onedio
Görüş Bildir

Hastalık Haberleri

Hastalık ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Hastalık ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Ölüm Nedeni Belli Oldu: 1 Eylül'de Hayatını Kaybeden Ahu Tuğba'nın Otopsi Sonucunu Kızı Anjelik Açıkladı!
Yeşilçam'ın efsane isimlerinden biri olan Ahu Tuğba, 1 Eylül tarihinde Miami’deki evinde hayatını kaybetmişti. Tuğba'nın vefatı sanat camiasını yasa boğarken ünlü ismin kızı Anjelik Calvin, annesinin cenazesini Türkiye'ye getirmek için elinden geleni yapmıştı. Annesinin ölümünün şüpheli olduğunu düşünen Anjelik, otopsi yapılmasını da istemişti. Ünlü isim geçtiğimiz saatlerde Ahu Tuğba'nın otopsi sonucunu açıkladı.
Pelin'in Seyir Defteri: DEHB
Bazı şeyler önerilmez mesela kuaför bence bunlardan biri bence. Çünkü çok riskli, çünkü önerilen uzmanın işinin ehli olmasından daha önemli bir unsur var ve “yakalanması” da epey zor: Uyum!Terapist söz konusu olduğunda da durum aynı. Size iyi gelen, sizi anlayan, sizinle “aynı frekansta” olan kişi bir başkası için anlaşması imkânsız biri olabilir.
AIDS’ten Ölen 13 Yaşındaki Çocuğun Babası Konuştu: “Tüm Önlemleri Almıştık”
İzmir’de “hızlı kilo kaybı” problemiyle hastaneye kaldırılan 13 yaşındaki A.E.K.’nın HIV pozitif olduğu tespit edilmişti. 17 günlük yaşam savaşını kaybeden talihsiz çocuğun, babasında da aynı hastalık olduğu ancak annesinde HIV virüsü tespit edilmemesi istismar şüphesini beraberinde getirmişti. İddiaların odağındaki babanın ifadesi ortaya çıktı. Baba K.K., 'Ev içinde tüm önlemleri aldık. Nasıl bulaştığını bilmiyorum' dediKaynak: Sabah
Günde En Az 2 Litre İçiyorlar! Meksika'da Resmen Su Yerine Kola Tüketilmesinin Sebebi Nedir?
Chiapas bölgesindeki San Cristobal de las Casas şehri, dünyada kişi başına en fazla kola tüketiminin yaşandığı yerlerden biri. Bölgedeki insanlar yılda 800 litreden fazla kola içiyor. Üstelik temiz içme suyu neredeyse hiç yokken... Kola içmek bir kültür haline gelmiş durumda. Ancak bu alışkanlık bedelini sağlığıyla ödeyen yerel halk için her geçen gün daha tehlikeli bir hale geliyor.Kaynak
Bambaşka Biri: Azeri Kızı Günel Sadece İki Estetik İşlem Yaptırdığını Söyleyince Dile Düşmekten Kurtulamadı!
90'lı yılların sonlarında İbrahim Tatlıses'in keşfettiği Azeri şarkıcı Günel Zeynalova'yı hatırlayanlarınız vardır. O dönemden sonra zaman zaman kariyeriyle gündeme gelmişti. Ancak kendisi daha çok değişimiyle ön plana çıkmıştı. Hakkında estetik iddialarının kol gezdiği Günel ilk kez açıklama yaptı. Sadece iki bölge dışında estetiği olmadığını söyleyen Azeri kızı Günel'in açıklamasına yorum yağdı elbette.
Tarot Falına Göre 11 Kasım Pazartesi Günü Senin İçin Nasıl Geçecek?
Günlük tarot falına bakmak ve neler olacak hemen öğrenmek ister misin? Günlük olarak hazırladığımız tarot falı ile birlikte falsız kalmayacaksın. :)Bakalım 11 Kasım Pazartesi günü senin için nasıl geçecek?  Yeni bir günde acaba hangi kartı seçeceksin? Aşk, aile, kariyer ve para konularında başına neler geleceğini merak ediyor musun?Merak ediyorsan, tarot falına başlayalım!
Herkes Steak Tartar Yiyordu: Çiğ Kırmızı Et Yeniyor da, Çiğ Tavuk Neden Yenmiyor?
Bir dönem hatırlarsınız, çiğ et yemek meşhurdu. İnsanlar, kırmızı kırmızı görünen etleri bir güzel mideye indiriyordu. 'Steak tartar' tarifi, sosyal medyayı resmen ikiye bölmüştü. Bir kesim çiğ etin insan sağlığına hiçbir zararı olmayacağını söylerken bir kesim de bu fikre sıcak bakamıyordu. Peki bu dönemde, hiç çiğ tavuk eti yenmemesi dikkatinizi çekmiş miydi?Çiğ tavuk eti yenir mi dersiniz? 👀Kaynak
Bilinçaltımız Hastalıklara Yol Açabilir mi?
Hastalıklarımızın sebeplerinin sadece fiziksel olmadığını, duygusal çatışmalarımızın da hasta olmamızda büyük bir etken olduğu bilinen bir gerçek. Ruhsal Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal duygusal çatışmalarımızn hastalık sebebi olduğunu belirtiyor ve “Hastalığı bedenden uzaklaştırmak tedavi edilmeli. Ancak, bilinçaltımıza yerleşmiş ve hastalığa neden olan olumsuz düşünceleri tespit ederek onları dönüştürdüğümüzde hastalıkları kalıcı biçimde ortadan kaldırmak mümkün” diyor. Son zamanlarda hangi doktora gidersek gidelim, “stresten uzak durun” önerisini sık sık duymaya başladık. Yaşamımızdaki her deneyim gibi hastalıklarımızı da düşüncelerimizle, bilinçaltımıza yerleşmiş inançlarımızla kendimiz yaratıyoruz. Ruh, zihin ve beden bütünlüğünü bozduğumuz zaman ruhsal veya fiziksel rahatsızlıklar baş göstermeye başlıyor. Öfke en önemli etken Ayrıca öfkenin hasta olmamızla ilgili çok önemli bir etken olduğunu vurgulayan Gülnur Ünal Şunları söylüyor: “Yaşadığımız olaylar ve bunların bizde bıraktığı düşünce, inanç ve duygular bilinçaltımızda kodlamalar olarak yerleşiyor. Geçmişte yaşanmış bir olayı kodlayan bilinçaltı, o durumu hatırlatan bir imgeyle karşılaştığında sorunu aktifleştiriyor. Duygusal çatışma yaşadığımız her durum bedenimizde belirli bir bölgeyi etkiliyor. Çatışmanın şiddetine bağlı olarak rahatsızlığın ölçüsü de değişiklik gösteriyor. Yorgunluk, halsizlik, isteksizlik, çarpıntı, sırt ve boyun ağrıları, egzama gibi rahatsızlıklar; en çok da korku, endişe, öfke, güvensizlik duyduğumuz zamanlarda ortaya çıkıyor. Öfke ya da korkuya kapıldığınızda kalbinizin ritmini, akciğerlerinizi ve diğer organlarınızın sağlıklı çalışmasını bozabilirsiniz.” www.unimetre.com Ayrıca kimi duygu ve düşüncelerin vücudun belirli yerlerinde rahatsızlıkara yol açabileceğini söyleyen Gülnur Ünal, bunları şu şekilde sıralıyor; •Baş Ağrısı: Kendini muteber görmemek. Kendini eleştirmek. Korku. • Kilo: Korku, korunma ihtiyacı. Duygulardan kaçmak. Güvensizlik, kendini reddetmek. Doyum aramak • Bulimia: Kendinden nefretin çılgın bir doldurma ve boşaltması. Umutsuz dehşet. • Bunama (Alzheimer): Çocukluğuna sözde geri dönüş. Bakım ve ilgi talep etmek. Hayatın yükünden kaçış. • Cinsel Soğukluk: Korku, zevk almayı reddetmek. Cinsel ilişkinin kötü bir şey olduğuna inanmak. Duyarsız partnerler. Babadan Korkmak. • Depresyon: Sahip olma hakkına sahip olmadığını hissetmekten kaynaklanan kızgınlık. Umutsuzluk. • Hiperaktiflik: Korku. Kendini baskı altında ve çılgın hissetmek • Diyabet: “Keşke öyle olsaydı” düşüncesinden kaynaklanan özlem. Büyük bir kontrol ihtiyacı. Derin keder. “Geriye hiçbir tatlılık kalmadı.” • Horlama: Eski düşünce kalıplarını bırakmayı inatçı bir biçimde reddetmek. • Kalp Krizi: Para ya da mevki uğruna kalbindeki tüm sevinci yok etmek. • Kanser: Derin incinme. Uzun zamandır süren içerleme. İnsanı yavaş yavaş yiyip bitiren bir sır ya da üzüntü. Nefretleri taşımak. “Ne yararı var ki?” yaklaşımı. • Kısırlık: Korku ve yaşama sürecine direnme veya ebeveynlik deneyimine ihtiyacı olamama. • Menepoz: Artık arzu edilmeme korkusu. Yaşlanma korkusu. Kendini reddetmek. Kendini yeterince iyi, yeterli hissetmemek. • Sağırlık: Reddetmek, inatçılık, kendini tecrit etmek. “Duymak istemediğiniz nedir? “Beni rahatsız etmeyin?” • Selülit: Biriktirilmiş öfke ve kendini cezalandırmak. • Tiroit- boğaz rahatsızlıkları: Kendi duygu ve düşüncelerini ifade edememe: • Göz rahatsızlıkları: Hayatından memnun olmama, kendine güvensizlik, umut kaybı. • Dalak, pankreas rahatsızlıkları: Hayatın zevklerini yaşayamama, gelecekten ve başaramamaktan korkma • Boyun, omuz ağrıları: Yaşamda esnek olmama, inatçılık, öfke kaynaklı duygusal çatışmalar.
Kurt Seyit ve Şura Dizisi Karakterleri
Yılın dizisi 'Kurt Seyit ve Şura' 4 Mart'ta yani bugün başlıyor. Nermin Bezmen'in aynı adlı romanından uyarlanan dizide kim, hangi rolde? Kıvanç Tatlıtuğ ve Farah Zeynep Abdullah'ın başrollerde yer aldığı 'Kurt Seyit ve Şura' dizisi, 4 Mart 2014 Salı günü, saat 20.00'de, Star TV ekranlarında izleyiciyle buluşacak. Hilal Saral’ın yönetmenliğini üstlendiği dizinin senaryosu Ece Yörenç'e ait. Nermin Bezmen'in 'Kurt Seyt ve Shura' adlı kitabından uyarlanan dizi, yüzyıl başı Rusya’sından 1920’lerin İstanbul’una uzanan dönemde yaşanan tutkulu bir aşk hikayesini konu alıyor. Dizide kim, kimdir? Kurt Seyit ve Shura'nın karakterlerini tanıyalım...Kurt Seyit Eminof ve Ailesi Baba Mirza Mehmet Eminof, Kırım’ın en güzel yerlerinden biri olan Aluşta’da verimli arazilerin sahibidir. Mirza Mehmet, üç oğlunun da Aluşta’da onunla yaşamasını ve sonunda soylarını devam ettirecek Türk asıllı kızlarla evlenmelerinin hayalini kurmaktadır. Fakat Kurt Seyit’in Rus soylusu Şura ile birlikte olmayı tercih etmesi baba oğul arasındaki ilişkilerin kopma noktasına gelmesine yol açacaktır. Kurt Seyit’in kaderi Şura’yla tanışmasının ardından tamamen değişir. Şura’yla olan ilişkisi ve Rusya’daki devrim onun içinde bulunduğu tehlikeyi daha da büyütür. Kurt Seyit’in aşkı ve ailesi için olan mücadelesi onu çok çalkantılı bir serüvenle İstanbul’a doğru yola çıkaracaktır.Kurt Seyit Eminof Kurt Seyit, Kırım’ın Türk asıllı, köklü ailesi Eminof’ların en büyük oğludur. Babası Mirza Mehmet Eminof, Rus ordusunda subaylık yapmıştır. Çocukluğundan beri babası tarafından asker olarak yetiştirilen Kurt Seyit, Rus ordusunda görev yapan onurlu, başarılı bir subaydır.Mahmut Eminof ailesinin ortanca oğlu Mehmet Kurt Seyit’in iki yaş küçük kardeşidir. Kurt Seyit’in aksine Mahmut hep çiftlikle yaşamış ve babasıyla çiftliğin yönetimine ortak olmuştur.Osman Kurt Seyit’in 6 yaş küçük erkek kardeşi Osman hayatı boyunca bir kahraman gibi hikayelerini dinlediği ağabeyi Kurt Seyit’i gözünde ilahlaştırmış, onun gibi olmak için her şeyi yapabilecek bir gençtir.Şura (Alexandra) Verjenskaya ve Ailesi Şura’nın babası Julien Verjensky soylu bir aileden gelen önemli bir ticaret adamıdır. Annesi Katherina, Julien’le sevgi dolu bir evlilik yapmış, eşine ve ailesine çok bağlı bir kadındır. Hayatındaki en önemli varlıkları kızları Nina, Valentina ve Şura’dır. Ciğerlerinden hasta olan Julien, kızları Şura ve Valentina ile birlikte Petrograd’a tedavi için geldiğinde uzun bir süre hastanede kalır. Bu süreçte Şura hayatının aşkı Kurt Seyit’i bulacaktır.  Şura (Alexandra) Verjenskaya Ailenin en küçük kızı olan güzeller güzeli Şura, Petrograd’ta ilk kez sosyeteye takdim edildiği baloda Kurt Seyit’le tanışır ve ona ilk andan itibaren aşık olur. Bu aşk her türlü engele, entrikaya rağmen güçlenerek büyürken, çeşitli zorluklarla da sınanır.  Valentina Şura’nın ablası Valentina, ailenin ortanca kızıdır. Kontrollü ve ağırbaşlı genç bir hanım olan Tina için, ailesi ve toplumdaki saygınlığı her şeyden önce gelir. Şura’nın Seyit'le yaşadığı aşk onun da hayatındaki dengeleri değiştirecektir.  Nina Şura'nın ablası, ailenin en büyük kızı Nina, bebekliğinde geçirdiği bir hastalık sonucu, zihinsel gelişim olarak kardeşlerinden geri kalmıştır. Annesine çok bağımlı olan Nina kardeşleri arasında da en çok Şura'ya düşkündür. Masumiyeti ve saflığı ile Şura’nın hayatta atacağı en önemli adımlara vesile olacaktır. Petro Borinsky ve Ailesi Zengin, asil ve nüfuzlu bir Rus ailesi olan Borinsky'ler tek oğulları Petro'ya oldukça düşkündürler. Petro'nun babası Andrei Borinsky aynı zamanda Şura'nın babası Julien'in yakın arkadaşı ve iş ortağıdır. Annesi Maria, oğlunun güzeller güzeli asil Şura ile evlenmesi için gelecek planları yapmaktadır. Petro’nun da Şura'ya karşı hislerini fark ettiğinde daha da cesaretlenecektir.  Petro Borinsky Petro, küçük yaşlarda girdiği askeri okulda Seyit’le tanışmış, çocukluk yıllarından itibaren onunla gizli bir rekabet içinde olmuştur. Petro’nun savaş alanında yaptığı bir hata, Seyit ve Petro arasındaki rekabeti Petro açısından gizli bir düşmanlığa dönüştürür. Seyit’in Şura’ya olan aşkı, bu düşmanlığı daha da büyütecektir.Celil Kırım’lı Türk asıllı bir ailenin çocuğu olan Celil, Kurt Seyit’in hem çocukluktan beri en yakın dostu hem de orduda omuz omuza savaştığı silah arkadaşıdır. Bolşoy baş balerini Tatya'ya deli gibi aşıktır. Celil’in Rusya’dan İstanbul’a süren hüzünlü hikayesinde, yanında hep Kurt Seyit ve Şura olacaktır.  Tatya Sanatçı bir aileden gelen Tatya Rusya’nın en ünlü balerinidir. Moskova’da bir gösteri sonrasında Celil’le tanışır. İlk andan itibaren birbirlerine delicesine aşık olurlar. Seyit’in ve daha sonra da Şura’nın en yakın dostu olan Tatya, onların bir araya gelmesinde kritik bir rol oynar.. Kendi aşkı için de her türlü zorluğu göze alır ve Celille birlikte, tehlikeli bir maceraya doğru yola çıkar.  Barones Lola Seyit'in eski sevgilisi, dul Barones Lola, eski eşinden miras kalan unvanı sayesinde toplumda tanınır bir isimdir. Güçlü kişiliği, uluorta konuşulmayan ama herkes tarafından bilinen çapkınlığı, ona karşı mesafe konmasına sebep olsa da, her türlü davetin aranan ismi olmaya devam etmektedir. Seyit’in Şura’ya olan aşkını gören Barones Lola, ilk kez huzursuz olur.  Güzide Seyit’lerin Kırım’daki komşu çiftliğinde ablasının yanında kalan Güzide’nin hayatı, olaylı bir günde Celil’le karşılaşmasıyla değişir. Celil’den çok etkilenen Güzide, iki kelime konuştuğu Celil’i, günler haftalar aylar içinde kendi kafasında büyütür ve o resme aşık olur. Güzide ile Celil’in yolları zaman zaman kesişir zaman zaman tamamen ayrılır, ama İstanbul’da çok hüzünlü bir aşk hikayesi onları beklemektedir.