onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Zorbalık Nerede Başlıyor? Gizli Müfredat: Aile İçinde Öğretilen Davranış Kalıpları ve Zorbalık Döngüsü

etiket Zorbalık Nerede Başlıyor? Gizli Müfredat: Aile İçinde Öğretilen Davranış Kalıpları ve Zorbalık Döngüsü

sinem Boduk
14.03.2025 - 09:31

Eğitim bilimci olarak yıllardır sahada edindiğim gözlemler, zorbalığın yalnızca bir bireysel eğilim olmadığını, aksine çok boyutlu bir psiko-sosyal dinamik içinde şekillendiğini açıkça göstermektedir. Çocukların sosyal kimlik inşasında ev ortamı belirleyici bir faktördür. Evde gözlemlenen ebeveyn tutumları, disiplin anlayışı, çatışma çözme biçimleri ve duygusal regülasyon yetkinlikleri, çocukların akran ilişkilerinde nasıl pozisyon alacaklarını büyük ölçüde belirler.

Burada kritik nokta, zorbalığın tek başına bir bireyin eğilimi olmadığı, aksine sistematik bir biçimde öğrenildiği ve pekiştirildiğidir. Aile içinde öfke yönetimi ve otorite algısı nasıl şekilleniyorsa, çocuk da bu çerçevede sosyal rollerini oluşturur. Peki, bu süreç nasıl işler ve zorbalık hangi aşamada sistematik bir davranış modeline dönüşür? İşte bu soruların yanıtlarını bilimsel perspektiften değerlendirelim.

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Sosyal öğrenme teorisi ve zorbalığın inşası

Sosyal öğrenme teorisi ve zorbalığın inşası

Bandura’nın Social Learning Theory (Sosyal Öğrenme Teorisi) çerçevesinde, çocukların çevrelerindeki bireyleri model alarak davranış geliştirdiği bilinmektedir. Vicarious reinforcement (dolaylı pekiştirme) mekanizması yoluyla, ebeveynlerinden agresyon veya manipülatif davranış kalıpları gören çocuklar, bunu bir sosyal strateji olarak içselleştirebilir. 

Örneğin, ev içinde sert otorite figürleriyle büyüyen bir çocuk, baskın olmanın bir güç unsuru olduğunu öğrenebilir. Aynı şekilde, sözel veya fiziksel şiddetin problem çözmede etkili bir yöntem olarak algılandığı bir ortamda büyüyen birey, okul hayatında da benzer dinamikleri sergileyebilir. Zorba davranışların erken yaşlardan itibaren pekiştirilmesi, çocuğun ilerleyen dönemlerde empati eksikliği göstermesine ve akran ilişkilerinde domine edici bir rol üstlenmesine neden olabilir. Bu noktada eğitimcilerin erken yaşta farkındalık oluşturması, çocuklara alternatif sosyal stratejiler kazandırması kritik önem taşır.

Bağlanma teorisi bağlamında ebeveynlik tarzları

Bowlby’nin Attachment Theory (Bağlanma Teorisi), zorbalığın temelindeki duygusal güdülenmeleri anlamamıza yardımcı olur. Insecure attachment (güvensiz bağlanma) geliştiren çocuklar, sosyal etkileşimlerinde genellikle agresif veya savunmacı davranışlar sergilemeye daha yatkındır. Authoritarian parenting (otoriter ebeveynlik) modeline maruz kalan çocuklar, disiplinin cezalandırma ve korkuya dayalı olduğunu öğrenir. Bu durum, çocukların okuldaki ilişkilerinde gücün bir kontrol aracı olarak kullanılmasına yol açabilir.

Öte yandan, aşırı hoşgörülü (permissive parenting) veya ihmal edici (neglectful parenting) yaklaşımlar da çocuğun sınır koyma ve öz-denetim mekanizmalarını geliştirmesini zorlaştırabilir. Çocukluk döneminde sağlıklı sınır koymayı öğrenemeyen bireyler, okul ortamında sosyal hiyerarşi kurmak için zorbalığı bir araç olarak kullanabilir.

Bağlanma stillerinin uzun vadeli etkileri de göz ardı edilmemelidir. Erken yaşlarda bağlanma travmaları yaşayan bireylerin yetişkinlikte de sosyal ilişkilerde benzer güvensizlikler taşıdığı, iş yerinde ya da özel yaşamda manipülatif veya pasif-agresif tutumlar sergileyebildiği araştırmalarla ortaya konmuştur. Dolayısıyla, erken müdahale sadece çocukluk dönemi için değil, toplumun gelecekteki psikososyal yapısı açısından da kritik bir adımdır.

Evde öğrenilen iletişim modellerinin okul ortamına yansıması

Evde öğrenilen iletişim modellerinin okul ortamına yansıması

Ebeveynlerin problem çözme ve çatışma yönetimi stratejileri, çocuklar için bir prototip oluşturur. Emotional intelligence (duygusal zeka) yeterlilikleri düşük olan ebeveynler, çocuklarına sağlıklı iletişim becerileri kazandırmada başarısız olabilir. Öfkenin nasıl yönetileceği, anlaşmazlıkların nasıl çözüleceği ve duyguların nasıl ifade edilmesi gerektiği üzerine yapılan gözlemsel öğrenme, çocuğun okul ortamındaki sosyal davranışlarını şekillendirir.

Maladaptive coping mechanisms (uyumsuz başa çıkma mekanizmaları) sergileyen çocuklar, stresle başa çıkma yöntemi olarak zorbalığa yönelebilir. Evde şiddet gören veya duygusal ihmal yaşayan çocukların, akran ilişkilerinde de ya mağdur ya da saldırgan rollerine daha yatkın olduğu birçok araştırmada gösterilmiştir.

Zorbalık döngüsünün kırılması: Eğitim politikaları ve müdahale stratejileri

Eğitim yöneticileri olarak, zorbalıkla mücadelede proactive intervention (proaktif müdahale) stratejileri geliştirmeliyiz. Okul temelli social-emotional learning (sosyal-duygusal öğrenme) programları, çocukların empati geliştirmelerine ve olumlu akran ilişkileri kurmalarına destek olabilir. 

Bunun yanı sıra, öğretmenlerin behavioral intervention plans(davranışsal müdahale planları) konusunda eğitilmesi, sorunlu davranışları erken aşamada tespit etmeye yardımcı olacaktır. Restorative justice practices (onarım odaklı adalet uygulamaları) gibi yaklaşımlar, çocukların zarar verici davranışlarının sorumluluğunu almasını ve etkilerini anlamasını sağlayabilir. Ayrıca, ebeveynlerin bu süreçlere dahil edilmesi, okul-aile iş birliğinin zorbalıkla mücadelede nasıl kritik bir rol oynadığını göstermektedir.

Kültürel ve sosyal dinamikleri göz ardı etmemek

Kültürel ve sosyal dinamikleri göz ardı etmemek

Zorbalık, yalnızca bireysel psikolojik eğilimlerle açıklanamaz; sosyo-kültürel faktörlerin etkisi büyüktür. Medya içerikleri, toplumsal normlar, okul kültürü ve hatta eğitim sisteminin rekabetçi doğası, çocukların güç dinamiklerini nasıl algıladığını şekillendirir.

Systemic approach (sistemik yaklaşım) benimsenerek, ebeveyn eğitimi, öğretmen farkındalığı ve okul temelli psikolojik destek mekanizmalarının bir bütün halinde ele alınması gerekir. Ancak bu şekilde, nesiller boyunca aktarılan zarar verici davranış kalıplarını kırabilir ve sağlıklı bir sosyal yapı inşa edebiliriz. Eğitimciler olarak, zorbalığın bireysel değil, sistematik bir sorun olduğunu kabul edip; çocukların erken yaşta duygusal regülasyon becerilerini geliştirmesine destek olarak, daha sağlıklı bir toplumsal yapı inşa etme sorumluluğunu taşımalıyız.

Instagram

X

LinkedIn

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
1
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam