onedio
Görüş Bildir

Mülakat Haberleri

Mülakat ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Mülakat ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Gelmiş Geçmiş En Zor 15 Mülakat Sorusu ve Cevapları
1-NİÇİN BU ALANDA ÇALIŞMAK İSTİYORSUNUZ? YANLIŞ CEVAP: ”Alışveriş yapmayı çok severim, çocukken bile saatlerce katalogları incelerdim.” Sizi işe alacak yetkili için neyi sevip sevmediğiniz hiç önemli değildir. Belli bir alandaki geçmişinizi ve varsa başarı öykülerinizi anlatmaya odaklanın. DOĞRU CEVAP: ”Alışveriş yapmayı her zaman sevdim ama bir mağazada çalıştığımdan beri benim ilgimi çeken asıl kısım işin pazarlama kısmı oldu. Çalıştığım yerde ürettiğimiz kıyafetler çok kaliteliydi ama düzenli bir satışımız yoktu. Bu yüzden bir işletmeciyle pazarlama stratejileri üzerine çalıştım ve satışlarımız ilk yılda %25 arttı. Bu endüstri dalında başarılı olmak çok harika bir histi ve kendimi ürünlerin tanıtımı ve pazarlanmasına adadım.” 2- BİZE KENDİNİZDEN BAHSEDİN YANLIŞ CEVAP: ”Michigan Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden geçen yıl mezun oldum ama biyolojinin benim ilgi alanım olmadığının farkına vardım. Böylece başka bir alanda ilk işimi buldum ve satış departmanında işe başladım. Daha sonra bir hukuk firmasının mali işleriyle ilgilendim. Son olarak da birkaç aylık bir tatil arasından sonra tekrar pazarlama dalında çalışmak istedim ve işte daha rekabete açık bir pozisyon için buradayım.” Kendiniz hakkında kronolojik bir sıralama vermektense, güçlü yanlarınız üzerinde durun ve başvurduğunuz pozisyona uygun olarak örneklerle, bu alandaki başarılarınızı kanıtlayın. DOĞRU CEVAP: ”Çok güçlü iletişim kurabilen biriyimdir. Satış departmanında iki yıl çalışmak kendime olan güvenimi arttırdı ve müşterinin güvenini kazanmanın önemini kavrattı. Ayrıca bu işte gerçekten başarılı olabileceğimi anladım. Son işimde firma için müşterilerinin devamlılığını sağlama ve yeni müşteriler bulabilmek adına bir mektup stratejisi belirledim. Bunun sonucunda firmanın karı 2 yılda %10 artış gösterdi. Ek olarak, firmaların daha iyi pazarlama olanakları bulmak adına internet ortamından nasıl yararlanabileceğine dair yeni fikirler üzerinde çalışıyorum ve bu fikirleri seve seve sizin için hayat geçirebilirim.” 3- ESKİ PATRONUNUZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ? YANLIŞ CEVAP: ”Gerçekten yeteneksiz biriydi ve onunla çalışmak bir kabus gibiydi ki bu yüzden işten ayrıldım.” Unutmayın ki eğer işe alınırsanız bunları anlattığınız kişi bir gün patronunuz olabilir. İşe alacakları birinden isteyebilecekleri son şey büyük ihtimalle ağzının bozuk olmasıdır. Eski patronunuzdan kötü bahsetmektense, pozitif yaklaşın ve ondan ne öğrendiğinize odaklanın.(gerçekte ne kadar kötü biri olsa bile) DOĞRU CEVAP: ”Eski patronum işlerin zamanında bitirilmesi konusunda çok hassastı ve bu konuya her şeyden çok önem verirdi. Onun bu tutumu beni daha çok çalışmaya itti ve işlerin zamanında bitirilmesinin önemini kavramamı sağladı.” 4- NİÇİN ŞİMDİKİ İŞİNİZDEN AYRILMAK İSTİYORSUNUZ? YANLIŞ CEVAP: ”Patronuma ve yaptığım işe katlanamıyorum.” Yaptığınız işle ve patronunuzla ilgili kötü konuşmamanız gerektiğini tekrar hatırlayın ve olumlu yönler üzerinde durun. DOĞRU CEVAP: ”Şu anki rolümden çok şey öğrendim, ama şimdi sınırlarımı genişletmek ve yeni yetenekler kazanmak için, potansiyeli olduğunu düşündüğüm yeni bir iş arıyorum.” 5- 5 YIL İÇİNDE KENDİNİZİ NEREDE GÖRÜYORSUNUZ? YANLIŞ CEVAP: ”Miami’de bir plajda rahatlarken” veya ”sizin firmanızda çalışırken.” Bu soru için gerçekten doğru bir cevap yoktur ama karşınızdaki kişi sizden amaçlarınızı, kariyeriniz doğrultusundaki planlarınızı ve kendinizi onun şirketine adayıp adamayacağınızı duymak ister. Yani hayallerinizi anlatmaktan veya esprili olmaya çalışmaktansa, onlara eylemlerinizdeki kararlılığınızı ve sorumluluklarınızın bilincine sahip olduğunuzu gösterin. DOĞRU CEVAP: ”Beş yıl içinde bu iş dalında daha donanımlı hale gelmeyi istiyorum. Ayrıca insanlarla birlikte çalışmayı çok seviyorum ve firmada iletişim becerilerimi ve iş hakkındaki bilgilerimi daha verimli kullanabileceğim bir yönetici pozisyonunda çalışmayı hedefliyorum.” 6- EN BÜYÜK ZAYIFLIĞINIZ NEDİR? YANLIŞ CEVAP: ”Çok çalışmayı sevmem” veya ”Sarışın olmak.” Bu soru pozitif bir etki bırakmak için çok büyük bir fırsattır. Ama soruya bir klişeyle veya gereksiz bir şakayla cevap vermek yerine üstesinden geldiğiniz bir zayıflığınızı örnek gösterebilirsiniz. DOĞRU CEVAP: ”Topluluk karşısında konuşma yaparken kendimi hiç rahat hissedemezdim ve bu sizin de bildiğiniz gibi iş alanında benim için büyük bir engeldi. Bunun büyük bir sorun olduğunu fark ettikten sonra eski patronuma bu konuda bir kurs almak istediğimi belirttim ve bir kursa kaydoldum. Bunun sonucunda bu engelin üstesinden geldim. O zamandan beri çok önemli yöneticiler karşısında birçok sunum yaptım ve gayet başarılı oldum. Bu işi yapmayı hala sevmiyorum ama kimse başarısız olduğumu söyleyemez. 7-MAAŞ KONUSUNDA BEKLENTİLERİNİZ NEDİR? YANLIŞ CEVAP: ”Bundan önceki işimde 35 bin dolar civarında kazanıyordum, yani artık 40 dolar civarı bir beklentim var.” Kesin rakamlar vermekten kaçınmalısınız. Maaş konusunda pazarlık etmeye çalışırsanız işi kaybedersiniz. Beklentinizin para değil iş olduğunu defalarca tekrarlayın. Eğer bir miktar belirtmek zorundaysanız çalıştığınız konum ve yaşadığınız şehre bağlı geniş tabanlı bir miktar belirtin. DOĞRU CEVAP: ”Kazanacağım paradan çok çalışacağım konumla ilgileniyorum. Beş yıllık tecrübelerim dahilinde çalışacağım konuma uygun bir maaş beklentisi içerisindeyim. Ayrıca bu şehirde yaşamanın yüksek maliyeti göz önünde bulundurularak belirlenen adil bir maaş benim için uygun olacaktır.” 8-NİÇİN SİZİ İŞE ALMALIYIZ? YANLIŞ CEVAP: ”Çünkü bu iş için en uygun aday benim.” Güzel bir cevap sizin özelliklerinizi ve sizi neyin özel yaptığını vurgular. DOĞRU CEVAP: ”On yıl boyunca yönetici asistanlığı yaptım ve patronum sıkça ben olmadan işlerinin çok zor olacağını vurgulardı. Ayrıca bilgisayar eğitimi almaya da zaman ayırdım ve Excel konusundan çok ilerleme kaydettim ki bu da çok daha hızlı çalışabileceğim anlamına geliyor. Patronumun benden beklediklerinden çok daha fazlasını yapmaya gayret ederim ve çoğu kişi için iyi olan benim için asla yeteri kadar iyi değildir.” 9-EN BÜYÜK BAŞARISIZLIĞIN NEYDİ? VE BUNDAN NE ÖĞRENDİN? YANLIŞ CEVAP: ”Hukuk fakültesini bitiremedim ve o günden beri sadece zor olduğu için bir şeyden vazgeçmenin ne kadar büyük bir hata olduğunu biliyorum.” Aslına bakarsanız sizi gerçekten başarısız gösterebilecek bir pişmanlığınızı vurgulamak zorunda değilsiniz. Bunun yerine daha önemsiz bir başarısızlığınız üzerinde durun ve ondan çıkardığınız dersi belirtin. DOĞRU CEVAP: ” Üniversitedeyken ders programımı tamamlamak için sanat dersi aldım. Ama o dersi pek ciddiye almadım, mühendislik derslerimle kıyaslayınca parkta bomboş yürümek kadar kolay görünüyordu. Dönem ortasında düşen notlarımdan anladım ki eğer bu dersi geçemezsem bursumu bile kaybedebilirim. Dönemin geri kalanında bu ders için çok çalıştım ve yeterli bir not almayı başardım. Sonra anladım ki yaptığım şey ne olursa olsun, en iyisini tüm gücümle yapmalıyım aksi halde emek harcadığım onca şey boşa gider.” 10-ÇALIŞMADAN GEÇİRDİĞİN ZAMANI NASIL AÇIKLAYABİLİRSİN? YANLIŞ CEVAP: ” Çalışmaktan çok yorulmuştum, bu yüzden bir molaya ihtiyacım vardı” veya ”İş bulamadım.” İşsiz geçirilen dönemleri açıklamak daima zordur. Tembel biri veya işe alınmaması gereken biri izlenimi vermek istemiyorsanız işsizliğinizi sizin seçtiğiniz bir ve mantıklı bir sebepten kaynaklandığı göstermenin bir yolunu bulmalısınız. DOĞRU CEVAP: ”İşim benim için çok önemlidir. Önüme çıkan ilk teklifi beni mutsuz etme ihtimali olmasına rağmen kabul etmektense, doğru iş için, doğru kararı verebilmek adına, doğru zamanı bekledim.” 11. HANGİ ŞARTLARDA İŞİNİZ SİZİ MUTLU EDER? YANLIŞ CEVAP: “İşimi iyi yaptığım zamanlar aldığım övgüler beni çok mutlu eder.” Belirsiz cevaplar vermektense, iyi olduğunuz, zevk aldığınız ve bu işle bağlantısı olan durumlardan bahsedin. Bu soru ilgi alanınızı belirtmek, bu işe ne kadar uygun olduğunuzu göstermek ve istekli olduğunuzu kanıtlamak için bir fırsat olabilir. DOĞRU CEVAP: Ben insanlarla beraber olduğum, müşterilerle ilgilendiğim ve onlara sağlanabilecek en iyi olanakları sağlayıp onları memnun edebildiğim sürece mutluyumdur. Bu benim için çalışmanın en iyi yanıdır ve bu nedenle daha iyi bir konumda müşterilerle daha iyi bir iletişim kurabileceğim için sizinle çalışmak istiyorum 12-İŞİNİZİN EN AZ SEVDİĞİNİZ YANI NEDİR? YANLIŞ CEVAP: “İstikrarsız, başarısızlık getirebilecek işleri sevmem.” Eski işinizin ekonomik, siyasal ve kültürel durumuyla ilgili yorumlar yapmaktan kaçının. Bu tip yorumlar ne kadar doğru olursa olsun üzerinizde negatif bir izlenim bırakacaktır. Ayrıca yeni işinizde sahip olabileceğiniz konumun işlevleriyle ilgili hoşlanmadığınız bir durum varsa bu tip yorumlar da yapmayın. DOĞRU CEVAP: “Eski işime dair nefret ettiğim bir durum söz konusu olmasa da, işimin hoşlanmadığım bazı yönleri vardı. Eski konumumda haftada en az iki kere seyahat etmem gerekiyordu. Seyahat etmeyi her ne kadar çok sevsem de, ayda iki seyahat bazen çok yorucu olabiliyordu. Bu sebepten dolayı kendime iş harici pek fazla vakit ayıramıyordum. Yine aynı konumda çalışacak olsam da, daha az seyahat etmeyi tercih ederim.” 13. İŞ ARKADAŞLARINIZLA YAŞADIĞINIZ BİR PROBLEMDEN BAHSEDİN YANLIŞ CEVAP: “Çevremdekilerle hep iyi geçinirim dolayısıyla hiçbir iş arkadaşımla problem yaşamadım.” Firmalar bu tip kaçak cevaplardan hoşlanmazlar. Ayrıca büyük ihtimalle yalan söylediğinizi düşünürler. Gerçek olabilecek bir örnek verin ve onu kendi lehinize çevirin DOĞRU CEVAP: “Bir kaç tane hemşire arkadaşımla vardiya sırasının kimde olduğu ve çocuk hastaların aileleriyle konuşmanın kimin görevi olduğuna dair bir anlaşmazlık yaşamıştım. Kişiliklerimiz uyuşmuyordu. Tartışmadan üç ay sonra, arkadaşlarımdan birine beraber öğle yemeği yemeyi teklif ettim. Yemek boyunca aramızdaki farklılıklardan ve niçin anlaşamadığımızdan bahsettik Bu konuşma aramızdaki sorunların çoğunu çözdü. Daha farklı iletişim kurmaya ve beraber iyi çalışabilmeye başladık. Bence konuşmak sorunlarınızı çözmenizin en etkili yoludur. 14. NELER SİZİ MOTİVE EDER? YANLIŞ CEVAP: “İşimi iyi yaptığım zamanlar ödüllendirilmek.” Bu yanlış bir cevap değildir ancak önemli bir fırsatı kaçırmanıza sebep olur. Bu soru iyi özellikleriniz üstünde durmanız, karakteriniz hakkında daha ayrıntılı bilgiler vermek için önemli bir fırsattır. Bu yüzden genel ve içi boş cevaplar vermektense, örneklerle kendinizi açıklamayı denemelisiniz. DOĞRU CEVAP: “Son işimde daima zor geçen teslim tarihlerindeki rekabet beni çok motive ederdi. Ürünlerin teslimini tam zamanında yapma konusunda %100 başarılı olmak zorundaydım. Bu işin çok hızlı yapılması gerektiğini ve zor olacağını bilmeme rağmen, yaşanan rekabetten çok hoşlanırdım.” 15-ARKADAŞLARINIZ SİZİ NASIL TARİF EDER? YANLIŞ CEVAP: “Gerçekten çok iyi bir dinleyiciyimdir.” İyi bir dinleyici olmak çok önemli bir özellik olmasına rağmen, işvereniniz büyük bir ihtimalle bunu umursamayacaktır. Seni büyük bir ihtimalle omzunda ağlamak için işe almıyorlardır. Cevapların başvurduğun pozisyonda başarılı olabileceğini destekler nitelikte ve kendine özgü olmalıdır. Eğer isterseniz örnek verebilirsiniz. DOĞRU CEVAP: “Arkadaşlarım beni büyük bir ihtimalle çok hırslı olarak tanımlayacaktır. İstediğimi elde edene kadar asla geri adım atmam. Program geliştirici olarak çalıştığım dönemde teknoloji konferansı için konuşmacılara götürdüğüm tekliflerden tek tek ret cevabı aldım. Ancak gerçekten büyük oynamak istiyordum ve “hayır”ı bir cevap olarak asla kabul etmedim. Hepsine ve yeni kişilere tekrar tekrar teklif götürdükten sonra konferansın katılımı planladığımın iki katına çıktı. Birçok kişi bir kez hayır dedikten sonra cevabını değiştirmez ama bunu kabullenmek benim doğamda yok. Bir şeyin mümkün olduğunu bildiğim sürece başarana kadar denemeye devam ederim.”
İşte Abdullah Öcalan'ın Mesajı
Abdullah Öcalan, Nevruz için yayımladığı mesajında sürecin yol ayrımında olduğunu söyledi ve Türkiye'deki gündemi değerlendirdi: 'Darbelerle ya da radikal demokrasiyle yola devam edeceğiz.' Öcalan mektubunda, hükümetin çözüm süreciyle ilgili tavrını eleştirdi; 'Şu ana kadar yürütülen bir diyaloğ süreciydi ve önemliydi. Bu süreçte iki taraf da birbirlerinin iyi niyetini, gerçekçiliğini, yeterliliğini test etmiştir. Bu testten hükümetin ağırdan alma, tek taraflı yürütme, yasal temelden kaçınma ve uzatma tutumuna rağmen iki taraf da barış arayışından kararlılıkla çıkmıştır. Gelgelelim diyaloğ süreçleri önemli olmakla birlikte bir bağlayıcılık içermezler. Bundan dolayı da kalıcı bir barış için yeterli güvence oluşturamazlar.' Abdullah Öcalan, hükümetten talebini ise 'Gelinen noktada müzakere sistematiği için yasal bir çerçeve kaçınılmaz olmuştur' sözleriyle dile getirdi. Hükümet-Cemaat kavgası Öcalan Hükümet-Cemaat kavgasına da üstü kapalı olarak değindi; 'Son Newrozdan bugüne yaşadığımız güncel somut durum tam da çatallaşmaya başlayan bu yol ayrımını ifade etmektedir. Ya son 200 yıllık kapitalist moderniteye dayalı komplocu-darbeci rejim kendini yeniden restore ederek sürdürecektir ya da tarihsel rotasına oturtulmuş Türk-Kürt ilişkileri en kapsamlı demokratik reformlardan geçerek demokratik anayasal bir rejimle komplocu-darbeci mekanizmaları parçalayarak çözümlenecektir. Bütün ara yollar ve geçici biçimler artık miyadını doldurmuştur' 'Bizim büyük barış yolculuğumuz Oslo'dan Paris'e, Gever'den Lice'ye, KCK operasyonlarından hasta tutsaklarımıza dönük zalim tutuma varana değin bir çok saldırıya maruz kalmıştır. İşte bütün bu kirli oyunları bozan, Uluslararası Gladyo hakimiyetini sarsan ve boşa çıkaracak olan da bu harekettir; yani sizlersiniz. Bütün bölgedeki vesayet düzenlerinin etkisizleştirilmesinde bizim yürüttüğümüz mücadelenin çok büyük bir payı vardır. Türlü biçimlere bürünerek karşımıza çıkan uluslarası komplolara karşı yeterli dikkati göstermek tarihsel sorumluluğumuzdur' Üslûp uyarısı Öcalan isim vermeden Kandil yönetimine ise, 'Sorumlu bir dil ve üslup bir çok ırkçı psikolojik harp metodlarını boşa çıkaracağı gibi büyük barışımızın da temel karakteri olacaktır' sözleriyle mesaj yolladı. Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) Şanlıurfa Belediyesi başkan adayı Osman Baydemir, alanda yaptığı konuşmada “Bugün artık özgürlük yoluna, kardeşlik yoluna girilmiştir. Orta Doğu halklarına örnek olacak bir tablo ortaya çıkmıştır. Milyonların kalbi bu meydanda bütün dünyaya karşı atıyor. Şükürler olsun ki bugün kendi dilimizle bu meydandan dünyaya mesaj verebiliyoruz” ifadelerini kullandı. Artık Türkiye’nin hiçbir kentine cenaze haberi gitmediğini belirten Baydemir, “Şükürler olsun annelerimiz gözyaşı dökmüyor. Sizin haklı duruşunuz bizleri bugün barış iklimine getirdi” şeklinde konuştu. Yoğun katılım Kutlamalara yaklaşık 2 milyon kişinin katılması bekleniyor. Nevruz alanında bulunan Al Jazeera muhabiri Kadir Konuksever, Nevruz alanına gelişlerin sabah 08.00 itibari ile başladığını ve tamamen dolduğunu belirtirken, kutlamaların yapıldığı bölgeye Öcalan afişleri ve sloganların yer aldığı pankartların asıldığını söyledi. Al Jazeera ’ya konuşan bazı vatandaşlar, Öcalan’ın çözüm süreciyle ilgili açıklanacak mektupla ilgili beklentilerinin olumlu olduğunu ve sürecin devamına yönelik mesajlar çıkmasını umduklarını ifade etti. Nevruz alanının farklı noktalarına ‘Öcalan'a özgürlük’ ve hasta mahkumların bırakılması çağrısı için kampanyaların yürütüldüğü imza standları kuruldu. Nevruz, siyasi kimliğinin yanısıra kendi ekonomisini de yarattı. Alanda çok sayıda yiyecek ve içecek standı yer alıyor. Alanın çevresinde çok fazla polis yok ancak bölge havadan helikopterle takip ediliyor. Kaynak: Al Jazeera
'Recep İvedik' Üniversitede Araştırma Konusu Oldu!
Uşak Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çağlar Deniz, üniversite eğitimine yeni başlayan öğrencilerin, 'Recep İvedik' filmleriyle kurdukları ilişkiyi ortaya koymaya çalışan yarı yapılandırılmış mülakat formuyla birlikte, 100 üniversite öğrencisi üzerinde bir araştırma yaptı. Üniversite eğitimine yeni başlayan öğrencilerin, 'Recep İvedik' filmleriyle kurdukları ilişkiyi ortaya koymaya çalışan Yrd. Doç. Dr. Çağlar Deniz, yaş ortalaması 19,74 olan, 59’u kız, 41’i erkek öğrenci üzerinde yaptığı çalışmada ilgi çekici sonuçlarla karşılaştı. 'SOSYAL MEDYA GENÇLERİN TERCİHLERİNDE ÖNEMLİ' Konuyla ilgili görüştüğümüz öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Çağlar Deniz, araştırma ile ilgili şunları aktardı: “Recep İvedik serisi, toplumun bazı kesimleri nezdinde sert eleştirilerin hedefi olmasına rağmen, 4. filmiyle daha önce edindiği gişe başarısına devam ediyor. Filmin özellikle gençler arasında yayılan popülaritesi malum, ama bu konuda az sayıda araştırma yapılmış durumda. Ben de üniversite eğitimine yeni başlayan öğrencilerin 'Recep İvedik' filmleriyle kurdukları ilişkiyi ortaya koymaya çalışan bir çalışma yaptım. Yaş ortalaması 19,74 olan, 59’u kız, 41’i erkek öğrenci üzerinde yaptığımız çalışmaya göre, örneklem dahilindeki öğrencilerin 26’sı parasızlık, filmin saçma ve kalitesiz görülmesi, ana karakterin tavırlarının kaba ve itici bulunması, filmdeki esprilerin zekadan yoksun ve bel altı bulunması ve filmin ahlaki değerleri gözetmemesi yüzünden, serinin hiçbir filmini izlemediklerini ve izlemeyi düşünmediklerini ifade ettiler. 70 öğrenci ise filmi arkadaşlarının ısrarı ve onlarla bir aktivitede yer almak istemeleri, filmin sosyal medyada görünürlülüğünün yüksek olması, magazinden haber bültenlerine değin, serinin filmlerinin televizyon ekranlarında da geniş yer kaplaması, kamusal alanlarda reklamının fazla yapılması, filmin genel itibariyle komik olduğunu düşünmeleri, film içindeki diyaloglarda kullanılan tuhaf şiveli argo dilini komik bulmaları, karaktere hayranlık duymaları, herkesin filmden bahsetmesi, serinin eski filmlerini izlediği için yeni filmi merak etmeleri, filmin gişe rakamlarının yüksekliği, son filmi izleyen seyirci kitlesi tarafından övülmesi ve eğlence amaçlı olarak izlemiş, yahut izlemeyi düşündüklerini ifade ettiler. Serinin önceki filmlerini izlemesine rağmen, son filmi izlemediklerini ve izlemeyi de düşünmediklerini ifade eden 3 öğrenci, buna sebep olarak esprilerin sıradanlığını ve kendi espri anlayışlarının da zaman içinde olgunlaştığını düşündüklerini söylediler. Filmin esprilerini kalitesiz bulan bir öğrenci ise, arkadaşlarının baskıları sonucu filmi gene izlemek zorunda kalacak.' Gençlerin kolay tüketilebilen, kolay dolaşıma sokulan, anlamak için üzerinde fazla düşünmelerine gerek olamayan kültür ürünlerini tüketmeye meyilli olmalarının, popüler kültürün gençlik kültürünü nasıl şekillendirdiğini gösterdiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Çağlar Deniz, “Adeta sabun köpüğü ağırlığındaki bu tüketim nesnelerinin, televizyon programları, reklamlar ve sosyal medya yoluyla gençler arasında trend haline gelmesi, günümüz üniversite gençliğinin gündelik hayatında kitle iletişim araçlarının ne denli önemli bir role sahip olduğunu göstermektedir” dedi. Medyatava
Türk Polis Teşkilatı'nın Kuruluşunun 169. Yılı
