiştir. Zirveye yakın bölgelerde yer alan Roma dönemine ait Apollon tapınakları ve hala çözülememiş yazıtlar, Erciyes Dağı’nın taşıdığı sır dolu geçmişi daha da dikkat çekici kılmaktadır.

- Belgeselin çekim süreci sırasında karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi? Özellikle zorlu hava koşulları veya beklenmedik durumlarla nasıl başa çıktınız?

- Belgeselin çekim süreci sırasında karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi? Özellikle zorlu hava koşulları veya beklenmedik durumlarla nasıl başa çıktınız?

Dört bölümden oluşan belgeselimizin röportaj çekimlerini, özel olarak tasarladığımız stüdyomuzda gerçekleştirdik. Bu süreçte, stüdyonun sanat yönetimi ve atmosferi büyük önem taşıyordu.  Her akademisyenin anlatım tarzına uygun olarak arka plan düzenini ufak dokunuşlarla yeniden şekillendirmek için ihtiyaç duyulan materyalleri toplamak oldukça zahmetli oldu. Buna ek olarak, dış çekimler ise süreci daha da zorlu hale getirdi. Şehrin dört bir yanına—güney, kuzey, doğu ve batısına—yaptığımız seyahatlerde, ekibimiz zorlu yolları aşarak etkileyici görüntüler elde etmeyi başardı.

Zorluklara örnek vermek gerekirse, Gereme Harabeleri, Erciyes Dağı’nın Develi tarafında, tepelerin arasında yer alıyor. Buraya ulaşım oldukça meşakkatli; çünkü asfalt yol olmadığı gibi, sıradan araçların ilerleyebileceği bir altyapı da bulunmuyor. Yerleşim yerinin olmaması durumu açıklasa da çekim için gerekli şartlar oluşmadığında alana ulaşmak mümkün olmuyor. Bu noktada, Erciyes A.Ş. tarafından prodüksiyon ekibimiz için tahsis edilen özel 4x4 araçlar sayesinde bölgeye ulaşabildik. Ancak yolculuk sırasında araçların geçtiği bazı yollar uçuruma çıkıyordu. Bu zorluğu aşmamızda yol durumunu çok iyi bilen Erciyes A.Ş. personeli şoförlerimizin desteği büyük oldu ve kendilerine teşekkür ederiz.

Bir diğer zorluk ise belgeselimizde yer alacak zirve görüntüleriydi. Ağustos ayında gerçekleştirilen bir zirve tırmanışı etkinliğine katılan ekibimiz, 3.200 metreye ulaştıktan sonra olumsuz hava koşulları ve oksijen yetersizliği nedeniyle geri dönmek zorunda kaldı. Zirveye ulaşmak, amatörler için oldukça zorlu bir süreçtir. Kısa rota—Şeytan Boğazı—6,5 saat, uzun rota—Sırt Rotası—ise yaklaşık 10 saat sürmektedir.

İlk girişimden sonuç alamayan ekibimiz, zirve görüntüleri için profesyonel dağcı ve Yahyalı Zabıta Müdürü Hasan Akkuş’tan destek aldı. Erciyes Dağı’na tırmanışın ne denli ciddi bir aktivite olduğunu vurgulamak önemlidir. Özellikle 2 Kasım 1991’de Şeytan Boğazı’nda gerçekleşen trajik kazada, ülkenin en değerli iki profesörü ve profesyonel dağcısını kaybettiğimizi hatırlamak, bu zorluğun ciddiyetini gözler önüne sermektedir.

- Erciyes Dağı ve çevresindeki kültürel mirası anlatırken hangi kaynaklardan ve uzmanlardan yararlandınız? Bu süreçte hangi araştırmalar, eserler veya görüşler size rehberlik etti?

