onedio
Görüş Bildir
article/comments
article/share
Haberler
Şeyda Betül Kılıç Yazio: Vazgeçmeyi Bilmeyenin Hayatı Çöp Ev Olur

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

etiket Şeyda Betül Kılıç Yazio: Vazgeçmeyi Bilmeyenin Hayatı Çöp Ev Olur

Bursa'da bir evde istifleme ve depolama nedeniyle evi çöp eve dönen bir klinik hastayı izledik.

İçeriğin Devamı Aşağıda
Reklam

Çöp Biriktirme Hastalığı Dispozofobi, her yüz insandan birinden görülür. Dispozofobi' en büyük belirtisi eski veya yeni hiçbir eşyayı atamamak veya verememektir.

Çöp Biriktirme Hastalığı Dispozofobi, her yüz insandan birinden görülür. Dispozofobi' en büyük belirtisi eski veya yeni hiçbir eşyayı atamamak veya verememektir.

Dispozofobi normal değildir, takıntıdır. Peki nedir bu bırakamama, vazgeçememe derdinin kaynağı nedir? Daha geniş bakarsak bunda gereksiz şeyler ve ilişkileri neden tutarız?

İstifçilik yaşayan biri değeri olmayan, sağlıksız ve şimdiki zamana hizmet etmeyen eşyaları ya bir gün lazım olursa kaygısıyla asla atamaz. Tam burada kaygılı zihin iş başındadır. Bilindiği gibi bize hizmet etmeyen, binlercesi işlevsiz düşünce üreten zihin boş durmayan bir gevezedir. Amacı bizi korkutarak hayatta tutmaktır. Eski beynin kaygı ve korkudan talimatları dikkate alması anlaşılabilirdi. Oysa şimdi, en azından yarısını biraz bırakabilir, olmasa da olur kafasına ulaşmalıyız. Peki insan sadece eşyayı mı istifler?

İstifçi, kaygılı düşüncelere sımsıkı bürünürsek hayatımız çöplüğe döner.

İstifçi, kaygılı düşüncelere sımsıkı bürünürsek hayatımız çöplüğe döner.

Tıpkı son olayda çöp evde barındırıldığı sanılan çocuk gibi vazgeçemediklerimizden çöpten kaleler yapar mahkumlar yaratırız. Ya’’ ile başlayıp, ‘’sa’’ ile biten düşüncelerimizle gereksiz kişi, gereksiz eşya ve gereksiz bilgi biriktirip içinde cinnet geçiririz.  Gereksizlerimizi olmazsa olmazımız sanıyoruz. Bakın işte burası çok önemli! Sanıyoruz ve bu sanrı başka bir deyişle büyüsel düşünce… 

Yoksunluğu halinde öleceğimizi sandıklarımız, daha anlaşılır ifadeyle acı çekeceğimizi düşündüğümüz şeyler nedeniyle türlü bağımlılıklarımız var. Mesela sabote edip boğduğu halde kahrını çektiğimiz yüzler, sesinden irkildiğimiz kimseler var. Çünkü olmazlarsa çok şey eksik olacak sanıyoruz. Bu tarzdan düşünceler kolayca gerçeklerle karışır. Sıralama genellikle şöyledir, önce bir şeyin yokluğu ile ilgili zorlayıcı düşünceler gelir. Sonra bu düşüncelerle o kadar meşgul oluruz ki kaygılandığımız için kaygılanmaya başlarız. Daha fazla güvence ihtiyacı ortaya çıkar. Derken vazgeçilmez çöplerin artık bize güvence veren bir işlevi oluşur. Değerlerimiz kaybolur. Korkudan bir hayatımız olur.

Sadelik ve gerekli olanla yetinme kanaati ne muhteşem bir değerdir.

Sadelik ve gerekli olanla yetinme kanaati ne muhteşem bir değerdir.

İnsan bir şeysiz kalmamak için çok şey yapar, edinir. Fazla yoktur, miktara karşı duyarsızlaşır. Bir bakarsınız hayatınız asla size iyi ve anlamlı katkısı olmayan insanlarla ve tıpkı onlar gibi sadece yer kaplayan eşyalarla dolmuştur. Hepsi çöp değilse de hayatınızı kısıtlamaya devam etmemelidir. Yaşamak istediğiniz hayata ulaşmanızda engele ihtiyacımız yok.

Yoksunluk, ihlal ve ihmal insanda çok yer eder. Hayat boyu yoksulluk ve yoksunluk sonuçları bakımından telafi edilmeye çalışılır. Ancak kendini güvence hissetmek için bir şeye, kimseye yapışmak bize yetmez.  Gidene yol vermeyi bilmek büyük erdem. Çok şeyi olanın hiçbir şeyi olmuyor. Her eşya enerji yüklü, her madde toz tutuyor. İnsan eli istiyor. Okşamadığımız, görmediğimiz her şey olduğu yerde ölüyor. İnsan, nefesi ve eliyle kâinata can katmaya mecbur. 

Eğer içiniz sıkılıyor ve bu aralar doğru kararlar alamadığınızı düşünüyorsanız, hatta konsantrasyon kayıplarınız varsa, sürekli bazı şeyleri unutuyorsanız evde dokunmadığınız eşyalar, hayatınızda yersiz insanlar vardır. Üşenmeden o eşyalarla ve kişilerle ilgili kaygılı düşüncelerinize yol verin. Çoğu şey olmasa da olur.  Atarak, iterek değil, her şeyle arada yapışık bir bağ olmasına gerek duymadan ayakta durmaktan bahsediyorum. 

Bir şey hastalık, saplantı olup kısıtlanmış bir hayata hapsetmeden evvel davranış, karakter ve alışkanlık oluyor. Bu durumda GANDİ’nin şu sözleri anlatmak istediğimi özetlememe yardımcı olacak. Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür. 

Instagram

Twitter

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Reklam
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
10
1
1
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın
1.Harald

+90' ın güzel belgesellerinden, (https://www.youtube.com/watch?v=QSdYOrEjf2A)