onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Özel İçerik
check-circle
Bu içerik, Onedio.com kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Haberler
Yapay Zekâ O Kadar da Yapay Olmayabilir!

etiket Yapay Zekâ O Kadar da Yapay Olmayabilir!

Çok konuşuluyor, çok tartışılıyor, ben de tasarım zekâsı çalışan bir sektör uygulamacısı olarak yapay zekâ ve eğitim konusunu tartışmaya açmak istedim. Bu konuda araştırmalarımı yaparken, teknoloji eğitiminde Türkiye’nin ilk online öğrenme platformu Bilişim Garajı’na yolum düştü ve bu başlıkta açtığım soruları Bilişim Garajı lideri Zerrin Topal’a sordum. 

Bilişim Garajı, geleceğin eğitimi, hibrit öğrenme, bilişim, öğrenme çalışan bir platrofm. Garaj, ‘kodlama’, ‘üç boyutlu tasarım’, ‘akıllı cihaz tasarımı ve programlama’, ‘web tasarımı’ , ‘girişimcilik’ ve 'görsel sanatlar' alanlarında bilgi ve beceri kazandıran bir online öğrenme platformu aynı zamanda. Öyle ki, her yıl Türkiye’nin 71 ilinde, 3000'den fazla eğitim noktasında ve 100.000'den fazla öğrenciye ulaşıyor. Bilişim Garajı öğrencilerin deneyimlerini ve ihtiyaçlarını anlamak, öğrenme süreçlerinin etkinliğini artırma, içerikleri iyileştirme ve öğretim stratejilerini optimize etme açısından oldukça kıymetli. Bilişim Garajı öğrenme platformunda yer alan anlık geri bildirim mekanizmaları sayesinde öğretmenler ve sistem yöneticileri, eksiklikleri hızla tespit edip gerekli müdahaleleri yapabilirler.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Yapay zekâ ve öğrenmede bir kadın teknoloji lideri: Zerrin Topal

Yapay zekâ ve öğrenmede bir kadın teknoloji lideri: Zerrin Topal

Bilişim Garajı CEO’su Zerrin Topal, yapay zekâ, oyunlaştırma, sanal gerçeklik gibi teknolojileri hizmetleriyle dünya çapında teknolojiler üretiyor. Eğitimin ve teknolojinin hayatta neler değiştirebileceği konusuna odaklanan ve bu değişimi doğru yönlendirmek üzere çalışan Topal, Türkiye’de girişimcilik ekosisteminde de lider isimlerinden. Türkiye’nin ileri teknoloji eğitim platformu Bilişim Garajı’nın Kurucu ve CEO’su olarak “Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi” kategorisinde de önemli bir oyuncu.

Buna ek olarak 2023 yılında eğitim teknolojileri alanında yenilikçi çözümler sunan CatchUpper platformu ile iş birliği yaparak öğrencilere ve eğitimcilere yönelik dijital eğitim araçlarını zenginleştirme ve erişilebilir hale getirme hedefini de gerçekleştiren Zerin Topal, “yapay zekâ ve eğitim” ilişkisinde biz önemli şeyler söyleyebilecek durumdaki isimlerden. Özellikle yüzde yüz yapay zekâ üretimi olan CatchUpper, özellikle yapay zekâ temelli öğrenme deneyimlerinde ve eğitim içeriklerinin küresel dünyaya deneyiminde eğitim ve teknoloji alanına değer katıyor.

Zerin Topal ile gerçekleştirdiğimiz iki röportajda, yapay zekâyı farklı açılardan ele alıyoruz. İlk röportajımızda, yapay zekânın genel doğasını ve toplumsal etkilerini derinlemesine inceledik. İkinci röportajda ise, bu teknolojinin eğitimle olan ilişkisini keşfettik. Birbirini tamamlayan bu sohbetlerin sonunda o kadar çok soru sorduk ve o kadar değerli cevaplar aldık ki, şimdi tüm bu bilgileri adım adım ve keyifle keşfetmeye başlayalım.

-Sevgili Zerin Topal, son yıllarda neredeyse tüm gelecek teknolojilerine 'yapay zekâ' etiketini yapıştırmaya başladık. Bu konuda ne düşünüyorsun? Yapay zekânın hızla gelişmesi, sadece teknoloji dünyasını değil, pek çok sektörü de dönüştürmeye başladı. Teknolojinin bu evrimine nasıl bakmalı ve gelecekte yapay zekânın toplumsal etkileri hakkında neler öngörüyorsun?

-Sevgili Zerin Topal, son yıllarda neredeyse tüm gelecek teknolojilerine 'yapay zekâ' etiketini yapıştırmaya başladık. Bu konuda ne düşünüyorsun? Yapay zekânın hızla gelişmesi, sadece teknoloji dünyasını değil, pek çok sektörü de dönüştürmeye başladı. Teknolojinin bu evrimine nasıl bakmalı ve gelecekte yapay zekânın toplumsal etkileri hakkında neler öngörüyorsun?

Bu ilginç ve önemli konu.  Son yıllarda oldukça popüler ve üzerinde çokça tartışılan bir alan haline geldi. Yapay zekâ, kısa bir tanımla, bilgisayar sistemlerinin insan benzeri düşünme ve karmaşık problem çözme yeteneklerini simüle etme süreci olarak ifade edilebilir. Yapay zekâ alanındaki çarpıcı ve hızlı gelişmeler, sadece teknoloji endüstrisini değil, aynı zamanda tıp, eğitim, otomotiv, finans, tarım ve diğer birçok sektörü de önemli ölçüde etkilemekte ve dönüştürmekte. Yapay zekâ; bilgisayar bilimleri ve mühendislik gibi teknik alanların çok ötesine geçerek, toplumun her alanında daha belirgin bir şekilde ve daha etkili olarak yer bulmakta ve yaygınlaşmakta. Bu durum, bireylerin yaşamlarını daha pratik ve kullanışlı hale getirirken, iş süreçlerini de büyük oranda revize etmekte ve dönüştürmekte, bunu görmeliyiz. Bu zekâ türü aynı zamanda yenilikçi çözümler sunarak ekonomik ve sosyal faydalar sağlamakta. Ayrıca, bu teknolojilerin gelecekteki gelişimi, eğitimden sağlığa kadar birçok alanda daha fazla etki yaratacak ve insanlık için yeni fırsatlar yaratma potansiyeline sahip olacak. Bence açılımı bu.

-Yapay zekâ nedir ve nasıl çalışır? Bu teknolojinin temel özellikleri, kullanım alanları ve insan hayatındaki etkileri hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Yapay zekâ, bilgisayar sistemlerinin insan benzeri zekâya sahip olabilme yeteneği olarak tanımlanır. Bu sistemler, yüksek kaliteli veri analizi, karmaşık problem çözme, etkili öğrenme ve bilinçli karar verme gibi insan zekâsının özel niteliklerini taklit etmeyi hedeflerken, aynı zamanda insan davranışlarını ve düşünce süreçlerini taklit edebilme kabiliyetine de sahip. Yapay zekâ, genellikle makinelerin bilgi toplamasını, kapsamlı bir şekilde öğrenmesini, verileri anlamasını ve mantıklı sonuçlar çıkarmasını sağlamak amacıyla kullanılan çeşitli algoritmalar ve karmaşık yapay sinir ağları ile desteklenmekte. Ayrıca, birçok farklı sektörde etkin bir şekilde kullanılan yapay zekâ, otomasyon süreçlerinden tıbbi uygulamalara, finansal analizlerden ulaşım sistemlerine ve eğitim alanına kadar uzanan, derin bir yelpazede çeşitli ve etkili uygulamalara sahip olan bir teknolojidir. Bu durum, yapay zekânın, günümüz dünyasında ne denli önemli ve etkili bir rol oynadığını açık bir şekilde göstermekte. Kullanıcıların ihtiyaçlarına ve taleplerine yönelik geliştirilen yapay zekâ uygulamaları, süreçlerin daha verimli hale gelmesine katkıda bulunurken, aynı zamanda insan yaşamını da kolaylaştıran bir unsur haline dönüşmekte.

