'Altın Sudan Değerli mi?'
UNESCO Dünya Kültür Mirası listesindeki Bergama Yerlitahtacı'da kurulmak istenen altın madeni işletmesine bölge sakinleri tepkili. Mücadeleye soyunan köylüler, 'Altın uğruna doğaya ve içme suyuna zarar verilmesin' diyor.Koza Altın Şirketi, yıllardır protesto ve davaları süren Bergama Ovacık altın madenindeki cevherin tükenmesi üzerine yakın yerlerde üretim arayışına girdi. Sondaj ve fizibilite çalışmaları sonucunda, çam ağaçlarıyla kaplı Kozak Yaylası’nda, dört ayrı yer belirleyen şirket, sadece Çukuralan’da üretime başlayabildi. Belirlenen diğer yerler, Gelintepe, Yerlitahtacı ile Uzunkaya’da ise Bergama’nın su kaynaklarını kirleteceği gerekçesiyle mahkeme yürütmenin durdurulmasına karar verdi.Bunun üzerine maden işletmesinin çevreye etkilerinin belirlendiği Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci iptal edildi. Ancak Koza Altın Şirketi Yerlitahtacı Mahallesi'ne 1,5 kilometre uzaklıkta üretime başlamak için yeniden süreç başlattı. Bunun için dosya Yerlitahtacı yerine yakınlardaki bir köy olan 'Kapıkaya'nın adını verdi ve bu dosya adıyla ÇED bilgilendirme toplantısı düzenledi.Yerel yönetim yasasındaki düzenlemeyle köyden mahalleye dönüşen Yerlitahtacı sakinleri, bu son gelişme üzerine endişeli. Seslerini duyurmaya çalışıyorlar.'Çevre ve sağlığımız tehlikede'Tedirginliğin hakim olduğu mahallede ortak düşünce, altın uğruna içme suyuna, çevreye ve insan sağlığına zarar geleceği. 86 yaşındaki Medine Yıldız, şu sözlerle tepkisini dile getiriyor:“Burada doğdum, büyüdüm, bu yaşıma geldim. Maden de neymiş. Altın sudan değerli mi? Su, zehirlendi mi, biz nasıl yaşarız. Ovacık’takilere ne oldu, hastalıklar artmış. Bizde mi öyle olalım? Buraları binbir emekle bu hale getirdik. Zeytinlerimiz, fıstıklarımız ne olur, kim bakar bize?”83 yaşındaki Muharrem Uygun da benzer nedenlerle karşı çıkıyor, “Madeni istemiyoruz. Köyümüze, suyumuza, ağaçlarımıza dokunmasınlar. Bize faydasından çok zararı olur” diyor.' Ürünlerimiz zarar gördü'Tahtacı Kültür Derneği Bergama Şube Başkanı Musa Güneş, madene karşı olmalarının nedenini şöyle anlatıyor:“Yıllardır bölgemizdeki madene karşıyız. 3 yıldır fıstık çamı ormanları ürün vermiyor. Şimdilerde de içleri hep boş. Kanser oranının arttığı söyleniyor. Ana neden maden midir bilmem ama bizim canımızdan daha mı değerli. Bunun hesabını kim öder. Peki, o kadar cevher taşınırken ne olacak. Toz, toprak olacak. Bu ortamda zeytin de, fıstık da yetişmez.”'Yaşam alanımıza ciddi tehdit'Bergama Çevre Platformu da köylülerin yanında. Platformun Sözcüsü Erol Engel, kurulmak istenen işletmenin, yaşam alanları için ciddi tehdit oluşturduğunu savunuyor. Engel’e göre, Türkiye’nin çam fıstığı üretiminin büyük çoğunluğunu sağlayan Kozak Yaylası, işletmeyle yok olur.“Şirket tarafından 4 yıl önce de Yerlitahtacı adıyla ilgili dosya açıldı. 2013 yılı Mart ayında İzmir 4. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ancak dosya adı Yerlitahtacı iken Kapıkaya olarak değiştirilerek, tekrar önümüze sürülmek isteniyor. Kurulursa, bölgedeki binlerce ağacın kesilmesiyle oksijen depolarımız yok olacak. Bu bölge tarihiyle turizmiyle, endemik bitki örtüsüyle el üstünde tutulması gereken bir yer. Burada kar, zarar hesabı yapılmamalı. Eğer bu işletmeye onay verilirse telafisi zor zararlar doğar ve kimse de bunun önüne geçemez.”'Burası korunmak zorunda'Köylülerin en büyük destekçilerinden biri de Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç. Ovacık’taki altın madeniyle ilgili verilen mücadelenin önemine dikkat çekiyor ve ekliyor:“O mücadele çok işe yaradı. Bugün orada maksimum önlemler almak zorunda kalan her ne kadar yeterli değilse ve hâlâ bizleri tedirgin etmesine karşın şimdikinden çok daha vahşi sistemle bu işi yapmak isteyen çokuluslu firmanın önüne geçildi. İşletilmesi düşünülen açık ocak, Kapıkaya, Çakırlar, Yerlitahtacı mahallelerinin tam ortasında kalıyor. Bergama'nın Geyikli Yaylası'nda yapılacak. Bergama'nın içme suyu kaynaklarının yaklaşık 500 metre kadar yakınında. Maden ocağı açılınca ilçenin su kaynakları da zarar görecek. Bu sadece bölgenin değil tüm Bergama'nın sorunu. Kapıkaya Köyü'nde Kibele Tapınağı var. Bergama, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girdikten sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Birleşmiş Milletler ile imzaladığı anlaşma ile burasını korumak zorunda. 65 hektar alanda binlerce ağaç kesilecek, 798 bin ton kaya ve toprak kamyonlarla maden ocağına taşınacak ve işlem bittiğinde kesilmiş ağaçlar, oyulmuş kayalar ve yerin yüzlerce metre altına girilmiş bir doğayla baş başa kalacağız. Bu işlemler şirketin ÇED dosyasındaki bilgilere göre 3 yıl sürecek, işletmede 35 kişi çalışacak ve işçilerin 10-15 tanesi kalifiye olacak. İstihdam diye birşey olmayacak.”'Dava açarız'Belediye Başkanı Gönenç, şirketin 4 Eylül'de ÇED raporu için bilgilendirme toplantısı yapmasının da yasal olmadığını vurguluyor:“2004 yılının Şubat ayında 10 yıllık ruhsat alınmış, geçen Şubat ayında süresi sona ermiş. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü tarafından uzatılması için temdit belgesi verilmemiş. Bizler yasal olmayan toplantının yapılmasını bu gerekçeyle durdurduk fakat bu süreç devam ediyor. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü uzmanlarının toplantının yapılamadığına dair raporuna rağmen şirket aksini iddia ediyor. Bu süreç ve idari işlemler devam edecek olursa dava açarız. İşletmenin, çevreye ve insan sağlığına geri dönülemez zararlar vermemesi için mücadele edeceğiz.”Koza Altın İşletmelerinin, Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) gönderdiği açıklamada ise, “Kapıkaya maden projesine ilişkin şirketimizin madencilik mevzuatına göre alınmış ve ruhsat hukuku devam eden bir ruhsatı bulunmaktadır. Halkın katılımı toplantısı, çevre mevzuatına uygun bir şekilde 04.09.2014 tarihinde yapılmış ve mevzuatın bütün gerekleri yerine getirilmiştir. Şirketimiz, bütün faaliyetlerini yürürlükteki yasa ve düzenlemelere uyum konusunda azami özeni göstererek gerçekleştirmektedir” denildi.Al Jazeera 'nin konuyla ilgili görüşüne başvurduğu Koza Altın İşletmeleri, sorularımızı yanıtlamayıp Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na yaptıkları açıklamanın geçerli olduğunu bildirdi.Kaynak: Al Jazeera Türk