Melih Görgün Yazio: Size Kadına Şiddetin En Masum Halini Sunacağım
Tamam hemen heyecanlanmayın. “Şiddetin masumu mu olurmuş hocam?” der gibi bakıyorsunuz sanki soran gözlerle… Olur olur. Bal gibi olur. Hatta ben de bir dönem bu şiddete başvuranlardandım. Hoş… O zamanlar aklım pek de yerinde değildi. Şimdi sizlere gerçekleri bir bir anlatacağım. Sanırım yazının sonunda da mutlu bir şekilde vedalaşacağız… Konumuza dönelim tekrar…
Bir kadına sadece bir kişi şiddet uygulayabilir. Kim mi? Yani şiddetten kastettiğim eylem; tekme atmak.
Bir başka rahatsız olduğum konu da; bu kişilerin sosyal medyada ifşa edilmesinden sonra belirli kesimler tarafından konunun öneminin anlaşılıyor olması, konunun yargıya taşınıyor olması, belki de karar vericilerin sosyal medyanın bir baskı unsuru olarak kullanılmasından dolayı bu tarz şiddet eylemlerine daha da fazla hassasiyetle yaklaşmaları....
Peki ya sesini duyuramayan, başına gelenlere dikkat çekmeyi başaramamış ya da başarma olasılığı olmayan yüzbinlerce insanın durumu ne olacak?
İnanın bana, doğru soruları sordukça, doğru cevaplar da zaman içinde, geç de olsa belirecektir. Yeter ki doğru sorular sorulsun… Her alanda… Her zaman…
Eğitim, adalet, çocuk gelişimi, sanat ve daha neler neler… Her alanda doğru sorular soruldukça, cevaplar bulundukça, eminim ki gelecek güzel günler biraz daha hızlı yaklaşacaktır bize.
O çocuk… O bembeyaz sayfa… O çocuk ki; bir sanatçı olarak dünyaya gelen ve büyüdükçe hemen herkes gibi o sanatçıyı kaybeden…. O ki; dünyanın en günahsız en masum ve en zararsız güzelliği… En azından bir zamanlar… Sahi ne oldu sana çocuk?
Üzgünüm ama herkes yaralı… Herkes suçlu… O çocuk hariç herkes…
O bembeyaz sayfası için ona boya kalemi veremeyen, kirli elleriyle onun sayfasını lekeleyen, o sayfayı örseleyen, parçalayan ve “al bu kalanla idare et” diyen herkes… Anne, baba, siyasetçi, öğretmen… Yani o sayfayı koruyamayan o sanatçıyı yavaş yavaş yok eden herkes… Herkes suçlu… Sen hariç çocuk… En azından bir zamanlar sen de çocuktun… Herkesten daha masum ve herkesten daha mutluydun. Bir bakış yetiyordu dünyaları fethetmene… Annenin yanağına kondurduğun bir öpücük yeterdi her şeyin bedeline… Olan oldu, zaman geçti, şimdi bir katil oldun, ölen öldüğüyle kaldı, kalanların hali feryat figan… Herkes yaralı, herkes perişan…
Yazımın sonunda mutlu bir şekilde vedalaşacağız demiştim, yanılmışım. Mutluluk; ince bir köprü… Geçerken kopmasa, kurmak için bu kadar zaman gerekmese…Herkes koruyabilse içinde kalan en masum yanı, kalbinin en güzel yerini…
Ve kadına şiddetin en masum hali, anne karnında atılan tekme… Öylece kalsa… Ötesi olmasa… Ötesi karanlık… Ötesi olmasa…
Yorum Yazın
Güzel bir bakış açısı ancak o bir tekme değil çocuğun yeni döllenmiş haliyle bir okyanusta yüzmesi ile aradan geçen zamanda artık o 'mağaraya' sığamayacak ha... Devamını Gör