Hiçbir Tartışmayı Kaybetmeyen Narsistler (Narsistler Her Zaman Haklıdır)
Narsist bireylerle tartışmayı kazanmak genellikle mümkün değildir. Çünkü narsistler tartışmayı başlatan, yönlendiren ve yöneten kişilerdir. Bu insanlar oyunun kurallarını belirler, gerektiğinde hile yapmaktan çekinmez, ellerindeki tüm kaynakları kullanır ve sonunda kazanan taraf olurlar. Her zaman haklı olduklarını düşünürler. Karşınızda yüzde yüz haklı olsanız bile, narsist biri kendini haklı gösterecek bir yol bulur ve galip gelir. Bu haklılık mücadelesinin sonunda siz enerjiniz tükenmiş, stres altında ve kötü hissederek geri çekilirsiniz. Tartışmalardan galip çıkmanın en iyi yolu, oyunu tamamen terk etmektir.Bazen haklı olduğunuzu bildiğiniz halde, farkında olmadan kendinizi özür dilerken bulabilirsiniz. Daha sonra düşündüğünüzde 'Neden özür diledim ki?' diye kendinize sorarsınız. Hatta çevrenizdekiler bile şaşkınlıkla size 'Bu konuda neden özür diledin?' diye sorabilirler.
Sınırı Aştı mı Aşmadı mı? İşte İlişkilerde En Çok Rastlanan 10 Sınır İhlal Davranışı
Sağlıklı bir ilişkide bireysel sınırlara sahip olmak, sanılanın aksine ilişki kalitesini artıran bir olgudur. Çünkü her insanın, kendini güvende ve rahat hissettiği kişisel alanlara ihtiyacı vardır. Somut veya soyut olabilen bu alanlar, ilişkinin sağlıklı şekilde sürdürülmesine yardımcı olurken partnerler arası iletişimi pekiştirir. Elbette bu sınırları alanları belirlerken öncelikle neyin sınır ihlali sayıldığını bilmekte de fayda var. İşte ilişkilerde en çok karşılaşılan sınır ihlal örnekleri!
Sapyoseksüel Partnerinizin Hoşuna Gidebilecek 10 Aktivite
Entelektüel birikimlerden etkilenen, bilgi aktarımını seven ve başarıyı önemseyen biri için sapyoseksüel diyebiliriz. Onlar için önemli olan fiziksel görünüş değil, zihnin ta kendisidir! Kendini geliştirmeye adamış olan bu kişiler partnerlerinden de aynı şeyi beklerler. Bir sapyoseksüelin partneri iseniz nasıl aktiviteler yapabilirsiniz gelin birlikte bakalım!
Epidemik Öfke ve Saldırganlık: Karanlıktan Aydınlığa Çıkma Üzerine
Rembrandt, resimlerini önce eşit derecede kahverengi bir tabaka sürerek hazırlardı. Bu resminin fonunu oluştururdu. Sonrasında tuvalin yüzeyindeki parlak alanları yerleştirirdi. Kullandığı teknik karanlıktan aydınlığa çıkmak gibiydi. Otoportreleri ile ön plana çıkan Rembrandt, zamanın nasıl akıp gittiğinin farkında olduğunu ve bu süreç içerisinde uğradığı değişimi 17. Yüzyılda ortaya çıkan geniş düz aynalara bakarak incelemiş ve kendini bilmeye atıfta bulunmuştur. Peki biz hayatımızdaki fonun dışına ne kadar çıkabiliyoruz? Gölgelerin içinden sıyrılmak veya gölgeler içinde kaybolmak hangisini tercih edersiniz?
Gerçek Suçlu Medya mı? Şiddete Bilimsel Bakış
Kontrolden çıkmaya başlayan şiddet eylemlerinde medyanın ne kadar suçlu olduğu, tartışılan önemli konular arasında yer alıyor. Perde arkasını bilim ışığında anladığımızda, çözümü konusunda yapabileceğimiz daha fazla şey olduğunu görüyoruz. Bu yazıda, medya ve şiddet ilişkisi üzerine yürütülmüş bilimsel araştırmaları kapsamlı şekilde inceleyen oldukça itibarlı bir çalışmanın* verileriyle konuyu ele alıyoruz.