Bu konuyu ele alan ilk bilindik isim elbette Fransız sosyolog, sosyolojinin atası Émile Durkheim. Henüz 39 yaşındayken kaleme aldığı İntihar (Le Suicide) kitabı yazılışından 125 yıl sonra dahi referans olarak alınmakta. İntiharın nedenlerinin bireyden çok toplumda aranması gerektiğini savunan Durkheim’a göre temelde 3 çeşit intihar söz konusudur:
1) Bencil intihar: Daha çok toplumla bağını yitirenlerde gözlemlenir. Örneğin aile bağlarının zayıflamasının, bencil intihar oranlarını artırdığını ileri sürer. Bu sebeple bekarların egoist intihar eğilimleri, evlilere göre daha yüksektir.
2) Altruistik (diğerkâm) intihar: Kişisel bir çıkar olmaksızın, başkaları uğruna kendi hayatını feda edenlerde (itfaiyeciler gibi, hatta Titanik batarken sınırlı sayıdaki can kurtaran sandallarında başkalarına yer açıp, gemiyle birlikte batmayı tercih edenler gibi…) ya da topluma aşırı bağlılıktan kaynaklı bir amaç uğruna ölümü seçenlerde (askerler, Hintli kadınlar, Japon hara kiri geleneği gibi…) rastlanır.
3) Anomik intihar: Toplum düzeninin ve birliğinin bozulması, birtakım norm ve değerlerin kaybolması sonucu görülür. İnsanın kendine ve başkalarına yabancılaşmasından, başa çıkmakta kendisini tamamen yetersiz kaldığı ezici bir yaşamdan kurtulma girişimi olarak kabul edilebilir. Toplumsal krizlerin çoğu şeyi muğlaklaştırdığı durumlarda sık rastlanır.
Psikanalizin üstadı ve bilinçli bir kararla intiharı seçerek ölen Freud’a göre ise intiharlar iki hipoteze dayanır:
1) Depresyonlarda sıkıntının çok ileri gitmesi ile nefret edilen ya da çok sevilen ve kaybedilmiş objeden kurtulmak için depresyonlu şahsın seçtiği bir kurtuluş yoludur.
2) Aşırı derecede artan agresyon durumu sonucu kişi intihar ederek kendini tahrip eder.
İntihar bilimci ve tanatolog (ölümü inceleyen bilim insanı), Amerika’da İntiharı Önleme Merkezi'ni de kurmuş olan Edwin S. Shneidman ise intiharın ardında bir çözüm arayışı olduğuna inanır.
Türkiye’de uygulanması yasak olan ve yapan hekime ‘tasarlayarak adam öldürme’ cezası verilen ‘aktif ötenazi’ de çare arayışlarından biridir örneğin. Aktif ötenazide ağır bir hastalık ya da kaza geçirmiş, bilinci yerinde kişi, isteyerek tıbbi yolla yaşamına son verilmesini talep eder ve doktor kontrolünde -genellikle iğne kullanılarak- hastanın yaşamına son verilir. Hollanda, Belçika, Kanada gibi bazı ülkelerde yasal bu uygulama.
Yorum Yazın
Merak ediyorum intihar eden kimse umutsuzluk ile bir noktaya geliyor. Kendince herkesin haklı olduğu ve intihar ettiği bir nokta umutsuzluk? insana o umutsu... Devamını Gör
İnsan, hayatı sevmeyi deneyebilir en azından. Usta kalem Dazai bunu denedi mi hiç bilmiyorum ama denemekten zarar gelmez diye düşünüyorum :)