Narsist Olmanın Normal Sayılacak Bir Ölçütü Var mıdır?
Narsizm, bir kişinin kendini aşırı derecede önemseme, hayranlık duyma eğilimi olarak tanımlanır. Narsist bireyler genellikle kendi yetenekleri, görünüşleri ve başarılarıyla aşırı meşgul olurlar ve başkalarına pek ilgili göstermezler. Gelin narsistliğin sağlıklı sayılacak bir seviyede olmasının mümkün olup olmadığını inceleyelim.
Stroop Etkisi Nedir ve Neden Kafa Karışıklığına Yol Açar?
Stroop etkisi, psikolojide ve bilişsel bilimlerde incelenen bir fenomendir. Bu etki, bir kişinin kelimenin anlamıyla ilgili bilgiyle kelimenin yazılı rengi arasında bir uyumsuzluk olduğunda ortaya çıkar. Biz de bu içerikte sizlere stroop etkisi hakkında bilgi verecek ve bu etkinin neden kafa karışıklığı yarattığını açıklayacağız.
Çöl mü, Çiçek Bahçesi mi?
Yer değiştirmek, birçok insan için oldukça stresli bir deneyim olabilir. Yeni bir şehre, ülkeye veya hatta evinize taşınmak, hayatınızda birçok değişikliğe neden olabilir ve bu da çoğu insan için zor bir geçiş dönemi olabilir. Ancak, bu zorluklarla başa çıkmanın yolları vardır ve bu yazıda, yer değiştirmenin psikolojik etkilerini ve bu etkilerle nasıl başa çıkabileceğimizi tartışacağız.
Histrionik Kişilik Bozukluğu Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nasıldır?
Histrionik kişilik bozukluğu duygusal ifade, dikkat çekme arzusu ve dramatik davranışlarla karakterize edilen bir kişilik bozukluğudur. Dolayısıyla bu bozukluğa sahip olan insanlar, çevrelerindeki insanların ilgisini çekmek ve merkezde olmak için sürekli olarak çaba gösterirler. Bu içerikte sizlere histrionik kişilik bozukluğunun ne olduğunu, belirtilerini ve nasıl tedavi edilebileceği hakkında bilgi vereceğiz...
Sosyopat ve Psikopatların Arasındaki Fark Nedir?
Hepimizin çevresinde sosyopat veya psikopat olarak nitelendirdiği birisi vardır. Sonuçta televizyonda sıkça kullanılan bu terimler gerçek hayatta da bolca bulunmalı? Aslında cevap biraz daha karmaşık. Öncelikle bu terimi tanımlayacak sonra farklarını öğreneceğiz.
Öfke Nasıl Kontrol Edilebilir?
“Öfkelendiğinde gereken sabrı gösteren yüz günlük üzüntüden kurtulur.”Çin AtasözüÖfke, çok güçlü bir hoşnutsuzluk ve husumet duygusudur. Engellenme, incinme veya haksızlığa uğrama karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi, kızgınlık, hışım, hiddettir. Hoşnutsuzluğun doğurduğu yoğun bir duygusal durum anlamına gelen öfkeye, “kızgınlık, hiddet, gazap” da denir. Öfke, istenmeyen sonuçlara, karşılanmayan beklentilere, doyurulmayan isteklere, karşılaşılan tehdit, hakaret ve engellenmelere verilen duygusal bir tepkidir. Öfke, kişilik özelliği değil, çeşitli koşullarda ortaya çıkan bir duygudur. Öfke ile diğer duygular arasında iç içe geçmiş bir ilişki vardır. Suçluluk, korku, engellenme, yalnızlık, kaygı, hayal kırıklığı, bağımlılık, kırılma, anlaşılmama, reddedilme gibi duygularla yakından ilişkilidir. Anksiyete, depresyon gibi ruhsal sorunlar, kişilik bozuklukları ya da madde ve alkol bağımlılığının varlığında da ortaya çıkabilir.
Kendini Sevmek ve Onaylamak
“İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor aslında yasamayı bilmediği için...”William ShakespeareSevgi hayatın başlangıcıdır. İnsan hayatına sevgiyle başlar. Bir bebek annesinin koşulsuz sevgisiyle gelir dünyaya… Sevgiyle büyürken, bir çiçeği, bir rengi, bir yemeği, bir insanı, en önemlisi de kendini sevmeyi öğrenir. Peki, sonra ne olur da sevgilerimiz azalır, tükenir? İşte bu sorunun yanıtı, düşündüklerimiz, algıladıklarımız, hissettiklerimiz, yaptıklarımız ve yapmadıklarımız içinde gizlidir. Yaşanan her başarısızlık, hayal kırıklığı, pişmanlık, çaresizlik; duyulan her nefret, utanç, suçluluk, kaygı, şüphe, öfke, sevgiyi biraz daha uzaklaştırır hayatlarımızdan. Ama iyi haber şu ki insanın kendine olan sevgisi yok olmaz; derinlerde bir yerlerde inzivaya çekilir sadece.
Geleceğin Umudu “Gençler”
Bu yazımda gençlerimizi kaleme almak istedim. Gerekli değer ve önemin verilmediği, tüm yaptıkları eleştirilen, yadırganan ama buna rağmen özgüvenleri ile takdiri hak eden gençlerimize…Geleneksel bir yapıya sahip bir ülkede olduğumuz için gençlerimizin bazen özgüvenli oluşları, kendilerini savunmaları, haksızlıklar karşısında susmayıp, boyun eğmeyip haklarını savunmaları saygısızlıkla nitelendirilebiliyor. Aslında olması gerekeni yapıyorlar. Bir insan hayata geldiği andan itibaren bir bireydir. Bebeklik döneminde bakıma muhtaç olan birey, büyüdükçe kendi ihtiyaçlarını karşılayabildiği gibi, kendi düşüncelerini ve haklarını da savunma hakkı vardır. Bunu yapmaları onları saygısız yapmaz!
İkinci Tura Giderken Bu Akıl Oyununa Dikkat: Halo Etkisi Genellemeye Sebep Oluyor!
Biliyorsunuz zihinsel ön yargılar konusunda kafayı uzun süredir takmış durumdayım. Halo etkisi de ne zamandır aklımda. Bugün artık doğru gün diye düşündüm ve paylaşmak istedim.Halo, aklımızın iki yüze yakın oyunu içerisinde neredeyse herkesi etkileyen en önemli zihinsel ön yargılardan biri.Kısaca:Bir kişi, olay, ortam, kurum veya nesne hakkında sahip olunan olumlu ya da olumsuz bir izlenimin; onun tüm özelliklerine genellenmesi.Oysa birinin duygusal veya kırılgan biri olması, onun aynı zamanda düşünceli veya kibar olduğu anlamına gelmiyor.Halk arasında içinin güzelliği dışına yansımış denir mesela. İşte bu tam bir Halo örneği.
Hoşgörülü Olmak
Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın.- MevlânaErdemli bir insan davranışı olan “hoşgörü” tahammül etme, katlanma, başkalarını eylem ve yargılarında serbest bırakma, farklılıklara saygı duyma, çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla ve anlayışla katlanabilme demektir. Hoşgörü bir insanın kendinden farklı düşünceleri, farklı inançları, farklı bir yaşam tarzı olan, farklı değerler sistemi olan insanlara sevecen bir tahammül göstermesi demektir. Hoşgörü vurdumduymazlık, görmezden gelme değildir, anlayıştır.