-Yapay zekâ, makine öğrenmesiyle aynı şey midir? Bu iki kavram arasındaki farklar nelerdir ve nasıl birbirlerini tamamlarlar?

-Yapay zekâ, makine öğrenmesiyle aynı şey midir? Bu iki kavram arasındaki farklar nelerdir ve nasıl birbirlerini tamamlarlar?

Tam öyle denemez. Daha çok derin ve örüntüsel bir öğrenmedir. Mesela makine öğrenmesi, bilgisayar sistemlerinin belirli bir görevi başarılı bir şekilde yerine getirmek için veri kullanarak kendilerini geliştirmesini sağlayan oldukça önemli bir alandır. Bu süreç, verilerin detaylı analizi ve etkili modelleme yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilen bir çalışmadır. Derin öğrenme ise makine öğrenmesinin daha özel ve derin bir alt dalıdır. Derin öğrenme, yapay sinir ağları kullanarak, karmaşık veri temsillerini otomatik olarak öğrenen gelişmiş algoritmaları içerir. Bu yenilikçi teknolojiler genellikle karmaşık veri setlerini analiz etmek ve büyük miktarda veriyi hızlı ve etkili bir şekilde işlemek için kullanılmakta. Örneğin, bir derin öğrenme modeli, görüntü tanıma veya doğal dil işleme gibi zorlayıcı ve karmaşık görevleri başarıyla gerçekleştirebilir. Makine öğrenmesi ve derin öğrenme, günümüzde birçok farklı endüstride yaygın bir şekilde kullanılmakta ve hızla gelişen çok dinamik bir alan olmaya devam etmekte. Bu alanın ilerlemesi, birçok sektörde yenilikçi çözümlerin ve uygulamaların ortaya çıkmasını sağlayarak, iş süreçlerini ve hizmet kalitesini önemli ölçüde artırmakta.

-Yapay zekâ, doğal dil işleme ve görüntü işleme arasında bir ilişki var mı? 

Karşılaştırayım: Doğal dil İşleme, bilgisayarların insan dilini anlaması ve işlemesi için kullanılan çeşitli yapay zekâ tekniklerini kapsar. Bu teknikler, metin madenciliği, duygu analizi, konuşma tanıma gibi birçok farklı uygulamada yaygın bir şekilde kullanılabilir. Özellikle, dilin anlamını kavrayabilen sistemler geliştirerek, kullanıcıların daha doğal ve etkili bir şekilde iletişim kurmalarına olanak tanır. Bu alandaki gelişmeler, kullanıcıların dilsel etkileşimlerini daha akıllı ve verimli hale getirmeyi amaçlamaktadır. 

Görüntü işleme ise, bilgisayarların görüntüleri anlama ve yorumlama yeteneklerini geliştiren teknikleri içerir. Günümüzde, bu teknikler nesne tanıma, yüz tanıma ve görüntü sınıflandırma gibi çeşitli uygulamalarla entegre edilmekte olup, sürekli daha da gelişmektedir. Bu alan içinde en çok kullanılan tekniklerden bazılarıdır ve bu teknikler sayesinde bilgisayarlar görselleri etkili bir şekilde analiz edebilmekte ve anlamlandırabilir. Her iki alanda da kullanılan yapay zekâ teknikleri, günümüzde birçok endüstride önemli ve etkili uygulamalar sağlamakta, böylece iş süreçlerinin optimizasyonuna katkı bulunmakta ve kullanıcı deneyimlerini zenginleştirmekte. Bunu açıkça görüyoruz. Kullanıcıların ihtiyaçlarına ve taleplerine daha iyi cevap verebilen sistemler sayesinde, teknolojinin sunduğu avantajlar da artırılmakta. Bu tür teknolojiler, hayatın birçok alanında devrim yaratan yenilikçi uygulamalar geliştirilmesine olanak sağlamaktadır. Böylece, her iki alanda da sürekli olarak yeni çözümler ve imkanlar yaratılmakta, insanların günlük yaşamlarını kolaylaştıran çalışma yöntemleri ortaya çıkmaktadır.

-Yapay zekâ, etik bir teknoloji olabilir mi? Gelecekte yapay zekâ kullanımı, insan hakları, mahremiyet ve önyargı gibi etik sorunlarla nasıl başa çıkabiliriz?

-Yapay zekâ, etik bir teknoloji olabilir mi? Gelecekte yapay zekâ kullanımı, insan hakları, mahremiyet ve önyargı gibi etik sorunlarla nasıl başa çıkabiliriz?

Yapay zekâ ve etik konusu, günümüz dünyasında hızla gelişen ve sürekli evrilen yapay zekâ teknolojisinin kullanımına bağlı olarak bir dizi farklı moral ve etik prensibi derinlemesine incelemekte ve tartışmaya açıyor. Bu geniş kapsamlı konu altında, yapay zekâ uygulamalarının insanların mahremiyetini ihlal etme olasılığı oldukça önemli bir mesele olarak öne çıkıyor bence. Bireylerin kişisel bilgilerini koruma gerekliliği, toplumsal bütünlüğü tehdit eden unsurların ortadan kaldırılması amacıyla da büyük bir önem taşıyor. Ayrıca, telif haklarına saygı gösterme zorunluluğu, yaratıcıların eserlerini koruma açısından elzemdir. Yine toplumun faydası için yapay zekâ uygulamalarının etik sınırlar içerisinde kullanılma gerekliliği, günümüz teknolojisinde göz ardı edilmemesi gereken başka bir kritik konudur. Aynı zamanda, yapay zekâ algoritmalarının önyargı ve ayrımcılık riski de büyük bir tehdit oluşturmakta ve bu durum dikkatle değerlendirilmelidir. 

-Peki ya yapay zekâ hata yaparsa!?

Yapar zaten. İrrasyonel olabilir, önyargılı olabilir.  Mesela önyargılı verilerle eğitilen sistemlerin toplumda ne gibi sorunlar yaratabileceği üzerinde titizlikle durmak, her teknolojin sağladığı faydalara rağmen, çok önemlidir. Yapay zekâ sistemlerinin geliştirilmesi ve yaygın bir biçimde kullanılması aşamalarında bu etik ve moral prensiplerinin dikkate alınması, tüm bu sebeplerle birlikte teknolojinin toplum üzerinde sadece olumsuz değil, olumlu bir etki yaratmasını ve insanların yaşam kalitesini artırmasını sağlamaktadır. Böylelikle, toplumun karşılaştığı karmaşık sorunlar, yapay zekânın sağladığı olanaklarla daha etkin ve verimli bir şekilde ele alınabilir ve çözüm yolları bulunabilir. Bu etik ilkeler, yapay zekâ teknolojilerinin sadece geliştirilmesiyle kalmayıp, aynı zamanda uygunsuz ve istismar edici kullanımlarının da önlenmesi açısından son derece önem taşıyor.

-Yapay zekâ bir devrim mi?

Bilmiyoruz. Şu an için yorumlayabiliriz. Yapay zekâ, günümüzün hızla gelişen ve teknoloji odaklı dünyasında pek çok endüstride farklı ve çeşitli uygulamalara sahip olmanın ötesinde, bu yenilikçi teknolojiler sayesinde yaşamın birçok alanında devrim niteliğinde değişiklikler meydana getiriyor. Benim şahsi fikrim bu. Örneğin, finans sektöründe dolandırıcılığı önlemek ve tespit etmek amacıyla son derece etkili ve yenilikçi yöntemler geliştirmek için sıkça kullanılmakta bugün.  Bu durum, finansal güvenliği artırma hedeflerine önemli katkılarda bulunarak daha güvenli bir ekonomik ortam sağlıyor. Sağlık sektöründe ise, tanı ve tedavi süreçlerini desteklemek amacıyla yapay zekâ sistemleri büyük bir rol üstlenmiş durumda.  Bu da hastaların daha doğru ve hızlı bir şekilde tedavi edilmelerine olanak tanıyarak yaşam kalitelerini artırıyor. E-ticaret alanında, bireylere kişisel ilgi alanları ve tercihlerine göre özelleştirilmiş öneriler sunarak alışveriş deneyimlerini zenginleştirip, böylece müşteri memnuniyetini önemli ölçüde artırmayı da başarıyor. Bunun yanında mesela otomotiv sektöründe sürücüsüz araçların geliştirilmesinde önemli bir unsur haline gelmekte ve bu durum da ulaşım alanındaki dönüşümü hızlandırarak insanlara yeni bir mobilite şekli sunmaktadır. Bunun yanı sıra, güvenlik sistemlerinde, oyun endüstrisinde, tarım ve lojistik gibi birçok farklı alanda da yapay zekâ kullanımı hızla artmakta ve yaygın bir şekilde benimsendiği görülmektedir. Bu alanlarda yapay zekânın sağladığı avantajlar, rekabet gücünü artırarak daha verimli süreçlerin ortaya çıkmasına yardımcı olmakta ve işletmelerin genel verimliliklerini büyük ölçüde yükseltmektedir.

-Yapay zekânın gelecekteki potansiyeli hakkında ne düşünüyorsunuz? Hangi alanlarda en büyük değişimi yaratabilir ve bu dönüşüm, toplumları nasıl etkileyebilir?

-Yapay zekânın gelecekteki potansiyeli hakkında ne düşünüyorsunuz? Hangi alanlarda en büyük değişimi yaratabilir ve bu dönüşüm, toplumları nasıl etkileyebilir?

Yapay zekânın potansiyeli, gelecekte daha fazla sektörü etkileyerek, günlük hayatımızda ve iş yaşamında köklü değişiklikler yaratmaya devam edecektir.

Gelecekte yapay zekâ ve öğrenme alanında daha fazla derinleşme ve gelişme bekleniyor. Ben bekliyorum. Günümüzde teknolojinin hızlı bir şekilde ilerlemesiyle birlikte, akıllı cihazlar ve uygulamalar, yapay zekâ ve öğrenme yetenekleri sayesinde insanlarla çok daha etkileşimli ve uyumlu bir şekilde etkileşim kuracak. Bu etkileşim, sosyal yaşantımızdan iş hayatımıza kadar pek çok alanı kapsayacak ve bu sayede insanlar, günlük yaşamlarında daha akıllı ve etkili çözümlerle karşılaşacaklar. Aynı zamanda, tıp, eğitim, finans ve birçok diğer sektörlerde yapay zekâ kullanımı artarak daha da yaygın hale gelecektir. Bu durum, her sektörde verimliliği artırmanın yanı sıra, süreçlerin daha da hızlanmasını sağlayacak ve insanlar, zamanlarını daha değerli işlere harcama fırsatını elde edecekler. Bununla birlikte, yapay zekâ etiği ve güvenliği konularında daha fazla araştırma ve regülasyon yapılması gerekecek. Etik ikilemler, bu yeni teknolojilerin benimsenmesinde önemli bir rol oynayacak ve bu nedenle, toplumların bu konularda yeterli bilgi ve bilinç kazanması hayati önem taşıyor. Gelecekte yapay zekâ ve öğrenme, hayatımızın birçok yönünü köklü bir şekilde dönüştürecek ve her alanda daha da yaygın hale gelecek. Bu gelişmeler, bireylerin yaşam tarzlarını, iş yapma biçimlerini ve eğitim sistemlerini önemli ölçüde etkileyecek. 

Bu bence çok açık ki, yapay zekâ sayesinde verimlilik artacak, süreçler daha da hızlanacak ve insanlar, tekrarlayan işlerden kurtularak daha yaratıcı ve yenilikçi alanlara yönelme fırsatına sahip olacaklar. Bu dönüşüm, aynı zamanda bireylerin potansiyellerini keşfetmelerine ve geliştirmelerine olanak tanırken, toplumların da ilerlemesine katkı sağlayacak. Karşılaştığımız sosyal ve bireysel sorunlara çeşitli çözümler sunarak, toplumların genel refahını artırmayı amaçlayan bu yenilikler, gelecekte hepimizi daha iyi bir yaşam standardına kavuşturmayı hedeflemekte. Sanki güzel günler geliyor. Korkmaya gerek yok ama heyecanlanabiliriz!

Instagram 

Threads

X

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam