Çoklu Kişilik Bozukluğunu Taklit Eden ve Tıp Dünyasını Kandıran Kadının Şaşırtıcı Hikâyesi
Psikiyatrist Dr. Wilbur her zaman çoklu kişilik bozukluğu alanında çalışmak istiyordu. 1954 yılında dokuz yıl önce hastası olan Shirley Mason tekrar tedavi için geldi. Dr. Wilbur alışıldık problemleri olduğunu düşündüğü hastasının kendisini Shirley değil de Peggy şeklinde tanıtmasıyla heyecanlandı ve işler garipleşmeye başladı. Shirley gerçekten çoklu kişilik bozukluğuna mı sahipti? Ayrıntılar için buyurun👇
Stresin Buram Buram Kıvrımlara Akın Ettiği Beyninizi 10 Günde Sıfırlama Teknikleri
Nasıl ki işte geçen yoğun günler, ayların ardından yenilenmek ve sıfırlanmak için uzun süreli bir izin alıyoruz; beynimiz de aynısına ihtiyaç duyuyor! Bill Gates bile yılda iki kez Pasifik Kuzeybatısı'nda bir kulübede inzivaya çekiliyor. Elbette böyle bir lüksümüz olmadığı için bizler şimdilik küçük aralar ve tatiller ile yetiniyoruz! İçinizdeki huzur ve sükuneti bularak beyninizi sıfırlamanın yollarını sizler için listeledik. 👇
Ertelenmiş İşler ve Yarım Kalan Aşklar Neden Zihinde Endişe Uyandırır?
Aklınızda yapmanız gereken bazı işler varsa muhtemelen kendinizi yoğun bir stres altında hissediyor olursunuz. Bu stres seviyesi işlerinizi bitirmeniz ya da ertelediğiniz sorumlulukları yerine getirmeniz için sizi devamlı dürter. Bu hissi ilk fark eden isimlerden birisi Bluma Zeigarnik'tir. 1920'lerde bir psikolog olan Zeigarnik, gittiği bir lokantada ortamdaki gerilim seviyesini fark eder ve aslında bu stresin tamamlanmamış işleri bitirmek konusunda yardımcı olduğunu keşfeder!
Yapmanız Gereken İşlerden Kaçarken Daha Çok Strese Giriyorsanız 'Stresslaxing' Yaşıyor Olabilirsiniz!
Haftaya bir sunumunuz var ama bir türlü yerinizden kalkıp hazırlanmaya başlayamıyorsunuz. Ya da yarınki final sınavından düşük not alırsanız dersten kalabilirsiniz ancak çalışmaya başlamamak için elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz. Tembellik yapmak isteyen iç sesiniz, yerine getirilmesi gereken sorumluluklarınız olduğunda, size şöyle seslenebilir: 'Biraz dinlen, sonra başlarsın!'Her birimizin hayatında en az bir kez yaşadığı bu duygu sonunda bizi zincirleme bir anksiyete krizine sürükleyecektir. Bilim insanları bu durumu şöyle tanımlıyor: Stresinizi atmak için dinlenirken, sizi strese sokmayan şeylerle ilgilendiğiniz için daha fazla strese girmenize sebep olan bir duygu var. Literatürde buna 'Stresslaxing' adı veriliyor.
Hayatta Beklenmedik Şeyler Yaşanırken Hislerinizi Hep Kontrol Altında Tutmanızı Sağlayacak 12 Yöntem
Duygularınızı kontrol edebilme yetisi, onları saklamak değil; aksine dilediğinizce hissetmektir. O hissi kabullenmek, onu dilediğinizce yaşamak ve birkaç saniyeliğine o hisse odaklanmak. Bu hissi sindirmenize ve olanlara karşı daha iyi bir tepki vermenize yardımcı olur.Hislerinizi sahiplenmek ve onların sorumluluğunu üstlenmek önemli bir davranıştır. Hayatta insanları kontrol edemezsiniz; ancak verdiğiniz tepkiler ile etkileyebilirsiniz. Olası durumlarda duygularınızı kontrol altına almanıza yardımcı olabilecek 12 yöntemi sıralıyoruz. 👇
Burak Öge Yazio: Narsist Nasıl Değersiz Hissettirir ve Bağımlı Yapar?
Narsistler 5 aşamalık bir döngü içerisinde sizleri etkiler, değersizleştirir ve bağımlı yapar. Bu döngü çok sık yaşandıkça bağımlı olduğunuzu anlayamazsınız. Yaşadığınız durumu normalleştirirsiniz ve bu ilişki size zarar verse de ilişkiyi sürdürmeye devam edersiniz. Çünkü narsist bu döngüde hep sizi suçlar. Siz çok sık suçlandıkça kendinizde hata ararsınız ve düzelmeye çalışırsınız. Fakat zaman geçtikçe kendinizde düzelecek bir şey bulamazsınız ama ilişkiyi de sürdürürsünüz. Artık bağımlılık sürecine girmiş olursunuz.Şimdi bu bağımlılık yapan 5 aşamalı döngüye göz atalım.
Bilge Uzun Yazio: Biraz da Rüya Konuşalım
“Rüyalar” diyorum azizim.Siz de rüya görür müsünüz? Ben neredeyse her sabah film gibi bir rüyanın içinden sıyrılarak gerçeğe uyanırım. Rüya, başka bir oluşumda kendimle yeniden buluşmak gibi gelir bana. Yazarlık serüvenine atıldığımdan beri rüyalarımı daha ciddiye almaya ve daha çok yazmaya da başladım. Evet evet, rüyalarımı yazıyorum. Bazıları anlamlı, bazıları anlamsız onlarca yazılı rüyam var. Beni nereye taşımaya çalıştıklarını çoğu zaman bilmiyorum. Hiçbirini Freudian ya da neoFreudian staylı, şekillerden anlam çıkararak analiz etmeyi düşünmedim. Aksine her defasında kendime sorduğum soru şuydu: “Bunun benim için manası ne?” Rüyamda gördüğüm her karakter benden bir parçayı anlatıyor olmalıydı.