Dijital Yasaklar Yeni Dünyayı Nereye Taşıyor?
Geçen hafta baba-kız muhteşem bir mavi yolculuk yaptık. Babam 92 yaşında ve Ege’nin koylarının ona yeni bir yaşama sevinci kattığına şahit oldum. Dostlarım bilir. Her gün Instagram’da paylaşımlarda hoş bir hikâye anlatıyorum. Ama ne yazık ki bugünlerde, Instagram yasaklı olduğu için bu şansı yakalayamadım. Yakalasaydım, belki Ege’nin güzelliklerini sizinle ve bütün dünya ile paylaşma fırsatı bulurdum.
Ben, Instagram’ın yasaklanmasını paylaşımlarım açısından sorun etmiyorum. Ancak dijital bir dünyadayız ve “yasaklar” üzerine, mavi yolculuk boyunca düşünme fırsatı buldum. İşte bunu paylaşma ihtiyacı hissettim.
Yasaklar konusunda, temel kanaatim şudur: Uluslararası çapta kullanılan bir sosyal medya platformunu engellemek, günümüzün küresel iletişim çağında stratejik bir hatadır. Bu tür bir eylem, adeta modern bir iletişim rekabetinde en etkili araçtan kendini mahrum bırakmak gibidir. Dahası, böyle bir karar, ülkenin uluslararası saygınlığına ve güvenilirliğine ciddi zarar veriyor ve onu çağdaş dünyadan izole ediyor. Bu nedenle, bu tür kısıtlayıcı politikaların bir an önce gözden geçirilmesi ve düzeltilmesi, ülkenin çıkarları açısından büyük önem taşıyor.
Yasaklar kime yarıyor?
Dijital yasakların küresel örnekleri
Çocuk istismarına geçit yok!
Dijital yasakların geleceği
Dijital dünya ve etik ilkeler
Ülkeler, AI teknolojilerinin kullanımını düzenlemek için yeni yasalar çıkarıyor. Bu, inovasyonu yavaşlatma potansiyeli taşırken, etik kullanımı teşvik edebilir.
Birçok ülke, kripto paraları yasaklama veya sıkı bir şekilde düzenleme yoluna gidiyor. Bu, finansal özgürlük ve dijital ekonomi üzerinde önemli etkilere sahip olabilir.
Giderek daha fazla ülke, vatandaşlarının verilerinin ülke içinde depolanmasını zorunlu kılıyor. Bu, global internet yapısını değiştirebilir ve 'splinternet' (internetin coğrafi ve ticari sınırlara göre parçalanması) oluşumuna katkıda bulunabilir.
Bu ek bilgiler, dijital yasakların küresel etkilerini ve gelecekteki potansiyel sonuçlarını daha geniş bir perspektiften değerlendirmemize yardımcı olabilir. Konu hakkında daha spesifik bilgiler veya analizler isterseniz, lütfen belirtin.
AB gibi Türkiye de, dijital medya ve yapay zeka teknolojilerinin etik kullanımına yönelik yasal düzenlemeler getirme süreci yaşıyor. Veri gizliliği, hesap verebilirlik, şeffaflık, insan gözetimi ve ayrımcılık yapmama gibi etik ilkeler, yapay zeka sistemlerinin güvenli ve adil kullanımını sağlamayı amaçlıyor. Türkiye, uluslararası standartlarla uyumlu yasal çerçeveler oluşturarak, bu teknolojilerin toplumsal etkilerini dengelemeyi hedefliyor. Sonuçlarını hep beraber göreceğiz.
“Yasak” kelimesi hoş değil. Medeni dünya, bu olgudan kurtulmalıdır. Dijital yasaklar, ülkelerin çeşitli gerekçelerle internet kullanımını düzenlemesine yönelik uygulanıyor. Ne yazık ki, dijital yasaklar yine dijital becerilerle aşılabiliyor. Yapay zekâ uygulamalarıyla, uydu internet hizmetleriyle önümüzdeki süreçte bambaşka durumlar bizi bekliyor olabilir. Bu bağlamda acil bir vizyon geliştirilmesi gerekiyor. Burada 10 yılı aşkındır dillendirilen “yerli sosyal medyamız olmalı” yaklaşımı, çoğu kişi gibi beni de tatmin etmiyor.
Küresel bir dünyada, küresel çözümlere odaklanmamız gerekiyor. İnsan haklarına ve onuruna yakışan bir yaklaşımımız olmalıdır.
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio