Görüş Bildir
Haberler
Dijital Yasaklar Yeni Dünyayı Nereye Taşıyor?

etiket Dijital Yasaklar Yeni Dünyayı Nereye Taşıyor?

Zuhal Mansfield
12.08.2024 - 12:37

Geçen hafta baba-kız muhteşem bir mavi yolculuk yaptık. Babam 92 yaşında ve Ege’nin koylarının ona yeni bir yaşama sevinci kattığına şahit oldum. Dostlarım bilir. Her gün Instagram’da paylaşımlarda hoş bir hikâye anlatıyorum. Ama ne yazık ki bugünlerde, Instagram yasaklı olduğu için bu şansı yakalayamadım. Yakalasaydım, belki Ege’nin güzelliklerini sizinle ve bütün dünya ile paylaşma fırsatı bulurdum.

Ben, Instagram’ın yasaklanmasını paylaşımlarım açısından sorun etmiyorum. Ancak dijital bir dünyadayız ve “yasaklar” üzerine, mavi yolculuk boyunca düşünme fırsatı buldum. İşte bunu paylaşma ihtiyacı hissettim.

Yasaklar konusunda, temel kanaatim şudur: Uluslararası çapta kullanılan bir sosyal medya platformunu engellemek, günümüzün küresel iletişim çağında stratejik bir hatadır. Bu tür bir eylem, adeta modern bir iletişim rekabetinde en etkili araçtan kendini mahrum bırakmak gibidir. Dahası, böyle bir karar, ülkenin uluslararası saygınlığına ve güvenilirliğine ciddi zarar veriyor ve onu çağdaş dünyadan izole ediyor. Bu nedenle, bu tür kısıtlayıcı politikaların bir an önce gözden geçirilmesi ve düzeltilmesi, ülkenin çıkarları açısından büyük önem taşıyor.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Yasaklar kime yarıyor?

Yasaklar kime yarıyor?

Düşünce insanları da dijital yasaklarla ilgili tartışmalarını sürdürüyor. Teknoloji eleştirmeni ve yazar Evgeny Morozov, internet özgürlüğünü, demokrasi ile özdeşleştirerek, 'dijital yasaklar, otokratik rejimlerin gücünü pekiştirmek için kullandığı en etkili araçlardan biri' olduğunu ifade ediyor.

İletişim deyince ilk akla gelen ve iki ay önce vefat eden Noam Chomsky, bu tür yasakların 'güçlü şirketlerin çıkarlarını korumak için kullanılan araçlar' olduğunu savunuyor. Ranking Dijital Rights’ın direktörü Rebecca MacKinnon de benzer görüşte ve şirketlerle hükümetlerin iş birliğine dikkat çekiyor: “Teknoloji şirketlerinin hükümetlerle yaptığı iş birliğinin, kullanıcı haklarını doğrudan etkiliyor” yorumu getiriyor.

Bu sadece Türkiye’nin has bir sorun değil. Hızlı bir dijital dönüşüm yaşayan, kendini yeni dünyaya uyumlaştıramayan gelişmiş veya gelişmemiş her ülkenin başındaki karmaşık olgulardan biridir.

Evet, “dijital yasaklar”, ülkelerin internet kullanımını düzenlemek veya sınırlamak amacıyla uyguladığı çeşitli kısıtlamaları ifade eder. Bu yasaklar, içeriğin filtrelenmesinden, sosyal medya platformlarının engellenmesine kadar geniş bir yelpazede uygulanıyor. Dijital yasaklar, ülkeden ülkeye farklılık gösterse de genellikle güvenlik, kültürel, siyasi, ticari veya teknik sebeplerle hayata geçiriliyor. Çoğu kere de bu yasaklar, “yasal düzenleme” gibi yumuşatıcı bir tanımla sunuluyor.

Freedom House'un 'Freedom on the Net 2023' raporuna göre, küresel internet özgürlüğü 13. yıldır üst üste geriliyor. Rapor, 70 ülkenin incelendiği ve bunların yüzde 57'sinde internet özgürlüğünün azaldığını gösteriyor. Bu, dijital yasakların ve kısıtlamaların giderek yaygınlaştığını gösteren önemli bir veridir.

Dijital yasakların küresel örnekleri

Dijital yasakların küresel örnekleri

2024'te ABD Kongresi, yapay zekâ kullanımını düzenleyen kapsamlı bir yasa çıkardı. Bu yasa, özellikle deepfake teknolojisi (birinin ses ve görüntüsünü yapay zekâ uygulamaları ile taklit edilmesi) ve otonom sistemlerin kullanımı konusunda sıkı kurallar getirdi.  Bu yılın en büyük yasaklama haberi de yine ABD’den geldi. TikTok’a yönelik potansiyel yasaklar, ABD hükümetinin yabancı menşeli uygulamalara karşı sıkı bir tavrını ortaya koyuyor. TikTok’un yasaklanması, yalnızca bu platformu değil, benzer uygulamaları da etkileyeceğini önümüzdeki süreçte göreceğiz. Meselâ, Florida eyaletinde 14 yaş altı çocukların sosyal medya kullanımını yasaklayan bir düzenleme getirildi bile.

TikTok, Çin menşeli olduğu için, karşı hamleler de gelmeye devam ediyor. Eski başkan Donald Trump döneminde başlayan Çin’in dijital yükselişini engelleme hamleleri, Joe Biden döneminde TikTok gibi farklı engelleme ve yasaklar ile devam ediyor.

Kuralcılığı ile bilinen Avrupa Birliği (AB) “yasal düzenlemeler” bağlamında pek çok kısıtlama getiriyor. Ayrıca büyük cezalar da kesiyor. AB, Dijital Pazarlar Yasası ve Dijital Hizmetler Yasası’nı yürürlüğe soktu. Bu yasalar, büyük teknoloji şirketlerinin pazardaki güçlerini sınırlamayı ve tüketici refahını korumayı amaçlayarak yürürlüğe konuluyor. Ayrıca, yapay zekâ kullanımına ilişkin getirilen düzenlemeler, şeffaflık ve etik kullanım ilkelerini vurguluyor. Bu yasalar, rekabetçi bir dijital ortam oluşturma potansiyeli taşısa da bazı uzmanlar tarafından inovasyonu sınırlayabileceği ve küçük işletmelerin büyümesini engelleyebileceği gerekçesiyle eleştiriliyor.

Ekonomist ve inavasyon ekonomisi uzmanı Mariana Mazzucato, bu tür düzenlemelerin 'devlet müdahalesinin inovasyonu teşvik etmek için nasıl kullanılabileceğine dair önemli bir örnek' olduğunu belirtiyor. Yasaklama için değil, teşvik için düzenleme yapılmalıdır.

Çin Seddi’nin (Büyük Duvar) ardında tam neler olduğunu bilemiyoruz. Çin, Büyük Güvenlik Duvarı (Great Firewall) aracılığıyla interneti sıkı bir şekilde denetleyerek Google, Facebook ve Twitter gibi platformlara erişimi engelliyor. Sosyal medya içeriği üzerinde sıkı bir sansür uyguluyor. Yine yakınlarda Çin hükümeti, metaverse platformlarına yönelik sıkı düzenlemeler getirdi, sanal dünyalardaki içerikleri ve etkileşimleri sıkı bir şekilde denetlemeye başladı. İnsan hakları aktivisti Ai Weiwei, Çin'in internet sansürünü 'yaratıcılığı öldüren ve toplumu baskı altında tutan bir sistem' olarak tanımlıyor.

Bir diğer dev Hindistan da gizlilik ve güvenlik endişeleri nedeniyle TikTok ve WeChat gibi Çin menşeli uygulamaları yasakladı. Bu yasaklar, diğer ülkelerde de benzer kısıtlamaların önünü açabilir. Ayrıca Hindistan, bu yıl içinde, tüm vatandaşlarının kişisel verilerinin ülke sınırları içinde depolanmasını zorunlu kılan bir yasa çıkardı.

Çocuk istismarına geçit yok!

Çocuk istismarına geçit yok!

Türkiye’de Instagram’a uygulanan yasakların benzeri farklı platformlar için de yaşandı. Sosyal Medya Yasası kapsamında sosyal medya platformlarına ofis açma ve vergi ödeme zorunluluğu getirildi. Ayrıca, YouTube, Wikipedia ve Twitter gibi platformlar geçmişte erişim engelleriyle karşılaştı. Roblox’un erişime engellenmesi, çocukların istismarına neden olabilecek içerikler barındırdığı gerekçesiyle gerçekleşmişti.

Çocuk istismarına izin verecek hiçbir uygulamaya geçit verilmemelidir. Bazı ebeveyn grupları ve çocuk hakları savunucuları, sosyal medya platformlarının çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini gerekçe göstererek haklı olarak kısıtlamaları destekliyor. Amerikan Pediatri Akademisi Başkanı Dr. Emily Oster da bunlardan biri: 'Kontrolsüz sosyal medya kullanımı, çocukların zihinsel sağlığını ve gelişimini tehdit ediyor. Bazı kısıtlamalar, çocuklarımızı korumak için gerekli olabilir'.

Çin ile Batı arasında yaşanan karşılıklı yasaklamaların bir benzeri Rusya ile de yaşanıyor. Özellikle Ukrayna ile savaşlarından sonra bu süreç hızlandı. VKontakte gibi sosyal medya platformlarına sansür uygulayan Rusya Telegram’ı yasakladı: Ancak kullanıcılar, pek çok ülkede olduğu gibi bu yasağı da VPN ile erişim sağlayarak atlatıyorlar. Zaten bu yasakların, dijital dünyadaki anlamsızlığı, bu tür çözümlerle ayrı bir boyut kazanıyor.

Başka örnekler de var:

  • İran, 2022'de Mahsa Amini'nin ölümünün ardından başlayan protestolar sırasında, hükümet internet erişimini ciddi şekilde kısıtladı ve sosyal medya platformlarını engelledi.

  • Myanmar, 2021 askeri darbesinden sonra ülkede sosyal medya platformları ve internet erişimi geniş çapta kısıtlandı.

  • Nijerya’da 2021'de hükümet, Twitter'ı ülke genelinde 7 ay boyunca yasakladı.

Dijital yasakların geleceği

Dijital yasakların geleceği

Unutmayalım, dijital yasakların geleceği, ülkelerin iç ve dış politika dinamiklerine, teknoloji gelişmelerine ve uluslararası ilişkilere bağlı olarak şekilleniyor. Özellikle büyük teknoloji şirketlerinin güçlerinin sınırlanması ve veri güvenliğine yönelik artan endişeler, dijital yasakların daha da yaygınlaşmasına neden olabilir. 

Bazı hükümetler ve güvenlik uzmanları, yabancı uygulamaların ve platformların ulusal güvenliğe tehdit oluşturabileceğini savunuyor. Örneğin, eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, 'Yabancı teknoloji şirketlerinin kontrolsüz faaliyetleri, ülkemizin kritik altyapısını ve vatandaşlarımızın kişisel verilerini risk altına sokuyor' şeklinde bir açıklama yapmıştı.

Bazı ebeveyn grupları ve çocuk hakları savunucuları, sosyal medya platformlarının çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini gerekçe göstererek kısıtlamaları destekliyor. Meselâ, Amerikan Pediatri Akademisi Başkanı Dr. Emily Oster, 'Kontrolsüz sosyal medya kullanımı, çocukların zihinsel sağlığını ve gelişimini tehdit ediyor” diyerek çocuklarımızı korumak için bazı kısıtlamaların olması gerektiğine dikkat çekiyor.

Dijital yasakların, etkileyebileceği başlıca alanları şöyle sıralayabiliriz:

Çeşitliliğin, çok kültürlülüğün yaşandığı küresel bir zamandayız. Dijital yasaklar, bilgiye erişimi kısıtlayabilir ve ifade özgürlüğünü engelleyebilir. Sansür, farklı görüşlerin ifade edilmesini zorlaştırabilir ve toplumsal tartışmaları daraltabilir.

Sosyal medya platformlarına ve dijital hizmetlere getirilen kısıtlamalar, çevrimiçi ticareti, reklamcılığı ve e-ticareti olumsuz etkiliyor. Instagram ile oluşan maddi kayıplarla ilgili pek çok veri paylaşıldı. Küresel yasaklarda bu rakamlar yüzlerce kat olabiliyor. Özellikle dijital girişimciler ve küçük işletmeler, bu yasaklardan doğrudan etkilenebilir. Top10VPN'in araştırmasına göre, 2022 yılında internet kesintileri ve sosyal medya kısıtlamaları küresel ekonomiye 23,79 milyar dolar zarar verdi. Bu, dijital yasakların ekonomik maliyetinin ne kadar büyük olabileceğini gösteriyor.

İnternet sansürü ve yasakları, yenilikçi fikirlerin ve teknolojilerin yayılmasını zorlaştırabilir. Teknolojik ilerleme ve inovasyonun engellenmesi, toplumsal gelişmeleri de yavaşlatabilir. Buna karşılık, Starlink gibi uydu internet sistemleri, geleneksel internet altyapısına bağımlılığı azaltarak bazı ülkelerde internet yasaklarını bypass etme potansiyeli sunuyor. Bu, gelecekte dijital yasakları daha geniş açılardan bakmamız gerektiğinin bir işaretidir.

Sansür, eğitim, sağlık ve kültürel gelişme gibi alanlarda bilgi akışını sınırlayarak toplumsal refahı olumsuz etkileyebilir.

VPN gibi alternatif yöntemlerin kullanımı, gizlilik sorunlarına yol açabilir ve kişisel verilerin korunmasını zorlaştırabilir.

Dijital dünya ve etik ilkeler

Ülkeler, AI teknolojilerinin kullanımını düzenlemek için yeni yasalar çıkarıyor. Bu, inovasyonu yavaşlatma potansiyeli taşırken, etik kullanımı teşvik edebilir.

Birçok ülke, kripto paraları yasaklama veya sıkı bir şekilde düzenleme yoluna gidiyor. Bu, finansal özgürlük ve dijital ekonomi üzerinde önemli etkilere sahip olabilir.

Giderek daha fazla ülke, vatandaşlarının verilerinin ülke içinde depolanmasını zorunlu kılıyor. Bu, global internet yapısını değiştirebilir ve 'splinternet' (internetin coğrafi ve ticari sınırlara göre parçalanması) oluşumuna katkıda bulunabilir.

Bu ek bilgiler, dijital yasakların küresel etkilerini ve gelecekteki potansiyel sonuçlarını daha geniş bir perspektiften değerlendirmemize yardımcı olabilir. Konu hakkında daha spesifik bilgiler veya analizler isterseniz, lütfen belirtin.​​​​​​​​​​​​​​​​

AB gibi Türkiye de, dijital medya ve yapay zeka teknolojilerinin etik kullanımına yönelik yasal düzenlemeler getirme süreci yaşıyor. Veri gizliliği, hesap verebilirlik, şeffaflık, insan gözetimi ve ayrımcılık yapmama gibi etik ilkeler, yapay zeka sistemlerinin güvenli ve adil kullanımını sağlamayı amaçlıyor. Türkiye, uluslararası standartlarla uyumlu yasal çerçeveler oluşturarak, bu teknolojilerin toplumsal etkilerini dengelemeyi hedefliyor. Sonuçlarını hep beraber göreceğiz.

“Yasak” kelimesi hoş değil. Medeni dünya, bu olgudan kurtulmalıdır. Dijital yasaklar, ülkelerin çeşitli gerekçelerle internet kullanımını düzenlemesine yönelik uygulanıyor. Ne yazık ki, dijital yasaklar yine dijital becerilerle aşılabiliyor. Yapay zekâ uygulamalarıyla, uydu internet hizmetleriyle önümüzdeki süreçte bambaşka durumlar bizi bekliyor olabilir. Bu bağlamda acil bir vizyon geliştirilmesi gerekiyor. Burada 10 yılı aşkındır dillendirilen “yerli sosyal medyamız olmalı” yaklaşımı, çoğu kişi gibi beni de tatmin etmiyor.

Küresel bir dünyada, küresel çözümlere odaklanmamız gerekiyor. İnsan haklarına ve onuruna yakışan bir yaklaşımımız olmalıdır.

Linkedln

Facebook

X

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
8
5
4
3
3
1
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam