Merkez ‘Bekle, Gör' Dedi, Dolar, Altın Patladı!
Merkez Bankası politika faizinde değişikliğe gitmedi. Bunun ilk etkisi dövizde hızlı yükseliş oldu. Ek parasal sıkılaştırma günlerinde ise bankalar arası faiz yüzde 7,75 yerine yüzde 9’a çıkarılacak. Ekonomistler bu durumu, “örtülü faiz artırımı” olarak yorumladı.Piyasaların merakla beklediği Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) dün yaptığı toplantıda faiz oranlarını değiştirmedi. PPK, politika faizi olarak anılan ‘bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını’ değiştirmedi ve yüzde 4,5 olarak açıkladı. Ancak Merkez Bankası ek parasal sıkılaştırma günlerinde bankalararası piyasadaki faizlerin yüzde 7,75 yerine yüzde 9 olmasını kararlaştırdı. Bu karar ekonomistlerce ‘gizli faiz artışı’ olarak değerlendirildi. Ekonomi çevreleri dünkü kararı, Merkez’in piyasaların blöfünü görerek manevra alanını daha fazla genişlettiği yönünde yorumlarken, dolar da rekor tazeledi. Güne 2,24’ün altında başlayan dolar PPK kararı sonrası 2,2694 lira ile tarihinin en yüksek seviyelerine çıktı. Merkez Bankası’nın bankalar arası faizin ek parasal sıkılaştırma günlerinde yüzde 7,75 yerine yüzde 9 olacağının açıklanmasının ardından dolar sınırlı bir gerileme yaşadı ve piyasaların kapandığı saatlerde ise serbest piyasada 2,2547 liraya geriledi. Para Politikası Kurulu, piyasadaki ‘0,50 puanlık faiz artışı’ beklentisinin aksine politika faizini sabit tuttu. Merkez Bankası, bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve Borsa İstanbul Repo–Ters Repo Pazarlarında uygulanmakta olan faiz oranlarının sabit tutulmasına karar verdi. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranında da değişikliğe gidilmedi. Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı da Kurul öncesinde olduğu gibi yüzde 4,5 olarak kararlaştırıldı. Marjinal fonlama oranı yüzde 7,75, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma faiz oranı yüzde 6,75, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 3,5 olarak açıklandı. Bununla birikte ek parasal sıkılaştırma uygulanması gerekli görülen günlerde, bankalararası piyasadaki faizlerin yüzde 7,75 yerine yüzde 9 civarında oluşacağı kaydedildi. Ek parasal sıkılaştırmada faizin yüzdre 9 olarak açıklanması, ekonomistlerce, “Örtülü faiz artışı” olarak yorumlandı. Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0, borç verme faiz oranı yüzde 10,25 düzeyinde sabit tutuldu. PPK kararının açıklandığı metinde, “Temkinli para politikası duruşunun, alınan makroihtiyati önlemlerin ve zayıf seyreden sermaye akımlarının etkisiyle kredi büyüme hızları kademeli bir yavaşlama eğilimine girmiştir.” denildi. Bu doğrultuda, altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığındaki iyileşme eğiliminin 2014 yılında da devam edeceği tahminine yer verildi. Kararda şu ifadeler yer aldı: “Yakın dönemde yapılan vergi ayarlamalarına ve döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkilerine bağlı olarak enflasyon göstergelerinin bir süre daha yüzde 5 hedefinin belirgin olarak üzerinde seyredeceği tahmin edilmektedir. Kurul, enflasyon görünümünü orta vadeli hedeflerle uyumlu hale getirmek amacıyla likidite duruşunun sıkılaştırılması gerektiğini belirtmiştir.” Döviz kur artışını dizginlemek dışında Merkez Bankası’nın kalıcı bir faiz artışına gitmesine gerek olmadığına dikkat çeken Denizbank Başekonomisti Saruhan Özel dünkü PPK kararını şöyle değerlendirdi: “Faiz artışı da spekülatif kısa vadeli döviz girişini cezbederek kuru dizginleyecekti. Mevcut faiz düzeyi enflasyon görünümü ve ülke reytingi ile gayet uyumlu. Bu kararı ile gerektiğini kısa süreli olarak faizin biraz daha yükselmesine izin vereceği ama bunu kalıcı hale getirmeyeceğini gösteriyor. Piyasaların blöfünü görerek manevra alanını biraz daha genişletiyor. Bu şekilde piyasasını önüne geçecek ve döviz talebi de bir süre sonra durulup tersine dönecektir. Ekonomist Mahfi Eğilmez ise PPK kararını, “TCMB yine örtük faiz artırımı yaptı. Piyasa bu kararı açık kur artışıyla yanıtladı.” sözleriyle yorumladı. Enflasyonun halen hedeflerin 2,5 puan üzerinde olduğunu belirten Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Macit, enflasyonu tehdit eden en önemli unsurun döviz kuru olduğunu kaydetti. Türk Lirası’nın son bir yılda yüzde 30 değer kaybettiğini aktaran Macit, TL’nin enflasyon üzerindeki ikincil etkilerinin bu yıl görülmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu söyledi. Merkez Bankası’nın şu ana kadar sözlü iletişim ve döviz satışıyla kurdaki yükselişin önüne geçmeye çalıştığının altını çizen Macit, “Fakat bunun çok işe yaramadığı görülüyor. Elindeki satılabilir rezerv miktarı itibarıyla aslında Merkez Bankası’nın burada çok geniş bir manevra alanı da olmadığı görülüyor.” dedi. KORAY TEKİNZaman