Belgesel filmimizde konuşmacı olarak yer alan hocalarımızın yazdığı makaleler, tezler ve onlarla birebir kurduğumuz ilişkiler, belgeselin temel bilgi kaynağını oluşturdu. Kanişliler ve Hititler üzerine Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu’nun çalışmaları, tabletler için Mogens Trolle Larsen’in Kültepe Tabletleri eseri başlıca kaynaklarımız arasında yer aldı.

Erciyes Dağı’nın oluşumu üzerine, Dr. Öğr. Üyesi Erdal Şen’in doktora tezlerinden, Roma ve Kapadokya Krallığı için ise Araştırmacı Yazar Halit Erkiletlioğlu’nun Kapadokia Krallığı kitabından yararlandık. Ayrıca, bu dönemler üzerine araştırmalar yapmış ve makaleler yayınlamış Prof. Dr. Cahit Günbattı, Mahmut Akok, Prof. Dr. Ufuk Kara ve Tahsin Özgüç gibi değerli isimlerin çalışmaları da belgeselimizin bilgi altyapısını güçlendirdi.

- Belgeselinizin anlatım tarzı nasıl şekilleniyor? İzleyicilere sadece bilgi sunmak yerine, onları bir zaman yolculuğuna çıkaran bir hikaye anlatımı mı tercih ediyorsunuz?

- Belgeselinizin anlatım tarzı nasıl şekilleniyor? İzleyicilere sadece bilgi sunmak yerine, onları bir zaman yolculuğuna çıkaran bir hikaye anlatımı mı tercih ediyorsunuz?

Belgeselin en sevdiğim yönü, izleyiciyi zamanda yolculuğa çıkarıp tekrar günümüze getirebilmesidir. Günümüzle başlayan kurgu, bir anda 3,5 milyon yıl öncesine uzanıyor ve görsel efektler ile canlandırma sahneleriyle adım adım tekrar bugüne dönüyor. Bu yaklaşım, izleyiciyi gerçeklikten koparıp hayal dünyasına sürüklerken, aynı zamanda verilen bilgiyi sıkılmadan öğrenmesini sağlıyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

- Kapadokya ve Erciyes’i anlatırken kültürel, tarihsel ve doğal unsurlar arasında nasıl bir denge kurdunuz?

Konu öylesine birbiriyle ilişkili ki, bizim tek yaptığımız bu konuları titizlikle bir araya getirmek oldu. Bunu yaparken tarihten, arşiv görüntülerinden, günümüz görsellerinden ve teknolojiden faydalanmayı ihmal etmedik. Tüm bu disiplinleri bir araya getirerek çok sesli ve dengeli bir çalışma ortaya koymayı başardık. Bu da içindeki uyumu izleyiciye etkili bir şekilde aktarmamızı sağladı.

- Belgeselinizde yerel halkın kültürel mirası, efsaneleri veya anlatıları ne kadar önemli bir yer tutuyor?

- Belgeselinizde yerel halkın kültürel mirası, efsaneleri veya anlatıları ne kadar önemli bir yer tutuyor?

Belgeselde adı geçen her medeniyet ve dönem, kendi zamanında benzersiz ve efsanevi bir yere sahipti. Bugün modern toplum anlayışına baktığımızda, bu medeniyetlerin düşünce yapısı ve yaşam biçimlerinin evrilerek günümüze ulaştığını açıkça görebiliyoruz. Bu da onları her açıdan özel kılıyor.

- Bu belgesel sürecinde sizi en derinden etkileyen an veya sahne hangisiydi? Özellikle duygusal veya görsel açıdan unutulmaz bir deneyim yaşadığınız bir an var mı?

Koç Dağı’nın patlamaları beni en başından beri belgeselde en çok etkileyen kısım oldu. Bugün yaşadığım topraklar üzerinde 3. 5 milyon yıl önce yaşanan bu korkunç olayı, Erciyes Dağı’nın bulunduğu noktaya bakarken hayal etmek, üzerimde korkunç bir etki yaratıyor. Belgeselde bu etkiyi kısmen verebilsek de gerçekte eminim çok korkunç bir görüntüye ve yıkıma neden olmuştur.

- “Kapadokya’nın Gizemli Mabedi: Erciyes”in izleyicilerde nasıl bir etki yaratmasını umuyorsunuz?

- “Kapadokya’nın Gizemli Mabedi: Erciyes”in izleyicilerde nasıl bir etki yaratmasını umuyorsunuz?

İnsanoğlunun doğayla ilişkisine farklı bir pencereden bakmasını sağlamak, beni çok mutlu ediyor. Türkiye’de Erciyes Dağı gibi birçok doğal güzellik bulunuyor ve bu değerleri olduğu gibi kabul edip benimsiyoruz. Ancak bu alışkanlık, zamanla doğayı görmezden gelmeye ve ona olan saygımızı yitirmeye neden oluyor.

Bu durum, bir katliamın fitilini ateşleyebilir; çünkü göz ardı ettiğimiz doğa, küresel ısınmanın da etkisiyle artık cömertliğini üzerimizden çekiyor ve bizi kendi cehennemiyle yüzleşmeye hazırlıyor. Oysa geçmişe baktığımızda, doğaya duyulan saygı ve sevgi, onun insanlara sunduğu cömertlikle takdire şayan bir uyum içinde ilerliyordu. Bu uyum, bize dünyanın temel işleyişini yansıtan “biyofili” kavramını hatırlatıyor: insan ve doğanın mükemmel birlikteliği. İşte bu bakış açısını insanlara sunabilmek, hazırladığım bu belgeseli değerli kılan ve yaratmasını umduğum etkinin özüdür.

- Bu proje sonrası üzerinde çalışmayı düşündüğünüz başka belgesel fikirleri var mı?

Anadolu, kültürel ve doğal zenginlikleriyle eşsiz bir coğrafya. Bu nedenle, dünyanın dört bir yanından sanatçılar Anadolu’nun bu derinlikli mirasından ilham almak için adeta bir yarış içinde. Belgesel yapımcıları ve yönetmenler içinse bu topraklar bir hazine niteliğinde; hikayeler öylesine çok ki, biri bitmeden bir diğerine yönelmek için sabırsızlanırsınız.

Ben de o aç gözlü yönetmenlerden biriyim. Erciyes Dağı ile ilgili belgeselimize başlamadan önce bile başka bir projeyle ilgileniyordum. Kendi alanında bir ilk ve dünya sinemasında dikkat çekecek bir konuydu. Başta belgesel olarak ele almayı planlarken, şu sıralar bunu bir sinema filmine dönüştürme fikrini de düşünmeden edemiyorum.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

- Zafer Geyikçi olarak belgesel sinemasına olan ilginizin temelleri nasıl atıldı? Bu yolculukta sizi etkileyen, ilham veren isimler veya deneyimler oldu mu?

- Zafer Geyikçi olarak belgesel sinemasına olan ilginizin temelleri nasıl atıldı? Bu yolculukta sizi etkileyen, ilham veren isimler veya deneyimler oldu mu?

Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü mezunuyum. Üniversite eğitimim boyunca aldığım tarih ve sanat tarihi derslerinde, tarih ile sanatın birlikteliğine dair pek çok iz gördüm. Bu durum, bende tarihe ve görsel iletişime olan ilgiyi uyandırdı. Sinemayla olan ilişkim, bu tarih-görsel iletişim dilini daha derin bir şekilde kullanmamı sağladı. Yaşadığım toprakları keşfetme, anlama ve kendimi tanıma yolunda derinleşen kişisel arayışlarım, beni daha fazla üretime teşvik etti.

Belgesel sinemasına olan ilgim, Tamara Kotevska ve Jimmy Chin gibi yönetmenlerden büyük ölçüde etkilendi. Doğayla ilişkimi güçlendiren ve belgesel sinemasının etkileyici gücünü gösteren yapımlara imza atan bu iki yönetmen—ki bir tanesi Oscar ödüllü—bana ilham kaynağı oldu.

Ayrıca, uzun zamandır bağımsız sinemayla ilgileniyor ve sinema tarihi üzerine aldığım çeşitli eğitimlerle görsel iletişim dilinin gücünü daha etkili kullanma yolunda ilerliyorum. Etkilendiğim yönetmenlerle bu birikimi bir araya getirerek, sinema alanında kendimi geliştirmeye devam ediyorum.

- Kendi sinematik anlatım tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Görsel anlatımın gücü ve görüntüyle hikaye anlatmanın sizin için taşıdığı anlam nedir?

Sinema, diğer sanat dalları gibi, belirli kaygıları anlatmak için görsel anlatım dilini kullanan ve teknolojinin olanaklarından faydalanan bir sanat türüdür. Dijital dünyanın erişilebilirliğinin artması, bu sanatı daha cazip hale getirirken, her sahnede değişen kompozisyonlar ve zaman çizelgesi sayesinde insan zihniyle derin bir bağ kurarak, belli noktalarda etkili bir uyarım sağlar. Beni en çok etkileyen ise hikâye anlatımına uygun sahneler seçip bu sahnelerde algı oyunları yaratarak, izleyicinin zihninde benim hayal ettiklerimi canlandırmasını sağlayabilmektir. Bu nedenle, kendi anlatım tarzımı oluştururken, sahnedeki objeler, nesneler, kişiler ve doğayı bir neden-sonuç ilişkisi içinde kullanmak anlatım dilimin temelini oluşturur.

Çoğu zaman bu yaklaşımı benimsesem de bazen deneyselliğe yönelerek kurgunun gücünden faydalanıyorum. Kurguda bir görseli başka bir görselle ilişkilendirerek neden-sonuç bağlamı kurmak, deneysel bir yöntemdir; çünkü herkesin kurduğu ilişki kendine özgüdür. Sinemanın gücü, anlatı dilimde ihtiyaç duyduğum tüm unsurları bana sunuyor. Evet, bu biraz pahalı bir sanat dalı, ancak müzik, heykel, insan, resim, doğa gibi farklı unsurları bir araya getirme imkânı sunduğu için benim için vazgeçilmez bir ifade biçimi.

- Bir yönetmen olarak bu belgesel size neler öğretti? Kendi gelişiminize nasıl bir katkı sağladı?

- Bir yönetmen olarak bu belgesel size neler öğretti? Kendi gelişiminize nasıl bir katkı sağladı?

“Kapadokya’nın Gizemli Mabedi: Erciyes' belgeseli, benim için adeta bir eğitim öğretim yılı gibiydi. Okul yıllarıma dönmüş gibi hissettiğim bu süreçte, birçok şey öğrenerek kendimi geliştirdiğim bir yolculuk yaşadım. Belgeselin senaryosunu yazarken edebiyatın, yapay zeka uygulamalarını kullanırken teknolojinin, binlerce yıllık bir tarihi belli bir akış içinde toplarken kurgunun ve tarihin gücünden faydalandım. Aynı zamanda hem hazırlık hem de çekim sürecinde edindiğim bilgiler, sinemanın büyüleyici gücünü daha derin bir şekilde deneyimlememi sağladı.

Sinemayı her yönüyle tattığım ve bu proje sayesinde doyuma ulaştığım özel bir yıl oldu. Beni hem kişisel hem de profesyonel anlamda çokça geliştiren, ileriye taşıyan bir proje olarak, sinema alanında kendimi daha güçlü hissetmemi sağladı. Bu süreçte öğrendiklerim arasında en önemlileri saydım; ancak bunlara ek olarak irili ufaklı pek çok şey daha var. Yine de onlar benim kişisel arayışlarımın birer parçası olduğu için şimdilik bende kalsın.

Röportaj: Hande İpekgil

Instagram 

Threads

X

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam