onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Yılmazlık Adına “Öz Gelişim”!

etiket Yılmazlık Adına “Öz Gelişim”!

“Özünde olmayan bir şeyi taklit ederek kazanamazsın.” -Beydaba

“Özü doğru olanın, sözü de doğru olur.” -Hz. Ali

“Testinin içinde ne varsa dışına o sızar.” -Mevlana

Özü asilleştiren, yalnızca biçimdir.” -Şadi Şirazi

Yukarıdaki sözlere ek olarak daha birçok söylenmiş söz vardır “öz” ile ilgili. Peki nedir bu öz ve neden bu kadar önemlidir?

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Kısaca açıklamak gerekirse bir şeyi şey yapan, her şeyin tümüne “öz” denir.

Kısaca açıklamak gerekirse bir şeyi şey yapan, her şeyin tümüne “öz” denir.

Eğitim, tasavvuf, felsefe, psikoloji, ekonomi, kimya gibi daha birçok disiplinde ve alanda temel alınan konuların başında öz ve özünü bilme,bulma vardır. Bu kavramın önemini anlamak için halihazırdaki literatür ve kaynaklar incelendiğinde, öz kavramını ele alan ilk disiplinin felsefe olduğunu görürüz.

Başlangıçta Tales, Aneksimandros, Anaximenes gibi doğa filozofları özü ateş, su, toprak gibi maddelerle açıklamaya çalıştıklarını görürüz. Daha sonraları “ben kimim?” sorusunun felsefede temel alınmasıyla öz kavramı idealist felsefede Sokrates ve Platon idealar, realist felsefede Aristo somut varlık, existentialism (varoluşçuluk) felsefede Sartre var olma ile meydana gelen şey olarak açıklamıştır.

Bugün halen birçok disiplinin öz ile ilgili/ilişkili diğer kavramları araştırdıklarını görebiliriz. Öz kavramı ile öne çıkan ve özü tamamlayan kavramlardan birisi de öz gelişimdir. Öz gelişim kavramı her ne kadar kitaplarda, sosyal medya uygulamalarında, TV programlarında, konferanslarda de ele alınmış olsa da net bir şekilde anlaşılamamaktadır. Öz gelişim kavramı ilk olarak Bandura (1986) tarafından sosyal bilişsel yapılandırmacılık kuramına dayandırılarak açıklanmıştır.

Sosyal bilişsel yapılandırmacılık kuramı öğretisine göre inanç, değer, tutum, kültür gibi öze dönük durumların birey dav­ranışları üzerinde oldukça büyük etkisi bulunmaktadır (Schunk ve Zimmerman, 2001). Bandura’nın yanı sıra öz gelişimi Vygotsky sosyo-kültürel temeller üzeri­ne ve Piaget’de biyolojik olgunlaşma (fiziksel durum) temelleri üzerine oturtarak açıklamaya çalışmışlardır.

Dong, Xu, Zhang, Stewart ve Mihalcea (2021) yaptıkları araştırmalar sonucunda bireyin değişim ve gelişim sürecinin motivasyon ve irade olmak üzere iki aşamadan meydana geldiğini açıklamışlardır. Ancak unutulma­ması gereken şey şudur ki; geleneksel başarı motivasyon teorileri incelendiğinde odak noktalarının, insan davranışlarının içsel dürtüler tarafından kontrol edildiği üzerine olduğu görülmektedir.

Yukarıda bahsettiğimiz öz gelişime ilişkin kavramsal gelişim aşamaları aslında iki temel teoriye dayanmaktadır.

Bunlardan birincisi “varlık-öz teorisi” olarak adlandırılmaktadır. Varlık-öz teorisi zekânın doğuştan geldiği ve değiştiri­lemeyeceği görüşünü savunmaktadır. Daha sonraları ikinci olarak gelişim-öz teorisi” ortaya çıkmıştır.

Bu teorinin ortaya çıkmasıyla varlık-öz teorisi etkisini önemli düzeyde kaybetmiştir. Çünkü gelişim-öz teorisi varlık-öz te­orisinin tam aksini savunarak, zekânın uygun şartlar altında ve doğru uygulama­larla geliştirilebilen bir özellikte olduğunu ifade etmiştir (Dweck, 2006). Ancak unutulmaması gereken şey bu gelişimin bireyin yaşamlarındaki amaçlarına ulaş­malarına yardımcı olacak yönde ve düzeyde olmasının gerekmesidir.

Bu bağlamda öz gelişim sürecinin ilerleyişini bilişsel ve duygusal olmak üzere iki yönde ele alabiliriz. Bu boyutlar kendi içerisinde birbirlerinden ayrı görülseler de birbirlerini destekler ve tamamlar nitelikte olduklarından bireyin dengeli bir öz gelişim süreci geçirmesi için oldukça önemlidirler.

Peki öz gelişim düzeyimizi nasıl anlayacağız?

Peki öz gelişim düzeyimizi nasıl anlayacağız?

Kendini geliştirmenin önemli bir göstergesi olarak kişinin dili kullanma bece­risi ve kendini ifade etme biçimi, bize öz gelişim hakkında önemli bir fikir vermektedir. Bu özelliklere dayalı olarak bir tanımlama yapabilmek için yaygın olarak kullanılan “Flesch Reading Ease (FRE)” pu­anının kullanıldığı görülmektedir. Bu puanlamaya göre kişinin uzun cümle ve çok sayıda kelime kulla­nımı onun öz gelişimi adına yüksek başarı gösterdiği anlamına gelmektedir. Bu nedenle FRE’den yüksek puan alınması, kişinin öz gelişimin de yüksek olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilir.

FRE’ye ek olarak bireyin bilgi okuryazarlığı becerisinin sağladığı dinamik yapı kendini geliştirme sürecinde oldukça önemlidir. Elbette öz gelişimi içinde barındırdığı anlam ve dinamikler itibarıyla, olu­şum ve gelişim sürecinde birçok faktörden etkilenmektedir. Bu faktörleri Rabinson ve Aronica (2018) “etkinlik alanı” ve “saha” olarak iki açıdan ele almaktadır. “Etkinlik alanı”, bireyin ilgi duyduğu disiplinleri, etkinlikleri ve konuları içerir.

Örneğin birinin ta­rih ya da matematik dersini sevmesi, müzik ya da resimden hoşlanması gibi ifade edilebilir. İkinci olarak “saha” ise bireyin ilgi duyduğu alan(lar) için hangi çevre ve kişilerle ilişki içerisinde olacağını bilmesidir. Bu bağlamda öz gelişim becerilerinin ilerleyişi ve gelişiminin, birey tarafından seçilen alana uygun eğitimsel, kültürel ve çevresel ortamların sağlanması ile doğrudan ilişkili olduğu unutulmamalıdır.

Her ne kadar öz gelişimi etkileyen yukarıda saydığımız üzere birçok faktör olsa da genel olarak baktığımızda öz gelişim süreci, bireyin kendi sınırlarına ve yapabileceklerine ulaşmak için içsel ve dışsal kaynakları harekete geçirmesini içeren dinamik bir süreçtir.

Bu süreçte kendimize “Neden yapmalıyım? Nasıl yapmalı­yım? Neyle yapmalıyım? Ne yapmalıyım?” gibi bazı sorular sormalı ve bu sorula­rın cevaplarını bulmalıyız. Sayılan tüm bu ve buna benzer soruların hakkıyla cevaplanabilmesi için kişinin aynı zamanda bilişsel esneklik becerisine sahip olması gerekmektedir.

Öz gelişimi ve öz gelişim becerisi yeterli düzeyde olan bireyler daha üst dü¬zeyde eylemler ortaya koyarak hayatlarında başarılı olabilirlerken, bu becerileri düşük düzeyde olan bireyler ise kendilerini yetersiz gördükleri için doğru eylem¬leri ortaya koyamamaktadırlar.

Öz gelişimi ve öz gelişim becerisi yeterli düzeyde olan bireyler daha üst dü¬zeyde eylemler ortaya koyarak hayatlarında başarılı olabilirlerken, bu becerileri düşük düzeyde olan bireyler ise kendilerini yetersiz gördükleri için doğru eylem¬leri ortaya koyamamaktadırlar.

Buna bağlı olarak da bu bireylerin başarılı olma durumlarının düşük olduğu görülür. Kong ve Hau (1996) tarafından yapılan araştırmada kişilerin başarı (öğrenme) hedefleri ve performans hedefleri ile öğrenme yaklaşımları arasında anlamlı bir ilişki oldu­ğu ve bu ilişki incelendiğinde öğrenme hedeflerinin derin güdüyle, performans hedeflerinin ise yüzeysel güdüyle alakalı olduğu görülmüştür.

Başarı yani öğrenme hedefi olan bireyler öğrenme odaklı olup kendini geliştirmeye, gerçek ustalığa ulaşmaya odaklıdırlar ve bunu başaramama endişeleri de oldukça yüksektir. Bu endişe, esasen derin güdünün temel unsuru olan içsel motivasyon tarafından yönlendirilmektedir. Öte yandan performans odaklı bireyler ise başkaları tarafından nasıl yargı­landıkları ile daha fazla ilgilenirler. Aynı zamanda minimum çaba harcayarak sınıf arkadaşlarından veya akranlarından daha iyi performans göstermek için ellerin­den gelenin en iyisini yapmaya çalışırlar. Doğal olarak da bu kişilerin çabaları ve yaklaşımları, bize onların motivasyon kaynaklarının dışsal olduğunu göstermek­tedir.

Elbette performans odaklı olmak kötü bir şey değildir. Ancak öğrenme aşkı ve tutkusunun içerisinde performansın anlam ve değer yaratabileceği de unutulmamalıdır. Sonuç olarak, öz gelişimin bireyin hem başarı çabalarının ve öğrenme hedeflerinin hem de performans hedeflerinin bir çıktısıdır. Öz gelişim becerisinin yeteri düzeyde gelişmiş olması bizim hem psikolojik hem de biyolojik sağlamlılığımız için hayati derecede önemlidir.

Artık görmedim, duymadım, bilmiyorum deme…

KAYNAKLAR

Bandura, A. (1986). The explanatory and predictive scope of self-efficacy theory. Journal of social and clinical psychology, 4(3), 359-373.

Dong, M., Xu, X., Zhang, Y., Stewart, I., & Mihalcea, R. (2021, June). Room to Grow: Understan­ding Personal Characteristics Behind Self Improvement Using Social Media. In Proceedings of the Ninth International Workshop on Natural Language Processing for Social Media (pp. 153-162).

Dweck, C. S. (2006). Aklını En Doğru Şekilde Kullan, (Çev. U. Kaya). Yakamoz Yayıncılık.

Kong, C. K., and Hau, K. T. (1996). Students’ achievement goals and approaches to learning: the relationship between emphasis on self-improvement and thorough understanding. Rese­arch in Education, 55(1), 74-85.

Rabinson, K., ve Aronica, L. (2018). Öz: Eğitimde ve Hayatta Tutku Yaratmak. (Çev. Dilek Poy­raz) 2. Baskı. İstanbul: Solo Yayınları.

Schunk, D. H., and Zimmerman, B. J. (Eds.). (2001). Self-regulated learning: From teaching to self-reflective practice. Guilford Press.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam