onedio
Görüş Bildir

İŞKUR Haberleri

İŞKUR ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. İŞKUR ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

trend-arrow

Popüler İçerikler

1,5 Milyon İşsize Mesleki Eğitim
Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürü Nusret Yazıcı, 2014 yılı sonuna kadar 1,5 milyon işsize ulaşarak iş bulmalarına yardımcı olmayı ve İş ve Meslek Danışmanlığı kapsamında hizmet sunmayı hedeflediklerini bildirdi. Yazıcı, yaptığı yazılı açıklamada, işsizlerin ve meslek değiştirmek isteyenlerin kişisel özellikleri ve sahip oldukları becerilerin iş gücü piyasasıyla uyumlu olup olmadığının İş ve Meslek Danışmanlarınca tespit edildiğini belirterek, bu sayede uygun işe uygun elemanın yönlendirilebildiğini ifade etti. İŞKUR'un öğrencilerin meslek seçimlerine, kayıtlı işsizlerin iş bulmalarına, mesleki uyum problemlerini gidermelerine, mesleki becerilerini geliştirmelerine, mesleklerini ya da işlerini değiştirmelerine yardımcı olduğunu vurgulayan Yazıcı, Kurumun işverenlerin mevzuat çerçevesinde bilgilendirilmeleri ve taleplerini karşılamalarına da sistemli olarak katkı sağladığına dikkati çekti. Hedef, 2014 yılı sonuna kadar yaklaşık 1,5 milyon işsize ulaşmak İş arayanlara, işverenlere ve öğrencilere daha etkin hizmet verebilmek amacıyla her bir danışmana iş arayan, işveren ve okul portföyü atandığını bildiren Genel Müdür Nusret Yazıcı, şunları kaydetti: 'İş ve Meslek Danışmanlığı hizmetleri istihdama yeni bir boyut kazandırdı. İşsizlikle mücadelede Türkiye'nin gücüne güç katan İŞKUR, hem iş arayana hem de işverene ihtiyaçları doğrultusunda yol haritası çizmeye devam ediyor. 2014 yılı sonuna kadar 1,5 milyon işsize ulaşmayı ve onlara en uygun çözümü üretmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda 81 il müdürlüğünde faaliyet gösteriyoruz. Ayrıca üniversitelerde irtibat noktaları ile sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarında ve belediyelerdeki hizmet noktalarında tüm işsizlerimize ulaşmayı hedefliyoruz. Doğru işe doğru kişiyi yerleştirmek, piyasanın talep ettiği mesleklerde iş gücü temin etmek, eğitim hayatından istihdama geçiş sürecini kolaylaştırmak hedefiyle her geçen gün daha fazla sayıda ve daha yüksek kalitede hizmet sunmak gayretindeyiz.' (AA)
7 Bin İşçinin İşten Çıkarılma Tepkisine Polis 'Tazyiki'
Van’da 2011'deki depremin ardından 'Toplum Yararına Çalışma Projesi’ (TYÇP) kapsamında Türkiye İş Kurumu (İşkur) tarafından işe alınan ve geçen ay işlerine son verilen 7 bin 286 işçinin eylemleri sürerken, Valiliğe yürümek isteyen gruba polis izin vermedi. 150 kişilik işçi grubu, basınçlı su ve gaz bombası ile dağıtıldıVan’da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011’de meydana gelen 7.2 ile 5.6 büyüklüklerindeki 2 depremlerin ardından İşkur, TYÇP kapsamında 7 bin 286 kişiyi, Milli Eğitim Müdürlüğü başta olmak üzere çeşitli resmi kurumlarda görevlendirdi. 3 yıldır 9 ay çalışıp, 3 ay boş kalan işçiler, bu yıl 14 Haziran’da işten çıkarıldı. İşten çıkarılan işçilerde 2 hafta önce oturma eylemi başlattı. Önümüzdeki yıllar için tekrar çalıştırılmayacaklarını ileri süren 7 bin 286 işçi dönüşümlü olarak Van şehir merkezinde bulunan Fekiye Teyran Parkı’nda oturma eylemi yaparken, seslerini duyumak isteyen İşçiler, bugün akşam saatlerinde ise Van’ın en işlek caddesi olan Cumhuriyet Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. KESK’in de destek verdiği basın açıklamasını ardından Yaklaşık 150 kişilik grup, sloganlar atarak Valilliğe doğru yürümek istedi. Ancak çevrede geniş güvenlik önlemi alan polis, bu yürüyüşe izin vermedi. Yürümek isteyen grup, Cumhuriyet Caddesi üzerinde hazır bekletilen toplumsal müdahale aracı TOMA’lardan sıkılan tazikli su ve gözyaşartıcı bomba kulanılarak dağıtıldı. Yürümek isteyen grup ise polise taş atarak karşılık verdi. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı Van kent merkezindeki olaylar iftar saatinin yaklaşması ve polisin müdahalesi sonucu sona erdi. Taraf
İşsiz 'İş ve Meslek Danışmanları' Eylem Yaptı
'İş ve Meslek Danışmanı işsiz olur mu?' yazılı pankart açan grup üyeleri, Türkiye genelinde yaklaşık 7 bin işsiz İş ve Meslek Danışmanı olduğunu söyledi.İş ve Meslek Danışmanlığı mezunları, sınavını kazanmalarına rağmen aylardır atama yapılmamasını protesto etti.Konak Meydanı'nda saat 19.00'da bir araya gelen yaklaşık 50 kişilik İş ve Meslek Danışmanlığı mezunları, 2 yıl önce Eskişehir ve Sakarya illerinde yapılan sınavları kazanmalarına rağmen atama yapılmamasını nedeniyle eylem yaptı.Radikal'de yer alan habere göre, 'İş ve Meslek Danışmanı işsiz olur mu?' yazan pankart açan grup üyeleri adına açıklama yapan grup sözcüsü Engin Güner, Türkiye genelinde yaklaşık 7 bin işsiz İş ve Meslek Danışmanı olduğunu belirterek, 'İki yıldır sesimizi duyurmak ve hakkımız olanı almak adına yetkili kurumlarla defalarca yüz yüze konuşmamıza rağmen bir sonuç elde edemedik. Buna karşın İŞKUR İş ve Meslek Danışmanları sayesinde işsizlik oranın yüzde 8,8 dolaylarına gerilediğini söylüyor. Bizlerde şunu sormak istiyoruz; Madem sitem bu kadar başarılı, neden işsiz İş ve Meslek Danışmanları ordusu oluşturuyorsunuz. Atama yapılmaması yüzünden işsiz İş ve Meslek Danışmanı sayısı 7 bini geçti. Geldiğimiz noktada, ironiler ülkesi ülkemizde 'İşsiz İş ve Meslek Danışmanı' kavramı oluşmuştur. Bizler atanması yapılmayan İş ve Meslek Danışmanları olarak hayatlarımızı ertelemek yerine, soruna çözüm bulunmasını istiyoruz' dedi.Grup üyeleri basın açıklamasının ardından dilek balonu uçurarak eyleme son verdi.$T24
Üsküdar Belediye Başkanı: 'Bu Memlekette Fazla Tolerans Karşındakini Azdırıyor'
Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, ilçedeki Validebağ Parkı yanına yapılacak cami nedeniyle yaşanan gerginlikle ilgili yaptığı açıklamada, medyanın kamuoyunu yanlış yönlendirdiğini belirterek, 'İşin çevrecilikle, yeşille, Validebağ Korusu ile alakası yok' dedi.Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, İŞKUR ve ilçedeki bir grup iş adamıyla birlikte hayata geçirilen Üsküdar İstihdam Merkezi (USIM) tanıtım toplantısında Validebağ Korusu ile ilgili açıklama yaptı. Başkan Türkmen, konunun medya tarafından yanlış yönlendirildiğini belirterek, “Ben de televizyonlarda izliyorum 'Üsküdar Belediyesi Validebağ Korusu'nda yeşili katlediyor. Oraya cami yapıyor' haberler böyle. Böyle bir şey yok. Konunun doğrusu şudur: Bir defa caminin Validebağ Korusu'yla alakası yok. Cami korunun dışında. Altunizade Mahallesi'nde. Yavrupaşa Sokak 34 numarada. Mülkiyeti belediyemize ait tapulu arazimizde. Planda dini tesis alanı içerisinde ve ruhsatlı bir cami yapıyoruz' dedi.BU MAHALLEDE BAŞKA CAMİ YOKCaminin ruhsatını ve planlarını basın mensuplarına gösteren Hilmi Türkmen, “ Türkiye 'de camilerin yüzde 80'nin tapusu yok. Çoğu kaçak durumda. Halkımız kendi imkanlarıyla yapmış. Ama biz burada ruhsatlı, projesi onaylı bir cami yapıyoruz. Ayrıca biz bu camiyi belediye bütçesinden yapmıyoruz. Biz buna bir kuruş kaynak ayırmıyoruz. Bu camiyi yine o mahallenin sakinleri yapıyor. Bu mahallede cami yok. Bu mahallenin sakinleri 7-8 yıldır buraya cami yapılması için uğraşıyorlar. Geçtiğimiz dönemde planlaması yapıldı, bizim dönemimizde de yapılıyor. Mülkiyeti Üsküdar Belediyesi'ne ait' diyerek tapusunu gösterdi. Caminin projesini de gösteren Hilmi Türkmen, “3 yüz metre kare butik bir cami. Ahşap kaplama tek minerali. Üsküdar estetiğine yakışır bir cami yapıyoruz.Cami dışında lojman, ve cami cemaatinin namaz öncesi oturup zaman geçireceği bir sosyal alan var' diye konuştu.BU ALANDA AĞAÇ DEĞİL BİR TANE OT YOKBuraya cami yapılmasına karşı gelenlerden bir grupla görüştüğünü belirten Türkmen, “Bunlar camiye karşı olmadıklarını, yapıya karşı olduklarını söylediler. 'Niçin karşısınız' dediğimizde 'yeşili keseceksiniz, ağaçları katledeceksiniz' diyorlar. Ancak gösterdim, bu alanda ağaç değil bir tane ot yok. İşin doğrusu bu mahalle halkının yüzde 80'ni bu camiyi istiyor yüzde 20'si istemiyor. Ve bu camiyi biz değil bu mahalle halkı yapıyor. Ama bu caminin yapılmasını isteyen insanlar bunlar kadar gürültü koparmıyor' dedi.BUNLAR SAHTE ÇEVRECİBölgede cami olmadığını tekrarlayan Hilmi Türkmen şunları söyledi:“Kimse bize yeşilcilik, çevre duyarlılığı yapmasın. Biz Türkiye'de 2002'den beri 6 milyar ağaç dikmişiz. Şimdi Validebağ Korusu'nu kaşıyorlar. Orası Büyükşehir Belediyemize tahsis oldu Milli Emlak'tan. Kadir Topbaş başkanımız 'Emirgan'da, Göztepe'de nasıl park yaptıysak aynısını orada yapacağız' diyor. Onların derdi yeşil, park değil. Dert başka. Burada dert şu: Bunlar sahte çevreci. Sahtekar çevrecilik yapıyorlar. Çevreyle alakaları yok. Bunlar Çamlıca Camii'ne de karşı çıktılar. Bunların çıkarına uymuyor. Bu alanı çevredeki siteler otopark olarak kullanıyor. Bunların açık otoparkı burası. Yıllardır bir kuruş para ödemeden bizim bu alanımızı otopark olarak kullanıyorlar. Ne çevreciliği? Bunlar sahtekar çevreci. Dolayısıyla burada otoparklarını ellerinden alıyoruz. Yok öyle yağma, bu milletin malını sen otopark olarak kullanamazsın. Dolayısıyla bunların otoparkı ellerinden gidiyor. Bir de söylemek istemiyorum ama, cami olunca, ezan olunca bunlar değişiyor arkadaşlar. Ben bir şey demiyorum. Gerisini siz anlayın'‘BU MEMLEKETTE FAZLA TOLERANS KARŞINDAKİNİ AZDIRIYOR’Türkmen, aksine bir mahkeme kararı olmadığı için camiyi yapacaklarını sözlerine ekleyerek, “Bu işe karşı gelenler hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Bize 'dava açtık' dur diyorlar. Arkadaşlar maalesef bu memlekette fazla tolerans, fazla iyi niyet karşındakini azdırıyor, karşındakini kendisini haklıymış gibi bir pozisyona düşürüyor. Haklılıkları yok. Yüz de yüz hukuken de ahlaken de haksızlar. Vatandaşın talebiyle arazimize tapulu cami yapıyoruz. İşin çevrecilikle, yeşille, Validebağ Korusu'ya alakası yok' diyerek sözlerini tamamladı.METREKARE SORUNUHilmi Türkmen, bir gazetecinin, 'Cami yapımı için 2 bin 500 metrekare araziye ihtiyaç olduğunu ve oradaki arazinin bin 200 metrekare' olduğu yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, “Doğru yönetmelikte öyle bir şey var. Ama aynı yönetmelikte 'mahalli müşterek şartlar dikkate alınarak yerel yönetimler uygun yerlere ruhsat verebilirler' diye bir cümle daha var' diye konuştu.SU BASKINLARIÜsküdar'daki yoğun yağmurlarda meydana gelen su baskınları ile ilgili da açıklama yapan Türkmen, Büyükşehir Belediyesi ile birlikte başlattıkları 4 ay sürecek çalışmayla bu sorunu çözeceklerini söyledi.(Özkan ARSLAN - Özgür ARSLAN / DHA)
3 Üniversite Bitirdi, Kazma- Kürek Çalışıyor
BALIKESİR'de yaşayan 4 çocuk annesi 40 yaşındaki Sonay Baş, üç üniversite bitirmesine rağmen sürekli bir iş bulamayınca, İŞKUR'un Toplum Yararına Çalışma Projesi kapsamında Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü'nde geçici işçi olarak çalışmaya başladı. Çevre yeşillendirmesi çalışmaları kapsamında kazma- kürek sallayarak ekmek parası kazanan Sonay Baş, 'Türkiye'de iş bulmak zor. Çocuklarıma helal lokma götürmek için mücadele ediyorum. Buna da şükür' dedi.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de resmi işsiz sayısı 2014 yılı Temmuz döneminde 2 milyon 867 bin kişiyi buldu. Aynı dönemde işsizlik oranı erkeklerde yüzde 8.8, kadınlarda ise yüzde 12 düzeyine ulaştı. İş bulmakta güçlük çekenlerden üç üniversite mezunu Sonay Baş, Balıkesir'de geçici işler yaparak 2 oğlu ve 2 kızı ile yaşam mücadelesi veriyor.