'Öncelikle bu acı günümde yanımda olan herkesten Allah razı olsun. Sizin gibi birkaç kişi daha var arayan soran. 10 Haziran günü akşam üstü saat 4 civarı baldızım aradı 'Yetiş annem babamı vurdu' gibi bir şeyler söyledi. Panik halindeydi, anlamadım ama apar topar işten çıkıp eve geçtim.
Sokağa girdiğimde ambulansları ve polis arabasını gördüm. İnsan o an ne yaptığını tam hatırlayamıyor ama bildiğim kadarıyla ambulansların tarafına doğru yöneldim. Birinin içinde canım eşime, diğerinde babama ve diğerinde de anneme kalp masajı yapıldığını gördüm. O sırada aklıma çocuklar geldi, sordum bir öğretmen eşliğinde okula götürülmüşler. Bu esnada üçünün de kalleşçe vurulduklarını öğrendim. Baldızım da kafasına sopa yemiş hastaneye kaldırılmıştı. Yola çıktım. Ambulansların üçü de ayrı hastanelere gitti, ben de peşlerinden.
İlk hastanede canım eşimin, ikinci de babamın ölüm haberini aldım. Üçüncü hastane yolunda Allah'a dua ettim 'Ne olur annemi alma, bari o bizle kalsın' diye... Ama nafile hastaneye vardığımda onu da kaybetmiştim.
Acımı tarif etmek mümkün değil. Biz 12 yıldır bu mahallede oturuyoruz. Cinayeti işleyenler de 30 yıldır buradalar. Daha öncesinde aramızda bir arazi meselesi olmuştu. Karşı taraf babamın arazisine el koymuş tapudan görevliler gelmesine rağmen 'Burası benim vermem' diye ısrar etmişti. Bu yüzden de binalar arasına branda çektik, yüz yüze gelmemek için. Arazi işini de mahkemeye devrettik, babam 'Adalet yerini bulur' diyordu.
O gün tetiği çeken kişinin ismini duyduğumda aslında şaşırdım çünkü onunla daha önce muhatap olmamıştık ancak akrabaları Mehmet K. ve Köksal K.'nın babam evde yokken eşime de kaynanama da baldızlarıma da tehditler savurduğunu biliyorum. Hatta baldızım hamileyken üzerine araba sürmüşlerdi bir keresinde.
Bunlara sessiz kalmadım tabii ki. 4-5 sene önce onlarla konuştum. Gayet medeni bir konuşmaydı, insanca uyardım ve zaten o günden bugüne kadar da sorun çıkmadı.
Dediğim gibi brandayı da çektiğimiz için birbirimizden uzak duruyorduk. Gelelim o güne; kayınpederim her zaman köpekleri besleyen, sokak hayvanlarına yemek su veren biriydi. Kaynanam da öyle. Benim de bir köpeğim vardı ancak iri olduğu için şikayet ettiler ben de sırf laf olmasın diye içim acıyarak sahiplendirdim. Yani hayvan konusunda da mümkün olduğu kadar dikkatli davranıyorduk.
Olay günü 'bize havladı' denilen köpek mahallenin köpeği. Parkta çocuklarla oynayan ve hepimizin beslediği bir hayvan. Saldırgan değil. Ancak köpeklere taş atarsanız, tekmelerseniz havlarlar.
Bu şahıslarında daha önce taş attıklarını ve annemin onları uyarması üzerine anneme küfür ettiklerini de biliyorum.
Bir erkek bir kadına nasıl böyle hakaret eder? Bir erkek bir kadını, savunmasız bir kadını, bir insanı nasıl böyle katledebilir? Bu erkekliğe sığar mı?
Yorum Yazın