onedio
Görüş Bildir

Hastalık Haberleri

Hastalık ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. Hastalık ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

Gerçekte Kim Olduğu Ortaya Çıkmıştı: Kral Kaybederse Kenan'ın Esinlenildiği Artist Orhan'ı Yakından Tanıyalım!
Star TV ekranlarında izleyiciyle buluşan Kral Kaybederse, kısa sürede büyük başarı yakalayarak salı günlerinin zirvesinde yer almayı başardı. Tüm kategorilerde birinci olan dizi, Gülseren Budayıcıoğlu'nun aynı adlı eserinden uyarlanmıştı. Gerçekte danışanlarını kitaplarına taşıdığı bilinen Gülseren Budayıcıoğlu'nun Kenan Baran karakteri için de bir danışanından esinlendiği konuşulmaya başlanmıştı. Hatta Pucca, o kişinin kim olduğunu bulduğunu açıklamıştı. Pucca'nın da tahmin ettiği gibi Orhan Gazi Vural, Kenan Baran'ın ta kendisi!Gelin, neler yaşadığına bir göz gezdirelim...
"Saçımda Peruk Var!": Nursel Ergin Mutfak Bahane'de Kansere Yakalandığında Neler Yaşadığını Anlattı!
Gelinim Mutfakta sunucusu Nursel Ergin, geçtiğimiz dönemde programı aniden bırakmıştı. Kimse ne olduğunu bilmiyordu, ta ki geçtiğimiz hafta yeni programı ile birlikte yeniden gündem olana dek. Ergin, verdiği röportajda kansere yakalandığını duyurmuştu. Yeni programı ile ekranlara dönen ünlü sunucu, ilk yayınında hastalık süresince yaşadıklarını anlattı. 'Saçımda peruk var. Kaşlarım, kirpiklerim döküldü.' diyen Ergin'in sözleri ekran başındakileri duygulandırdı.
Kaygılanmak Bile Beni Kaygılandırıyor Diyenlerden misiniz? Tebrikler! Tek Yön Kaygı Bileti Kazandınız
Dışarı çıktınız yürüyorsunuz. Etrafınızdaki insanları gözlemlediğinizde neler dikkatinizi çekiyor? Hepimiz telefonlarımıza gömülmüş bir şekilde hayatımızı sürdürüyoruz. Sosyallik, alışveriş tek bir tık ile kısa sürede ulaşılabilir hale gelen pek çok şey… Elbette burada “Keşke teknoloji ilerlemeseydi, telefonun, internetin olmadığı herkesin birbirinden bir haber olduğu mektuplaştığı dönemde yaşasaydık.” Şeklinde bir dönemi romantize etme amacında değilim.  “Eskiden her şey daha güzeldi.”, “İnsanlar bu kadar kötü değildi.” söylemlerini hepimiz duymuşuzdur. Peki ya her şey aynıysa, ama haberleşme ağı çok fazla gelişmediği için çoğu şeyden haberdar değilsek ve iyi olduğunu düşünüyorsak? Kabul edelim bu ihtimal daha yüksek. İçinde bulunduğumuz sürece odaklanmak davranışsal anlamda değişiklik yapmayı ve harekete geçmeyi gerektiriyor. Ancak geçmiş ve gelecek arasında düşünsel anlamda yaptığımız yolculuklarla işlevsel olmayan bir savunma mekanizması geliştiriyoruz. Gelecekte yaşanma ihtimali olan olumsuzluklar konusunda kaygılanma ve geçmişe dair keşkeler ya da geçmiş daha güzeldi yanılgısına odaklanmak. Hayatımız, bindiğimiz bir otobüsün pencere kenarındaki koltuğunda, geçmiş ve gelecek arasındaki anılar ve ihtimaller penceresinden bakarak geçiyor. Bu tek yön otobüs bileti hiç durmadan ve aynı döngü içinde bizi tek bir şeye ulaştırıyor. Daha fazla kaygı…
Bebekken 300 Kemiğimiz Varken Neden Yaş Aldıkça 206'a Düşüyor?
Bebekken sahip olduğumuz kemiklerin bir kısmı büyüdükçe kayboluyor mu dersiniz? Aslında durum tam olarak böyle değil! İnsan vücudu zamanla büyük bir değişim geçiriyor ve bazı kemikler birbirine kaynayarak daha güçlü yapılar oluşturuyor. Fakat bu süreç sadece çocuklukla sınırlı değil, yaşlandıkça kemiklerimiz daha da zayıflıyor ve değişime uğruyor. Peki, neden kemik sayımız azalıyor ve zamanla iskeletimiz kırılgan hale geliyor?Kaynak 1, Kaynak 2
Bir Zamanların Ünlü Modeliydi, Hayatı Baştan Aşağı Değişti: Artık 2700 Liralık Çadırda Yaşıyor
Hollywood'da zaman zaman duyduğumuz o meşhur çöküş hikayelerine bir yenisi eklendi: Eski ünlü model Louise Glover. Bir dönem Leonardo DiCaprio'dan Snoop Dogg'a kadar ünlü isimlerle çevrili olan Glover, zaman içinde bu çevresini kaybetti, iş bulamadı ve yıldızlık yolculuğunda düşüşe geçti. Şu an 75 dolarlık (yaklaşık 2700 TL) bir çadırda yaşamını sürdüren Glover, buna rağmen geleceğe dair son derece umutlu olduğunu belirtiyor.
Matematiksel Düşünme ve Toplumsal Adalet: Sayılar Her Zaman Doğruyu Söyler mi?
Matematik, epistemolojik kesinliğiyle insan zihninin en sofistike inşa alanlarından biri olarak kabul edilse de onun toplumsal düzlemde mutlak hakikatin taşıyıcısı olduğu iddiası ciddi bir sorgulamayı gerektirir. Modern dünyada sayılar, istatistiksel modeller ve matematiksel analizler yalnızca bilimsel metodolojinin değil, aynı zamanda politik ve sosyo-ekonomik mekanizmaların meşruiyetini sağlama aracı olarak da işlev görmektedir. Ancak burada kritik olan husus, verilerin tarafsız gözlem nesneleri mi yoksa hegemonik söylemlerin meşrulaştırıcı aygıtları mı olduğu sorusudur.
Bilinçaltımız Hastalıklara Yol Açabilir mi?
Hastalıklarımızın sebeplerinin sadece fiziksel olmadığını, duygusal çatışmalarımızın da hasta olmamızda büyük bir etken olduğu bilinen bir gerçek. Ruhsal Gelişim Danışmanı Gülnur Ünal duygusal çatışmalarımızn hastalık sebebi olduğunu belirtiyor ve “Hastalığı bedenden uzaklaştırmak tedavi edilmeli. Ancak, bilinçaltımıza yerleşmiş ve hastalığa neden olan olumsuz düşünceleri tespit ederek onları dönüştürdüğümüzde hastalıkları kalıcı biçimde ortadan kaldırmak mümkün” diyor. Son zamanlarda hangi doktora gidersek gidelim, “stresten uzak durun” önerisini sık sık duymaya başladık. Yaşamımızdaki her deneyim gibi hastalıklarımızı da düşüncelerimizle, bilinçaltımıza yerleşmiş inançlarımızla kendimiz yaratıyoruz. Ruh, zihin ve beden bütünlüğünü bozduğumuz zaman ruhsal veya fiziksel rahatsızlıklar baş göstermeye başlıyor. Öfke en önemli etken Ayrıca öfkenin hasta olmamızla ilgili çok önemli bir etken olduğunu vurgulayan Gülnur Ünal Şunları söylüyor: “Yaşadığımız olaylar ve bunların bizde bıraktığı düşünce, inanç ve duygular bilinçaltımızda kodlamalar olarak yerleşiyor. Geçmişte yaşanmış bir olayı kodlayan bilinçaltı, o durumu hatırlatan bir imgeyle karşılaştığında sorunu aktifleştiriyor. Duygusal çatışma yaşadığımız her durum bedenimizde belirli bir bölgeyi etkiliyor. Çatışmanın şiddetine bağlı olarak rahatsızlığın ölçüsü de değişiklik gösteriyor. Yorgunluk, halsizlik, isteksizlik, çarpıntı, sırt ve boyun ağrıları, egzama gibi rahatsızlıklar; en çok da korku, endişe, öfke, güvensizlik duyduğumuz zamanlarda ortaya çıkıyor. Öfke ya da korkuya kapıldığınızda kalbinizin ritmini, akciğerlerinizi ve diğer organlarınızın sağlıklı çalışmasını bozabilirsiniz.” www.unimetre.com Ayrıca kimi duygu ve düşüncelerin vücudun belirli yerlerinde rahatsızlıkara yol açabileceğini söyleyen Gülnur Ünal, bunları şu şekilde sıralıyor; •Baş Ağrısı: Kendini muteber görmemek. Kendini eleştirmek. Korku. • Kilo: Korku, korunma ihtiyacı. Duygulardan kaçmak. Güvensizlik, kendini reddetmek. Doyum aramak • Bulimia: Kendinden nefretin çılgın bir doldurma ve boşaltması. Umutsuz dehşet. • Bunama (Alzheimer): Çocukluğuna sözde geri dönüş. Bakım ve ilgi talep etmek. Hayatın yükünden kaçış. • Cinsel Soğukluk: Korku, zevk almayı reddetmek. Cinsel ilişkinin kötü bir şey olduğuna inanmak. Duyarsız partnerler. Babadan Korkmak. • Depresyon: Sahip olma hakkına sahip olmadığını hissetmekten kaynaklanan kızgınlık. Umutsuzluk. • Hiperaktiflik: Korku. Kendini baskı altında ve çılgın hissetmek • Diyabet: “Keşke öyle olsaydı” düşüncesinden kaynaklanan özlem. Büyük bir kontrol ihtiyacı. Derin keder. “Geriye hiçbir tatlılık kalmadı.” • Horlama: Eski düşünce kalıplarını bırakmayı inatçı bir biçimde reddetmek. • Kalp Krizi: Para ya da mevki uğruna kalbindeki tüm sevinci yok etmek. • Kanser: Derin incinme. Uzun zamandır süren içerleme. İnsanı yavaş yavaş yiyip bitiren bir sır ya da üzüntü. Nefretleri taşımak. “Ne yararı var ki?” yaklaşımı. • Kısırlık: Korku ve yaşama sürecine direnme veya ebeveynlik deneyimine ihtiyacı olamama. • Menepoz: Artık arzu edilmeme korkusu. Yaşlanma korkusu. Kendini reddetmek. Kendini yeterince iyi, yeterli hissetmemek. • Sağırlık: Reddetmek, inatçılık, kendini tecrit etmek. “Duymak istemediğiniz nedir? “Beni rahatsız etmeyin?” • Selülit: Biriktirilmiş öfke ve kendini cezalandırmak. • Tiroit- boğaz rahatsızlıkları: Kendi duygu ve düşüncelerini ifade edememe: • Göz rahatsızlıkları: Hayatından memnun olmama, kendine güvensizlik, umut kaybı. • Dalak, pankreas rahatsızlıkları: Hayatın zevklerini yaşayamama, gelecekten ve başaramamaktan korkma • Boyun, omuz ağrıları: Yaşamda esnek olmama, inatçılık, öfke kaynaklı duygusal çatışmalar.