ÇOK SAYIDA DA KURS BİTİRMİŞSon olarak Balıkesir'de İŞKUR'un Toplum Yararına Çalışma Projesi'nde iş bulan Baş, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü bünyesinde çalışmaya başladı. Kentin çeşitli yerlerinde yeşillendirme çalışmaları kapsamında dikilecek çiçekler için kimi zaman kazma kürek sallayıp, kimi zaman da tırmık çekerek zemin hazırlayan Sonay Baş, 3 üniversite diplomasına rağmen yaptığı işten hiç gocunmadığını kaydetti. Kendini her alanda geliştirmek için çaba harcadığını belirten Sonay Baş şunları anlattı:'Konya Ereğli'de liseyi bitirdikten sonra evlendim. Bir süre bu şehirde kaldıktan sonra eşimin görevi nedeniyle Muş'a taşındık. Burada Muş Meslek Yüksekolu'nun Çocuk Gelişimi Bölümü'nü bitirdim. Daha sonra Anadolu Üniversitesi'nin iki yıllık Halkla İlişkiler Bölümü'nü bitirdim. Bu zaman zarfında çocuklarım oldu. 5 yıl önce Balıkesir'e geldik. Bu arada eşimden ayrılıp çocuklarımla kaldım. Bu aşamada bir kozmetik firmasının ürünlerini satarken, bilgisayar kursundan, biçki dikiş nakış kursuna kadar pek çok kursa katıldım. KOSGEB'den girişimcilik sertifikası aldım. Kantin işletmeciliği kursunu tamamladım. Balıkesir'de bir özel güvenlik şirketinde yöneticilik, SGK'da güvenlik müdürlüğü yaptım. Yerel bir TV'de reklam bölümünde çalıştım. Bu işleri yaparken Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdim. Fakat dersler, kurslar ve çocuklarımın bakımı nedeniyle KPSS'de 71'den fazla not alamadım.'DÜZENLİ BİR İŞ BEKLİYORTüm çabasına rağmen sürekli bir iş bulamadığını vurgulayan Sonay Baş, bu işe girme öyküsünü de şöyle aktardı:'Kadrolu bir iş bulamayınca Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'ndeki İŞKUR masasına başvurdum. Geçen günlerde telefon geldi ve geçen hafta pazartesi günden bu yana, yeşillendirme yapmak için zemin düzeltmeleri yapıyoruz. İşimden memnunum bir sıkıntım yok. Biliyorsunuz, Türkiye'de iş sıkıntısı var. Daha iyi şartlarda çalışmak isterim ama buna da şükrediyorum. Allah sağlık verdiği müddetçe, çocuklarıma helal lokma götürmek için çalışacağım. Kazma kürek de olsa 40 yıl düşünsem aklıma gelmeyecek yapamayacağım işleri yapmak zorunda kaldım. Belli bir kurumda düzenli bir iş yapmak için pek çok başvuru yaptım ve haber bekledim, hala bekliyorum. İnşallah bu yaştan sonra iyi bir iş çıkar ve ben de hayallerime kavuşurum. Allah bana da hayırlı bir emeklilik nasip eder.'Hilmi DUYAR- Sefer TALAY / BALIKESİR, (DHA)
'Kiralık İşçi Dönemi Başlıyor'
2015 hükümet programına göre istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi verilecek. Şirketler, kadrolu eleman çalıştırmak yerine günlük ve saatlik işçi kiralayacak. Sendikalar, alın terinin alınıp satılacağı gerekçesiyle düzenlemeye tepkili. 11. Cumhurbaşkanı Gül, 2009’da Meclis’ten geçen yasayı emeğin istismarına yol açabileceği uyarısı yaparak veto etmişti.Hükümet, beş yıl önce 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün veto ettiği ‘kiralık işçi’ düzenlemesini hayata geçirmek için yeniden düğmeye bastı. Resmî Gazete’de yayımlanan 2015 hükümet programına göre istihdam bürolarına işçi kiralama olarak ifade edilen ‘geçici iş ilişkisi kurma’ yetkisi verilecek. Böylece şirketler, kadrolu eleman çalıştırmak yerine istihdam bürosundan işçi kiralayacak. Hükümet, düzenlemenin istihdamı artıracağını savunurken sendikalar, getirilmek istenen yeni düzeni ‘kölelik, işçi simsarlığı’ şeklinde niteleyerek karşı çıkıyor. Sendikacılara göre çalışanların günlük ve saatlik olarak kiralanacağı yeni sistem emek sömürüsüne yol açacak. İstihdam büroları, işçinin alın teri üzerinden kâr edecek. Kiralık işçi çalıştıracak işverenin, bu pozisyonlar için daimi istihdama yanaşmayacağına dikkat