Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Meral Velibeyoğlu Yazio: Zengin Bir Eşin Yoksa, Öğrenmek Zorundasın!
10 yıl sonra yaptığın meslek olmayacak. Bu neredeyse tüm meslekler için geçerli. Yerine henüz adını bile bilmediğimiz iş tanımını öngöremediğimiz meslekler alacak.
Dijitalleşme ile birlikte meslek ve çalışma kavramları da yeniden tanımlanıyor. Bir meslek öğrenilip emekliliğe kadar çalışma dönemi çoktan bitti.
Diyeceksin ki bazı meslekler kalıcıdır, değişmez ve kesinlikle hep olacaktır. Doğrudur ismi olacaktır, ama içeriği değişecektir.
Tüm o kalıcı diye nitelendirdiğimiz mesleklerin içeriği, iş tanımı yeniden oluşuyor.
Şöyle bir göz gezdirelim bu mesleklere: eğitim dijitalleşiyor, öğretmenliğin içeriği değişiyor, öğreten değil öğrenmeye koçluk eden rehber olma yolunda. Tedavi edici tıptan önleyici tıbba, hukuktan arabuluculuğa, mağazacılıktan e-ticarete dönüşen “kalıcı” mesleklere şimdiden şahit oluyoruz. Tabii ki teknolojinin, özellikle yapay zekanın bu değişim çorbasında avuç avuç tuzu var.
Başka bir deyişle şu an eğittiğimiz çocuklarımız ve gençlerimizi henüz adını bilmediğimiz mesleklere yetiştiriyoruz.
Hayat boyu öğrenme gerektiren bir dünyaya gelmişiz, kaçışı yok.
Burada bireylerin anahtarı “nasıl öğrenirim?”i bilmek olacak.
Şu soruları kendinize sorun: Ben bir dili kendime en uygun şekilde nasıl öğrenirim? Veya fiziksel veya entelektüel bir beceriyi bana en uygun şekilde nasıl öğrenirim?
Her birey farklıdır, farklı şekillerde farklı hızlarda farklı ortam ve zamanlarda öğrenir.
Tesadüfen öğrendiğimiz çok şey var. Çok çalışarak da öğrenebiliyoruz. Ama öğrenmek istediklerimizi bize en optimal, yani en uygun şekilde nasıl öğrenebiliriz?
İşte burada okullar devreye giriyor. Okullarda kurslar, programlar, müfredatlar öğrenmeyi öğrenmeye yönelik tasarlanmalı. Okullar öğrenciye öğrenme stillerine uygun, çeşitli öğrenme ortamları sunmakla kalmayıp, öğrenciye öğrenme sürecine rehberlik ederek, öğrencinin kendini tanımasına yönelik tasarımlar geliştirmeli. Öğrenciye öğrenme yöntemi çeşitliliği sağlamalı, her yöntemi denemesine fırsat tanımalı ve öğrenciye kendi öz değerlendirme yapabileceği araçlar sunmalıdır.
Kevin Kelly’e göre öğrenme ortamları şu şekilde olacak: 1. Okulda fiziksel sınıflar varlığını sürdürecek. İşbirliğine dayalı öğrenme ve sosyal öğrenme için gerekli olduğunu vurguluyor.
2. Canlı Öğretmen / rehber eşliğinde sanal sınıflar olacak.
3. Video üzerinden öğrenme daha etkin kullanılacak.
4. Sanal gerçeklik gözlükleri öğretimde daha yaygın kullanılacak.
Öğrenci öğrenirken ona rehberlik edecek, ölçecek ve öğrenme hızına ve yöntemine uygun sistemler sunacak ve kişiselleştirilmiş hizmet verecek ortamlar hazırlayacak okullar.
Kendini takip eden ve ölçme değerlendirmesini yapan öğrenci, neyi, ne zaman, nasıl en iyi şekilde öğrendiğine hâkim olacak. Kelly’e göre yakın gelecekte öğrenci liseden mezun olurken diplomasında not ortalaması yerine öğrenmeyi öğrendiğine yönelik bir değerlendirme yer alacak ve hayat boyu öğrenmeye hazır olarak mezun olacak.
Not: Başlıkta da belirttiğim gibi zengin bir eşin yoksa geleceğe hazırlıklı olmalısın. Hayat boyu öğrenmeyi içselleştir, en iyi şekilde neyi, nasıl öğrendiğin konusunda kendini gözleme, fark et ve bil. Ben yola çıktım ve Kelly’nin tanımıyla hata yapa yapa öğreniyorum.
“On Adımda Zengin Eş Nasıl Bulunur?” başlıklı yazım yayınlanırsa, bil ki vazgeçmişimdir yolumdan.
Yorum Yazın