Emniyet Genel Müdürlüğü , rütbeleri polis memurluğundan başlayıp emniyet genel müdürlüğüne kadar uzanan, tüm il ve ilçelerde örgütlenmiş, kırsalda görevini askeri polis olan jandarmaya bırakmış, kentte ise görevi kendisi yöneten iç güvenlikten sorumlu devlet teşkilatıdır. 1845 tarihinde temeli atılmıştır.Merkez teşkilatı bünyesinde Ana Komuta Kontrol, Strateji Geliştirme, Arşiv, Asayiş, Bilgi İşlem, Dış İlişkiler, Eğitim, Güvenlik, Haberleşme, Havacılık, İdari ve Mali işler, İkmal-Bakım, İnşaat-Emlak, İnterpol, İstihbarat, Kaçakçılık ve Organize suçlarla mücadele, Koruma, Kriminal, Özel Harekat, Personel, Sağlık İşleri, Sivil Savunma, Sosyal Hizmetler, Teftiş Kurulu, Terörle Mücadele Harekat, Trafik Eğitim ve Araştırma, Trafik ve Denetleme, Yabancılar Hudut İltica Daireleri vardır. Taşra teşkilatını ise, il emniyet müdürlükleri ve ilçe emniyet amirlikleri oluşturur. Genel müdürlük, üst kurum ve yönetim bakımından İçişleri Bakanlığı'na bağlıdır. Kurumun yapılanması iki şekilde olmuştur. Birincisi Merkez Teşkilatı ve ikincisi ise Taşra Teşkilatı'dır.Merkez Teşkilatı,Daire Başkanlıkları şeklinde yapılanmıştır.Taşra Teşkilatı ise 81 ilde İl Emniyet Müdürlükleri olarak faaliyet yürütmektedir. Merkez Teşkilatı'ndaki daire başkanlıklarının bazıları direkt olarak emniyet genel müdürüne bağlı olmak ile birlikte diğerleri ise 5 adet emniyet genel müdür yardımcısına bağlı olarak hizmet vermektedir. Taşra teşkilatında ise illerin başında il emniyet müdürü bulunmakta ve ildeki bütün birimler il emniyet müdürüne bağlı olmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, belediye teşkilatlanması tamamlanmış olan il, ilçe ve beldelerde güvenlik, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından sağlanmakta; daha küçük birimlerin ve yapılaşmaya açılmamış alanların güvenliği ise Jandarma Genel Komutanlığı tarafından sağlanmaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez ve 81 ilde teşkilatlanmış olup konularına göre uzmanlaşmış alt birimlere ayrılmıştır. Suç türlerinin değişken olması neticesi polis teşkilatında da bu değişen suç ile mücadele edebilmek için her geçen gün yeni uzmanlık birimleri oluşturulmaktadır. Türk Polisinin Hizmetiçi Eğitimleri Emniyet Genel Müdürlüğü Eğitim Dairesi Başkanlığı tarafından, Hizmetöncesi eğitimi ise Polis Koleji, Polis Akademisi, Polis Meslek Eğitim Merkezleri (POMEM) ve Polis Meslek Yüksek Okulları tarafından verilmektedir. Polis Akademisinde eğitim lisans seviyesinde olup mezunlar komiser yardımcısı rütbesi ile göreve başlar. Polis Koleji ise lise seviyesinde bir eğitim kurumu olup, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi'ne öğrenci yetiştirmekten mesuldür. Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde çeşitli alanlarda lisans eğitimi almış olanlar 6 aylık mesleki eğitim ile polis memuru olarak göreve başlarlar. Polis Meslek Yüksek Okullarında ise eğitim 2 yıllık önlisans seviyesinde olup mezunlar polis memuru rütbesiyle göreve başlamaktadırlar. İnsanların hak ve özgürlüklerinin güven altında bulundurulması gereklidir. Günümüzde devletler, toplumda huzuru ve düzeni sağlama, insanların can ve mal güvenliğini koruma, yasa hakimiyetini sağlamak istemektedirler. Bunun için yasalara ve yasaları uygulayacak bir kuvvete gerek vardır. Türkiye sınırları içerisinde bu görevi yürüten teşkilatlardan biri, Polis Teşkilatıdır. Kulluk Neferi Karakol Bekleyen Yeniçeri Keçeli Yeniçeri Neferi Odabaşı Yeniçeri Kışlası Amiri Kulluk Bayrakdarı Emniyet Amiri Baş Falakacı Sadaret Ceza Amiri Vezir Baş Tebdili Sarıazamın Hususi Ziyaretlerinde Maiyet Amiri Kuloğlu Baş Cuhadarı Belediye Tahsildarları Amiri Baş Kılavuz Alaylarda Yol Açan Çavuşların Amiri Cellât İdam Hükümlerini İnfaza Memur Cellât başı Cellâtların Amiri Subaşı Şehrin İnzibat Amiri Asesbaşı Yeniçeri Ocağı İnzibat Amiri Böcek Başı Gizli Polis Amiri Polis tarihi Türk tarihi ile başlamıştır. Tarih boyunca çeşitli devlet kurmuş olan Türkler kamu düzeni ve güvenliğini ulusal savunma ile birlikte yürütmüşlerdir. Eski Türkler'de kamu düzen ve güvenliği işleri Subaşı'lar tarafından belli yasalara uygun olarak yürütülmüştür. Oğuz Han'ın Oğuz Türesi, Cengiz Han'ın Uluğ Yasası, Timur'un Tüzükkatı o devirlerin belli başlı hukuk kuralları örnek olarak gösterilebilir. Bu yasalarda, suçların önlenmesi kadar işlenen suçlarda suçluların yakalanmasına da önem verilmiştir. Eski Türklerde Polis Teşkilatı bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere askeri teşkilat içinde yer almış ve Askeri özellikler göstermiştir. Osman Bey Karahisarı ele geçirdiği zaman, kentin yönetimini oğlu Orhan Bey'e vermiş ve onun yanına arkadaşı olan Gündüz Alp'i de Subaşı olarak tayin etmiştir. Bu kişi bugünkü anlamda ilk Polis Amiridir. Subaşılar barış döneminde savaş için gerekli olan askerleri disipline etmek ve eğitmekle birlikte, kentin dirlik ve düzenini de sağlamışlardır. Savaş zamanında ise yetiştirdikleri kıtalara komuta etmişlerdir. Osmanlı'da Polis Teşkilatı, Askeri Teşkilat kadrosu içinde yer almış, askeri amirler aynı zamanda Polis Amiri olarak da görev yapmışlardır. Devlet ve ordu teşkilatı zamanla büyümüş Padişahlar bütün yönetsel, askeri ve bunlarla birlikte ülkede kamu düzen ve güvenliğinin sağlanması işlerini, devlet ricali ve halk karşısında kendilerini temsil eden sadrazamlar vasıtasıyla yürütmüşlerdir. Bu nedenle sadrazamlar, bu görevler için özel memurlar, tebdil çuhadarlar kullanmışlardır. Emniyet makamları; Sadrazam, Yeniçeri ağası, Falakacı, Cebecibaşı ve Cebeciler, Kaptanpaşa, Topçubaşı ve Topçular, Bostancıbaşılar, Kadı ve Böcekcibaşından oluşmuştur. En büyük sorumlu olan Yeniçeri Ağası, suç işleyenleri Falakacılara dövdürmüş ve hapsettirmiştir. Falakacılar, Yeniçeri Ağasının emri altında, falaka taşıyan acemi oğlanlardan oluşmuştur. Cebecibaşı ve Cebeciler; Ayasofya, Kocapaşa ve Ahırkapı taraflarının, Kaptanpaşa; ve Galata semtinin, Topçubaşı ve Topçular; Tophane semti ile Beyoğlu'nun, Bostancıbaşı ve Bostancılar; Üsküdür, Eyüp, Kağıthane, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve Kağıthane, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve Ayastebanos'un, kamu düzen ve güvenliğini sağlamışlardır. Böcekçibaşılar ise, suçluları izleme ve yakalama işleriyle uğraşmışlardır. Ayrıca Başkent'de sadrazamın, illerde de valilerin emrinde 'Baştebdil' adı verilen İstihbarat Şefi çalışmıştır. Bu dönemde 'Kadı'lar da polis görevi yapmaya devam etmiş, Sadrazam ve Yeniçeri Ağası'ndan sonra, Adli, İdari ve Yerel Yönetim işleri yanında, İstanbul, Galata, Üsküdar ve Eyüp Kadılıkları, polisiyle işleri, özellikle ahlak zabıtasına ait işlerin yürütülmesinde polis amiri olarak görev yapmışlardır. Taşrada ise, Kapıkulu ve Eyalet Askerleri iç düzen ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu tutulmuş, şehir ve kasabalarda Kollukçular, Yasakçılar, Bekçiler, Edirne Şehri ve çevresinde Bostancı Ocağı, Halep ve çevresinde Çöl Beyleri polis hizmeti görmüşlerdir. İkinci Meşrutiyet ilanı ile 1908 yılında Fransız ve Alman Polis Teşkilatları esas alınarak Polis Teşkilatının yeniden organize edilmesi kararlaştırılmış ve 1909 yılında çıkarılan 'İstanbul Vilayeti ve Emniyeti Umumiye Müdüriyeti Teşkilatına Dair Kanun' ile sonra artık yaşaması imkânsız olan Zaptiye Nezareti kaldırılarak, yerine Dahiliye Nezaretine bağlı ve memlekete şamil polis işlerinin yürütülmesiyle görevli 'Emniyet Umumiye Müdürlüğü' ve İstanbul Vilayetine bağlı bir polis müdüriyeti kurulmuştur. General Ali Galip Pasiner, Emniyet Umumiye Müdürlüğü'ne 12 Ağustos 1909 tarihinde tayin edilmiştir. Aynı yıl içinde Avrupa memleketlerinin polis işlerine dair bir inceleme seyahati yapmış ve polisin teşkilatının bu günkü esasını oluşturmuştur 1913 tarihli Polis Nizamnamesi, İkinci Meşrutiyet devrinin koşullarına ve zamanın ihtiyaçlarına göre hazırlanmış ve bu Nizamname ile polisin örgütlenmesi, görev ve yetkileri, personelin dereceleri, sınıfları, mesleğe giriş, yükselme ve diğer tüm özlük işleri, soruşturma, yargılama, istifa, tayin, izin cezalandırma işleri, levazım işleri, polis karakolları ve görevleri, polisin kıyafeti ve davranış biçimleri yeniden düzenlenmiştir. Mondros Mütarekesi'nin yapıldığı 1918 tarihinden, Mili Polis Teşkilatının kurulduğu 1920 tarihine kadar, bütün yurtta Osmanlı Devletinin Polisi olarak hizmet etmiştir. 