çekiliyor. Bu durumda kadrolu istihdam azalacak, iş güvencesi ortadan kalkacak. İşçi kısa süreli olarak değişik işyerlerinde çalıştığı için kıdem tazminatı alamayacak. Gül de veto gerekçesinde düzenlemenin ‘eşitlik ve işçinin korunması’ esaslarına uymadığına dikkat çekmiş, işçilerin emeğinin istismarına yol açabileceği uyarısını yapmıştı.Hükümetin yeni dönemde getirmeye çalıştığı sistemde, özel istihdam bürolarına, işe aldıkları kişileri işverenlere kiralama hakkı veriliyor. Özel istihdam bürosu, kendisinden işçi talep eden firmalara işçi servis edecek. İşçi ihtiyacı olan fabrikalar, kadrolu işçi çalıştırmak yerine özel istihdam bürolarından diledikleri sayıda işçiyi, belli gün ya da saat için kiralayacaklar.Hükümetin yeni dönemde getirmeye çalıştığı sistemde, özel istihdam bürolarına, işe aldıkları kişileri işverenlere kiralama hakkı veriliyor. Özel istihdam bürosu, kendisinden işçi talep eden firmalara işçi servis edecek. İşçi ihtiyacı olan fabrikalar, kadrolu işçi çalıştırmak yerine özel istihdam bürolarından diledikleri sayıda işçiyi, belli gün ya da saat için kiralayacaklar. Kiralanan işçi, süresi dolduğunda o işyeriyle ilişiği kesilecek. Bu durumda işçi, bağlı olduğu özel istihdam bürosunun kendini yeni bir işverene kiralamasını bekleyecek. Kiralık işçinin belli bir adresi, semti, bölgesi olmayacak. Bir işyerinde 3 ay, diğerinde 5 ay, öbüründe 10 gün gibi sürelerde çalışmak zorunda kalabilecek. Beğenilmeyen işçi kiralandığı büroya geri yollanacak.Kiralık işçi düzenlemesi, 2015 Hükümet Programı’nda yer aldı. Programa göre, AB normları çerçevesinde özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi uygulamaları yaygınlaştırılacak. Bu amaçla bürolar aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulabilmesi için mevzuat değişikliği çalışmaları sürdürülecek. Bu çalışmaları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve İŞKUR birlikte yürütecek. Hükümet Programı’ndaki ifadelere göre sosyal taraflardan görüş alma sürecinin tamamlanmasını takiben özel istihdam büroları aracılığıyla geçici iş ilişkisi kurulabilmesine yönelik mevzuat çalışmaları yapılacak.İşçi kiralama düzeninde istihdam büroları, verilen hizmet karşılığında aldıkları ücretin bir kısmı ile işçinin maaş ve sigortasını karşılarken, bir bölümü kendilerine kalacak. Sendikaların ‘kölelik düzeni’ olarak ifade ettiği düzenlemeyle istihdam büroları işçi üzerinden kâr sağlayacak. Kiralık işçi düzenlemesi 2009 yılında Meclis’te kabul edilmiş ancak 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilmişti. Gül veto gerekçesinde kiralık işçi düzenlemesinin ‘eşitlik ve işçinin korunması’ esaslarına uymadığına dikkat çekmiş, işçilerin emeğinin istismarına yol açabileceği uyarısını yapmıştı. Aynı düzenleme daha sonra da hükümet tarafından gündeme getirilmiş ancak sendikaların girişimi üzerine Gül yine devreye girerek bu düzenlemeyi önlemişti.İşçi kiralama sisteminde çalışanın maaş, kıdem tazminatı, iş güvenliği, sigorta primi gibi yükümlülüklerini işveren yerine özel istihdam büroları üstleniyor. İstihdam büroları aracılığıyla işe alınma süresi bir yılda en fazla altı ay olacak. İşveren 6 aydan uzun süren işler için işçi kiralama yöntemine başvuramayacak. Ancak evde görülen temizlik işleri, hasta, yaşlı ve çocuk bakım hizmetlerinde süre sınırlaması olmayacak. Kiralık işçi sayısı, işyerinde çalıştırılan toplam işçi sayısının da yüzde 20’sini geçemeyecek. Hükümet ise düzenlemenin istihdamı artıracağını ileri sürüyor. Uygulama sayesinde yeni istihdam alanları açılacağını savunuyor.Zaman - İSA YAZAR
'Ak Saray İçin Yapılan Harcama İşsizlik Fonu’ndan Aktarıldı'
MHP Kocaeli Milletvekili Lütfi Türkkan, ‘Ak Saray’ın 1 milyar 370 milyon TL’yi bulan maliyetinin işsizlik fonundan karşılandığını iddia etti. İşsizlik Fonu’ndan son iki yılda amaç dışı harcanan 2.2 milyar TL’nin bütçede ‘diğer giderler’ kaleminde gösterilmesi tartışma yaratmıştı...Çalışanların işten çıkarıldığında mağdur olmaması için kurulan İşsizlik Fonu’nda 79 milyar lira birikirken devasa miktara ulaşan paranın amaç dışı kullanılması sıkça eleştiriliyor. Maaş alabilmek ağır şartlara bağlandığı için 2,9 milyon işsizden eylül itibarıyla 372 bini fondan faydalanabildi. İşsizlik maaşı, kısa çalışma ödeneği ve Ücret Garanti Fonu giderleri için harcanan para, yıl sonunda 1,7 milyar lirayı bulacak. İşsizlere aktarılmayan paranın ‘diğer giderler’ adı altında harcanması ise tepki çekiyor. Fondan son iki yılda yapılan 2 milyar 194 milyonluk harcamanın nereye gittiği bilinmiyor. 2010’da 233 milyon lira olan ‘diğer giderler’ kalemi geçen yıl 1 milyar 36 milyona ulaştı. Bu yılın sonunda 1 milyar 158 milyona çıkması bekleniyor. Uzmanlara göre, ayrıntısı gözükmeyen harcamaların işsizlik maaşı ödemelerine yakın bir tutar olması, fonun amaç dışı kullanıldığının göstergesi. Zaman’a konuşan MHP Kocaeli Milletvekili Lütfi Türkkan, “Böyle bir harcama normal değil. Bütçe, bilanço tekniğine de aykırı. Ak Saray harcamasının İşsizlik Fonu’ndan karşılandığına dair net bilgiye sahibim. Bakanlık, bu harcamayı diğer gider kaleminde gizlemeye çalışıyor.” iddiasını dile getirdi.İsa Yazar'ın haberine göre, 1 milyar 158 milyon lira gibi çok büyük rakamın ‘diğer gider’ adı altında gösterilemeyeceğine işaret eden Türkkan, “Diğer gider dediğiniz şey, kendi başına bütçeleştirmeye gerek duymadığınız, çok küçük, tabir yerindeyse tırı vırı harcamalardır. Bunun tutarı da çok çok küçüktür. İşsizlik Fonu’ndan ‘diğer gider’ kaleminde böyle bir harcama normal değil. Bütçe, bilanço tekniğine de aykırı. Ak Saray’a giden parayı bu yolla gizlemeye çalışıyorlar.” ifadelerini kullandı. Ak Saray olarak anılan ve halen Cumhurbaşkanlığı Sarayı olarak kullanılan Beştepe’deki yeni binaya yapılan harcamanın nereden karşılandığı muhalefet tarafından gündeme getirilmiş ancak bütçe görüşmeleri sırasında Maliye Bakanı bu sorulara net cevap vermemişti. Bu durum, Ak Saray için yapılan harcamanın İşsizlik Fonu’ndan aktarıldığı yönündeki şüpheleri artırıyor.Çalışma Bakanlığı’nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na yaptığı bütçe sunuş verilerinde yer alan İşsizlik Sigortası Fonu Gelir Gider Dengesi Tablosu, çarpıcı verileri içeriyor. Bu tabloya göre İşsizlik Fonu’nun toplam varlığı yıl sonu itibarıyla 80 milyar 764 milyon liraya ulaşacak. Fonun 2014 gelirleri 15 milyar lira olurken, giderleri 4,6 milyar lira olarak gerçekleşiyor. Gider kaleminin dağılımı ise bir hayli dikkat çekici. İşsizlik Fonu’nun asıl harcama kalemi olması gereken işsizlik maaşı, kısa çalışma ödeneği ve Ücret Garanti Fonu giderleri için harcanan para, yıl sonu itibarıyla 1 milyar 698 milyon lira olarak gerçekleşecek. Buna karşın aktif işgücünün programları olarak ifade edilen meslek kursları ve geçici istihdam için harcanan para 1 milyar 800 milyon lira. Daha dikkat çekici olan rakam ise ‘diğer gider’ kaleminde yapılan 1 milyar 115 milyonluk harcama. Fonun varlık amacı ise işini kaybedenlere, işsiz kaldıkları sürelerde ödeme yaparak geçimlerini sağlamalarına katkı yapmak. Ancak işsizlik maaşı alabilmek çok ağır şartlara bağlandığı için 2,9 milyon işsizden eylül ayı itibarıyla 372 bini işsizlik maaşı alabildi. İşsize maaş konusunda son derece cimri olan hükümet, fondan amaç dışı kullanımda ise bir hayli bonkör. İşsizlere aktarılmayan para, ‘diğer gider’ adı altında cömertçe harcandı. ‘Diğer gider’ kaleminde geçen yıl da 1 milyar 36 milyon TL harcanırken son iki yıldaki artış dikkat çekiyor. 2012’de 538, 2011’de 454, 2010’da ise 233 milyon lira harcanmıştı.Sayıştay: Fondan mevzuata aykırı harcama yapıldıSayıştay raporlarında, İşsizlik Fonu’nun amaç dışı kullanımına dair önemli tespitlere yer veriliyor. Raporlardaki tespite göre, fondan 191 milyon lira mevzuata aykırı harcama yapıldı. Bu harcama, İşkur’da memur kadrosunda görev yapan kişilere yapılan giderler karşılığında aktarıldı. Ancak Sayıştay’ın tespitine göre bu harcama mevzuata aykırı. Yine Sayıştay raporlarında İşsizlik Fonu’ndan karşılanması mümkün olmayan giderlerin fondan karşılandığı, bu kapsamda yaklaşık 21,5 milyon lira harcandığı tespitine yer veriliyor.Hükümetin işsizlere borcu 11,5 milyarı aştıFonun amaç dışı kullanıldığına dair çok sayıda olay yaşanırken, işsizlerin parasının harcandığı en önemli kalemlerden biri de bütçeye aktarılan kaynak. İşsizlik Fonu verilerine göre GAP’a harcanması amacıyla fondan 11,5 milyar lira Merkezî Yönetim Bütçesi’ne aktarıldı. 5 yılda yapılan bu harcamanın fona geri ödenmesi gerekiyor. Hükümetin işsizlere borcu 11,5 milyar lira. Ancak bu paranın ne zaman, hangi periyotlarla fona geri ödeneceği belirsiz.İsa Yazar | Zaman
Otizmli Çocuklar 'Dört Duvar Arasından' Nasıl Çıkacak?
'Ben okula gideceğim için yanında olamayacağım ama sana çok güveniyorum.'Bu, otizmli bir çocuk olan Nazım Özgün'ün, bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) önünde oğlu Ozan için bir çocuk çadırıyla basın açıklaması yapacak olan olan Sedef Erken'e attığı telefon mesajı.Sedef Erken, oğlunun anaokula kabul edilmemesinin ardından, AİHM'e otizmli çocukların eğitim hakkı için dava açmış, dava geçen Mart ayında mahkeme tarafından kabul edilmişti.Bu davaya dikkat çekmek için yola koyulan Sedef Erken'e destek mesajı atan Nazım Özgün ise şimdi 13 yaşında. O çetrefilli bir süreçten sonra okula gidebilen, eğitim alan ve hatta eğitimin de katkısıyla otizmi büyük ölçüde geride bırakıp Asperger sendromuna yaklaşan şanslı çocuklar biri. Şimdi fotoğraf sanatçısı olmak istiyor. Şimdiden işe koyulmuş. Bu sayfada gördükleriniz de Nazım'ın gözünden fotoğraflar.Yaşadıklarını annesi İrem Afşin ile konuşuyoruz. Azimli, neşeli ve kararlı bir kadın oturuyor karşımda. Önce Nazım'ın otizmli olduğunu nasıl anladığını soruyorum.Afşin, 'Ne zaman ki kendi başına kalmayı bize tercih ettiğini daha net fark ettim o zaman endişelenmeye başladık' diye anlatıyor ilk gözlemlerini.Otizm 2 milyon insanı etkiliyorOğlunun otizmli olduğunu oldukça zorlu bir sürecin sonunda öğrenmiş. O günü şöyle anlatıyor: 'Elimde raporla Cerrahpaşa'nın kapısında oturduğumu hatırlıyorum. Bir yandan çok rahatlamıştım, ne olduğunu öğrendim ama bir yandan ne yapacağımı sormaya başladım. Yine de şunu söyleyebilirim; aile, reddetme ve şoka girme sürecini ne kadar çabuk atlatırsa o kadar iyi.'Dünya ve Türkiye istatistiklerine bakıldığında ise onun veya Nazım Özgün'ün 'istisna' olduğunu söylemek ise zor. Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çok sayıda otizmli birey var.Türkiye'de bu sayının 450 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Bu çocukları aileleriyle birlikte düşününce yaklaşık 2 milyon insanın hayatını etkileyen bir durumdan bahsetmek mümkün.Afşin sadece otizmli bir çocuğun annesi değil, aynı zamanda Otizm Dernekleri Fedarasyonu Genel Sekreteri (ODFED) ve aynı zamanda ilk kez ailesinde otizmli bireyler olmayan kişilerin de üye olabildiği Otizm Dostları Derneği Eş Başkanı.Bugün Sedef Erken'in AİHM'de aradığı eğitim hakkını, o da çocuğu aramıştı iki yıl önce. Nazım için bir ortaokul ararken sekiz okulla görüştü. Bu özel okullarla görüşmesinin sonunda elinde otizmli bir çocuğun eğitimi için parlak bir tablo çıkmamıştı karşısına. İlkokulda deneme sınavlarında Türkiye birinciliği olan Nazım Özgün için ancak bir okuldan olumlu yanıt alabilmişti.Afşin, otizmli çocuklar için özel bir eğitim verilmesi gerektiğini, devlet okullarının çocukları okula kaydetse bile onların ihtiyaçlarına yönelik eğitim verecek koşullar yaratılmadığı için, otizmli çocukların devlet okullarında eğitim görmesinin çok zor olduğunu söylüyor.Özel sınıflarda 4 bin otizmli çocukYasaya göre üç otizmli çocuğun olduğu bir ilçede, çocuklar için alt sınıf açılması veya onların ihtiyaçlarına göre hazırlanmış Otistik Çocuklar Eğitim Merkezi (OÇEM) kurulması gerekiyor. Afşin ise bunun uygulamada tam karşılık bulmadığını söylüyor.Özel okullarda ise otizmli çocukların velilerine verilen yanıtları kendi deneyimlerinden yola çıkarak anlatıyor. 'İlkokulu takdirle bitirdiği için ortaokul ararken zorlanmayacakmışım gibi gelmişti. Öyle olmadı. Beşinci okulla konuşurken anladım. Arıyorsunuz, çocuğunuzun durumunu söylediğinizde verilen birkaç tipik yanıt var. Bir tanesi, 'biz öyle çocuk almıyoruz'. Öyle çocuk ne demek? Bir başkası 'Biz başarılı odaklı bir okuluz, o çocuklar başarılı olamaz' diyorlar. Bu yanıtlar çocukları görmeden veriliyor üstelik.'Peki devlet okullarında durum ne? Özel eğitim için yeterli eğitimcinin bulunmaması, çocuklar için alt sınıfların açılmaması ve otizmli çocukların 'özürlü veya engelli' olarak tanımlanmaları belki de öne çıkan sorunların başında geliyor. Afşin, Nazım ilkokuldayken 'senin çocuğun özürlü. Çocuğunu özürlü okuluna git' diyen velilerin olduğunu anlatıyor.Milli Eğitim Bakanlığı'nın istatistiklerinin de eğitime erişebilen otizmli çocukların sayısıyla ilgili gösterdikleri parlak bir tabloyu yansıttığını söylemek zor.BBC Türkçe'nin sorusu üzerine verileri paylaşan Milli Eğitim Bakanlığı 2013-2014 eğitim öğretim yılında otizmli öğrenciler için açılan sınıflarında ilkokul ve ortaokulda toplam 2 bin 350 otizmli öğrenci olduğunu belirtiyor.Diğer öğrencilerle birlikte okumasının gelişimi ve diğer öğrenciler için uygun olduğu belirtilen 'kaynaştırmalı öğrenci' sayısı ise bin 924.Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın verilerine göre ise 6-15 yaş arası 90 bin otizm teşhisli insan var. Bunların yaklaşık 3 bini eğitim sistemi içinde. Afşin bunu, 'dehşet verici bir durum' olarak niteliyor.Ancak gelecekten umutsuz değil. Federasyon olarak önümüzdeki yıl otizmli bireyler için İŞKUR ile ortak iş edindirme kurslarının açılması için bir proje başlatacaklarını söylüyor.Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Sağlık Örgütü'nün 2013 yılının Eylül ayındaki verilerine göre otizmin yaygınlığı 160 çocukta bir olarak tespit edilmiş.ODFED'in aktardığına göre otizm, doğuştan gelişen, genetik altyapıya dayanan, karmaşık nörolojik-biyolojik tabanlı bir gelişim bozukluğundan kaynaklanıyor.Başkalarıyla etkileşimde bulunmayı engelleyerek bireyin kendi iç dünyasıyla baş başa kalmasına yol açan otizm, genellikle 3 yaştan önce ortaya çıkarak çocukların sosyal iletişim, etkileşim ve davranışlarını olumsuz olarak etkiliyor.Otizmli bireyler arasında Nazım Özgün'ün de hayran olduğu, dünyanın en karakteristik kentlerinin siluetlerini çizerek adını duyuran Stephen Wiltshire da var, İskenderun'da yaşayan duyduğu her sesi notaya dökebilen 17 yaşındaki Buğra'da.Afşin gözleri parlayarak anlatıyor onun hikayesini. Buğra'nın devlet konservatuarına kabul edilişini ve İngiliz Kraliyet Akademisi'nden davet alışını...Öyle görünüyor ki, toplumlar için de aynı engelliler konusunda olduğu gibi iki seçenek var. Onlara, yeteneklerini eğitim ve destek yoluyla öne çıkararak toplumun doğal gelişimli bireyleri arasında yer açmak veya evlerinden çıkmalarına olanak sağlamayan bir sistemin varlığını sürdürmek. Geçmiş örneklere bakılarak, ilk seçeneğin hem sayıları hiç de az olmayan otizmli bireyler ve aileleri hem de toplum için daha verimli sonuçlar yaratabileceğini söylemek mümkün.Rengin Arslan | BBC Türkçe