24 Haziran 1920 tarihinden, İstanbul Polis Müdüriyeti Umumiyesi'nin kaldırıldığı 24 şubat 1923 tarihine kadar geçen sürede ise polis teşkilatı ikilemiş, birisi merkezi İstanbul'da ve Osmanlı Devletine tabi olarak Kurtuluş Savaşı boyunca ve gittikçe daralmışolan bir bölgede ve yalnızca İstanbul'da, diğeri ise, merkezi Ankara'da hızla genişlemiş olan bir bölgede, İstanbul hariç Misak-ı Milli ile çizilen sınırlar içinde faaliyet göstermiştir. 24 Haziran 1920 de Milli Hükümetin Emniyeti Umumiye Müdürlüğü kurulmuş, 1 genel müdür, 1 genel müdür yardımcısı ile emniyet, seyrisefer, memurin şubelerinden ve 6 kişilik Teftiş Kurulundan oluşan küçük bir kadro ile çalışmaya başlamıştır. Ankara'da Milli Hükümetin Emniye-i Umumiyesi Erzurum Milletvekili Durak Bey tarafından 1920 de teşkilatlandırılmaya başlanmış, aynı yıl içinde A. Naci Bey, 1923 yılında Halit Bey Emniyet Genel Müdürü olarak görev almışlardır. AKKM Dairesi Başkanlığı Arşiv Dairesi Başkanlığı Asayiş Dairesi Başkanlığı Bilgi Teknolojileri Dairesi Başkanlığı Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı Güvenlik Dairesi Başkanlığı Haberleşme Dairesi Başkanlığı Havacılık Dairesi Başkanlığı Hukuk Müşavirliği İdari Mali İşler Dairesi Başkanlığı İkmal ve Bakım Dairesi Başkanlığı İnşaat Emlak Dairesi Başkanlığı İnterpol Dairesi Başkanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı Kriminal Polis Labaratuvarları Dairesi Başkanlığı Özel Harekat Dairesi Başkanlığı Özel Güvenlik Dairesi Başkanlığı Personel Dairesi Başkanlığı Saglık İşleri Dairesi Başkanlığı Sivil Savunma Uzmanlığı Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı Tanık Koruma Dairesi Başkanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı Terörle Mücadele Harekat Dairesi Başkanlığı Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı Trafik Planlama ve Destek Dairesi Başkanlığı Trafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanlığı Yabancılar Hudut İltica Dairesi Başkanlığı Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Türkiye Büyük Millet Meclisi Koruma Dairesi Başkanlığı Genel emniyet ve asayişin sağlanmasına yönelik hizmetlerin ilgili mevzuata uygun olarak yürütülmesini sağlamak, Asayiş suçundan toplumun nasıl korunacağı hakkında halkın bilgilendirilmesi, çocukların ve gençlerin suça yönelmelerini ve suçta kullanılmalarını önleyici tedbirlerin alınması hizmetlerini yürütmek, Asayiş suçları hakkındaki bilgi ve istatistikleri değerlendirmek, suç analizi yapmak veya yaptırmak ve bunları değerlendirerek asayiş suçlarının önlenmesi için suçla mücadele yöntemlerini belirlemek, taşra teşkilatının çalışmalarına yön vermek ve toplumun her zaman için Türk polisine güvenmesini sağlamaktır. Bu görevlerin uygulama sahası, ilgili yönetmelik uyarınca il ve ilçe belediye sınırlarının içidir.Deniz Polisi Liman sahalarında, körfezlerde ve iç sularda görevli polis gücüdür. Denizlerdeki adli ve idari işlerden emniyet adına sorumlu birimdir. Aynı zamanda Polis Kurbağa Adamlarda bu birime bağlıdır. Polis Kurbağa Adamlar denizlerde, göllerde nehirlerdeki arama kurtarma faaliyetlerini yürütür. İki çeşittir: Yunuslar ve Şahinler. Yunuslar daha çok asayişle ilgili konulara müdahil olmakla birlikte, genelde toplu gezerler ve bir motosiklete iki kişi binerler. Öndeki öncü, arkada oturan artçı diye adlandırılır. Artçı elinde silah taşır. Kıyafetleri kırmızı siyah ve beyaz renklerden oluşmaktadır. Armalarında başında kep bulunan bir yunus balığı figürü yer alır. Şahinler ise Yunusların aksine motosiklete genelde tek binerler ve tek motor halinde devriye gezerler. Bölgelerindeki trafik aksamalarına ve yoğunluklarına ayrıca trafik kazalarına bakarlar. Bu görevlerinin yanı sıra normal polislik görevlerini de (asayiş) sağlamakla yükümlüdürler. Şahinler genelde eskort ve yol açma hizmetlerinde kullanılmakla birlikte olaylara hızlı müdahaleleri ve sempatik polis tavırlarıyla insanlara daha yakın görünmektedirler. Şahinlerin kıyafeti fosforlu sarıdan yeşile dönmüş ayrıca lacivert ve beyaz da bulunmaktadır. Armalarında bir pençesinde şimşek gagasında da zeytin dalı bulunan şahin figürü yer almaktadır. Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi Başkanlığı 19 Ekim 1981 tarihinde, Fransız yapımı 18 adet SA-318C Alouette marka, keşif ve gözetleme helikopterleriyle kurulmuştur. Havacılık Daire Başkanlığının görevleri asayiş ve kaçakçılıkla mücadele hizmetlerinde yardımcı olmanın dışında, terör örgütlerinin ve bölücü eşkıyanın yakalanması için özel harekat timlerinin ve malzemelerinin havadan nakli ve bu amaçla da özel hareket timleriyle müşterek eğitim yapılması, ayrıca karayolları üzerinde trafik kontrolü, V.I.P.'nin havadan taşınması, hasta ve yaralıların havadan nakli, belli noktalar arası kurye hizmeti gibi hizmetleri yapmakla birlikte, personelinin uçuş ve bakım konularında eğitimi ve tabii afetlerde de halkımıza havadan yardım malzemesi taşınmasıdır. Havacılık Dairesi Başkanlığı kuruluşundan bu yana geçen zaman içinde birçok konuda önemli mesafe kaydetmiştir. Kuruluş yıllarında bünyesinde emniyet hizmetleri sınıfı uçucu pilot yok iken, günümüzde emniyet hizmetleri sınıfı pilot sayısı 43, Emniyet hizmetleri sınıfı bakım yöneticisi ve uçuş ekibi sayısı 49'a ulaşmıştır. 18 adet SA-318C Alouette marka helikopteri ile kurulan Havacılık Dairesi Başkanlığı, 1989 yılında Fransa'dan satın alınan 4 adet 1981 model Puma ve 1991 yılında ABD'den satın alınan biri V.I.P. dizaynlı 5 adet UH-60 Blackhawk helikopterleri ile mevcut helikopter filosunu güçlendirerek, Başbakanlık V.I.P. ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde teşkilatımızın hizmetlerinin daha aktif olmasını sağlamıştır. Polisin çocuklara yönelik olarak yürüteceği hizmetler konusunda ve ayrıca 0-18 yaş grubu çocukların gelişim özellikleri, davranış bilimleri, mülakat teknikleri, iletişim becerisi ve en önemlisi topluma kazandırma gibi konularda özel eğitim almış bir polis birimidir. 1924 yılında Emniyet Umumiye Müdür Muavinliğine bağlı olarak devletin genel güvenliğine yönelen her türlü tehdit ve yıkıcı faaliyetlerle mücadeleyi yürütmek üzere kurulmuş olan 1.Şube ile başlamıştır. Birinci Şube, 04.06.1937 tarihinde yürürlüğe giren 3201 Sayılı Emniyet Teşkilatı Kanunu’nun 9’uncu maddesiyle Güvenlik Dairesi Başkanlığı bünyesinde Yıkıcı Faaliyetler Şubesine dönüştürülmüştür. Ülke güvenliğini tehdit eden yıkıcı faaliyetlerin 1971’li yıllardan itibaren silahlı eylemlere dönüşmesi ve terörün yoğunlaşması üzerine, terörle mücadelenin etkili şekilde sürdürülebilmesi ve koordine edilmesi amacıyla, Güvenlik Dairesi Başkanlığı bünyesinde bulunan Yıkıcı Faaliyetler Şubesi, 1986 yılında “Terörle Mücadele ve Harekat Dairesi Başkanlığı” adıyla yeni bir yapıya kavuşturulur. Küreselleşen sorunlar sadece bir ulus-devletin sınırları içinde güvenlik sağlamayı imkânsız hale getirmiştir. Suçlular sınır aşan suçlar işlemekte, bir ülkede suç işleyip, diğer ülkelere kaçmaktadırlar. Bazen de suçun kaynağı başka bir ülke olabilmektedir. Suçun uluslararasılaşması polisliğin de uluslararasılaşmasını kaçınılmaz hale getirmektedir. İstenilen düzeyde olmasa da İnterpol ve Europol uluslararası polislikte işbirliğine iyi birer örnektir. Dünya polisliği ile karıştırılmamalıdır. Dünya polisliği ulusları aşan bir yapılanma idealini ifade eder. Çevik Kuvvet , kanunlar çerçevesinde yapılan toplantı, gösteri ve yürüyüşlerde düzeni sağlaması, katılımcıları koruması ve gerektiğinde toplumsal olaylara müdahale etmesi amacıyla Emniyet Teşkilatı bünyesinde oluşturulan polis birimidir. 1965'te Toplum Polisi olarak Adana, İstanbul, Ankara, Zonguldak ve İzmir'de teşkil edilmiş ve halk arasında (giydikleri yeşil kıyafet ve beyaz miğferden ötürü) 'Fruko' olarak tanınmıştır.1982'de Toplum Polisi yerine Çevik Kuvvet kuruldu ve giydikleri korunma giysileri sebebiyle kamuoyunda daha çok robokop ( ingilizce: robocop ) adıyla tanınırlar. Özel Harekat , terorizm ve kaçakçılık gibi yasadışı olayların yerleşkelerine yapılan ani baskın görevlerinde yer alır.Olağanüstü durumlara hazırlıklıdırlar.Üstün eğitim ve tehçizata sahiptirler.. Emniyet Genel Müdürlüğü'nde bulunan rütbe dereceleri ve işaretleri Askeri statüyle görevli kolluk kuvvetleri Kolluk Yetkisini Kullanan Kamu Görevlileri Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürleri
Kısa Dönem Askerlik 12 Gün Uzadı
Uzun dönem askerliğin 15 aydan 12 aya düşürülmesinin ardından üniversite mezunları için askerliğin 12 gün uzadığı ortaya çıktı. Genelkurmay Başkanlığı tarafından yedek subayların belirlenmesi için her yıl yapılan test ve mülakat sınavlarının kaldırılması kısa dönem askerliği uzattı. Üniversite mezunlarının girdiği bu sınavlar her yıl aralık, nisan ve ağustos celp dönemlerinin ilk 3 gününde yapılıyor, sınav sonuçları 12’nci gün açıklanıyordu. 12 ay görev yapacak yedek subay adayları ile 6 ay kısa dönem askerlik yapacaklar ayın 12’sinde birliğine teslim oluyordu. 12 günlük sınav maratonu ise askerlik hizmet süresinden düşüyordu. Ağustos 2013’te yapılan düzenleme ile test ve mülakatların yerine, yedek subayların bilgisayar ortamında Askeralma Daire Başkanlığı tarafından yapılması kararlaştırıldı. Test ve mülakatların kaldırılmasıyla birlikte askerlik sevk tarihi ile başladı. Bu durum üniversite mezunlarının askerlik süresini 12 gün artırdı.
Yurtdışında Üniversite Eğitimi: Ülke Seçenekleri II
Yurtdışında üniversite okumaya karar verdikten sonra en önemli aşama hangi ülkede, hangi üniversitede ve hangi bölümde okuyacağını seçmektir. Hangi Bölüm ve Hangi Ülke, Üniversite ve Bölüm yazılarımız bu seçim sürecinde sana yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra senin için bazı ülkelerin eğitim ücretlerini, yaşam masraflarını ve aradıkları özel şartları araştırdık:BulgaristanBulgaristan’da üniversite eğitimi almak için lise mezunu olmak yeterli. Bulgaristan’da üniversiteler üniversite sınavına girme ya da öğrencinin Türkiye’de bir programa yerleşmesi şartı aramıyorlar. Bulgaristan’da üniversite eğitim ücreti yıllık 3.000 ile 5.000 Euro arasında değişiyor. Bir üniversite öğrencisinin aylık yaşam masrafları ise ortalama 500 Euro civarında oluyor. MakedonyaMakedonya’da üniversite okumak isteyen öğrencilerin liseden mezun olmaları yeterli oluyor. Makedonya’daki üniversitelerde okumak isteyen öğrencilerin en geç Temmuz ayında başvurularını tamamlamaları gerekiyor.Makedonya’da üniversite eğitim ücretleri 600 ile 3.000 Euro arasında değişiyor. Öğrenciler Makedonca ya da İngilizce programlarda eğitim alabiliyorlar; ayrıca öğrenciler Makedonya’da Bulgarca ve diğer Slav dillerini öğrenme şansına sahipler. Bir öğrencinin aylık yaşam masrafları ise ortalama 500 Euro civarında oluyor.UkraynaUkrayna’da üniversite eğitimi almak isteyen öğrenciler üniversite sınavına girmeden istedikleri programa başvuruda bulunabiliyorlar. Lisans eğitimi için tek şart lise mezunu olmak; fakat öğrencilerin lise not ortalaması önem taşıyor. Öğrenciler not ortalamalarına göre üniversite seçimi yapabiliyorlar. Öğrencilerin İngilizce ya da Rusça programları tercih etme şansı bulunurken Rusça programların ücretleri İngilizce programlara göre daha ekonomik oluyor. Lisans eğitiminin 4 yıl sürdüğü Ukrayna’da öğretim yılı Eylül ayında başlıyor; ancak hazırlık eğitimi almak isteyen öğrenciler yıl içerisinde her zaman eğitime başlama şansına sahipler. Bunun yanı sıra öğrencilerin öğretime başlayacakları tarihten en az 3 ay önce başvurularını tamamlamış olmaları gerekiyor.Ukrayna’da üniversite eğitim maliyeti yıllık 1.500 ile 3.000 Amerikan Doları arasında değişiyor. Ancak Tıp ve Diş Hekimliği gibi laboratuvar derslerinin ağırlıklı olduğu programlarda eğitim ücreti 5.000 Amerikan Dolarına kadar çıkabiliyor. Bir üniversite öğrencisinin yaşam masrafı ise yıllık, ortalama 5.500 Amerika Doları civarında oluyor. KanadaMühendislik, Tıp ve Telekomünikasyon alanlarında verdiği kaliteli eğitimle dikkat çeken Kanada’da çoğu üniversitenin lisans eğitim süresi 4 yıl sürüyor. Yabancı öğrenci kontenjanının kısıtlı olduğu ülkede, eğitim ücreti yıllık 7.000 ile 18.000 Kanada Doları arasında değişiyor. Bir üniversite öğrencisinin yıllık yaşam masrafı ise yıllık, ortalama 16.000 Kanada Doları civarında oluyor.Kanada’da üniversiteler Eylül ve Ocak aylarında öğretime başlıyorlar. Bu sebeple Haziran ayında liseden mezun olan öğrenciler 6-7 ay yabancı dillerini geliştirme imkanına sahip olabiliyorlar. Kanada’daki üniversitelere başvuru işlemleri ve üniversiteler tarafından aranan şartlar eyaletler arasında farklılık gösterebiliyor. Bazı eyaletlerde direk üniversite ile bağlantı kurulurken bazılarında başvuru takip merkezi ismindeki birimlere başvurmak gerekebiliyor. MacaristanMacaristan’da üniversite okumak isteyen öğrenciler Macarca ve İngilizce programları tercih edebiliyorlar. Ülkede üniversite eğitim ücreti 2.800 ile 5.000 Euro arasında değişiyor. Fakat Tıp, Eczacılık ve Diş Hekimliği gibi programların ücretleri 6.000 ile 13.000 Euro arasında değişiyor. Bir üniversite öğrencisinin aylık yaşam masrafı ise ortalama 600 Euro civarında oluyor. Macaristan’da lisans eğitimi genellikle 3 yıl sürerken mühendislikle 3.5, Tıp 6 ve Diş Hekimliği ile Eczacılık programları 5’er yıl sürüyor.Öğrenciler ilk yıl tercih edecekleri programın türüne göre sayısal ya da sözel dersler ile İngilizce dersinin bulunduğu hazırlık yılına kabul ediliyorlar. Bu hazırlık programını başarıyla tamamlayan öğrenciler seçtikleri programda okumaya devam ediyorlar. Ayrıca öğrencilerin hazırlık yılının sonuna kadar bir program seçme zorunlulukları bulunmuyor.Macaristan’da üniversitelere kabul edilmeden önce başvuruda bulunan öğrenciler bir yeterlilik sınavına tabi tutuluyorlar. Bu sınav öğrencinin seçeceği programa göre farklılık gösterse de sözel programlar için hem yazılı hem de sözlü bir şekilde oluyorken Tıp programını tercih edecek öğrenciler için İngilizce dil seviyesinin ve kimya, biyoloji ve fizik gibi temel bilimlerin ölçüldüğü sözlü mülakat şeklinde oluyor.RusyaRusya’da üniversite eğitiminin süresi 4 yıl. Bologna Anlaşması’nın gereği olarak Rusya’daki üniversiteler Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’de tanınıyor. Üniversitelerin yıllık eğitim ücreti 1.500 ile 4.000 Amerika Doları arasında değişirken bir üniversite öğrencisinin yaşam masrafı aylık, ortalama 300 Amerikan Doları civarında oluyor. Rusya’da üniversite okumak isteyen öğrencilerin eğitim alacakları programa göre lisedeki ders notlarının yüksek olması gerekiyor. Japonya Genetik, Tıp ve Mühendislik alanlarında dünyanın en başarılı üniversitelerinin bulunduğu Japonya’da üniversite okumak isteyen öğrenciler Japonca ya da az sayıda bulunan İngilizce programlarda eğitim alabiliyorlar. Japonca bilmeyen öğrenciler 6-12 ay süren Japonca hazırlık eğitiminin ardından lisans eğitimine başlıyorlar.Japonya’da üniversite okumak isteyen öğrenciler Mayıs veya Haziran aylarında başvuru yapmaya başlayabiliyorlar. Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı ve Japon Hükümeti yabancı öğrencilere pek çok burs olanağı sunuyor.Çin Halk CumhuriyetiÇin’de üniversite okumak isteyen öğrencilerin lise mezunu olmaları yeterli oluyor. Öğrenciler Çince eğitimlerini tamamladıktan sonra sınava tabi tutulmuyorlar ve istedikleri programda eğitim alabiliyorlar. Ayrıca bazı üniversitelerde İngilizce programlar da bulunuyor. Çin’de üniversite eğitim ücretleri yıllık 1.500 ile 3.500 Amerikan Doları arasında değişirken bir üniversite öğrencisinin yıllık, ortalama yaşam masrafı 3.000 ile 5.000 Amerikan Doları civarında oluyor.Çin’de üniversite eğitimi almak isteyen öğrenciler Eylül ya da Mart ayında başlayacak öğretim dönemleri için en az 1 ay önce başvurularını tamamlamış olmalılar.Yeni Zelandaİngiliz eğitim sistemini temel alan Yeni Zelanda’da çok sayıda lisans programı 3 yıl sürerken öğrenciler 1 yıl fazladan eğitim alarak özel lisans diploması alabiliyorlar. Ayrıca bazı fakülte ve programlarda eğitim 5 ya da 6 yıl sürebiliyor. Yeni Zelanda’da üniversite okumak isteyen öğrencilerin IELTS ya da TOEFL gibi sınavlarla İngilizce dil yeterliliklerini kanıtlamaları gerekiyor.Yeni Zelanda’da bazı programlara ve üniversitelere Şubat/Mart ve Ağustos aylarında başlayan öğretim dönemlerinin ikisinde de öğrenci başvuruları kabul ediliyor. Ülkede bir yıllık eğitim ücreti 15.000 ile 20.000 Yeni Zelanda Doları arasında değişirken bir üniversite öğrencisinin aylık yaşam masrafı ortalama 600 Yeni Zelanda Doları oluyor.AzerbaycanAzerbaycan’da üniversite okumak isteyen öğrenciler Azerice ya da Rusça programları tercih edebiliyorlar. Öğrenciler için hazırlık eğitimi zorunlu ve hazırlık eğitiminin bir yıllık ücreti 500-600 Amerika Doları arasında değişiyor. Azerbaycan’da programların ücretleri ise 700 ile 5.000 Amerikan Doları arasında oluyor.Öğrenciler Türkiye’de üniversite sınavlarına girerek Azerbaycan’da bulunan üniversitelerin bir kısmına yerleşebiliyorlar. Bu üniversiteler Yüksek Öğrenim Kurumu tarafından tanınıyor. Bunun yanı sıra yine YÖK tarafından tanınan ve öğrencilerin üniversite sınavlarına girme zorunluluğu olmayan üniversiteler de bulunuyor.Güney AfrikaResmi dili İngilizce olan Güney Afrika’da üniversite okumak isteyen öğrenciler lise not ortalamaları önem taşıyor ve IELTS ya da TOEFL gibi sınavlardan yeterli puanı almaları gerekiyor. Ayrıca İngilizce dil seviyesi yetersiz olan öğrenciler Güney Afrika’da bulunan dil okullarında dillerini geliştirme şansına sahip olabiliyorlar. Güney Afrika’da bulunan bazı özel üniversitelerin dışında ülkedeki tüm üniversiteler YÖK tarafından tanınıyor.Güney Afrika’da üniversite okumaya karar veren bir öğrencinin yaklaşık 600 Amerika Doları olan sağlık sigortasını yaptırması gerekiyor. Ülkede bir yıllık eğitim ücreti ise 1.000 ile 3.000 Amerikan doları arasında değişiyor. Ülkede bulunan üniversitelerin pek çoğu öğrencilere yurt imkanı sunuyor. Bir üniversite öğrencisinin yaşam masrafı aylık, ortalama 500 Amerikan Doları oluyor.EstonyaEstonya’da üniversite okumak isteyen öğrencilerin tek seçeneği YÖK tarafından Tallinn Üniversitesi. Üniversitede yıllık eğitim ücreti ortalama 3.000 Euro olurken bir üniversite öğrencisinin aylık yaşam masrafı ortalama 300 Euro oluyor.LitvanyaLitvanya’da üniversite okumak isteyen öğrenciler İngilizce ve Rusça programları tercih edebiliyorlar. Ülkedeki üniversitelere kabul edilmek için lisedeki ders notlarının yüksek olması ve iyi derecede İngilizce bilmek gerekiyor.Litvanya’da yıllık üniversite eğitim ücreti 1.100 Euro’dan başlıyor ve Tıp, Diş Hekimliği ve Eczacılı gibi programlarda 10.000 Euro’ya kadar yükselebiliyor. Yabancı öğrenciler için sağlık sigortasının zorunlu olduğu ülkede bir üniversite öğrencisinin aylık yaşam masrafı ortalama 300 Euro oluyor.Tercih etmeyi düşündüğün ülkeyi bu yazımızda bulamadın mı? O halde Ülke Seçenekleri I ya da öğrencilerin en fazla tercih ettiği ülkeler olan Amerika, İngiltere, Fransa, Avusturya ve Avustralya’da Üniversite Eğitimi yazılarımız da sana yardımcı olabilir.
'Seni Almıyoruz Neden Sınava Giriyorsun?'
'Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı’ sınavınının yazılı bölümünü 10 kez kazanıp mülakatta elenen avukat Halil Atlı’ya 11. mülakatta 7 kişilik heyet tarafından “Almamamıza rağmen neden ısrarla sınava giriyorsun” sorusu yöneltildi... Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde avukatlık yapan Halil Atlı’nın, “Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı” yazılı sınavında 10 kez başarılı olmasına rağmen mülakat sınavlarının tamamında başarısız sayılarak elendiğini Milliyet gündeme getirmişti. Sınavı yapan kurulla artık neredeyse “içli-dışlı” olan Atlı’ya geçtiğimiz günlerde girdiği 11. mülakatta, “Almamamıza rağmen neden ısrarla sınava giriyorsun” diye soruldu. 11 kez hâkimlik ve savcılık yazılı sınavını kazanmasına rağmen bunların 10’unda mülakatta elenen Atlı’ya bu mülakatlarda, “Künde sanatını anlatınız?”, “Noel babanın yaşadığı antik kent?”, “Kusurlu çatmayı anlatınız?”, “Pritzker Mimarlık ödülünü alan ilk kadın mimar kimdir?” gibi sorular yöneltildi. 2010’da yazılı sınavı kazanmasının ardından mülakata çağrılan Atlı, yine başarısız sayılması üzerine sınavın iptali için Ankara 12. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkeme, 11 Ağustos 2010 tarihinde verdiği kararında, mülakat sınavında verilen yanıtların ses ve görüntülü kayıt altına alınmaması nedeniyle “mülakat sınavında başarısız sayılması” işleminin iptaline karar verdi. Bunun üzerine, mülakat yenilendi. Ancak sonuç değişmedi. Atlı’yla mülakatı yapan kurul üyeleri arasında, geçtiğimiz günlerde girdiği 11. mülakatta ilginç diyaloglar yaşandı. Atlı’nın anlatımına göre, salona girdiğinde, kendisine önce “Hoşgeldin, kaçıncı mülakatın?” diye soruldu. 11. olduğunu belirtmesi üzerine, üyeler, Atlı’ya, “Almamamıza rağmen neden ısrarla bu kadar giriyorsun” diye sordu? Atlı ise bu soruya, “Siz beni bu kadar mağdur ettiniz, bu kadar mülakattan başarısız saydınız, bu mağduriyeti dile getirip, kullanacağım” yanıtını verdi. Bir üyenin, “Bu mülakatlarda başarılı olmak için bişey yaptın mı?” diye sorması üzerine, ilk 5 mülakatta referanslar aradığını, olmayınca bundan vazgeçtiğini söyleyen Atlı’ya, aynı üye, “Yetmemiş demek ki, başka şeyler de lazım” yanıtını verdi. Atlı’nın, “Herhalde GBT’mde olumsuz şeyler var ondan olmuyor” demesi üzerine, üyelerden, komisyonun kimlerden oluştuğu sorusu geldi. Üyeler, önceki sınavlarda ne sorduklarını da Atlı’ya sordu. Atlı ise, “Daha önce çok iyi geçen mülakatlarıma rağmen beni almadınız ama sorulara cevap vermediği için ağlayan insanları aldınız onun için isterseniz boşuna soru sormayın nasıl olsa almayacaksınız” dedi. ‘Ağzımla kuş tutsam da giremem’ Artık umudu kalmamasına rağmen sınavlara girmeye devam ettiğini belirten Atlı şunları söyledi: “Ağzımla kuş tutsam da torpilim yok, giremem. Zaten torpil aramaktan da artık vazgeçtim. Mülakat sınavları şu anki haliyle yapıldığı sürece 100 kez bile mülakata girsem başarılı olmam imkansız. Benim durumumda çok sayıda kişi bulunuyor. 3 Mayıs 2013 tarihinde İdari yargı hakimlik mülakatı sınavı sonuçları açıklandı. Bakanlık daha önceki uygulamalardan farklı olarak bu sefer listeyi yayınlamamış olup, sınava giren adayların T.C kimlik numaraları ile girip sadece kendi mülakat sonucunu görmeyi uygun gördü. Bunun sebebi heralde kimin kazandığını diğer adayların bilmesine engel olmaktır.” Gökçer Tahincioğlu / Milliyet 
Erdoğan: 'İki Tane Figürana Madenci Yakını Rolü Oynattılar'
Başbakan Erdoğan, BBC Türkçe'de yayınlanan bir videoda madenci yakını iki kadını figüran olarak niteledi. BBC Türkçe bahsi geçen video haber için bu hafta ikinci defa 'haberimizin arkasındayız' açıklaması yaptı...Başbakan Tayyip Erdoğan BBC Türkçe'den Rengin Arslan'ın haberinde yer alan görüntülere ilişkin, “İki tane figürana madenci yakını gibi rol yaptırıp dünyaya servis ediyorlar. Uluslararası basına da yalan servis ediyorlar” dedi. BBC Türkçe ise yapılan eleştirilerin mesnetsiz iddialar olduğunu savunurken, “Soma’daki mezarlıkta, o sırada zaten medyaya konuşmakta olan kadınların görüntülerini içeren 59 saniyelik video klibini BBC Türkçe’nin canlı anlatım sayfasında ve daha sonra da multimedya sayfasında yayınladık. BBC Türkçe bu kadınlarla mülakat yapmamıştır. Aşağıdaki fotoğrafta da görüldüğü gibi, iki kadın medyaya konuşurken görüntülerini almıştır. Madenci eşi olduklarını da teyit etmiştir. Bu nedenle haberimizin tamamıyla arkasındayız” açıklaması yaptı. İşte tartışamaya yol açan o iki kadın BBC Türkçe’den yapılan açıklama şöyle: 1- Görüntülerini yayınladığımız kadınların faciada “ölen” madencilerin eşleri olduğunu hiçbir yerde söylemedik. Bu iki kadın sağ olan iki madencinin eşidir. 2- Sözkonusu medyada habere eşlik eden fotoğraflarda başka iki kadının fotoğrafı da yer almakta, bunların görüntülerini yayınladığımız iki madenci eşine ait olduğu ve bu iki kadının ‘Gezi eylemcileri’ oldukları söylenmektedir. Bu iddialar tamamen uydurmadır. Nitekim yukarıdaki haberde fotoğrafları verilerek videodaki kadınlar oldukları iddia edilen kişiler ortaya çıkıp kimliklerini açıkladılar ve olayla ilgileri olmadığını söylediler. Manisa Eğitim Sen görevlisi olan bu kadınların fotoğraflarının Eğitim Sen internet sayfasından alındığı ortaya çıktı. Eğitim Sen bu konuda bir açıklama yaptı ve bu iki kadın bu haberi yayınlayanlara karşı yargı yoluna gitmiş durumda. Eğitim Sen’in açıklamasını tıklayınburadanokuyabilirsiniz: 3- Bu tahrifatın ortaya çıkmasından sonra bazıları bizim iki madenci eşinin isimlerini açıklamamız talebinde bulundu. Biz kamuoyu önünde konuşan iki kadının görüntülerini aldık, madenci eşi olduklarına ilişkin kimliklerini teyid ettik. Gazeteci olarak görevimizi yaptık. Bu kişilerin isimlerini kendi istekleri olmadıkça açıklamak bizim işimiz değil. 4- Mezarlıkta basına konuşan iki kadın hiçbir kanıt olmadan 'madenci eşi' değil diye lanse edilmiş, provokatörlükle suçlanmış ve özel hayatları ve güvenlikleri de tehlikeye atılacak şekilde hedef gösterilmişlerdir. 5- Olayla hiçbir ilgisi olmayan iki kadın, fotoğrafları bir sendika sitesinden habersiz alınarak gerçek dışı bir senaryoya bulaştırılmış ve hedef haline getirilmiştir. 6- Muhabirimiz asılsız saldırıların hedefi olmuş, fotoğrafı ve ismi internet sitelerinde kullanılmış ve hedef gösterilmiştir. Sosyal medyada sayısız ve çeşitli hakarete maruz kalmıştır. 7- Soma’da hükümeti eleştiren, çoğu madenci, onlarca kişi benzer açıklamalar yapmışken, bunların bazılarıyla BBC de konuşmasına rağmen, nasılsa ilginçtir, beş kadın hedef alınmıştır. 8- BBC tarafsızlığı, dengeli ve doğru haberciliği ilke edinmiş, buna büyük önem veren 92 yıllık bir yayın kuruluşudur. Soma faciasıyla ilgili yayınımızda hükümeti eleştirenler kadar savunanlara, muhalifler kadar hükümet yetkililerinin görüş ve açıklamalarına yer vermeye çalıştık. Provokasyonla suçlandığımız günden bir gün önce AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Hüseyin Çelik’le ayrıntılı bir tıklayınmülakatyayınladık. Eleştirilere her zaman açığız fakat yalan ve tahrifatı kabullenmemiz mümkün değil.T24
Başbakan İçin Ölür müsün?
Başbakanlık korumaları değiştirilirken polis okulunda yapılan sınavda garip sorular soruldu: 'Yolsuzluk iddialarını nasıl değerlendiriyorsun, Başbakan için ölür müsün?' soruları adayları şaşırttı.17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonun ardından kamu kurumlarında başlayan görevden almalar Başbakanlık’a sıçradı. Başbakanlık’ta, polislerin değişimi için düğmeye basıldı. Başbakanlık Koruma Daire Başkanlığı görevlileri, Başbakanlık’ta görev yapacak olan polisleri seçmek için polis okullarına gitti. Polisler kısa bir sınavdan geçirildi. Taraf'tan Hüseyin Özay'ın haberine göre, sınavda sorulan sorular arasında en çok dikkat çeken ise Başbakan ve İçişleri Bakanı Efgan Ala için sorulan, “ölür müsün” sorusu oldu. Soma’da, Başbakan Erdoğan’a yönelik protesto edenlere yönelik sert tepkisi nedeniyle eleştirilerin hedefi haline gelen Başbakanlık korumaları, bu kez de “polis adaylarına yaptıkları mülakat” ile tartışma konusu oldu. Taraf’ın Başbakanlık kaynaklarından edindiği bilgiye göre, Başbakanlık’ta görev yapan polislerin değiştirilmesi için karar alındı. Bunun için de polis okullarından ve diğer birimlerden yeni mezun olmuş polislerin arasından seçim yapılarak, yeni bir ekip oluşturulması öngörüldü. Başbakanlık’ta görev yapacak polisleri seçmek için Başbakanlık Koruma Dairesi personeli görevlendirildi. Onlar da, polis okullarına giderek, yeni Başbakanlık polislerini sözlü sınava tabi tuttu. Mülakatta sorulan sorular ise, polisleri bile şaşırttı. Özellikle,” 17 Aralık sürecini nasıl değerlendiriyorsun”, “hangi cemaate üyesin”, “Cuma namazı kılıyor musun”, “Başbakan için ölür müsün” gibi sorular, dikkat çekti. Mülakata katılan polis okulu öğrencilerine sorulan sorulardan bazıları şöyle: “Hangi cemaate bağlısın?, Cemaate gidiyor musun?, Seni cemaat mi yerleştirdi?, Dershaneye gittin mi?, Lise de hangi dershaneye gittin? Abiler hakkında ne biliyorsan anlat!, “Hayatında hiç hırsızlık yaptın mı?, 17 Aralık sürecini nasıl görüyorsun?, Başbakan için ölür müsün?, Efgan Ala için ölür müsün?, Cuma’ya gidiyor musun?, Kız arkadaşın var mı?, Kız arkadaşınla hiç yattın mı?” HÜSEYİN ÖZAY | Taraf